Turkiye-ile Ermenistan: Dönusu Olmayan Yolda ... - Haber Arşivi 2001-2011
01 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Արեգ / Ժամ : Այգ

Haber Arşivi 2001-2011 :

10 Ekim 2009  

Turkiye-ile Ermenistan: Dönusu Olmayan Yolda ... -

Turkiye-ile Ermenistan:  Dönusu Olmayan Yolda ...

Turkiye-Ermenistan iliskilerini kastediyorum. Turkiye ile Ermenistan ın içine girdigi sureç in geri dönulmez” oldugunun gerekçelerine geçen hafta bir yazıda isaret etmeye çalısmıs, yazıyı Bu isler böyle” diye noktalamıstım.

Bugun yani Cumartesi İsviçre’nin Zurih sehrinde 31 Ağustos’ta açıklanan protokollar”ın iki hukumet arasında imza töreni var. Bir tarafta Ahmet Davutoğlu, diğer tarafta Edvard Nalbantyan. İki Dısisleri Bakanı. İmza töreni, sadece ikisi ya da iki ulke arasında kalsa, ABD Dısisleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dısisleri Bakanı Sergei Lavrov, Karabağ’a çözum bulmaktan sorumlu AGİTMinsk Grubu’nun uçuncu es baskanı” Fransa’nın Dısisleri Bakanı Bernard Kouchner ve AB’nin Dıs Politika ve Guvenlik Bassorumlusu Javier Solana da sağdıç” olarak hazır bulunacaklar Zurich’teki imza töreninde.

Bu su demek: Turkiye-Ermenistan normallesmesi –ki protokollar”ın imzalanması o yönde atılmıs ilk formel” adım- uluslararası sistemin garanti belgesi”ne sahiptir.

Geri dönulmez” bir sureç olmasını da buradan anlamak durumundayız.

Protokollar”ın imzalanmasıyla is bitmiyor; her iki ulke parlamentosunun onayı da protokollar”ın yururluğe girmesi için sart.

Peki, protokollar’”ın yururluğe girmesi ne demek?

Esas olarak su iki sey demek:

1. Turkiye ile Ermenistan arasında diplomatik iliskilerin kurulması;

2. İki ulke arasında 1993’ten beri kapalı bulunan kara sınırının açılması.

Ankara’da TBMM’den, Erivan’da Ermenistan Parlamentosu’ndan normallesme”nin geçmesi ve böylece bir uluslararası anlasma” hukmu kazanması için, parlamentolara sevkedilecek bir sey olması gerekiyordu. Zurih’te bugunku imza töreni iste bu.

ustelik, uluslararası sistem”in sağdıçlığında, Turkiye-Ermenistan normallesmesi hatta yakınlasmasına garanti belgesi” vermeleri anlamıyla...


Bu noktada Ermenistan Cumhurbaskanı Serj Sarkisyan’ın 14 Ekim’de Bursa’da oynanacak Turkiye-Ermenistan futbol maçına gelip gelmeyeceğinin resmen” ve alenen” bilinmiyor olmasının su anda fazla kıymet-i harbiyesi yok. Çunku gelecek.

Geçen yıl Abdullah Gul’un Erivan seyahati de son dakikaya kadar bilinmezlik” perdesinin ardında değil miydi?

Taraflar, tarihin binbir acı yuku ile bagaj fazlasına sahip Turkiye ile Ermenistan olunca, siyaset sahnesinde bu kadar drama” haliyle oluyor.

Ama Sarkisyan gelecek. Dusunsenize yarın Zurich’te Amerika, Rusya, Fransa ve AB’nin huzurlarında tarihte ilk kez Turkiye ve Ermenistan dısisleri bakanları bir ortak yukumluluk belgesi”ne imza atacaklar ve bu uluslararası tören”den dört gun sonra Sarkisyan Turkiye’ye gelmeyecek; böyle bir sey olabilir mi?

Kaldı ki, 2009 Nobel Barıs Ödulu sahibi Barack Obama’nın git” ricasına direnecek ve barısçıl çözum”den yana olduğunu iddia etmeye devam edecek; böyle bir sey olmaz.

Evet, butun bu nedenlerle Sarkisyan gelecek. Gelmesi de gerekiyor zaten.

Butun bunlar bir yana, Sarkisyan’ın Turkiye ile normallesme” uğrunda, aynı konuda Turkiye’nin yöneticilerine oranla ve onlarla karsılastırıldığında çok daha buyuk risk aldığı gerçeğini görmemiz de gerekiyor.

Sarkisyan, bir haftadır Diaspora”yı Turkiye ile normallesme” politikasına destek bulmak için dolasıyor ve ağır protestolarla karsılastı. Diaspora”nın bir önemi var mı?

Bu soruya Lubnan Tasnak sözculerinden biri, Lubnan parlamentosundaki 6 Ermeni milletvekilinden biri olan Agop Pakradunyan söyle cevap veriyor:

Bu konu sadece Ermenistan’dakileri değil dunyanın her yanındaki Ermenileri ilgilendiriyor. İki ulke arasındaki basit bir ekonomik anlasmadan söz etmiyoruz, uyruğu ne olursa olsun her Ermeni ailesini ilgilendiren tarihi bir anlasmadan söz ediyoruz.”

Ermenistan’ın yani Ermeni ulus-devleti”nin nufusu 2 milyon kadar. Diaspora’daki Ermeni sayısı ise 5,7 milyon yani Ermenistan’ın neredeyse uç misli. Diaspora’yı göz önune almayan bir Ermenistan politikası gerçekçi” bir beklenti olmaz.

O nedenle, Sarkisyan, hernekadar, Erivan’da parlamento çoğunluğuna hukmediyorsa da, Turkiye Açılımı”ndan öturu risk aldığını” görmeliyiz.

Turkiye’nin incitmemeye özen göstermek olduğu Azerbaycan konusunda aldığı risk” kadar, daha bile önemli.

Ermenistan yönetiminin basağrısı soykırım”a iliskin, konunun Tarih Komisyonu’na havale ediliyor” izleniminin özellikle Diaspora’da olusması; Turkiye’nin basağrısı ise Yukarı Karabağ’a iliskin statukoda Azerbaycan lehinde somut, elle tutulur bir gelisme olmaması.

En azından, bugun imzalanacak protokollar”ın TBMM’ye sevki de, TBMM’den geçebilmesi de; yani Ermenistan ile normallesmenin somutlasabilmesi, bir ön sart olmasa da” Karabağ’a iliskin gelismelere bağlı.


Protokollar”a iliskin dil ustalığı” ne Turkiye’nin soykırımı kabulu”nu, ne de Ermenistan’ın Karabağ’da Azerbaycan’ı memnun edecek adımlar atmayı ön sart” olarak kaydetmemesi. Aksi halde, protokollar” olamaz, dolayısıyla normallesme sureci”nden de söz edilemezdi.

Ama, ön sart” olmasa da, örneğin Karabağ’da çözum yönunde ilerleme bal gibi adı konmamıs bir normallesme ön sartı.”

Peki, Turkiye bu konuda neye bel bağlamıstı ki?

Serj Sarkisyan ile İlham Aliyev arasındaki temaslarda bir uzlasma”ya varılmasına. İki lider önceki gun Moldova baskenti Chisnau’da bir kez daha bir araya geldiler. Mayıs ayından bu yana, yani son bes ay içinde yuzyuze dörduncu görusme bu. Oysa, İlham Aliyev ile Sarkisyan’ın halefi Robert Koçaryan bes yıl içinde toplam dört kez görusmuslerdi.

Moldova görusmesi ciddi ve yapıcı” olarak nitelendi ve tarafların çok yakında” tekrar biraraya gelecekleri açıklandı. Amerikan Buyukelçisi, Rus ve Fransız temsilcilerin yanıbasındaki açıklamasında Aliyev ile Sarkisyan’ın görusmelerdeki pozitif dinamiği devam ettirdiklerini” bildirdi.

Minsk Grubu Rus Es Baskanı Yuri Merzlyakov da, iki baskanın oldukça yakın” bir tarihte tekrar biraraya geleceklerini duyurdu.

Turkiye-Ermenistan normallesme girisiminin direksiyonunda bulunan Turk yetkililerin bir sure önce Moldova beklentisiyle ilgili bana söyledikleri neredeyse kelime kelime toplantı ardından yapılan açıklamalarla uyusuyor.

Yakın bir gelecekte İlham Aliyev ile Serj Sarkisyan’ın 2005 tarihli Minsk Grubu önerisi uzerinde uzlastıklarını açıklamaları hedef alınıyor. Bu öneri Karabağ Sorununun Çözumu için bir Çerçeve Anlasmanın Temel İlkeleri” baslığını tasıyor.

Temel İlkeler”den kasıt, sorunun çözumu için kuvvete basvurmamanın yanısıra, Ermenilerin Karabağ çevresinde isgal ettikleri Azerbaycan topraklarını bosaltacaklarına iliskin yukumluluk altına girmeleri, Azeri kaçkınların yani multecilerin evlerine geri dönusunun önunun açılması, bu arada Karabağ ile Ermenistan arasında Laçin Koridoru ile Kelbecer bölgelerinde Ermenilerin guvenlik altında karsılıklı hareketinin sağlanması. Ve tabii Karabağ’ın kendisini nihai statusune iliskin formul uzerine uzlasma.

Varılan nokta, bu Temel İlkeler”in nasıl hayata geçirileceği ve bunun ayrıntılarının konusulmakta olduğu nokta.

Taraflar, Tamam, Temel İlkeler’de anlastık, uzlastık” dedikleri anda, bugun imzalanacak Protokollar’ TBMM’ye sevkedilecek ve geçirilecek.

Böyle olacak. Geri dönusu olmayan” bir surece girildi.

Bu isler böyle...





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+