Misyonerleri gonderen Amerikan kilisesi( dogaldir ki hukumeti ) uyguladigi yikim programinin bu asamasinda Amerika daki Ermeni nufusu orgutlemeyi unutmaz tabii.. Ermenilerin Amerika’da hemseri dernekleri kiliseleri faaliyettedir artik ve yavas -yavas Osmanli’nin Ermeni yurttaslarina uyguladigi zulum ve somuru hikâyeleri yayinlanmaya baslar Amerikan basininda. Anadolu’daki Ermeniler sutten cikmis ak kasik fakat Turkler; gunahkâr barbar sadist hirsiz olarak tanitilir kamuoyuna. Turk dusmanligi o kadar kok salip genisler ki ; aralarinda Ermenilere yardim dernekleri olustururlar tum eyaletlerde. Amerikan halki Turklere kin beslemektedir artik. Tam bu asamada savas hali nedeniyle meshur tehcir olayi yasanir. Bu olay Amerikan toplumundaki Turk dusmanliginin tuzu biberi olur. Amerikan basini ve halki kendi hukumetlerini lanetler Ermeni katliamina seyirci kaliyor diye. Turklere hakaret edilmesinin onlenmesini istemek cesaretini gosteren Osmanli Buyukelcisi Ahmet Rustem bey istenmeyen adam ilan edilir Amerikan secmeninin tepkisinden korktugu icin Lozan Sozlesmesini imzalayamayan Amerika uzun sure Ankara’da Buyukelcilik bile acamamistir. Ermeni dinamitinin fitillerini doseyip zamani gelince atesleyen Amerikan Kilisesi Ingiltere Fransa; Turkleri Anadolu’dan da cikarmayi hedeflemislerdir. Boylece Ermeni sorunu 100 yilda bu hale gelmistir . ABD halki basta olmak uzere tum dunya halklarinin beynine yuz yildan bu yana Turklerin Ermeni soykirimcisi oldugu fikri enjekte edilmistir. Bu nedenle bu is; her Amerikan Kongresi oncesi tasari Kongre gundemine alinmasin diye lobi sirketlerine para odemekle ( gerekli fakat yeterli degil ) basa cikilacak veya Soykirim tasarisini parlamentosundan geciren Patagonya Cumhuriyetini protesto etmekle halledilebilecek bir is degildir. Boyle giderse bugune kadar oldugu gibi biz hep maglup olacagiz ve tirnaklarimizi yiyecegiz uc bucuk milyon Ermeni karsisinda. Peki; ne yapalim oturup infaz mi bekleyelim? Cunku her zayif animizda batinin idam mangalari infaza baslamak uzere iken Turkler titreyip kendilerine donuyorlar tehlikeyi pekte kucuk olmayan yara-bere ile bir sure erteleyebiliyorlar fakat bu kisir dongu devam ediyor. Cozum: Mevcut calismalara ek olarak Yuz yillik topyekun bir savasa baslamaliyiz ve bu savasin komutanlari Kuvva-i Milliye Dernekleri zihniyet ile calisan Turk Universiteleri olmali. Universitelerimizin her birinde ( dilegim Uludag Universitesi bu isin oncusu olur ) Tarihte Turk- Ermeni iliskileri v.b. adlarla kursuler kurulmali. Her Universitenin batida isbirligi yaptigi bir Universite var. Her yil en az bir defa karsi universiteden bu islere asina veya Turk insanini yakindan tanimak isteyen bilim insanlarini Turkiye de bir konferansa davet ederek Turkleri tanimasi saglanmali yeterli bilgi ve belge saglanarak Turk insani ve tarihi konusunda calismaya tesvik edilmeli.Universitelerimiz de en az benim kadar biliyorlar ki ; dogruyu ve hakliyi arayan bilim insanlari bol miktarda var batida. Bilinenler disinda son ornek SAMUEL A.WEEMS .Belki de Ermeni Diaspora sinin hayatina son verdigi emekli bir Amerikali hakim .Bu insan tamamen kendi kaynaklari ile yaptigi arsiv calismasindan sonra ERMENISTAN isimli kitabinda ;California Universitesince finanse edilerek Ermeni tarihci Richard G. Hovannisian tarafindan yazilan The Republic of Armenia adli dort ciltlik kitaptaki bir bilim insanina yakismayan Ermeni yalanlarini belgeliyor . Kocaman-kocaman bati universitelerinde Fethullah Gulen konulu konferanslar duzenlenebiliyor ise Turkiye’deki 81 Universite bu ise bas koyarsa bati kamuoyundaki imajimizin duzeltilememesi icin sebep kalmaz saniyorum. Ancak bundan sonra biz ; Ermeni Soykirimcisi olmadigimizi anlatabiliriz dunya kamuoyuna ve kandirilmis Obama’ya diyorum.