Anonim : Sinagog, kilise ve cami: Balat…
26 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Նպատ / Ժամ : Արփող

Anonim : Sinagog, kilise ve cami: Balat…

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

12 Kasım 2011  

Sinagog, kilise ve cami: Balat…

Haliç’in güney kiyilarinda, Fener ile Ayvansaray arasinda yer alan Balat, tarih boyunca Istanbul’un ticari ve kültürel açidan en önemli semtlerinden biri olmustur. Bizans’tan günümüze kadar birbirinden farkli toplumlara ev sahipligi yapan semt, barindirdigi her kültürün yasam tarzi ve özelliklerini sindirerek, kendi kültürel mirasina katmistir…

Balat, Haliç`in güney kiyilarinda, Fener ile Ayvansaray arasinda yer alir. Haliç kiyilarindan, iç kesimlerdeki tepelere dogru uzanan ve Edirnekapi ile Çarsamba semtlerinin çevreledigi genis bir vadi içinde konumlanan semt, bölgenin en hareketli ve büyük yerlesimidir. Adini, eski Yunanca`da “saray yeri” anlamina gelen “Palation / Palatia” kelimesinden almistir. Söz konusu sarayin, Haliç kiyilarina yakin olan Blakhernai Sarayi ya da Balat`in yukari mahallelerinden geçen Kara Surlari üzerindeki Tekfur Sarayi oldugu tahmin edilir. Balat, tarih boyunca ticari ve kültürel açidan önemli bir semt olmustur. Öyle ki, bu küçük semtte Bizans`tan günümüze çok farkli topluluklar yerlesmis ve bu topluluklarin her biri kendine özgü izler tasiyan eserlerini ve yasam tarzlarini Balat`in kültür mirasina katmislardir.

Müsel Pasa Caddesi üzerinden semt içine dogru giren Leblebiciler Sokagi’nin girisi, eskiden Balat Kapisi’nin oldugu yerdir. Bizans döneminde, Porte Basilique ve Porte St.Jean Baptiste olarak adlandirilan ve üç kemerli büyük bir kapi oldugu belirtilen bu tarihi kapidan hiçbir iz kalmamistir. Balat’ta bu kapidan baska, biraz daha batida ikinci bir sur kapisi daha bulundugu kaynaklarda belirtilmektedir. Bizans dönemindeki adi Kynegion, Osmanli dönemindeki adi ise Küngaz veya Avci Kapisi olan bu sur kapisi da günümüze ulasmamistir. Kaynaklarda, Kynegion’un da büyük bir kapi oldugu yazilidir. Ayrica kapinin kemerlerinde melek rölyeflerinin bulundugu da belirtilmektedir. Bu rölyeflerden biri Arkeoloji Müzesi’ne kaldirilmistir.

Istanbul’un farkli renklere en çok kucak açan kösesi
Balat`in tarihinde ve sosyal yasaminda özellikle Yahudiler önemli rol oynamistir. Istanbul`un en önemli ve en eski Yahudi yerlesimlerinden biri olarak bilinen semtte, Yahudilere ait pek çok yapi bulunmaktadir. Istanbul`un fethinden sonra, imparatorlugun degisik bölgelerinden getirtilen Yahudilerin önemli bir kismi Haliç kiyilarinda ve özellikle de Balat`ta yerlestirilmislerdi. Daha sonra 1492 yilinda, Ispanya`daki Hiristiyan baskisindan kaçan ve Sultan II. Bayezid tarafindan Istanbul`a getirtilen Ispanyol Yahudileri de (Sefarad), yine agirlikli olarak Balat`ta iskan edilmislerdi. Haliç kiyilarindaki semtlerde, Osmanli öncesi Bizans döneminde de az sayida Yahudi oldugu bilinmektedir.

Uzun yillar burada yasayan Yahudi cemaatinin büyük bölümü, 1948 yilinda Israil devletinin kurulmasiyla birlikte, Türkiye`yi terk eden diger Yahudiler gibi Balat`tan ayrilmislardir. Bir kisim Yahudi ise zamanla kentin degisik bölgelerine yerleserek Balat`tan uzaklasmislardir. Ancak bu toplumun izleri halen Balat sokaklarinda en canli biçimde görülmektedir. Ahrida Sinagogu ve Yanbol Sinagogu, Yahudi ibadethaneleri olarak halen Balat`ta faal durumdadir. Çana Sinagogu ise kapalidir. Bir diger sinagog olan Selaniko Sinagogu ise tamamen harap durumdadir. Balat ile Ayvansaray arasindaki ana cadde üzerinde ve kiyida yer alan Balat Yahudi Hastanesi (Or Ahayim) de halen faal durumdadir. Çogu eski Yahudi ailelere ait olan cumbali küçük evler ise semtin süsü gibidir. Ancak semtte yasayan Yahudilerin sayisi ise sadece birkaç kisiden ibarettir.

Bunun disinda Balat`ta tarih boyunca Rumlar da yasamistir. Günümüzde de halen az sayida Rum vatandas bulunmaktadir. Rum Ortodoks kiliseleri de faal durumdadir. Ioannes Prodromos Kilisesi, Dimitrios Kanabis Kilisesi, Takshiares Kilisesi, Balino Kilisesi önemli Rum Ortodoks ibadethaneleridir. Kiliselere ait eski Rum okullari ise uzun yillar önce kapanmistir. Bugün bu okullarin çogu konut olarak kullanilmaktadir.

Yine Balat`in tarihteki diger bir grubu ise Ermenilerdir. Bu toplum da semtin tarihinde yer edinmis ve zengin kültürel dokuya katki saglamistir. Balat`taki tek Ermeni kilisesi Surp Hiresdagabet Kilisesi`dir. Bu kilisenin tam karsisinda yer alan eski Ermeni okulu ise harap durumdadir ve sabun atölyesi olarak kullanilmaktadir.

Tarih içinde Balat`ta yer edinmis bir baska toplum ise Bulgarlardir. Bulgarlarin halen Balat kiyilarinda güzel bir kilisesi ve eski eksarhhane binalari mevcuttur. Ancak artik Balat`ta Bulgar azinlik sadece bu kilisenin görevlilerinden ibarettir.

Dogaldir ki, Balat`in asli unsurlarindan olan Türk ve Müslüman halk semtin sosyal ve kültürel dokusunun önemli bölümünü olusturur. Osmanli dönemi ile birlikte Müslüman Türk halkin yasamaya basladigi Balat`ta bu döneme ait son derece güzel yapilar bulunmaktadir. Mimar Sinan eseri oldugu tahmin edilen Ferruh Kethuda Camii, semtteki Islam eserlerinin en önemlisi olarak gösterilebilir. Bunun disinda Hizir Çavus Camii, Hamami Muhiddin Camii, Yusuf Sucaaddin Camii, Haci Isa Camii, , Kasim Günani Camii, Tahta Minare Camii de önemli Osmanli dönemi Islam yapilarindan bazilaridir. Semtteki eski hamamlar ve çesmeler de yine Osmanli eserleridir.

Cumbali evlerin senlendirdigi sokaklar...
Balat`in geçmisteki kültürel zenginligini günümüze tasiyan bir baska özelligi de, bütün sokaklarinda görülebilen cumbali evleridir. Eskiden çogunda Yahudilerin yasadigi cumbali evlerin bazilari harap durumdaysa da, önemli bir bölümü oldukça bakimlidir. Genellikle iki ya da üç katli olan ve günümüzde daha çok yoksul ailelerin yasadigi bu evler, son zamanlarda onarilmis ve semte yerlesmek isteyenlerin de gözdesi haline gelmistir. Özellikle, Vodina Caddesi ve Yildirim Caddesi`ndeki cumbali evler görülmeye deger bir güzellik olusturur Balat`ta. Bunun disinda, Hizir Çavus, Merdivenli Yokus, Kürkçü Çesme ve Kara Papak Sokaklari da, rengarenk boyanmis cumbali evleriyle dikkat çekicidir. Balat`in hemen hemen bütün sokaklarinda iki veya üç katli cumbali evleri görmek mümkündür. Ancak bunlarin bazilari harap durumdadir.

Tüm bu güzel yapilari ve tarihi izleri günümüze birakan topluluklar Balat`ta yüzyillarca baris içinde yasamislar. Bu haliyle Balat her dönemde kozmopolit bir görünüm kazanmis. Bugün de bu zengin doku, hiç degilse bu toplumlarin insa ettigi yapilarda kendini gösteriyor. Balat eskiden yasadigi güzel günleri 1950`li yillarla birlikte kaybetmeye ve yoksullasmaya baslamissa da, son yillarda yapilan projeler ve Haliç`in temizlenmesi yönündeki çalismalarin olumlu sonuçlari sayesinde yeniden canlanmaya ve kent içinde hak ettigi yeri almaya baslamistir.

Öte yandan, birkaç yil önce gündeme gelen Balat - Fener Projesi`nin bu iki semt üzerindeki olumsuz bazi etkileri de gözlenmektedir. Örnegin, bu projeyi kullanan bazi çevreler özellikle emlak fiyatlariyla oynamakta ve rant amaçli spekülatif hareketler gözlenmektedir. Bu yönüyle bakildiginda Balat`ta, nüfus yapisinda da son zamanlarda degismeler gözlenmekte, dahasi sosyal ve fiziki dokuda istenmeyen bazi durumlarla da karsilasilmaktadir. Balat`taki eglence yerlerinin sayisinin artmasi, bu semtin yakin bir gelecekte insansizlasarak, Kumkapi gibi sadece bir eglence merkezi haline gelmesi, projenin olasi olumsuz sonuçlarindan biri olarak görülmektedir.


Hazirlayan: Mustafa Tayyar


+