MIT eski Mustesari Sonmez Koksal in bir yurtseverdi sozleriyle tanimladigi Hrant Dink ozellikle son uc yilda kazandigi populer kimlikle keskin tartismalarin odagindaydi. Tipki onceki 62 gazeteci cinayeti gibi Dink suikastinin sirri da hayati ve gazetecilik seruveninde gizli. Bir Ermeni olarak ben hayatimda hicbir suc islemedim bu ulkede. Hicbir teror orgutu ile bir isim olmadi. Hic adam oldurmedim adam dovmedim… Ihtilalde (12 Eylul 1980 darbesi) beni aldilar goturduler. Biraz iyi bir Ermeni’yimdir iyi bir solcuyumdur. Ikisi yan yana geldi mi bu ulkede neler oldugunu bilirsiniz. Aldilar goturduler. Askerî kislalarin birinde sabah aksam sekiz gun boyunca tuvaletteydik. Tuvaletlerin birinde hucreler yapmislar. Baska bazi Ermenileri de toplamislar. Artik niye toplamislardi simdi sirasi degil. Yarim saatte bir asker geliyordu kapiyi vuruyordu Istiklal Marsi soyleyin diyordu. Orada sabah aksam bana korkma sonmez’ dedirterek beni Turk mu yapabildiniz? Ya da 75 yillik bir tarih icinde bize Vatandas Turkce konus’ dediniz ne oldu? 80 bin Ermeni Ermenice konusmayi birakip size katilsa ne degisecekti?’ Hrant Dink bu konusmayi 17 Haziran 2001 gunu Trabzon’da katildigi bir panelde yapti. O toplantida Turkiye’nin Avrupa Birligi sureci de konusuldu. Dink Simdi diyeceksiniz ki sen zaten Hiristiyansin. Senin Avrupa Birligi ile uyum sorunun olmayabilir.” dediginde Trabzonlu bir dinleyici konusmasina itiraz etti. Bu itiraza Efendim musaade edin ben bitireyim. Sonra soru cevap seklinde degerli goruslerinizi alirim isterseniz.” karsiligini veren Dink konusmasinin devaminda Ermenilerin Turkiye’de yasadiklari sikintilari aktarirken su sozleriyle salondaki Trabzonlulardan buyuk alkis aldi: Anadolu’nun her tarafindan bana insanlar gelir. Istanbul’a gazeteye (Agos gazetesi) ellerinde bir kâgitla gelirler. Abi suna bir baksana icinde ne yaziyor? Bakarim bir harita. Define mi ariyorsun dayi derim. Evet. Aksaray’da Ermeni define haritalarinin kahvehanesi borsasi bile var. Bu haritalarla cok define aradik. Ama asil define topragin altinda degil ustunde. Asil define o insanlardi.” Garip bir tesadufle Hrant Dink bu konusmasindan 6 5 yil sonra Istanbul’a Agos gazetesinin onune bu sefer elinde tabanca ile gelen 17 yasindaki Trabzonlu bir gencin kursunlarina hedef oldu. Peki aradan gecen 6 5 yil icinde ne degisti ki kelimeler yerine kursunlar konustu? Gercekten de hayatinin son yillarina kadar hic mahkemelerle basi derde girmeyen Hrant Dink son uc yilda neden birdenbire tartismalarin odagina yerlesti? Dink Agos gazetesini 1996’dan beri cikariyor olmasina ragmen neden son donemde bu kadar populer bir gazeteci haline geldi? Ve 19 Ocak 2007 gunu neden o suikastin kurbani oldu? Aslinda Hrant Dink suikastina en anlamli yorumlardan biri Dink’in cenaze torenine katilmak uzere Turkiye’ye gelen Ermenistan Disisleri Bakani Vartan Oskanyan’in danismani Samson Ozararat’tan geldi. Ayni zamanda 14 yil once 1993’te Paris’te Milliyetci Hareket Partisi lideri Alparslan Turkes ile donemin Ermenistan Devlet Baskani Ter Petrosyan’i bulusturan kisi olan Ozararat CNN Turk’teki konusmasinda sunlari soyledi: Fransa ve Ermenistan’da Hrant Dink Ermeni oldugu icin olduruldu inanci var. Ancak bu tek faktor degil. Dink’in kisiliginden kaynaklanan baska ozellikler de var. Turkiye’ye gelinmeden bu bilinemez.” Serbesti Gazetesi Basyazari Hasan Fehmi Bey’in 6 Nisan 1909’da oldurulmesinden bu yana 98 yilda Turkiye’de 61 gazeteci ugradiklari suikastlarla hayatlarini kaybetti. Kendisi de cogu defa suikast listelerinde” yer alan birkac saldiriyi son anda atlatan Hurriyet Gazetesi Basyazari Oktay Eksi’nin deyimiyle ortalama her 1 5 yilda bir gazeteci oldurulmus. Hrant Dink suikasti Hasan Fehmi Bey’den Abdi Ipekci’ye Ugur Mumcu’dan Cetin Emec’e uzanan iste bu zincirin 62. halkasi oldu. Herhalde Ugur Mumcu’dan sonra en fazla ses getiren cenaze toreni Hrant Dink icin yapildi. BOGAZ TURUNDAKI KONUSMA Bu gazeteci cinayetlerinden her birinde hedef alinan gazetecinin kisiliginden kaynaklanan ozellikler soz konusu. Dink’in hangi ozellikleriyle suikastin hedefi oldugunu gormek icin onun 19 Ocak 2007 gunune kadar suren 11 yillik gazetecilik macerasina bakmamiz gerekiyor. Dink’i son yillarda hizla populerlestiren ve tartismalarin odagina yerlestiren unsur yalnizca onun Ermeni soykirimi konusunda devletin resmî tezine karsi durusu degildi. Kisiliginden kaynaklanan belirgin ozellikler de onu hizla on plana cikardi. Kendi deyimiyle iyi bir Ermeni iyi bir solcu oldugu kadar siki da bir devrimci” idi. Dink 2006 basinda Ermeni Patrigi Mutafyan tarafindan 1968 kusaginin kimlik bunalimi yasayan cocugu” olmak ve cizmeyi asmak” ile suclaninca su cevabi vermekteydi: Agos solcu ve devrimci bir gazetedir. Devrimler cizmeyi astiginizda gerceklesir!” Dink’in devrimci ve laik gazeteci kimligi yer yer Ermeni kimliginin onune bile geciyordu. Nitekim yakin arkadaslarindan TESEV Proje Yoneticisi Dilek Kurban bunu soyle anlatiyor: Hrant gercek anlamda bir devrimciydi. Sosyalist oldugunu soylerdi. Gercek bir sol anlayisindan bahsediyordu. Sadece Turk-Ermeni iliskileri veya Ermeni soykirimi konularinda degil Kurtler Aleviler din-devlet iliskileri basortusu gibi her konuda resmî soyleme karsi cikardi Hrant.” Hrant Dink hakkinda Turklugu asagilamak” suclamasiyla dava acildiginda da sadece yargilanmak icin Sisli Adliyesi’ne gitmiyordu. Ayni sebepten yargilanan Orhan Pamuk’a destek icin de Sisli Adliyesi’nin onunde onu gormek mumkundu. Hararetli televizyon programlarinin vazgecilmez isimlerinden biri haline gelmisti. Hem heyecanli hem de keskin bir konusmaciydi. Yargilanma sureci ile birlikte Hrant Dink gazeteci kimliginin otesinde bir pozisyon edindi. Nitekim suikasttan birkac ay once Istanbul’da da gorev yapmis olan Amerikali gazeteci Stephen Kinzer’le Bogaz’da yaptiklari tekne turundaki konusmalar bunu gosteriyor. Kinzer Boston Globe gazetesinde 22 Ocak 2007 gunu yayimlanan yazisinda bunu soyle anlatiyor: Bogaz’da gezinti yapan bir teknede yemek yiyerek Turkiye’nin en buyuk zevklerinden birini yasiyorduk. Bununla birlikte Dink icin hayat daha az keyifli bir hale gelmisti. Asiri milliyetci basinin sert saldirilarina maruz kaliyor keyifsiz ve dusunceli gorunuyordu. Onu bir kenara cektim ve yaptigi isin ne kadar onemli oldugunu Turkiye’de ve disarida ne kadar desteklendigini nasil kahraman bir gazeteciye donustugunu anlattim. Basitce Anliyorum’ diye cevap verdi ve ekledi: Durmuyorum!” Amerikali gazetecinin onun icin kullandigi kahraman bir gazeteciye donustun” nitelemesi ne kadar ilgincse Dink’in Durmuyorum” demesi de o kadar manidar. Oysa Turkiye’de suikasta kurban giden gazeteciler tam da boyle yuksek profil” sergiledikleri zamanlarda hedef haline geliyordu. Ve aslinda Dink de bu gerceginin farkindaydi. Nitekim yillar once azinlik vakiflari konusunda sert aciklamalar yapinca Ermeni Cemaati’nin onde gelen bir ismine soyle demisti. Her sey konusulmaz. Bunu bilmiyor musun? Aklini basina al!” BRUKSEL’DEKI KAVGA Ama sanki kendisini durmamaya” mecbur hissediyordu. Bir televizyon programinda Beni Ermeniler de sevmiyor Turkler de.” demesi bosuna degildi. Cunku Ermeni soykirimi tartismalarinda sadece Turkiye’nin resmî tezlerine karsi cikmiyordu. Ermenilerin Turkiye soykirimi kabul etsin.” isteklerini de bir dayatma olarak nitelendiriyordu. Almanya’dan Avrupa Parlamentosu uyeligine secilen Turk isadami Vural Oger Hrant Bruksel’de Ermenilerle kavga etti. Turkiye’yi destekledigi icin ona sen ne bicim Ermeni’sin dediler.” diyor. Fransa’da Ermeni soykirimini inkâr sucunu ongoren tasari tartisilirken Paris’e gidip Ermeni soykirimi yoktur diyecegim. Beni tutuklasinlar.” diyen Dink’ti. Nese Duzel’e verdigi roportajlarda bu konudaki goruslerini soyle dile getiriyordu Dink: Turkiye soykirimi kabul etsin demiyorum. Turkiye bu tartismadan kokmadigini dunyaya ve Ermenilere gostermeli diyorum. Amerikan Fransiz senatolarina gerek yok gelin burada bunu tartisalim demeli… Ben Tasnak heyetleriyle yurtdisinda yaptigim tartismali toplantilarda onlara hep sunu sordum. Hicbiri cevap veremedi. Simdi Fransizlara da sormak lazim. Sizce hangisi cok daha onemli? Turkiye’nin soykirimi tanimasi mi? Turkiye’nin demokratiklesmesi mi? Turkiye’nin demokratiklesmesi Turkiye’nin soykirimi tanimasindan cok daha onemlidir. Ancak demokratiklesmis bir ulke rahatlar ve tarihiyle hesaplasmayi sorunlarini konusmayi goze alabilir empati yapmayi becerebilir. Ayni turden olaylar bir daha yasanmaz.” Dink’in 2004’te hakkinda Turklugu asagilamak suclamasiyla” dava acilmasina kadar devletle yasadigi tek sorun 12 Eylul donemindeki gozalti olayi ve 25 yil boyunca pasaport alamamasiydi. 12 Eylul ihtilalinden sonra sekiz gunu belirttigi gibi hucrede olmak uzere 38 gun gozaltina alindiginda esi Rakel ile birlikte Istanbul Tuzla’daki Ermeni yetimhanesinin yoneticisiydi. Ustelik hem onun hem de esinin cocuklugu bu yetimhanede gecmisti burada tanisip evlenmislerdi. 12 Eylul ihtilaline gelinen surecte Ermeni teror orgutu ASALA’nin Turk diplomatlara yonelik saldirilari had safhadaydi. Biraz da olusan bu hava sebebiyle Yetimhane basildi ve Dink gozaltina alindi. Bir konusmasinda Ermeni toplumu olarak biz devletle temasimizi sadece Emniyet Genel Mudurlugu’ndeki Azinliklar Masasi uzerinden kurabiliriz. Cunku biz bir guvenlik sorunuyuz. Kultur egitim bakanliklarinda ise azinliklara iliskin bir buro yok.” diyordu Dink. Ama edindigimiz bilgilere gore pasaport olayi haric Azinliklar Masasiyla herhangi bir guvenlik problemi olmamis. Herhangi bir Ermeni dernegi veya vakfinda yonetici olmadigi icin kisisel olarak guvenlik subesi uzerinden devletle bir temasi olmamis. RADIKAL SOSYALIST Dink’in devrimci kisiligi 1996’da yayin hayatina baslayan Agos’un cizgisini belirleyen ana faktor. 1996 PKK terorunun surdugu bir donemdir. ASALA’dan sonra bir de PKK’nin golgesi altinda ezilir Ermeni cemaati. PKK lideri Abdullah Ocalan’in Ermeni asilli oldugu PKK ile Ermeni orgutleri arasinda isbirligi bulundugu sik sik medyaya yansir. Sabah gazetesinde Abdullah Ocalan’in Suryani bir papazla resmi basilip Ermeni-Apo isbirliginin kaniti” manseti atilinca Ermeni Patrikhanesi’nde toplanan Ermeni Cemaati’nin onde gelen isimleri bir gazete cikarilmasina karar verirler. Agos gazetesi 1996 yili nisan ayinda iste boyle yayin hayatina baslar. Ama Hrant Dink’in yonetimindeki Agos gazetesi kisa surede bu misyonun cok otesinde bir cizgiye gecer. ABD’de Columbia Universitesi’nde hukuk doktorasi egitimi aldiktan sonra Almanya’daki Avrupa Azinlik Haklari Merkezi’nde arastirmaci olarak calisirken Hrant Dink’in tavsiyesiyle Turkiye’ye gelip TESEV’de calismaya basladigini belirten Dilek Kurban bunu soyle anlatiyor: Hrant ve Agos Ermeni cemaatinde yeni ve radikal bir sesti Patrik’e alternatif bir ses. Bu nedenle Patrik ile aralarinda gorus ayriliklari vardi. Zaten Patrik de Hrant’in oldurulmesinin ardindan yayimladigi taziye mesajinda buna degindi.” Hrant Dink’in yakin arkadaslarindan biri olan ve Turkiye’deki azinliklar uzerine yazdigi kitaplarla taninan Ridvan Akar da benzer gorusler dile getiriyor: Agos’un en onemli anlami Turkiye Ermenilerinin Ronesans’ini baslatan gazete olmasidir. Agos’a kadar Turkiye Ermenileri icine kapali bir toplumdu. Jamanak’ ve Marmara’ Ermenice cikan gazetelerdi. Hrant Agos gazetesini kurarak ve Turkce cikararak Turk kamuoyu ile Ermeni cemaatini bulusturdu. Ancak Agos gazetesi sadece Turkiye Ermenilerinin sorunlarini kamuoyuna duyuran bir Turk gazete misyonu ile cikmamisti. Asil misyonu Turkiye Ermenilerine donuk bir gazete olma iddiasiydi. Hal boyle olunca cemaatin kendi ic yapisi Hrant Dink tarafindan yogun bir bicimde sorgulaniyordu. Yani Ermeni cemaatinin onderi Ermeni Patrigidir on yargisi Hrant tarafindan ciddi olcude sorgulaniyordu. Zira cogulcu demokratik laik bir hukuk devletinde cemaatin sivillesmesi gerektigi yonunde bir anlayisi vardi. Bu anlayisi savundugu icin zaman zaman dinî onderlik tarafindan gazeteye reklâm boykotlari uygulaniyordu. Hrant cemaatin daha laik ve daha demokratik bir isleyisle yonetilmesinden yanaydi.” Nitekim Ridvan Akar ve Dilek Kurban’in sozunu ettikleri bu durum bir ara Ermeni Patrigi Mutafyan ile Hrant Dink arasinda sert bir tartismaya da yol acti. Mutafyan gectigimiz yilin ocak ayinda yurtdisinda yayinlanan bir dergide Agos gazetesi hakkinda sunlari soyledi: Bu gazete kuruldugu gunku beklentilere cevap veren bir gazete degil artik. Gerek gazetede yer alan yazarlar gerekse okurlarinin bir bolumu Ermeni Turk ya da Kurt’tur. Turkiye’deki Ermeni toplumu adina konustugunu iddia ederek cizmeyi oldukca asmaktadir. Yayin politikasi devrimci sol ideolojiyi yansitiyor gibidir. Okurlarini toplumumuz kurumlarinin derneklerinin yoneticilerini zaman zaman kiskirtarak hatta bazen santaja da basvurarak Ermeni Patrikligi’nin danismanlarinin ve Ruhani Meclis’in urettikleri projelere karsi cikmaya veya onlarin yaninda yer almamaya adeta tesvik etmektedir. Tek kelimeyle sunu soylemek mumkun: Kilise uyelerinden olusan bir toplum yerine sivil bir toplum yaratmak derdindedir.” ZEHIRLI YAZI” VE SABIHA GOKCEN Dink Patrigin bu elestirileri uzerine Hurriyet gazetesinde 23 Ocak 2006 gunu yayinlanan sozlerinde aynen soyle diyor: Patrik hazretlerinin elestiriler bizim icin iltifattir. Dogrudur Agos solcu ve devrimci bir gazetedir. Turkler Ermeniler ve Kurtler’in katkisiyla hazirlanir ve yine onlar tarafindan okunur. Agos’un sivil bir toplum talebi vardir… Curetkâr oldugumuz zaman zaman cizmeyi hatta haddimizi ve capimizi astigimiz da dogrudur. Bu da bizim hakkimiz. Devrimler haddinizi cizmeyi astiginizda gerceklesir… Turkiye’de butun kurumlar ve sistem laiklik uzerine kuruluyken Ermenileri dinî bir toplum ve yapilanma olarak gostermeye calismak yanlistir. Bugun Turkiye’de cami ve okullari ayni yonetimler idare etseydi hanginiz kabul ederdiniz? Ama Ermeni toplumunda okulu ve kiliseyi ayni yonetim idare etmektedir. Bunu kabul edemem. Devlet Turk toplumuna layik gordugu laik sistemi Ermeni toplumu icin de bir an once gerceklestirmelidir. Benim mucadelem bu alanlarda. Yoksa patrik hazretlerine makama olan saygi ve sevgimiz her zaman mevcuttur.” Iste boylesine tartismaci” ve aktif bir gazeteci profili cizen Hrant Dink olumunden bir hafta once Agos gazetesinde yayinlanan yazisina Neden hedef secildim?” basligini koymustu ve Turklugu hakaretten” yargilanma surecinin nasil basladigini anlatiyordu. Ona gore bardagi tasiran son damla 6 Subat 2004 gunu Agos gazetesinde mansetten yayinladigi Sabiha Gokcen haberiydi. Hrant Dink imzasiyla yayinlanan Sabiha Hatun’un sirri” baslikli haberde Turkiye’nin ilk kadin pilotu ve Ataturk’un manevi kizi olan Sabiha Gokcen’in Ermenistan’daki akrabalari konusuyordu ve Gokcen yetimhaneden alinmis bir Ermeni yetimdi.” diyorlardi. Hurriyet gazetesi 21 Subat 2004’te Agos’un bu haberini mansetinden yayinlayinca Genelkurmay’in bir bildiri yayinlamasina kadar varan alevli bir tartisma yasandi. 22 Subat tarihli Genelkurmay bildirisinde Boyle bir sembolu (Sabiha Gokcen) amaci ne olursa olsun tartismaya acmak milli butunluge ve toplumsal barisa karsi bir curumdur.” deniliyordu. Dink’e gore Eski Istanbul Ulku Ocaklari Il Baskani Levent Temiz’in arkadaslari ile birlikte 26 Subat 2004’te Agos gazetesinin kapisina gelerek Hrant Dink bundan sonra butun ofkemizin ve nefretimizin hedefidir.” diye slogan atmalari bir rastlanti degildi. Ayni sekilde Asilsiz Ermeni Iddialari ile Mucadele Federasyonu” adini kullanan grubun Agos onune gelip gosteri yapmasi da; ardindan Avukat Kemal Kerincsiz ve arkadaslarinin Sisli Adliyesi’ne gidip kendisi hakkinda suc duyurusunda bulunmasi da bir rastlanti degildi. Boylece 13 Subat 2004 tarihli Agos gazetesinde yazdigi yazidaki su cumle sorusturma kapsamina alindi: Turkten bosalacak o zehirli kanin yerini dolduracak temiz kan Ermeni’nin Ermenistan’la kuracagi asil damarinda mevcuttur. Yeter ki mevcudiyetinin farkinda olsun.” Ridvan Akar Hrant’in o yazisi; on makalelik bir yazi dizisi icinde yer aliyor. O on makalelik yazida Hrant Ermeni kimligini sorgular. Ermeni kimliginin farkli ozelliklerini ve kimligi yaratan degerleri sorgular. O yazinin aslinda Hrant’in soyledigi su. Ermeniler Turk dusmanligi uzerinden bir kimligi tarifi yapmalari halinde; bu Ermeni kimligine olumsuz yansir ya da onun deyimiyle zehirler.” diyor. Dink bir televizyon programinda da Disaridaki Ermenilerin icindeki zehirin panzehiri bizim gibi Turkleri tanimalaridir. Turkiye ile ugrasacaginiza artik bir devletiniz var (Ermenistan) onu buyutmeye bakin.” dese de; mahkeme onun gibi dusunmedi ve alti ay mahkumiyet cezasi verdi. Ne var ki Dink’e gore normalde Turk milleti adina karar veren Turk mahkemeleri bu sefer devlet adina” karar vermisti. Cunku karar haksizdi. Hrant Dink’in ceza almasina yol acan sureci Nicin hedef secildim?” sorusuyla bu sekilde anlatmasi ve son yazilarinda Tehlikenin cok yakin oldugunu biliyorum.” demesinden cikan sonuc suikastin arkasindaki gucun Turkiye’deki bazi asiri milliyetci unsurlarin olmasi. Ama Milli Istihbarat Teskilati eski Mustesari Sonmez Koksal’a kulak verirseniz Hrant Dink bir yurtseverdi. Teror uzerine calismalariyla taninan Docent Emin Gurses bir adim daha ileri atip Dink’in milli kuvvetlerden oldugunu one surdu. Gurses’e gore Dink Ermeni lobisinin faaliyetlerini perde arkasini goren biriydi ve Ermeni soykirimi tartismasinin Turkiye lehine sonuclanmasi icin bir calisma icindeydi. Nitekim Dink Diyarbakir’da yaptigi ve dinleyicilerin cogunlugu PKK sempatizanlarindan olusan konusmasinda Ermeni liderlerini emperyalizm kullandi faturasi Ermeni halkina cikti. Simdi siz ayni tuzaga dusmeyin.” demisti. Ankara’da dile getirilen bir baska senaryoya bakarsaniz bu suikast aslinda Turkiye’nin siyasi istikrarini hedef aliyor. Hem cumhurbaskanligi secimi hem de yilsonunda yapilacak genel secimler oncesinde baslayacagi ongorulen eylemler zincirinin ilk halkasi gibi. Suikastin arkasindaki guc olarak yurtdisindaki bir odagi isaret eden Mahir Kaynak’a gore ise Hrant Dink suikastinin asil amaci Turkiye’de etnik temele dayali ic catisma cikarmak. Dink cinayeti ile ilgili gozden kacan bir baska carpici bir degerlendirme daha cinayetin uzerinden bir kac saat gecmeden Hurriyet Gazetesi Genel Yayin Yonetmeni Ertugrul Ozkok’ten geldi. Ozkok Turkiye dusmanlarinin bir hesaplasmasi olarak tanimladi olayi. Ozkok’un Ankara’da devletin ust duzeyinden iyi haberler aldigi dikkate alinirsa; bu senaryoya Ankara’da taraftar bulan bir baska tez gozuyle de bakilabilir. IPEKCI VE MUMCU GIBI Suikasti kimler planlamis olursa olsun bilinen tek gercek tipki daha once suikastlara ugrayan oteki gazeteciler gibi Dink’in de goze batacak kadar kazandigi popularite. Gazeteci bu sekilde hedef haline geldiginde kursunun hangi istikametten geldigi artik o kadar kolay ortaya cikarilamiyor. Gecmiste de boyle olmamis miydi? Milliyet gazetesi basyazari Abdi Ipekci son yillarinda gazeteci kimliginin cok otesinde bir aktivite sergilememis miydi? Ipekci hem kacakcilik odaklarina savas acmisti hem de Turkiye’yi sikintidan kurtaracak bir AP-CHP koalisyonu pesindeydi. Yine son gunlerinde televizyonlarda Hasan Mezarci gibi kimselerle girdigi tartisma programlarinda Kuvayi Milliye cephesinin sembolu haline gelen Ugur Mumcu Abdullah Ocalan ve Yasar Kaya gibi kisilerin iliskilerinin pesine dusmemis miydi? Her iki olayin da tetikcileri ele gecmesine ragmen arkadaki sir perdesi aralanabildi mi? Rahip Santaro’nun oldurulmesinden sonra gelen Dink cinayeti Hurriyet yazari Tufan Turenc’in belirttigi gibi Trabzon’da bir hucre yapilanmasi oldugunu ortaya cikarsa bile adres tespiti o kadar kolay olmayacak. Cunku 16 yasinda 17 yasinda bu genclerin internet cafelerde kimlerle hangi nickname’ler altinda chat” yaptiklarini belirlemek oldukca zor. Gazetecilik dunyanin hicbir ulkesinde olmayacak kadar namlunun ucunda yapilan bir meslek bu ulkede. Nitekim Dink oldugu gun yayinlanan son yazisinda olume ne kadar yakin oldugunu bir guvercin edasiyla hissetmisti. Ama eger namlunun ucundaki” bir gazeteci iseniz sizi hedef alanlar icin hic bir zaman guvercin” degilsiniz. Sizi vurmak icin sadece uygun zamani” beklerler.