Ataturk un evine bomba atildi. Artik MIT e hizmet ettigi bilinen bir gazetecinin servis ettigi yine gizli servise hizmet eden bir gazete yoneticisinin manset yaptigi bu yalan haber tarihimizin en karanlik sayfalarindan birinin acilmasina yol acti. Beyoglu nda azinliklara ait ev ve isyerleri zaten bir gece onceden isaretlenmisti. Ertesi gun ozel hazirlanmis serseriler guruhu sokaklara salindi ve tertipcilerin gosterdigi hedefler yerle bir edildi. Saldiridan nasibini alan yerler arasinda kiliseler bile vardi. Istanbul daki 72 kilisenin 70 i tahrip edildi. Milyonlarca dolarlik hasar meydana geldi 13-16 arasi Rum bir Ermeni yurttasimiz hayatini kaybetti. Korkunc olaylarin ardindan binlerce Rum akin halinde Yunanistan a goc etmek zorunda kaldi Istanbul rengini sesini yitirdi. Bugun geri donup baktigimizda 6-7 Eylul olaylarinin Lozan da eksik kalan bir sureci tamamlamak uzere tezgahlandigini acikca goruyoruz. Istanbul Rumlari mubadele kapsamina sokulamamis ve geride kalmistir. 1955 teki olaylar zorunlu mubadele olarak nitelenebilir. Ulus devleti yabanci unsurlarindan ayiklama surecinin bir parcasiydi 6-7 Eylul olaylari. Bugunun uluslararasi hukuk anlayisi cercevesinde donemin yoneticilerinin Uluslararasi Ceza Mahkemesi nde yargilanmasi gerekirdi. Yargilanmadiklari icin benzer bir tezgah yillar sonra Kahramanmaras ta ve Corum da devreye sokuldu. Yine evler isaretlendi. Bu kez kurbanlar Alevi yurttaslarimizdi. Toplumu tek tipe sokmak isteyen ve bu amacla kan dokmekten cekinmeyenler tarih boyunca var olmustur elbette. Bugun icin cikarmamiz gereken ders ise sudur: Farkliliklari zenginlik degil de dusmanlik kaynagi olarak gosterdiginiz surece bu tip tehlikelere davetiye cikarirsiniz. Gunumuz dunyasinda dunyanin hicbir ulkesinin tek tip insanlardan olusmasi mumkun degildir. Demokratik sistemin huneri inanci etnisitesi farkli insanlari baris ve huzur icinde bir arada yasatabilmektir. Onun icin dusmanlik tohumlari atmaktan cekinmeyenlerin daha dikkatli olmasi gerekir.