Kocayurek - Haber Arşivi 2001-2011
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Առաւօտ

Haber Arşivi 2001-2011 :

29 Ocak 2007  

Kocayurek -

Kocayurek

Hrant Dink bizleri aci ve utanc duygulari ile birakip gitti. Insanlarin birinci sinif vatandasliklarini kaybetme oteki vatandaslar ile esit olma korkusu uzerinden yapilan siyasetin yayginlasmasi fasist bir surecin habercisidir Hrant Dink i dusununce hep aklima birkac yil once gordugum filmin zihnime mihlanan bir sahnesi gelir. Filmde (Meryl Streep ve Diana Keaton gibi) guclu oyuncularin canlandirdigi iki kardesten biri digerine Sen yasamin boyunca sansliydin cunku ailemiz seni hep cok sevdi der. Diger kardes ise ona soyle cevap verir: Ben aslinda sevilmis olmaktan ziyade onlari bu kadar cok sevebilmis oldugum icin sansliyim. Evet sevilmek cok ama cok onemli ve suphesiz Hrant Dink de cok sevildi. Ama bence onu ayirt eden en onemli ozelligi sevmeyi hem de cok sevmeyi bilen bir kocayurek olmasiydi. Samimiyeti gulen gozleri insani hayrete dusurecek kadar sahiciydi. Cok degil bundan en fazla bes yil kadar once bir buyuk yuvarlak masa etrafinda bir toplantida birbirimizi once sezgilerimizle fark etmis sonra da tanismistik. Ve sonra birdenbire yillardir tanisiyor gibi olduk. Cunku Hrant Dink oyle birisiydi. Sezgilerini hemen her yerde devreye sokuyor biz uzun uzadiya olcup bicmekle tartmakla hesap yapmakla ugrasirken o bizim etrafinda dolandigimiz kelimeleri olanca ictenligi ve acikligi ile soyleyiveriyordu. Etrafina o kadar cok pozitif enerji veriyordu ki onunla birkac saat gecirdikten sonra insanin duz adimlar ile yurumeyi birakip bazen kucuk cocuklarin yaptigi gibi nese ile sicraya sicraya yuruyesi geliyordu. Heyecani hasariligi nesesi kendisini elestirebilmesi durustlugu ile esine az rastlanir guzelliklerden birini yitirdik. Basina gelen her seye ragmen Hrant Dink in sevmeyi bu denli iyi bildigi ve becerebildigi icin sansli oldugunu dusunebilir miyiz yine de? Kesinlikle hayir. Cunku yasamayi istiyordu yasama tutku ile bagliydi daha verecek cok sevgisi vardi. Bizlerden ayrilmaya mecbur edildi. Bu memleketi sevmeyi kendi tekeline almaya calisanlar onun enerjisinden coskusundan yapiciligindan ictenliginden rahatsiz oldular. Ille de herkesin birbirine benzemesini sart kosan tek dilli tek dinli vatandaslik anlayisindan ve bolunme endisesinden beslenen bir dunya gorusu ile bu memleketin siyasetini korkulara kurban ettiler. Hrant Dink bu memleketin insanlarini olduklari gibi ve korkulara prim vermeden farkliliklarin yasatilmasinin getirecegi zenginligi vurgulayarak seviyordu. Onun gibi bir kocayurek daha gelecek mi bu topraklara? Bugunlerde buna olumlu cevap vermek cok ama cok zor. Bu ulke (devleti hukumeti basini televizyonlari askeri ve sivili ile) cok degerli bir insanini yok etti ya da yok edilmesine seyirci kaldi. Iste bu yuzden bence artik uzun bir sure sevilmeyi hak etmiyor. Bu satirlari yazarken Hrant Dink in bana itiraz ettigini ama yapma simdi dedigini gorur gibi oluyorum. Kendi kendime yaptigim amator psikolojik tahlillerde sevmeyi becerebilen insanlara cocukken saglam birileri tarafindan deger verilmis oldugunu dusunmusumdur. Hrant in cocuklugu ise malum acilar icinde gecmis. Ama ne olmussa olmus belki hayran oldugu dedesi ya da diger aile bireyleri birlikte buyudugu esi dostlari onu sevgiden mahrum birakmamislar ve o da kendi kisiligini bunlarin yardimi ile sekillendirmis. Hrant Dink coskusu nesesi ile hepimizi yillardir sardi sarmaladi. O kendisini vuran ya da vurmaya azmettirilen kisiyi bundan vazgecirebilecek kadar gercek bir insandi. Insana insan oldugunu hatirlatmak icin bu dunyaya gelmis gibiydi. Murat Aksoy un Yeni Safak ta yazdigi gibi eger katil onunla cok degil 5 ya da 10 dakika konussaydi onu vurmaktan vazgecebilirdi (21 Ocak 2007). Aklindan gecenleri Hrant Dink kadar iyi dile getirebilen insan azdir. Bu durum gerek konusurken gerekse de yazarken boyle idi. Kelimelerin etrafinda dans etmeden yalin bir sekilde konusur ancak acikli olmanin kolayciligina da prim vermezdi. Onun bulundugu yerde sahicilik ile kusatilirdi insan ve bu duyguyu cok ozleyecegimizi biliyorum. Kulaklarinizi bile tikasaniz Hrant size meramini anlatmanin tatli bir yolunu bulurdu. Onu dinlemek bir zevkti. Onu bir daha dinleyemeyecek olmak ne denli buyuk bir kayip! Korku siyaseti ve fasizm Suphesiz tekil seslerden baska ses duymak istemeyen ulus ile devlet arasindaki bagin gevsemesinden huzursuzluk duyan korku milliyetcileri onun gibi kopruler kurmaya dogustan yatkin bir kisilikten korktular. Hem de kendilerinden farkli kabul ettikleri kimliklerin milliyetcilerinden bile hic korkmadiklari kadar... Bugun artik Turkiye de korkudan beslenen tekil milliyetcilikler tekillik noktasinda bulusurken farkli kimlikleri muhafaza ederek aralarinda iletisim kurmak isteyenler ile de catisiyorlar. Farkliliklar ile birlikte yasamaktan kendi birinci sinif vatandasliklarini yitirmekten korkanlar tipki Eflatun un Devlet te anlattigi gibi magaradan disari cikmaktan korkan esirler gibiler. Onlar bu memleketin insanlarini korkulardan arindirmak yerine korku ve endiseleri korukluyor onlari yuceltirmis gibi yaparken aslinda kucultuyorlar. Korku iliklerine islemis. Insanlarin birinci sinif vatandasliklarini kaybetme oteki vatandaslar ile esit olma korkusu uzerinden yapilan siyasetin yayginlasmasi fasist bir surecin habercisidir. Ayricaliklari kaybetme endisesi toplumlari sonunda haklari kaybetmeye goturur. Turkiye de uzunca bir suredir korku siyaseti yapiliyor. Bu memleketin insanlari nicedir onlari gundelik yasamlarinda ilgilendiren sagliga egitime dair bircok konuyu talep edilmeyi bekleyen haklarini ve gelir dagilimindaki esitsizlikleri bir kenara birakip korku uzerinden Cumhurbaskanligini Kurt meselesini Ermeni kimligini dusunmeye sevkediliyor; en onemli meselelerin bunlar oldugunu dusunmeye itiliyorlar. Magaradan cikmaktan korkuyor isiga bakmaktan cekiniyorlar. Milli marslari korkma diye baslayan Turkler ironik bir durum ama her gecen gun yeni bir korkunun pencesinde kivranmaya endise nobetleri icinde yasamaya itiliyorlar. Hrant Dink bizleri aci ve utanc duygulari ile birakip gitti. Ona kalsa o gitmeyi hic istemezdi. Ona bu memleketi fazla gorenler aslinda bu memleketi ne denli eksilttiklerini bilmiyorlar. Col olsun da bizim olsun der gibiler. Bizi susuzluga renksizlige mahkum etmeye hazirlaniyorlar. Cesitlilikten urken herkesin birbirine benzemesini iyi bir sey zanneden vatanseverligi tekeline alan coraklik tellalligi yapan bir dusunce bicimi bu. Ustelik kendilerine benzemeyeni sevmeyi de bilmiyorlar. Bikip usanmadan ve comertce verdigi sevgisi icin Hrant Dink e tesekkur borcluyuz. Onu yasatamayan Turkiye utanmali. Hrant ise biliyorum ki gitmek zorunda kaldigi yerden hâlâ bizi seviyor. AYSE KADIOGLU: Sabanci Uni.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+