Ermenistan'ın 1700 yıllık Vatikanı - Haber Arşivi 2001-2011
28 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Սիմ / Ժամ : Արփող

Haber Arşivi 2001-2011 :

27 Aralık 2009  

Ermenistan'ın 1700 yıllık Vatikanı -

Ermenistan'ın 1700 yıllık Vatikanı

Eçmiadzin, Ermenistan'ın 1700 yıldır kutsal kiliselerine ev sahipliği yapan şehri. Dünyanın ibadete açık en eski kiliselerini barındıran şehir, dünya Ermenilerinin ruhani lideri Katalikos'un da evi durumunda.

Alican Sınır Kapısı'na 40 kilometre uzaklıkta bir şehir Eçmiadzin. 50 bin nüfuslu bu kent, Ermenistan'ın Vatikan'ı sayılıyor. Üç büyük kiliseyle birlikte, dünya Ermenilerinin ruhani liderliği Apostolik Kilisesi'nin merkezi de burada.
Ana katedrale yaklaştığımızda bir ilahi duyuyoruz. Pazar ayini başlamak üzere.. Katedrale adım atar atmaz buhurdanlardan yayılan günlük ağacı yaprakları ve yanan mumların kokusundan bir an genzim yanıyor. Ama gözümü açtığımda karşımdaki manzaranın büyüsüne kapılıyorum. Bizim gibi "yabancılar" için bu, adeta bir Umberto Eco romanının ortasına düşmek gibi bir şey... Pencereden süzülerek sunağın üzerine vuran güneş ışıkları, kadınlardan oluşan kilise korosunun söylediği ilahiler ve dua eden insanlar, içinde bulunduğumuz ortamı daha da mistik kılıyor.
Pazar ayininin bir kısmına tanıklık edebildiğimiz Eçmiadzin Büyük Katedrali dünyanın ayakta kalan en eski kiliselerinden biri. Ermenistan Krallığı'nın Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul ettiği 4'üncü yüzyılın başında inşa edilen kilise UNESCO miras listesinde yer alıyor. Zaman zaman restore edilerek bugünkü yapısına ulaşan kilisenin en yeni bölümü 17'nci yüzyılda yapılmış. Büyük Katedral'in hemen önünden uzanan yol din adamlarının yerleşkesine gidiyor.
Burası aynı zamanda Dünya Ermenileri Ruhani Lideri Katolikos II. Karekin'in de evi sayılıyor. Büyük Katedral'in 17'nci yüzyıldan kalma çanları büyük bir gürültüyle çalmaya başladığında din adamları Katolikos'la birlikte bu yolu izleyerek pazar ayini için kiliseye geliyor.

Gül ve haç
Savaşlara, depremlere, felaketlere rağmen 1700 yıldır ayakta kalabilen bu kutsal mekânın bahçesinde ise bambaşka bir tarih yatıyor: Ermeni el sanatlarının en önemli örneklerinden "haçkarlar". Haçkar, üzerinde haç, gül ve çeşitli motiflerin nakşedildiği büyük taşlara verilen isim. Genellikle mezartaşı olarak kullanılan haçkarlar yüzyıllardır Hıristiyanlık ile heykel sanatını iç içe geçiren bir gelenek olarak kabul ediliyor.
Büyük Katedral'in bahçesinde haçkarlarla tarihi bir yolculuğa çıkmak mümkün. 4'üncü yüzyıldan 17'nci yüzyıla farklı dönemlerde, dünyanın farklı yerlerinde yapılan haçkarlar bu bahçede sergileniyor. Ermeni sanatında haçkar motiflerinin asimetrik olmasına özen gösteriliyor. Bunun sebebi haçkarın el işçiliğiyle yapıldığını ve tek olduğunu ortaya koymak. Bir figürden yalnızca bir tane yapıldığı için her haçkar benzersiz oluyor.
Dünyanın farklı bölgelerinde olan haçkarlar tarihi değeri bilinmediği için yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Türkiye'de de Van çevresinde korunmuş çok sayıda haçkar bulunurken Anadolu'da sağlam olduğu için bazı evlerin temel taşlarında bile haçkarların kullanıldığı iddia ediliyor.
Eçmiadzin'in 1700 yıllık tarihine birçok efsane damgasını vurmuş. Halkların belleğinde canlı olan bu efsanelerin izleri bugün bile katedrallerin duvarlarında ya da Eçmiadzin'deki diğer kiliselerde kendini gösteriyor. İşte onlardan ikisi:


ŞAH ABBAS'IN YÜZÜ
Safevi hükümdarı I. Abbas ya da bilinen adıyla Şah Abbas, ülkesindeki ticareti ve sanatı geliştirmek için Ermenileri İsfahan'da çalıştırmış. Hatta 150 bin kişinin İsfahan'ın inşasında çalıştığı söyleniyor. İsfahan'da 17'nci yüzyılda Ermeniler tarafından kurulan Yeni Culfa kenti bugün bile aynı şekilde ayakta. Rivayete göre Şah Abbas Ermeni işçilerin, sürekli kutsal Eçmiadzin'e giderek işleri aksatmasını engellemek ister. Bunun üzerine veziri bir öneride bulunur. Vezirin önerisine göre eğer Şah Abbas, Ermenilerin kutsal saydıkları yeri yıkacak olursa, kimse vatan hasreti çekmeyecek ve çalışmasını aksatmayacaktır. Bunun üzerine Abbas, Eçmiadzin'i yıkmak üzere bir ordu gönderir. Ordunun geldiği haberi duyulunca kilisenin kurtarılması için Eçmiadzin'de bir çare aranır. Bu sırada din görevlilerinden biri kilisenin üzerine çıkarak çatıdaki taşlardan birine Şah Abbas'ın yüzünü nakşeder. Ordu komutanı, Abbas'ın yüzünü kilisenin çatısında görünce yıkmaktan vazgeçer. Ama büyük bir taş söktürerek İsfahan'a götürür. Şah Abbas, Ermeni işçilere taşı göstererek "Bakın kutsalınızı getirdim. Artık oraya gitmeden burada ibadet edebilirsiniz" der. Böylece kilise yıkımdan, Abbas da inşaatın yarım kalması riskinden kurtulur. İşte Eçmiadzin'i yıkımdan kurtaran Şah Abbas'ın yüzü bugün de ana katedralin duvarında aynı şekilde duruyor.

Karşılıksız aşkla devlet dini değişti
Eçmiadzin'in bir başka önemli mekânı da Aziz Hripsime Kilisesi. 7'nci yüzyılda inşa edilen bu kiliseye adını veren Aziz Hripsime'nin, Ermenistan'da Hıristiyanlığın resmi din kabul edilmesinde büyük rolü var.
Bu hikâye üçüncü yüzyılda Hıristiyanlığı kabul eden Ermeni kralı 3. Drtad'a kadar uzanıyor. Rivayete göre Drtad'ın babası Khosrov, bir soylu tarafından öldürülür. Bunun üzerine Drtad, Roma'ya gönderilerek Roma tahtının veliahtı Dioklesianus ile birlikte burada eğitim alır. Kral olarak Ermenistan'a dönen Drtad, halk arasında Hıristiyanlığı yaymaya başlayan bir Aziz Krikor'un ismini duyar. Aziz Krikor'un, babasını öldüren adamın oğlu olduğunu öğrenen Drtad, Krikor'u zindana atar.
Bu arada Drtad, beraber büyüdüğü Roma Kralı Dioklesianus'tan bir mektup alır. Dioklesianus mektubunda, evlenmek istediği bir kadının inancı gereği bunu reddederek Ermenistan'a kaçtığını anlatır. Drtad'dan kadını bulmasını ve ona göndermesini ister. Tahmin edileceği üzere bu kadın Aziz Hripsime'dir. Beraberindeki rahibelerle birlikte Roma'dan kaçan Hripsime, Anadolu'dan geçerek Eçmiadzin'e gelir. Burada Hıristiyanlığın yayılması için çalışır. Hripsime'yi bulan Kral Drtad, onu arkadaşına göndereceği yerde kendisi de âşık olur.
Fakat Aziz Hripsime, Drtad'la da evlenmek istemeyince türlü işkencelerden geçirilerek diğer rahibelerle beraber öldürülür. Drtad, bir süre sonra aklını yitirir ve kendini vahşi bir hayvan sanmaya başlar. Son çare olarak 13 yıl önce zindana attığı Aziz Krikor'a sığınır. Krikor, kralı iyileştirince Drtad Hıristiyanlığı kabul ederek, Ermenilerin resmi dini olarak ilan eder. İşte Drtad'ın Hıristiyanlığı kabul etmeden önce öldürdüğü Aziz Hripseme'nin mezarı bugün Eçmiadzin'de kendi adını taşıyan kilisenin sunağının altında bulunuyor.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+