6-7 Eylul de devletin muhtesem orgutlenmesi’ - Haber Arşivi 2001-2011
19 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Անահիտ / Ժամ : Բաւական

Haber Arşivi 2001-2011 :

09 Eylül 2008  

6-7 Eylul de devletin muhtesem orgutlenmesi’ -

6-7 Eylul de devletin  muhtesem orgutlenmesi’

Agustos 1928 de Yunanistan Basbakani Elefterios Venizelos Basbakan Ismet Pasa’ya ve Disisleri Bakani Tevfik Rustu (Aras) Bey’e birer mektup yazarak Yunanistan’in Turk topraklari uzerinde hak etmedigini ve demokratik Turkiye ile iliskilerini gelistirmek istedigini belirtmisti. Bu mektuplarin sonucu Venizelos’un Istanbul ve Ankara’ya yaptigi iki parlak ziyaret oldu. Iki ulke 1923 tarihli mubadele anlasmasinin islemeyen yanlarini 1930’da iki parti halinde Turk-Yunan Dostluk Tarafsizlik Uzlastirma ve Hakemlik Antlasmasi’ni imzalayarak duzelttiler. 1931’de Ismet Pasa ve Tevfik Rustu Bey Atina’yi ziyaret etti. Tevfik Rustu Bey 1933’de sinir guvenligini gorusmek uzere tekrar Atina’ya gitti. Yunanistan Basbakani Tsaldaris ile Disisleri Bakani Maximos ayni yil Ankara’ya geldiler. Iki ulke arasindaki balayi 12 Ocak 1934’te Venizelos’un Mustafa Kemal’i Nobel Baris Odulu’ne aday gostermesi ile taclandi. BALAYI BITIYOR • 1934’te Turkiye Yunanistan Romanya ve Yugoslavya arasinda Balkan Antanti 1938’de yeni bir tarafsizlik’ anlasmasi imzalandi. 1941’de Turkiye Kurtulus gemisi araciligiyla savas dolayisiyla Yunanistan’da hukum suren korkunc acliga merhem olmaya calisti. 1952’de Yunan Kral ve Kralicesi Turkiye’yi ziyaret ettiginde her sey yolunda gorunuyordu. Ancak 1954’te Balkan Pakti’nin yenilenmesinin ardindan Yunanistan’in Kibris sorununu BM’ye tasimasi balayina son verdi. Bu haftaki konumuz bu gerilimin ilk aci meyvesi olan 6-7 Eylul 1955 pogrom’u. Itiraf etmeliyim ki bu olayi yazip yazmamayi uzun sure dusundum. Cunku bazilarinin sandigi gibi durmadan tarihimizin karanlik yuz kizartici donemlerini anlatmaktan zevk aliyor degilim. Aksine her seferinde keske bunlar olmasaydi’ keske zamaninda konusup halletseydik de yazmak zorunda kalmasaydik’ diyorum ve saglikli bir toplum olmak icin gecmisle yuzlesmek gerektigi inanciyla bazi okuyuculari uzmek veya kizdirmak pahasina yazmaya devam ediyorum. Konumuza donersek; Yunanistan’in 1954’te Kibris’a kendi kaderini tayin hakki’nin taninmasi icin BM’ye yaptigi basvuru kabul edilmeyip de Grivas liderligindeki EOKA Kibris’ta Ingilizler’e karsi teror eylemlerini baslattiginda Ingiltere Turkiye ve Yunanistan’i Dogu Akdeniz’i etkileyen siyasal savunmaya iliskin sorunlari gorusmek uzere Londra’da toplanacak uclu bir konferansa davet etmisti. Turkiye daveti hemen kabul ederken Yunanistan biraz nazlanmisti ama sonunda taraflar 29 Agustos’ta Londra’da bulusmak icin sozlesmislerdi. Aslinda aylar once iktidardaki DP ile muhalefetteki CHP ve Osman Bolukbasi’nin Cumhuriyetci Millet Partisi’ne mensup milletvekilleri Rum aleyhtarligini kiskirtacak onergelerini vermeye baslamislardi. Siyasilerin en buyuk yardimcisi ise Turkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) ile Kibris Turktur Cemiyeti (KTC) idi. KTC Baskani Hurriyet gazetesi yazari ve avukat Hikmet Bil 1952’de Adnan Menderes ve Fuad Koprulu’nun Atina ziyaretinde resmî heyete davet edilecek kadar iktidara yakin biriydi. Yonetim kurulu uyelerinden Kamil Onal ise Milli Emniyet Hizmetleri (kisa adiyla MAH Milli Istihbarat Teskilati/ MIT’in selefiydi) uyesi bir baska gazeteciydi. Cemiyetin diger onemli isimleri Dr. Husamettin Canozturk Orhan Birgit Ahmet Emin Yalman Dr. Ziya Somer Nevzat Karagil ve Kamil Onal’di. Devletin maddi yardimda bulundugu bu orgutlerle hem DP teskilatlarinin hem de tekstil sise-cam motorlu tasitlar deri-kundura tutun-icki gemi su gibi cesitli iskollarinda faaliyet gosteren sendikalarin ilginc iliskileri vardi. BASININ KISKIRTICILIGI • Basta Istanbul’da yayinlanan Hurriyet Yeni Sabah ile Izmir’de yayinlanan Gece Postasi olmak uzere tum gazetelerde hemen her gun Istanbul Fener Rum Patrikhanesi ve Patrik Athenagoras aleyhine haberler boy gosteriyordu. Siyasetle ilgilenmesi yasaklanan ve ekumenikligi reddedilen Patrikhane Fener tum Ortodoks dunyasini temsil eden ekumenik patriklik oldugu halde sessiz kalarak Kibrisli Rumlar’in lideri Makarios’u desteklemekle’ suclaniyordu. Ayrica gazeteler Patrikhane’nin topladigi bagislari gizlice Kibris’a yolladigini iddia ediyorlardi. Yunanistan basini da bos durmuyordu elbette. Ethnikos Kiriks’in Ataturk hakkindaki agir yazisi Turkiye’de buyuk tepkiye neden olmustu. 16 Agustos’ta KTC Baskani Hikmet Bil Kibrisli Turkler’in lideri Dr. Fazil Kucuk’un adadaki Yunanlilar’in Turk azinliga karsi katliam hazirligi icinde olduguna dair’ mektubunu tum subelerine gondererek uyelerinden Londra ve Atina’nin korkacagi erkekce bir ses’ cikarmaya davet etti. 24 Agustos’ta Adnan Menderes Liman Lokantasi’ndaki yemekte Yunanistan ve Kibris aleyhine gayet sert bir nutuk atarak carsambanin gelisini’ mujdeledi. Ardindan Istanbul Universitesi Talebe Birligi Yunan pasaportlu Rumlar’in mallarinin musadere edilip yurtdisina cikarilmalarini talep ederken gazetelerden Kibrisli Turkler’in zor durumda oldugunu okuyan vatandaslar Kibris’a gitmek icin TMTF’ye kitlesel basvurular yapmaya basladilar. Iddialara gore Iskenderun subesine 23 bin Adana subesine 15 bin basvuru yapilmisti. 5 Eylul’de Hikmet Bil’le bir aksam yemegi yiyen Menderes Zorlu’nun Londra’dan gonderdigi telgraftan soz edecekti. Telgrafta Zorlu gorusmelerde zor durumda kaldigini muzakere kosullarinin zor oldugunu orada artik dizginlenemeyen’ bir Turk kamuoyundan soz etmeyi arzuladigini yaziyordu. Hikmet Bil seferberlik emrini almisti. Ayni gun gazetelerde uc Rum casususun yakalandigi haberi cikti. Bir grup genc Taksim’de govde gosterisi yaparak uzerinde Kibris Turktur’ yazili bir pankarti Patrikhane’ye birakti. Ayrica Turk bayragina dil uzattigi iddia edilen bir Rum genci dovuldu ve bazi Rum gazeteleri yakildi. Artik is barut ficisini patlatacak kivilcimi cakmaya gelmisti. ATATURK’UN EVINE BOMBA • Bazi Rumlarin Turk komsulari tarafindan yarim agizla da olsa o gun pek disari cikmamalari cocuklarina ve karilarina goz kulak olmalari’ yolunda uyarildiklari o mesum 6 Eylul 1955 gunu saat 13.00’de radyolar Selanik’te Ataturk’un dogdugu eve bombali saldiri yapildigi haberini verdi. Ogleden sonra Istanbul Ekspres adli 20-30 bin tirajli bulvar gazetesi haberi iki ayri baskiyla kamuoyuna duyurdu. Sonradan ogrenilecekti ki DP’yle ve MAH’la iliskisi olan gazete sahibi Mithat Perin ve Yazi Isleri Muduru Goksin Sipahioglu Selanik’te bombanin patlayacagini onceden bildikleri icin kâgit stoku yapmislar ve o gun tam 300 bin gazete basmislardi. Ogleden sonra Istiklal Caddesi’nde toplanan guruh gayrimuslimlere ait isyerlerini taslamaya basladi. Olaylar kisa surede Beyoglu Kurtulus Sisli Nisantasi gibi gayrimuslimlerin yogun olarak yasadigi bolgelere yayildi ardindan Eminonu Fatih Eyup Bakirkoy Yesilkoy Ortakoy Arnavutluk Bebek Kadikoy Moda Kuzguncuk Cengelkoy gibi uzak bolgelere sicradi. Saldirganlar halki tahrik etmek icin Makarios’a olum’ Kibris Turktur diye haykiriyor ellerindeki Ataturk ve Bayar resimlerini KTC rozetlerini karsilastiklari Turklerin ellerine tutusturuyorlardi. Daha sonra pek cok tanik 20-30 kisilik mangalarin basinda KTC’den ogrencilerin oldugunu hemen her semtte yagmacilarin kullandigi sopalarin ayni tornadan cikmiscasina esit buyuklukte ve kalinlikta oldugunu Rumlara ait ev ve is yerlerinin onceden tespit edildigini hatta kimi yerlerde bu ev ve isyerlerinin bir gece once tebesirle ya da soba boyasi ile isaretlendigini polislerin ise saldirganlari izlemekle yetindigini anlatacaklardi. Sonradan emniyetten karakollara yangin ve hirsizlik disindaki olaylara karismamasi talimati verildigi ortaya cikacakti. Bazi Turkler komsularini kurtarmak icin caba gostermisler bazilari sadece tanidiklarini korurken tanimadiklari gayrimuslimlere saldirmaktan geri durmamislardi. SOZLU TARIH • Simdi de olaylari yasayanlari dinleyelim: Bir Rum arkadasimin dukkâninin onunde elimde bir Turk bayragi ile nobet tutuyordum. Ellerinde bir listeyle geldiler. Onlara bu dukkânin bir Turk’e ait oldugunu soyledim. 0 bunun imkânsiz oldugunu cunku ismin listede oldugunu belirti. Ben de 0 zaman listede bir hata olmustur’ dedim. Ellerindeki listelerde tum cadde isimleri ve ev numaralan vardi. Kendi aralarinda surekli birbirlerine talimat veriyorlardi. Bu ev bir Rum’un su Ermeni’nin bu dukkâni yagmalayin su eve girin’ vs.” (Aktaran Dilek Guven 6-7 Eylul Olaylari s. 14-15 Yuksekkaldirim’da bir Yahudi o kargasada kendi levhasini bir Turk dukkâninin tabelasiyla degistirdi. Yahudi’nin dukkânina hicbir sey olmadi ama Turk’unki yagmalanmisti. Sonra komsusuna dedi ki Ne yapalim senin insanlarin bunu yaptilar.’ Ama garip hatalar da oluyordu. Benim bir profesor arkadasim vardi. Muayenehanesinin uzerinde Docent Dr. diye bir levha yazilmisti. Docent kelimesini gayrimuslim bir isim zannedip muayenehanesini tahrip etmisler.” (A.g.e. s. 16) Tunel’de Cevat Bey’e ait bir kumas dukkâni vardi. Adam Turktu ama onun da isyerini yagmalamaya basladilar. Adam hemen pantolonunu asagi indirdi ve sunnetli oldugunu gosterdi. O da bu sekilde adamlarin durdurmaya calisti. (A.g.e. s. 17) Bizim evimiz Beyoglu’ndaki Kalyoncu Sokaktaydi. Siddet olaylar patlak verdiginde kapici Mehmet anneme Korkmayin Madam bizim evde saklanabilirsiniz’ dedi. Eline bir Turk bayragi aldi dis kapiyi kilitledi ve binanin onunde durdu. Ilk saldirganlar geldiginde onlara burada Rum oturmadigini soyledi ve adamlar gercekten de evimizi yagmalamadan gittiler. 2. kattaki Madam Katina’yi 3. kattaki Maria’yi ve 4. kattaki Anton’u korumus olan Mehmet binadan cikti Turk bayragini birakti eline bir odun parcasi aldi ve caddenin karsisindaki gayrimuslimlere ait dukkân ve evlere saldirmaya basladi. Ben onu evimizin penceresinden izleyebiliyordum.” (A.g.e. s. 25) Yayamin evindeyken orada gorduklerime inanamadim. Kapilar ve pencereler artik yoktu. Buzdolaplari dolaplar aynalar parcalanmis ve evinin onune yigilmisti. Yataklar yorganlar kesilmis yunler her tarafa dagitilmisti. Elbiseler ayakkabilar ortuler halilar lime lime edilmis yiginlar halinde tabak canak binlerce parcaya bolunmustu. Somya parcalanmis avizeler vitrinler masalar sandalyeler ve koltuklar baltayla kesilmisti. Yerde odun komur ve gaz tuz ve seker yag ve yumurtalardan bir birikinti olusmustu. Soba da tahrip edilmis bazi valizlerin icindekiler dahi makasla kesilerek kullanilamaz hale getirilmisti.” (A.g.e. s. 19-20) MILLI ISYAN • Bunlar yasanirken Ankara’dan Istanbul Valiligini arayan Devlet Bakani Mukerrem Sarol’la Istanbul Valisi Fahrettin Kerim Gokay arasinda su konusma gecmisti: -Vali Beyefendi’ dedim ciddiyetini anlasin diye Istanbul yakilip yikilirken nasil gonlunuz razi oluyor da orada polislerin size sagladigi emniyet icinde oturuyorsunuz’ dedim. Ayip degil mi’ dedim. Bu buyuk bir felaket. Milli bir felaket.’ Yanimda Dahiliye Vekili var O’nu veriyorum’ dedi. Telefonu Namik’a verdi. Namik dedi ki Oyle milli felaket filan degil’ Bu milli bir isyan. Gencligin milli kiyami.’ Namik’ dedim Bunu senden duyduguma cok uzuldum. Bu gercekten milli bir felaket. Istanbul’da devlet yok emniyet yok can guvenligi yok. Beyoglu’nda magazalari yagma ediyorlar ve sen buna Milli genclik kiyami” diyorsun.’” (Birand Dundar Capli s. 125-126.) Benzer olaylar Izmir’de de yasandi. Saldirganlar Yunan Konsoloslugu’nu atese vermisler Yunanli alti NATO subayinin evlerini yagmalamis Ingiliz Kultur Enstitusu’ne saldirilmis limanda demirli bulunan iki Ingiliz gemisinin murettebatina mazota bulanip tutusturulmus taslar veya kumasa sarilmis teneke kutularla saldirmislardi. Izmir Valisi Kemal Hadimli ise olaylari gostericilerin omuzlarinda izlemisti. DUNYA CAPINDA SKANDAL • Olaylar sirasinda Istanbul’da Uluslararasi Karsilastirmali Hukuk Bilimleri Kongresi Bizans Tarihcileri Kongresi Uluslararasi Universite Dernekleri Kongresi ve Uluslararasi Kriminologlar ve Polisler Kongresi’nin oldugunu unutmak bu olayi tezgâhlayanlarin isledigi en buyuk hata olmalidir. Cunku o sirada hukumet ciddi ekonomik sorunlarini cozmek icin Dunya Bankasi’na ve uluslar arasi para piyasalarina bel baglamis durumdaydi. Ama evdeki hesap carsiya uymamis hem Londra’daki konferansta hem de dunyada rezil olan hukumet 6 Eylul’de Istanbul Ankara ve Izmir’de orfi idare’ ilan ederek olaylari durdurmaya calismisti. Ancak rejim tarafindan azinliklara karsi nefret ve kiskanclik duygusu ile yetistirilen ve yagmanin tadini alan kitleleri durdurmak kolay olmayacakti. Nitekim saldirilar Istanbul’da 7 Eylul’de ayni hizla devam ederken Iskenderun Izmir Canakkale’de kucuk capli saldirilar yasanacakti. Yunanistan’da yayinlanan Vradini gazetesinin 9 Eylul 1955 tarihli nushasindaki su ifadeler icimizi acitabilir: Zaman gecer fakat insanlar degismez. Buyuk Kemal; koylu vatandaslarini medeni insanlar haline sokmak istedi. Fakat bunda muvaffak olamadi. Onlar yine barbar olarak kalmistir. Kilise yakmak ev yagma etmek onlarin milli endustrisi olarak kalmistir.” (Aktaran 10 Eylul tarihli Demokrat Izmir Gazetesi) Galiba dozu kacirdik Namik...” Olaylarin bilancosu kisa surede ortaya cikar. Turk basinina gore 11 kisi olmustur ancak sadece uc kisinin adlari verilmistir. Bazi Yunan kaynaklarina gore 15 olu vardir ancak daha sonra oldugu iddia edilen bazi kisilerin Yunanistan’da yasadigi anlasilmistir. Yarali sayisi resmî rakamlara gore 30 gayri resmî rakamlara gore 300’dur. Sadece Balikli Hastanesi’nde 60 kadin tecavuz nedeniyle tedavi gormustur. Tecavuze ugrayanlarin 200’u astigi sanilir. 200 bin kisilik guruhun katildigi tahmin edilen bu harekâtta olum olaylarinin az olmasi ve saldirganlarin en ufak bir direniste geri cekilerek baska hedeflere yonelmesi hukumetin bir katliam planlamadigini amacin basta Rumlar olmak uzere gayrimuslimleri ekonomik olarak gucten dusurmek sonra da korkutarak ulkeden kacirtmak oldugunu dusundurur. Nitekim Celal Bayar Istiklal Caddesi’ndeki hasari gorunce etrafindakilerin duyacagi bir sesle Icisleri Bakani Namik Gedik’e Galiba dozu kacirdik” demistir. Olaylar sirasinda resmî rakamlara gore 5.300’u askin gayri resmî rakamlara gore 7 bine yakin bina saldiriya ugrar. En buyuk tahribat nufusun yuzde 15’inden fazlasini Rumlarin olusturdugu Beyoglu’nda yasanir. Bunu Eminonu Fatih Sisli Besiktas Sariyer Kadikoy Adalar Uskudar Bakirkoy izler. ABD Baskonsoloslugu’na gore saldiriya ugrayan isyerlerinin yuzde 59’u Rumlara yuzde 17’si Ermenilere yuzde 12’si Musevilere yuzde 10’u Muslumanlara; evlerin yuzde 80’i Rumlara yuzde 9’u Ermenilere yuzde 5’i Muslumanlara yuzde 3’u Musevilere aittir. Ayrica Isvec Buyukelciligi binasi ile Fransiz Italyan Avusturya ve Almanlara ait isyerleri ile Ermeni ve Ingiliz mezarliklari da saldirilardan nasibini almistir. Hasarin mali portresi konusundaki en dusuk tahmin o gunun degerleriyle 150 milyon lira en yuksek tahmin 1 milyar liradir. 8 Eylul’de hukumet yasananlardan uzuntu duydugunu ve ozur diledigini belirten bir aciklama ile zararlarin tazmin edilecegi sozunu verir. 9 Eylul’de Maliye Bakanligi magdurlara vergi kolayligi ucuz insaat malzemesine erisim olanagi cam ithalati banka borcu olanlara geri odeme ve banka kredisi alma kolayligi saglanacagini aciklar. 10 Eylul’de Cumhurbaskani Celal Bayar’in himayesinde Kizilay Baskani Riza Cercel Borsa ve Sanayi ve Ticaret Odalari Baskani Uzeyir Avunduk Yapi Kredi Bankasi Yonetim Kurulu Baskani Kazim Taskent ve Sanayi Odasi Baskani Ibrahim Esi’den olusan bir komite kurulur. 9 Ekim 1955’e kadar komiteye bagis yapan 94 gercek ve tuzel kisiden 42’sinin Turkiye’de faaliyet gosteren yabanci kuruluslar ya da Rum Ermeni ve Yahudilere ait firmalar olmasi devletin bizzat orgutledigi bu yagmanin faturasinin en az yarisini magdurlara yuklemeyi basardigini gosterir. Sonucta magdurlara odenen tazminat bagislanan 9 milyon lira ile hukumetin tahsis ettigi 60 milyon liradan ibaret kalir. Zararlarin kucuk bir miktari da olsa tazmin edilmesi memnuniyet vericidir ancak devlet bugune dek resmen ozur dilememistir. Nafile yargi sureci Hukumetin uzuntu beyanindan sonraki ilk tepkisi yagmanin sorumlulugunu komunistlere yikmak olmustu. 7 Eylul 1955’te aralarinda 45 tescilli’ komunist adliyeye getirildi bunlardan 19’u tutuklandi. Tutuklananlar arasinda Aziz Nesin Kemal Tahir Nihat Sargin Mueyyet ve Can Boratav Asim Bezirci Hasan Izzettin Dinamo Ilhan Berktay Aslan Kaynardag gibi unlu isimler vardi. Aralik ayina gelindiginde hukumet bu sacma suclamadan vazgecmek ve tutuklulari salivermek zorunda kalacakti. Olaylarla ilgili olarak Beyazit Beyoglu ve Kadikoy’de olusturulan orfi idare mahkemelerinde 5.104 sanik Ankara’da 171 Izmir’de 424 kisi yargilandi. CHP lideri Inonu’nun hukumete sert elestiriler yapmasi uzerine saniklarin ezici cogunlugu peyderpey saliverildi. Mahkeme TMFT’nin KTC’nin MAH’in ve elbette adi gundeme bile getirilmeyen Ozel Harp Dairesi’nin uzerine gitmedi veya gidemedi. Daha sonra KTC yoneticisi Kamil Onal’in adamlarinin polisin muhurlemis oldugu KTC binasina girerek MAH’a ait evraklari imha ettikleri anlasilacakti. Karar 1956 yilinin Aralik ayi sonunda aciklandi. Sadece 228 kisi suclu bulunmustu. Bunlarin arasinda gercek failler yoktu geri kalanlarin da cezalari cok degildi. 27 Mayis 1960’daki askerî darbe sonrasinda dosya yeniden acildi. Bunda Fuat Koprulu’nun Olaylarin olacagini hukumet onceden biliyordu. Bir tertip vardi’ sozlerinin etkisi oldugu soylendi. Olaylarin tertipcisi oldugu iddiasiyla yargilanan 11 saniktan sadece Adnan Menderes ve Fatin Rustu Zorlu 6’sar yil Izmir Valisi Kemal Hadimli ise 4 5 yil hapse mahkûm edildiler. Boylece devlet adli dokunulmaz varlik tum sucu siyasetcilerin ustune yikarak kendini yine temize cikardi. Rumlarla eksik kalan hesap ise yine utanc verici bicimde 1964’te kapatilacakti. OLAYLARI KIM TERTIPLEMISTI? • Yargilamalar sirasinda Selanik’teki Turk konsoloslugunun bahcesinde bulunan Ataturk’un dogdugu eve atilan bombanin diplomatik canta icinde Selanik Baskonsolos Yardimcisi Mehmet Ali Tekinalp tarafindan Turkiye’den getirildigi ve Turk Baskonsoloslugu’nun bekcisi Hasan Ucar tarafindan bahceye atildigi soylendi. Iddialara gore Ucar’i azmettiren kisi Selanik Hukuk Fakultesi ikinci sinif ogrencisi olan ve MAH elemani oldugu iddia edilen Oktay Engin’di. Konsolos yardimcisi dokunulmazlik zirhiyla kurtulmus Oktay Engin’e uc yil alti ay Hasan Ucar’a ise iki yil hapis cezasi verilmisti. Dokuz ay Selanik cezaevindeki hucrede yatan Oktay Engin tahliye edildikten sonra Gumilcine Konsoloslugumuz tarafindan Turkiye’ye getirilmis ve Basbakan Menderes ile Istanbul Valisi Gokay’in tavassutu ile Selanik’te yarida biraktigi hukuk egitimini Istanbul’da tamamlamisti. Uzun yillar Emniyet teskilatinda onemli gorevlerde calisan ve Nevsehir’e once kaymakam sonra da vali olarak atanan Engin hakkindaki suclamalari hep reddetmisti. (Engin’in aciklamalari icin: Faruk Mercan Bombaci da MIT elemani da degilim” Aksiyon S. 457 13 Temmuz 2004) 1994 yilinda Yunanistan’da yayinlanan Yeditepe gazetesinin sahibi Mihail Vasiliadis Istanbul Ekspres’te yayinlanan fotograflarin konsolosunun esi tarafindan 3 Eylul Cumartesi gunu yani bombanin patlamasindan uc gun once Selanik’te fotografcilik yapmakta olan Bay Kiryakidis’e teslim edildigini iddia etti. Vasiliadis’e gore konsolosun esi fotografcidan acele etmesini cunku ertesi gun Istanbul’a donecegini soylemis 4 Eylul’de de Istanbul’a gelmisti. Yani bombalama fotograflari tamamen kurmaca idi. (Aktaran Demirer s. 438-439.) OZEL HARP DAIRESI • Ama en ilginci orgeneral rutbesinden emekli olmus tuggenerallik rutbesinde Ozel Harp Dairesi (OHD) baskanligi yapmis bu konuda eserleri olan Genelkurmay Istihbarat baskanligi ve Milli guvenli kurulunda ust duzey gorevlerde bulunmus Sabri Yirmibesoglu’nun gazeteci Fatih Gullapoglu’na soyledikleriydi: Bak ben sana bir ornek daha vereyim. 1974’teki Kibris Harekâti. Eger O.H.D. olmasaydi o harekât yani iki harekât da o kadar basarili olabilir miydi? (...) Adaya bankaci gazeteci memur goruntusu altinda Ozel Harp Dairesi elemanlari gonderildi ve bu arkadaslarimiz adadaki sivil direnisi orgutlediler halki bilinclendirdiler. Silahlari 10 tonluk kucuk teknelerle adaya soktular. Sonra 6-7 Eylul olaylarini ele al... -Pardon Pasam anlamadim 6-7 Eylul olaylari mi? -Tabii. 6-7 Eylul de bir Ozel Harp isiydi. Ve muhtesem bir orgutlenmeydi. Amaca da ulasti. Sorarim size bu muhtesem bir orgutlenme degil miydi? -E evet Pasam!...” ( Turk Gladio’su Icin Bazi Ipuclari ”Tempo Dergisi S. 24 9-15 Haziran 1991) Evet pasamiz hakliydi. Ozel Harp Dairesi memleketin egitimli genclerini namuslu iscilerini vahsi yagmacilara donusturmeyi yuzlerce yildir birlikte yasadigimiz gayrimuslim vatandaslarimizi ulkeden kacirmayi Kibris sorununu kangren haline getirmeyi Turkiye’yi dunyaya rezil etmeyi muhtesem bicimde basarmisti! Kaynakca: Dilek Guven Cumhuriyet Donemi Azinlik Politikalari Baglaminda 6-7 Eylul Olaylari Tarih Vakfi Yurt Yayinlari 2005; 6-7 Eylul Olaylari Fotograflar–Belgeler Fahri Coker Arsivi Tarih Vakfi Yurt Yayinlari 2005; Ridvan Akar Iki Yillik Gecikme: 6-7 Eylul 1955” Toplumsal Tarih S.117 Foti Benlisoy 6/7 Eylul Olaylari Oncesinde Basinda Rumlar” ve Uygur Kocabasoglu ”6/7 Eylul Olaylarindan Sonra Hasar Tespit Calismalari Uzerine Birkac Ayrinti” Toplumsal Tarih S. 81 2000; Mete Tuncay Kibris Sorununun Gelismesi Baglaminda 6-7 Eylul Olaylari” Tarih ve Toplum S. 33 1986; Orhan Turker 6-7 Eylul 1955 Olaylarinin Istanbul Rum Basinindaki Yankilari” a.g.y. S. 177 1998; Hulusi Dosdogru 6-7 Eylul Olaylari Baglam Yayinlari 1993; Mehmet Ali Birand Can Dundar Bulent Capli Demirkirat Milliyet Yayinlari 1993.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+