Kirilma Noktasi -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Cok buyuk acilarin yasandigi bir yildi 1915. Turk u  Ermeni si  Kurt u  Rum uyla tum halkin kurban da verdigi  suc da isledigi korkunc bir hengâmeydi. Anadolu da isyan ve tenkil  saldiri ve misilleme birbirini izledi. Ermeni orgutlerinin Rusya nin safinda yer almasi en derin kirilmaydi. 
Yazi: Kemal Tayfur Yil 1914. Avrupa da savas patlamak uzereydi. Ittihat Terakki Cemiyeti nin onderleri acele muttefik ariyorlardi. Hem disarida  hem iceride. Ingiliz taraftari Maliye Naziri (bakani) Cavit  Ingiltere ile ittifak kurabilmek icin ugrasmis ama reddedilmisti. Fransiz yanlisi Bahriye Naziri Cemal in Fransa ya  Dahiliye Naziri Talat in Rusya ya  Alman taraftari Harbiye Naziri Enver in Almanya ya gizlice goturdukleri ittifak onerileri de her uc ulke tarafindan geri cevrilmisti. Ittihatcilarin yanasmaya calistiklari buyuk gucler arasinda zimni bir anlasma vardi ve eger bir savas kopacaksa bu  Osmanli Imparatorlugu nun paylasimi uzerine bir savas olacakti. Kimse  ileride pay almak istedigi bir ulkeyle ittifaka girip elini kolunu baglamak istemiyordu. Iceride de durum farkli degildi. Halen Osmanli yurttaslari olan Araplar  Ermeniler ve Rumlar da derin bir huzursuzluk icindeydi. Oteden beri bagimsizlik ideali etrafinda gelisen milliyetci kipirdanmalar ulkenin her yanina yayilmisti  surekli kiskirtiliyordu ve istim ustundeydi. Yakinda patlamasi mukadder savasta  bu halklarin nasil bir tavir takinacagi  Osmanli yi  arkadan vurup vurmayacaklari   o karanlik gunlerde devletin yoneticilerini en fazla mesgul eden konularin basinda geliyordu.Acikcasi Osmanli yapayalnizdi.	
	
Ne var ki  dengeler de hizla degisiyordu. Avusturya nin Sirbistan a 23 Temmuz 1914 te verdigi ultimatomla Avrupa da savas baslayiverdi. O ana dek Osmanli nin ittifak girisimlerini surekli geri ceviren Almanya  cark etti. Kayzer  Istanbul daki elcisine `Alman davasina onemli katkilari  olacaksa Turklerle ittifaka hazir oldugunu bildirdi. Gorusmeler ertesi gun basladi.Tam da o gunlerde  Temmuz ayinin sonunda Erzurum  Tasnak Partisi nin delegelerini agirliyordu. Ermeni milliyetci hareketinin bu en onde gelen ve en disiplinli orgutu  sekizinci kongresini duzenlemisti. Ermeni arastirmacilar Hovannisyan ve Pastirmaciyan dan aktaran Stefanos Yerasimos a gore  kongrenin konuklari arasinda `Jon Turklerin onde gelenlerinden olusan bir heyet  de vardi. Enver Pasa nin bizzat gorevlendirdigi heyet  padisahin Ermeni tebaasinin destegini saglamak icin buradaydi. Ermeni temsilcilerine  Rusya ya karsi savasta Osmanli saflarinda yer almalari teklif edildi; karsiliginda `Kafkasya da Ermenilerin yasadiklari yerler ile Erzurum  Van ve Bitlis gibi vilayetlerin bazi bolgelerinde Ermenilere ozerklik taninacagi  iletildi. Bu  Ermenilerin oteden beri arzu ettikleri  bu ugurda can verip can aldiklari bir gelismeydi. Avrupali buyuk guclerin destegine karsin bugune dek ulasamadiklari o buyuk ozerklik hayali  simdi onlara Osmanli yonetimi tarafindan altin tepsi icinde sunuluyordu. Teklif ilk bakista son derece tuhaf gorunuyordu. Ermenilerin  olasi bir savasta  yurttasi olduklari devletin yaninda yer almalarindan daha dogal bir sey olabilir miydi? Ama Ermeni onderlerin oyle bir niyeti yoktu. Osmanli heyetine  `Tasnak Partisi nin savasta tarafsiz kalmayi sectigini  bildirdiler. Ittihatcilar  muhtemelen boyle bir seyi bekliyorlardi ama bilmedikleri bir sey vardi: Rusya  Ermeni onderlere yalniz Kafkas Ermenistan ini degil  Dogu Anadolu daki Osmanli topraklarini da kapsayan bagimsiz bir devlet vaat etmisti. (G. Pastirmaciyan  Why Armenia Shold Be Free?  aktaran S. Yerasimos  Milliyetler ve Sinirlar)Bu gorusme basarisizlikla sonuclandigi gun  Ermenilerin dini lideri Ecmiadzin Katalikosu  Rusya nin Kafkasya Valisi Vorontzov-Daskov a basvurarak `Rusya nin Ermenileri koruma altina almasi ve Ermeniler icin kabul edilmis olan ozerklik statusunu degistirerek birlesik alti vilayetin basina Rusya tarafindan secilen bir Hiristiyan vali atanmasi  cagrisinda bulundu.  Turklerin alti dogu vilayetinin ele gecirilmesine Ermenilerin yardim etmesi  kosuluyla cagri ayni gun kabul edildi. Bu arada Car II. Nikola  Kafkasya ya gelerek Ermenilere guvence verdi. Tiflis teki Ermeni Ulusal Konseyi  su bildiriyi yayinladi: `Dunyanin dort yanindan akin eden Ermeniler  Rus ordusunun sanli saflarina katilmaya ve kanlarini Rus zaferi icin akitmaya hazirdirlar... Rus bayragi Istanbul ve Canakkale bogazlarinda ozgurce dalgalansin  Sayin Majesteleri  sizin iradenizle Turk boyundurugunda kalan halklar ozgurluklerine kavussunlar. Hiristiyan inanclarindan dolayi aci cekmis olan Turkiye nin Ermeni halki  Rus korumasi altinda yeni ve ozgur bir yasama kavussunlar.  (R. Hovannisyan  Armenian On The Road To Independence  aktaran S. Shaw  Osmanli Imparatorlugu ve Modern Turkiye)	
Adana olaylari 1909 yilinda  Istanbul daki gerici 31 Mart Ayaklanmasi nin hemen ardindan basladi ve kiskirtmalar sonucu Ermenilere yonelik bir saldiriya donustu. Ardindan da yeni bir Ermeni-Turk catismasi halini aldi. Isyani bastiran hukumet  zarar goren Ermenilere para yardimi yapti  dul ve oksuzleri koruma altina aldi. 
	
Ok yaydan firlamisti artik. Tiflis ten tum Ermeni cemaatine seferber olmalari icin telgraflar cekildi; Ermeni gonullu birlikleri olusturulmaya baslandi. Turkiye deki Ermeni onderleri gonullu birlikler olusturup Ruslara katilmak uzere Kafkasya ya kacti. Kisa surede binlerce Ermeni  Rus ordusunda silah altina alindi  her biri biner kisilik dort Ermeni gonullu birligi kuruldu. Ikinci Ermeni gonullu birliginin komutani Osmanli parlamentosunun eski Erzurum milletvekiliydi. Bunlar ve daha sonra silah altina alinacak Ermeniler  savasta oncu birlikler olarak kullanilacak  kritik catismalarda onemli roller oynayacaklardi. Bu gelismeler  Ittihatcilarin Ermenilere bakisinda buyuk bir kirilmaya yol acti. Kafkasya ya gecen Ermenilerin Osmanli ya karsi savasmalari bir yana  geride kalanlarin da Osmanli askeri harekâtini basarisizliga ugratmak icin ellerinden geleni yapacaklarina kuskulari kalmadi. Ama Enver Pasa  ordusuna guveniyordu ve Ermenilerin askeri harekâti zaafa ugratabilecekleri yonundeki yaklasimlari cok da ciddiye almiyordu. O gunlerde  Ermenilere karsi herhangi bir onlem dusunulmemesi bunun kanitiydi. Ittihat Terakki Ermenilere dusman miydi?Aslinda Ittihatcilar baslangicta  Ermenilerden  ozellikle de Tasnak Partisi nden boyle bir savrulma beklemiyorlardi. Zit kutuplarda olsalar da aralarindaki dostluk iliskisi epey eskilere dayaniyordu. Ittihatcilar icin aslolan  ulkedeki tum dini ve etnik cemaatleri bir Osmanli birligi altinda toplamakti. Abdulhamid in istibdat rejimine karsi mucadele verirken  bir yandan da  basta Ermeni orgutleri olmak uzere cesitli etnik siyasi gruplari Osmanli birligi fikri etrafinda tek bir cati altinda birlestirmeye calisiyorlardi. Cemal Pasa ya gore bu catinin bir adi bile vardi: Osmanli Birligi Komitesi. Cemal Pasa  1907 yilinda Ermeni onderleriyle Van da yapilan gorusmelere atifla  `Hincak bizimle gorusmeyi reddediyor  diye yazmisti. Tasnak ise Ittihat Terakki ile birlesmeye yanasmamis  ancak mesrutiyeti desteklemeye soz vermisti. 	
	
Iki partinin o yillarda boyle bir iliskiye girmesi ve Ittihatcilarin gosterdigi birlesme arzusu  gecmiste yasanan olaylar dusunuldugunde  sasirtici gelebilir. Tasnak Partisi nin 1890 lardan itibaren Anadolu da yonlendirdigi ayaklanmalar ve imparatorlugun baskentinde gerceklestirdigi buyuk teror eylemleri unutulacak gibi degildi. Anadolu nun pek cok vilayetinde oluk gibi kan akmis  her iki taraftan binlerce insan hayatini kaybetmisti. Bu kosullarda bile Ittihatcilarin  Tasnak Partisi ne yaklasimi  bugunun bakis acisindan kavranamayacak kadar farkliydi. Mesrutiyetin bu ilk yillarinda da  ittifak teklifinin goturuldugu savas arifesinde de Ittihatcilarin  Anadolu daki Ermeni unsuru ortadan kaldirmayi dusunduklerine dair hicbir emare yoktu. Ote yandan  birbirlerine karsi kin ve nefret duygulari giderek pekisse de  Turklerle Ermeniler arasindaki baglar da  henuz bir arada yasamalarini saglayacak kadar gucluydu. Temmuz 1908 de mesrutiyetin ilan edilmesiyle tum ulkeye yayilan coskulu birlik duygusu bunun kanitiydi. Uskup ten Selanik e  Kudus ten Erzurum a butun kentlerde `Muslumanlar  Hiristiyanlar  Yahudiler; Turkler ve Ermeniler kardesce bir araya gelerek  bayram yapmislardi. Istanbul da Turk  Rum  Ermeni ve Musevilerden olusan yuz bin kisilik bir topluluk Beyazit Meydani nda yeni anayasal yonetime baglilik yemini edip Yildiz Sarayi na kadar coskuyla yurumustu. Ermeni Devrimci Federasyonu ile Turk devrimciler ortak gosteriler yapmislardi. Ermeni kiliseleri `hurriyet ve adalet ugruna canlarini vermis Muslumanlar anisina  ayin duzenlemisti. Erzurum da aralarinda Ermenilerin de bulundugu tutuklular saliverilmis  mesrutiyeti kutlamak uzere yuruyuse gecen kalabalik ilk olarak Ermeni Metropolitligi nin onunde toplanmisti. Ermeni Metropoliti ve Ittihatci bir subayin konusmalari buyuk alkis toplamisti. Van da Ermeni siyasi tutuklulari serbest birakmak istemeyen vali gorevden alinmisti. Bu cosku ortaminin Ermeniler acisindan iki nedeni vardi: Birincisi  mesrutiyeti ilan eden Ittihatcilarin  Ermeni orgutleriyle gecmisten gelen dayanismasi; ikincisi de  Avrupa mudahalesinden umutlarin kesildigi bir zamanda  hurriyet rejiminin onlara yeni kapilar acacagina donuk inancti. Abraam Benaroya nin Anilari na gore o gunlerin slogani suydu: `Turklere ve Hiristiyanlara  herkese hurriyet!  Ne var ki  ozerklik  hatta tam bagimsizlik ozleminden vazgecmis degillerdi.	
Cephede Ingilizlerin safinda Osmanli ya karsi carpisan bir Ermeni. 
	
Bu cosku hali uzun surmedi. Ittihat Terakki Cemiyeti  henuz iktidari fiilen ele almamissa da  butun ipler onun elindeydi. Ve yeni iktidar  Rumlar ve Ermenilerin bekledigi ayricaliklari kurumlastirmak ve bu yolda islahatlar yapmak yerine  farkli bir yol izlemeye basladi. Cunku Ittihatcilar  her turlu ayricaligi ortadan kaldirmaya niyetliydiler. Bunu da etnik ya da dinsel temellere dayandirmiyorlardi. Onlarin asil amaci Osmanli Devleti nin yeniden tam egemenligini kazanmasiydi. Oysa gayrimuslim cemaatler  Osmanli millet sistemi icinde kendi dini onderlerine karsi sorumluydu ve uluslararasi antlasmalarla her biri bir Avrupa devletinin korumasi altindaydi. Ermeni Patrigi Izmirliyan  Ittihatcilarin esitlik politikasina karsi cikiyor ve `su anda Ermeni cemaatlerin yararlandigi ayricaliklarin devamini ve yonetimde tam bir ademi merkeziyet istiyoruz  diyordu. Ermenilerin en buyuk destekcilerinden Ingiltere nin Istanbul elcisinin soyledigine gore  `butun Osmanli tebaasi icin esit haklar fikri  ortuk olarak kendi yerlesik ayricaliklarini tehdit ettigi icin  imparatorluktaki diger milliyetleri rahatsiz etmisti . Bu donemde Tasnak liderleri de Ittihatcilara kuskuyla yaklasiyor ama olumlu iliskiyi surduruyorlardi. Nitekim iki parti secimlere (1908) anlasarak girdi; Tasnak  Ittihatcilarin listesinden meclise 14 milletvekili soktu.Ittihatcilar  bir iyi niyet gosterisi olarak Turkler  Ermeniler ve Kurtler arasindaki toprak sorunlarini adil bir sekilde cozmek icin girisimde bulunurken once 31 Mart gerici ayaklanmasi ardindan da bunun bir uzantisi olan ve cok sayida Ermeni ve Muslumanin olumuyle sonuclanan Adana olaylari patladi. Tarihci Feroz Ahmad a gore  Istanbul daki 31 Mart Vakasi ile Adana olaylari iliskiliydi: `Istanbul daki gericiler Islamiyetin tehlikede oldugu yaygarasini kopariyorlardi  Adana da da Ermenilerin ayaklanip Muslumanlari katledecekleri iddia ediliyordu. Adana cemaatinin onderi Baspiskopos Museg in Musluman halka karsi soven ve kiskirtici bir politika guderek  gericilerin ekmegine yag surdugu anlasilmaktadir. Feroz Ahmad a gore  gericilerin hedefi mesrutiyeti devirmek  Ermenilerinki ise yabanci mudahalesini kiskirtmakti. Adana olaylari  13 Nisan 1909 da  Istanbul daki isyan (31 Mart Vakasi) haberi geldiginde basladi  16 Nisan da duruldu. Hareket Ordusu  Istanbul daki gerici isyani bastirmak uzere baskente girdigi 25 Nisan da  Adana da catismalar yeniden basladi ve 27 Nisan a dek surdu. 
Hareket Ordusu Istanbul daki isyani bastirdiktan sonra hukumet Adana olaylarinin Ermeni kurbanlarina maddi yardimlarda bulundu  olaylari sorusturmak uzere bir komisyon olusturdu. Komisyonda Ermeni milletvekili Agop Babikyan da vardi. Sorumlular sikiyonetim mahkemesinde yargilandi ve pek cok kisi asilarak cezalandirildi. Asilanlar arasinda yorenin onde gelenleri de vardi. Sonralari `Ermeni soykirimi  ile suclanacak olan Ittihatcilarin olaylar karsisindaki bu tutumu  Ermenilerce de tasvip edilmis olacak ki; Tasnak ile Ittihatcilar arasinda `ilerleme  anayasa ve birlik ugrunda ortak calisma  konusunda bir anlasma imzalandi. Iki parti  `Eski istibdat rejiminin  Ermenilerin bagimsizlik icin calistiklarina dair yaydigi yanlis fikirleri  de gidereceklerdi. Hic de samimi olmadigi sonradan ortaya cikacak bu yakin ve sicak iliski  1912 ve 1914 secimlerinde de devam etti. Tasnak iki secimde de Ittihatcilarin listesinden 14 Ermeni milletvekilini meclise gonderdi. Bu surecten asil kârli cikan Tasnak Partisi oldu; 1908 den savasin basladigi 1914 e dek bu orgute kimse dokunmadi  legal bir sekilde faaliyetini surdurdu ve Anadolu Ermenileri uzerinde buyuk etki sahibi oldu. Bu sure boyunca Rusya Ermenistan indaki Ermenilerle  Ingiltere ve Rusya basta olmak uzere yabanci ulkelerle iliskisini de serbestce yuruttu. Ittihatcilarin etnik ya da dinsel saiklerle hareket etmediklerinin bir kanitini da Bitlis teki Kurt isyanina iliskin tavirlarinda bulmak mumkun. Savastan alti ay once  1914 Mart inda ortaya cikan bu isyan  gerici nitelikliydi. Seyh Sait Molla onderligindeki isyan hukumete karsiydi ama Ermenileri de tehdit ediyordu. Olaylara aninda mudahale eden hukumet Van ve Mus tan bolgeye asker sevk etmekle kalmadi  `kendilerini savunup isyancilara karsi dovusebilmeleri icin Ermenilere silah dagitti. Feroz Ahmad in Ittihatciliktan Kemalizme adli eserinde aktardigina gore bir Ermeni gazetesi  hukumeti isyan sirasindaki tutumundan oturu kutluyor ve  biz Ermeniler icin daha onemli ve tatmin edici bir olgu vardir ki  o da hukumetin Ermenilere gosterdigi tam guvendir. Gercekten de Bitlis teki Ermenilere  sehri gericilere karsi savunmak icin silah dagitilmistir  diye yaziyordu. Ermenileri silahlandiracak kadar onlara guvenen bir hukumet  nasil oldu da bir yil sonra  ayni Ermenilerin tehcirine hukmedebildi? Bir yilda ne degisti?Isyan ve Trajedi  Turkiye diye bir sey artik var olmamali. Izmir Yunanlilarin olacaktir. Adana Italyan  Guney Toroslar ve Kuzey Suriye Fransiz  Filistin ve Mezopotamya Ingiliz ve geri kalan Istanbul da dahil Rus... Ayasofya da (Istanbul)  Te Deum  ve Omer Camii nde (Kudus) Nunc Dimittis okuyacagim. Bunu butun kahraman kucuk uluslar serefine Galce  Lehce  Keltce ve Ermenice okuyacagiz... Bu sozler  Fransa ile Ingiltere arasinda kabul edilen ve Osmanli Imparatorlugu nu nufuz bolgelerine ayiran Sykes-Picot Anlasmasi nin mimari Avam Kamarasi Uyesi Ingiliz Baron Mark Sykes a aitti. Onun bu mujdesini Ermeni onderler yillardir bekliyordu. Iste savas kapiya dayanmisti ve bu cok kisa surecegi hesaplanan savas sonunda Ermenilerin  Dogu Anadolu vilayetlerini de icine alan `Buyuk Ermenistan a kavusmalari an meselesiydi. Avrupa o sirada buyuk bir bogazlasmaya sahne oluyordu. Osmanli tarafsizligini halen koruyordu. En ciddi saldiriyi  Rusya nin Kafkasya dan yapmasi bekleniyordu. O yuzden Dogu Anadolu Ermenilerinin rolu onemliydi. Turk ordusu bu hatta yaklasik 600 kilometre uzunlugundaki siniri korumak durumundaydi ve komutanlari en cok Ermeni isyani telaslandiriyordu. Nitekim daha 1914 Temmuz unda Tasnak komiteleri tarafindan silah talebiyle Rusya ya gonderilen mektuplar ele gecirilmisti. Kars taki Osmanli Konsoloslugu (Kars o zaman Rus isgalindeydi) Eleskirt Vadisi ne 400 tufek sokuldugunu ortaya cikarmisti. Pek cok yerde yapilan aramalarda silahlar bulunmustu. Ittihatcilarin teklifinin reddiyle kendini gosteren kirilma giderek dramatik bir hal almaya  Ermenilere guvensizlik ordunun butun kademelerine yayilmaya basladi. Turk genelkurmayina her taraftan ihbar ve rapor yagiyordu. 14 Ekim de iletilen bir raporda  `cok sayida silahli Ermeni nin Mus  Bitlis  Van ve Erivan a dogru gittigi  bildirildi. Bir baska haber  dogu vilayetlerindeki Ermenilerin kitleler halinde Ruslarin elindeki topraklara gocmeye basladigi seklindeydi. Ornegin  Sivas Valisi Muammer Bey  `askerlik cagindaki 15 bin Ermeni nin Ruslara katilmak uzere gittigini  diger bir 15 bininin vilayette kaldigini  rapor etmisti. 24 Ekim de ise  daha once Kafkasya ya kacan Osmanli mebusunun basinda oldugu `Ikinci Ermeni Gonullu Birligi  Ruslarin elindeki Igdir dan Van yonunde harekete gecti . (Gr. Calkusyan dan aktaran S. Yerasimos.) Bu birlik Van a ulasamadan 1 Kasim gunu Turkler tarafindan durduruldu. Ayni gun Rusya  Osmanli Imparatorlugu na savas ilan etti  Ruslar oncu Ermeni birliklerinin arkasindan Turk topraklarina girdi. Ruslarin Van i isgal girisimi basarisizlikla sonuclandi ama Saray ve Baskale kasabalari dustu. Yerasimos un yazdigina gore `Ermeniler  Muslumanlarin evlerini yagmaladilar. Bir karsi saldiriyla Turkler Baskale yi geri aldi ve Ermenileri kilictan gecirdiler . Sinirin Turk tarafinda kalan koyler tam bir kargasaya suruklendi. 	
	
Tam bu sirada Enver Pasa nin buyuk seferi basladi. Sarikamis Harekâti diye de bilinen bu Turk taarruzunda  120 bin kisilik ordu agir kis kosullari altinda daglara suruldu. Cogu donarak 70 bin asker hayatini kaybetti. Bu ordu icin cok buyuk bir felaketti. Tumuyle dagilmis  muharebe gucunu kaybetmis bir orduyla cok uzun bir cepheyi tutmak imkânsizdi. Ustelik cephe gerisinde Ermeni isyaninin patlayacagina iliskin istihbarat raporlari siklasiyor  yer yer kendini gosteren `kalkismalar  da bu raporlari destekliyordu. (Sarikamis faciasinin hemen ardindan Ercis te 2 bin Ermeni isyan bayragi acip daga cikmisti.) Cephe gerisinde bir isyan  cepheyi tutmaya calisan III. Ordu icin tahammul edilemeyecek bir felaket demekti. Askeri tarihci Edward J. Ericson durumu soyle yorumluyordu: `Ermenilerin ana nufus merkezleri ve potansiyel direnis odaklari  III. Ordu harekât bolgesine giden iki adet kaplamali yolun cevresinde bulunuyordu. Sivas  Erzincan ve Erzurum kuzey yolunu; Diyarbakir  Bitlis ve Van da guney yolunu kesiyordu. Bu sehirlerin hepsinde onemli bir Ermeni nufus vardi... Konya  Adana ve Halep teki Ermeni faaliyeti batidan gida  savas malzemesi ve takviyeleri getiren anayolu kesiyordu ki  III. Ordu nun malzemeleri de buradan gelmekteydi.  Acikcasi  bir isyan durumunda bu yollarin kesilmesi demek III. Ordu nun savas disi kalmasi demekti. Bu durum malzeme ve takviyelerini bu yollardan saglayan Suriye deki IV. Ordu ve Irak taki VI. Ordu yu da tehdit ediyordu. Amerikali askeri tarihci Edward J. Ericson tehcir kararina gerekce olusturan kosullari da degerlendiriyor: `Onemli dogu yollarina ve demiryollarina yakin kritik kentlerdeki Ermeni isyanlarinin gercek anlamda bir askeri problem yarattigi dogrudur. Gercekten de agir silahlara sahip orgutlu Ermeni ceteleri Rus muttefikleriyle isbirligi icinde calismaktaydi.  Anadolu da huzursuzluk diz boyuydu. Ermeni orgutlerin gerceklestirdigi teror olaylari ve suikastlarla  asker kacaklarinin Ermeni koylerine saldirilari durmak bilmiyordu. (Simdilerde tersi soylense de bu o gunlerde bilinen ve Ermenilerin de kabul ettigi bir gercekti. Prof. Turkkaya Ataov un yakin zamanda ortaya cikardigi bir belge bunu kanitliyor. Bu belge  Ermenistan Cumhuriyeti nin ilk basbakani Hovannes Katchaznouni nin 1923 te Bukres teki Tasnak Partisi toplantisinda yaptigi konusmanin metni. Katchaznouni konusmasinda  Batili ulkelerin kendilerine cok buyuk vaatlerde bulunduklarini; `bir yonu Karadeniz e  bir yonu Akdeniz e  diger yani Hazar a acilan `Buyuk Ermenistan  haritalari cizildigini  soyluyor ve bunun icin `bugune degin ayaklanma  teror  savas  saldiri  savunma  parti olusturma  devlet kurma  gibi her yolu denediklerini anlatiyordu.) Savasabilecek herkes cephelere yollandigi icin  guvenlik her yerde yetersizdi. Karlarin erimesini bekleyen Rus ordusunun saldirisiyla olacaklari kestirmek mumkun degildi. 25 Subat 1915 te Genelkurmay dan tum ordu komutanliklarina gonderilen sifreli telgrafta  `Halep  Dortyol ve Kayseri de Ermeni yikici faaliyetlerinin arttigi ve ayrica bu bolgelerde Rus ve Fransiz etkilerinin tespit edildigi  III. ve IV. Ordu birimlerinin gozetim ve emniyet tedbirlerini artirmalari gerektigi  bildirildi. Talimat  ordudaki Ermeni askerlerin `komuta merkezlerinden  uzaklastirilmasini da iceriyordu. Trajediye giden yol acilmisti. (Hukumet savas oncesinde genel seferberlik ilan etmis ve ilk kez Ermenileri de silah altina almisti.)
Mart ve nisan aylari  Osmanli nin en zor aylariydi. Yeni cepheler acilmis (Canakkale  Mezopotamya ve Misir)  imparatorluk dort bir yandan kusatilmisti. Nihayet beklenen Rus saldirisi da baslamisti. Ozel bir ordu seklinde duzenlenen Ermeni gonullu birlikleri Van i ele gecirmek uzere harekete gecirilmis ve tam bu sirada Van da Tasnak in orgutledigi Ermeni isyani patlamisti (14 Nisan). Turk mahallelerinde buyuk bir katliam yasandi. (Ama asil katliam  bir ay sonra Ermeni gonullu birlikleri Rus Kafkas Ordusu yla birlikte Van a girdiginde yasanacak ve yerli Muslumanlarin tamami iki gun icinde bicilecekti.) Van isyanini Bayburt  Erzurum  Dogubayazit  Tortum isyanlari izledi. Haber Istanbul a ulastiginda  Ittihat Terakki Hukumeti  `casusluk  sabotaj  isyan gibi olaylarin  komitelerin emir ve direktifi ile meydana geldigi  gerekcesiyle `Ermeni komitelerinin kapatilmasi  evraklarina el konulmasi  komite baskan ve uyelerinin tutuklanmasi ve oturduklari yerde kalmalarinda devletin guvencesi icin sakinca gorulenlerin uygun yerlere toplanarak kacmalarinin onlenmesi  yonunde bir karar aldi. Bu kararin tarihi 24 Nisan di ve bu karar uyarinca 2345 Ermeni komitaci tutuklanmisti. (Sonradan diaspora Ermenilerinin `soykirim gunu  olarak andiklari tarih bu.)Asil tehcir karari ise bir ay kadar sonra  27 Mayis 1915 te alindi. Uc maddelik kanun 1 Haziran da Resmi Gazete de yayinlanarak yururluge girdi. Kanun  `Ordu  bagimsiz kolordu ve tumen komutanliklarina  askeri nedenlere dayanarak  casusluk ve hainliklerini hissettikleri bolge halkini tek tek veya toplu olarak memleketin diger bolgelerine gonderebilmeleri ve orada oturtulabilmesi  yetkisini veriyordu. Surgune gonderilecek olanlar Musul ve Suriye nin kuzeyindeki bolgelere yerlestirilecek ve savas sonunda da geri donmeleri saglanacakti. Hukumet  tehcir kararinin ardindan yeni talimatnameler hazirladi ve Ermenilerin saldirilara karsi korunmalari  her turlu ihtiyaclarinin karsilanmasi  geride kalan mallarina zarar gelmemesi yonunde tedbirlerin alinmasini da istedi. 	
	
Bu sirada Van isgal edilmis ve burada bir Ermeni devleti kurulmustu. Erzurum dan  Erzincan dan  Mus tan  Elazig dan binlerce Ermeni  Van a akti. Tehcir de baslamisti ve Van a gelenler arasinda `surgun kafilelerinden  kacip kurtulanlar da vardi. Kisa surede Van bolgesine 250-300 bin Ermeni yigildi. Ermenilerin yeni devletinin omru cok kisa oldu  iki ay boyunca Van civarinda cok siddetli catismalar yasandi ve temmuz ayinda Osmanli kuvvetleri Ruslari puskurttu. Ermenilerin tamami  geri cekilen Rus ordusunun ardina takildilar ve cok zor kosullar altinda Kafkasya ya yuruduler. Yolculuk oylesine zordu ki  Van dan Erivan bolgesine ulasincaya kadar 40 bin Ermeni hayatini kaybetti. Buna benzer facialar  sinirin bu tarafinda da yasaniyordu. Ittihat Terakki Hukumeti panik icinde acele bir surgun kararini almisti ama bunun icin hicbir hazirlik yapmamisti. Tehciri tek merkezden yonetecek bir mekanizma yoktu. Inisiyatif tamamen yerel yetkililere birakilmis  hatta Ermenilerin hayatlarinin korunmasindan onlar sorumlu tutulmustu. Oysa yerel yetkililer barinma  yiyecek ve saglik islerini duzenli bir sekilde yerine getirecek  surgun kafilelerinin guvenligini saglayacak olanaklardan yoksunlardi. Duzenli ordu birliklerinin tamami cephelerdeydi ve valilerin emrinde cok az sayilarda jandarma bulunuyordu. Kaldi ki tehcir karariyla Ermeni isyanlari yayginlasmis ve eli silah tutabilecek Turklerin tamami askere alindigi icin savunmasiz kalan Turk koylerini korumak daha da zorlasmisti. Yerel jandarma bir taraftan tehciri organize edecek  bir taraftan da hem surgun kafilelerini  hem de Turk koylerini koruyacakti. Bu surecte surgun kafilelerinin eskiyalarin  yagmacilarin  asker kacaklarinin ve Turk koylerine yonelik kiyimlarin intikamini almak isteyenlerin saldirilarina ugramasi kacinilmazdi. Ornegin Diyarbakir Valisi Dr. Resit  anilarinda olanlari ayrintili olarak anlatmis ve emrindeki jandarmalarin tehciri guvenli bir sekilde yerine getirmekten aciz kaldigini yazmisti. Genelkurmay a ve Harbiye Bakanligi na ulasan raporlara gore bu olaylarda yer yer gorevlilerin de tesviki veya kafileleri korunmasiz biraktiklari olmustu. Talat Pasa anilarinda   vicdansiz  ahlaksiz ve adi bazi kimseler vaziyetten sahsen istifade etmek istemisler ve bu gibiler bircok cinayetlerin islenmesine amil olmustur. Gerek tehcirler  gerek isyan yuzunden Ermeniler cok zayiat vermistir. Bunu itiraf etmek lazimdir  fakat sark vilayetlerindeki Muslumanlarin da Ermeni vatandaslarimiz yuzunden ayni zayiata ugradiklari bir vakiadir  diye yazmisti. Ote yandan Ermeniler de yer yer tehcire karsi siddetli direnisler gosteriyorlar ve guvenlik kuvvetleriyle catismalara giriyorlardi. Goc emrine direnen ya da saldirilarda bulunan 1397 kisinin tutuklanarak divan-i harplere sevk edildigi  idam ve cesitli hapis cezalarina carptirildigi Osmanli arsivlerinde kayitli.Ancak  tehcir sirasinda asil zayiat hastalik salginlari  yetersiz beslenme  kitlik ve kotu saglik kosullarindan meydana gelmisti. Surgun kafilelerini cok daglik ve corak bir bolgenin bir ucundan oburune nakletmek cok zordu. Yerleri degistirilenler uzun mesafelere yaya gitmek zorunda kaliyorlardi. Bu kosullari anlayabilmek icin I. Dunya Savasi nda Osmanli ordusunun kayiplarina bakmak yeterlidir. `Birinci sinif piyade birlikleri imparatorluk icinde seyahat ederken hastalik  yetersiz beslenme ve kotu hijyen kosullari nedeniyle mevcutlarinin dortte birini kaybediyordu.  Savas boyunca silah altina alinan Turk askerlerinden 466 bini hastaliktan olmustu ve bu  muharebelerde olenlerin iki katindan fazlaydi. Sadece 1915 yilinda hastaliktan olen asker sayisi 155 bindi ve bunun buyuk kismi dogu cephesine yakin bolgelerde meydana gelmisti. Acikcasi Osmanli Hukumeti  savasmaya gonderdigi askerlerinin bile cepheye sag salim ulasmasini saglayamiyordu. Ayni sekilde surgunu de insani kosullarda gerceklestirebilecek olanaklardan ve lojistik destekten yoksundu. Nitekim  goc ettirilenlerin beraberinde goturdukleri mallarla birlikte hicbir zarara ugramadan gidecekleri yere kadar saglikla ulastirilmasi icin hukumetin cok ayrintili talimatnameler hazirlamasi bu konuda karsilasilan felaketlere isaret ediyordu.Tehcir kararinin uygulanmasi da yine son derece zor oldu. Oyle sanildigi gibi Ermeniler  24 saat icinde toparlanip yollara surulemedi. Ermeni nufusun onemli bir kisminin Rus tarafina gectigi bolgelerde tehcir hemen hemen hic uygulanamadi. (Stanford Shaw  700 bin kadar Ermeni nin Kafkasya  Bati Avrupa ve Amerika Birlesik Devletleri ne kactigini soyluyor. Ermeni temsilci Noradunkyan tarafindan Lozan Konferansi na sunulan rapor da bu sayiyi dogruluyor.) Bazi bolgelerdeki Ermenilerle  Katolik ve Protestan Ermeniler de tehcir kapsaminin disinda tutulmustu. Bunlarin sayisi da Osmanli kaynaklarina gore 170 bin kadardi. Ote yandan bati bolgelerindeki bazi valiler tehcire karsi cikmis ve uygulanmasini engellemislerdi. Ornegin `Izmir Valisi Rahmi Bey bir tek Ermeni yi yerinden oynatmamisti. Kutahya Mutasarrifi Faik Ali Bey de  tehcir emrini kâgit uzerinde birakmisti . Ote yandan  tehcir emrinin sikica uygulandigi yerlerde de Turkler  Ermeni komsularindan bazilarini  ozellikle cocuklari saklayabilmislerdi. 	
	
Tehcir karari 27 Mayis 1915 te alinmis  uygulamasina haziran ayi icinde baslanmisti. Zamanla Istanbul  Aydin vilayetleri ile Kutahya disinda butun ulkeye yayilan goc karari  4 Ekim 1916 da fiilen durmustu. Buna gore tehcir operasyonu 15-16 ay boyunca surdu. Osmanli kaynaklarina dayanan bazi tarihcilere gore tehcire tabi tutulan Ermeni sayisi 453 bindi (bir baska arastirmaya gore 391 bin). Tarihci Shaw un verdigi rakam da buna yakin;  400 bin kadar . Kamuran Gurun ise `bu operasyon sirasinda 702 bin 900 kisinin goc ettirildigi nin Osmanli arsivlerinden cikarilabilecegini soyluyor. Goc sirasinda kac kisinin oldugunun ise tespit edilemedigini belirtiyor. `Buna karsilik 1912 yilinda Osmanli istatistiklerine gore ulke icinde yasayan Ermenilerin sayisinin yaklasik 1 milyon 300 bin oldugunu biliyoruz. 1921 senesinde bu 1 milyon 300 bin rakamin  1 milyon 25 bin rakamina indigini de tespit edebilmekteyiz. Dolayisiyla  arada 275-300 binlik bir fark vardir. Bu farkin cesitli sebeplerle  1912 den 1921 e kadar olmus olan Ermeniler oldugunu kabul edebiliriz.  Nitekim Stanford Shaw da 300 bin civarinda bir kayiptan soz ediyor.Ermeni kaynaklara gelince; olayin hemen sonrasinda verilen rakamlarla 1950 li yillarin ardindan olusturulan rakamlar arasinda buyuk farklar var. Buna iliskin ilk resmi Ermeni belgesi 1919 da Versay Baris Konferansi na Ermeni Heyeti Baskani olarak katilan Bogos Nubar Pasa nin Fransiz Disisleri Bakani na yazdigi bir mektuptu. Bu mektuba gore  1915-1916 yillarinda Osmanli topraklarinda 600-700 bin Ermeni nin yeri degistirilmis  bunlarin 360 bini yeni yerlerine ulasmisti. Digerlerinin `yerlerine varmadiklari  belirtilmisti. Ustelik mektupta hangi bolgeye ne kadar Ermeni yerlestirildigi de ayrintilariyla verilmisti. Sonradan diaspora Ermenilerinin zayiat hakkinda ortaya attigi rakamlar giderek artmaya basladi; 500 bin ile 2.5 milyon  hatta 3 milyon arasinda gidip geldi. Bu da sorunun ne derece siyasallastirildigini gosteriyor. Bu siyasallasmanin baska bir boyutu da tehcirden hemen sonra  Kafkasya da ve Dogu Anadolu da Turklerin maruz kaldigi katliamlarin hic hesaba katilmamasiydi. Ruslar 1916 yilinin ortalarina gelindiginde Erzurum  Bayburt  Erzincan  Trabzon  Mus  Bitlis ve Van i icine alan genis bir bolgeyi isgal etmisler ve buralarda yasayan Muslumanlari Ermeni cetelerinin insafina birakmislardi. Stanford Shaw  yasananlari `Bir milyondan fazla Musluman koylu kacmak zorunda kaldiklarina ve bunlardan binlercesi cekilmekte olan Osmanli ordusunu izlemeye calistiklari sirada parca parca dograndigina gore  bundan savasin en korkunc katliaminin yapildigi sonucu cikar  diye yaziyor. Stefanos Yerasimos da `cephede ya da cephe gerisinde yasayan nufusun yuzde 75 inin yok oldugunu ya da goc ettigini  soyluyor. Ermeni Heyeti Baskani Bogos Nubar da 1919 tarihli mektubunda `Ermenilerin kayiplari cok olmasina ragmen  Turklerin kaybi Ermenilerinkinden az degildir  demisti. Talat Pasa ya gore bu bolgede olen Muslumanlarin sayisi 600 bin. Sayilar ne soylerse soylesin  o tarihte Anadolu da bir trajedi yasandigi kesin; her iki taraftan yuz binlerce insanin hayatini kaybettigi ve her iki halkin da buyuk aci cektigi ortak bir trajedi... Acikcasi savas  `imparatorlugun Muslim ya da gayrimuslim halklarinin kurban da verdigi  suc da isledigi  korkunc bir hengâmeydi. Ama asil suclu emperyal propagandanin karartmalari altinda hic gorulemedi. Ermeni tezlerinin militan savunuculari  `Ermenileri baski yapmaya tesvik edip sonra onlari Turk tepkisinden koruyamayan  Batili guclere ciliz bir elestiri getirmekle yetindiler. Yasanan trajedide Bati nin sorumlulugu uzerinde kimse durmadi. Oysa daha 1922 de  Kuzey Kutbu nun kâsifi ve Multeciler Yuksek Komiseri Fridtjof Nansen   Ermenistan adini tek bir Avrupali diplomat agzina almasaydi  onlar icin cok daha iyi olurdu  demisti.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com