Bugunku ermeni soykirim iddialari tarihi ermeni niyetlerinin devami - Haber Arşivi 2001-2011
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Շառաւիղեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

11 Ağustos 2005  

Bugunku ermeni soykirim iddialari tarihi ermeni niyetlerinin devami -

Bugunku ermeni soykirim iddialari  tarihi ermeni niyetlerinin devami

Ermenistan Yonetimi nin ve dunyanin dort bir tarafina yayilmis Ermeni diasporasinin yillardir israrla surdurdugu sozde Ermeni soykiriminin uluslararasi alanda kabul gormesini hedef alan propaganda faaliyetlerinin ne yazik ki bazi Avrupa ulkelerinde etkin olabildigi gorulmektedir. Oysa ki Ermeni Yonetimi’nin soykirim iddialarina mesru zemin arayisina yonelik cabalarinin ardindaki asil niyeti Bagimsizlik Bildirgesi Bagimsizlik Karari” ve Ermenistan Anayasasi” olmak uzere bugunku Ermenistan icin onem arzeden bu uc belgede acikca ortaya konulmustur. Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yuksek Sovyeti’nin 23 Agustos 1990 tarihli Bagimsizlik Bildirisi”nin 11. Maddesinde Ermenistan Cumhuriyeti 1915 Osmanli Turkiyesi ve Bati Ermenistan’da gerceklestirilen soykirimin uluslararasi alanda kabul gormesi yonundeki cabalari destekler” denilmektedir. Bati Ermenistan” ifadesi Turkiye’nin Dogu Bolgesini kastetmekle beraber geleneksel Ermeni ideolojisine gore; Ermenilerin sozde anavatanidir ve Ermeniler anavatanlarinda yasayamamaktadirlar. Ermenistan Parlamentosu 23 Eylul 1991 tarihinde aldigi bagimsizlik kararinda da Ermenistan Bagimsizlik Bildirisi’ne sadik kalacagini” beyan ve taahhut etmis 1995 yilinda kabul edilen Ermeni Anayasasi’nda ise Ermenistan’in bagimsizlik bildirisindeki ulusal hedeflere bagli kalacagi” bir anayasa hukmu haline getirilmistir. Ayni cercevede 1991 Subat ayinda Ermenistan Parlamentosu 1921 tarihli Kars Anlasmasi ile cizilmis olan siniri tanimadigini” ilan etmistir. Ne var ki Ermenistan yonetimi tarafindan bizzat yurutulen sozde soykirim ile ilgili Turkiye aleyhtari tum faaliyetler 19. yy.’in sonlarina kadar Osmanli idaresi altinda en iyi donemlerini yasayan Ermenilerin zayiflama surecinde Osmanli Imparatorlugu’nu sirtindan hancerleyerek Batili guclerin Osmanli’yi bolme ve stratejik cikarlarina ulasabilme hedeflerine alet edilmis olduklari gercegini degistirmeyecektir. Iste Ermeni propagandalarinin yogun bombardimani altinda bulunan bazi ulkeler tarafindan bilinmesi gereken de bu tarihi gerceklerdir. Bu ulkeler tarafindan yapilmasi gereken Ermeni iddialari ile ilgili tek tarafli yargilara ulasmak degil; 600 yildir Ermenilerle yan yana yasayan Turklerin durup dururken nasil olup da onlari topyekûn imha etmeye karar verdikleri sorusuna cevap vermektir: Ermenilerin ugradiklari Bizans zulmu nedeniyle Turklerin Anadolu’ya gelmelerini bir bayram havasi icinde karsiladiklarini kendi tarihcileri yazarlar. Nitekim bu donemde Selcuklu Turk Devleti Ermeni kilisesini himayesine almis Ermeni manastirlari ve ruhban sinifina Bizans tarafindan konulan agir vergileri kaldirarak bunlari vergiden muaf tutmustur. Ermeni toplumunu ibadet egitim ve icislerinde serbest birakmis ve Ermenileri Musluman olmaya hicbir zaman zorlamamistir. Bu gercek Ermeni tarihcilerince de bilinmektedir. Osmanli toplumunda Ermeniler ayricalikli bir yer edinmis ve yuksek refah derecesine kavusmustur. Ermeniler Turk-Osmanli kulturu yasam tarzi ve idari sistemine katkida bulunmus ve sadik millet unvanina hak kazanmistir. Osmanli Ermenileri bu unvan sayesinde is hayatinda oldugu gibi kamu hizmetlerinde de onemli yerlere gelmislerdir. Ornegin Osmanli Imparatorlugu nda Ermeni toplumundan 29 pasa 22 bakan 33 milletvekili 7 buyukelci 11 baskonsolos ve konsolos gorev yapmistir. Ermeniler disisleri maliye ticaret ve posta bakanliklari gibi son derece onemli ve kilit bakanliklarda yuksek gorevler almis ve sikca bakanlik da yapmistir. Turk-Ermeni iliskilerindeki bozulma Osmanli Devleti ni bolerek bolgesel cikarlarina ulasabilmeyi planlayan Batili bazi ulkelerin Ermenileri Turk toplumundan koparmayi hedefleyerek yonetime karsi teskilatlandirilmalariyla baslamistir. Boylece ulke icinde ve disinda teskilatlanan ve silahlanan komiteler ile Ermeni kiliselerinin kiskirtici faaliyetleriyle Ermeni toplumunun yavas yavas Turklerden uzaklasmasi saglanmistir. Esasen ilk kiskirtmalar Rusya dan gelmeye baslamis Ruslarin bu tutumunu Ingiliz ve Fransizlarin Ermeniler uzerindeki planlari takip etmistir. Ancak Osmanli uzerinde cesitli emellere sahip olan ulkelerin Ermenilerle ilgili hedefleri asil Birinci Dunya Savasi doneminde yerini bulmaya baslamistir. Birinci Dunya Savasi sirasinda dogan milliyetci akimlarin buyuk devletlerin stratejik hedefleri ile sekil alan yenidunya duzenine olan etkisi Ermenilerin de bir takim beklentiler icerisine girmelerine neden olmustur. Bazi yabanci devletler tarafindan kurdurulan ve maddi - manevi anlamda desteklenen Ermeni komiteleri silahlanmayi gerilla kuvvetleri meydana getirmeyi halki genel bir isyana hazirlamayi ongormek suretiyle; Turk jandarmalarina asiretlere saldirilar cinayetler bombalamalar koy ve kasabalara yaptiklari baskinlar gibi tedhis olaylarini gerceklestirmislerdir. 1914 oncesinde baslayan Ermeni isyanlari Birinci Dunya Savasi doneminde buyuk artis kaydetmis 1915 yer degistirme (tehcir) uygulamasini mecbur kilacak kadar devlet guvenligini tehdit eder hale gelmistir. Yurt disindaki Ermeniler Osmanli nin seferberlik ilaniyla birlikte intikam alaylari kurarken Osmanli topraklarinda yasayan Ermeniler de ozellikle yogun bulunduklari bolgelerde isyan hareketlerine hiz vermislerdir. Ermenistan Devleti nin kurulmasini amaclayan Ermenilerin silahlanmasinin korkutucu boyutlarini ortaya koyan Osmanli arsivlerinde komiteler onculugunde Ermenilerin silahli olarak Dogu Anadolu Bolgesi’ndeki evlere saldirarak Musluman kadin ve cocuklara yonelik katliamlarini belgeleyen -ki bunlardan bazilari Ingiliz Amerikan Fransiz ve Rus belgelerine dayanmaktadir- dokumanlara ulasmak mumkundur. Ayrica Ermeniler tarafindan duzenlenen bircok saldirida barbarca oldurulen Turk askerlerinden buyuk kayiplar oldugu belgeleriyle sabittir. Ermeniler boylece bolgeden cepheye gonderilen askerlerin morallerini bozmayi ve onlarin ailelerinin yanina donmelerini saglayarak Turk kuvvetlerinin gucunu azaltmayi amaclamislardir. Osmanli’nin agir savas kosullari altinda oldugu bir donemde kurulan bircok Ermeni komitesinden biri olan Dam Taburunun ele gecen bildirisi bile basli basina Osmanli’ya karsi ayaklanmis olan Ermenilerin Turk halkina yonelik niyetlerini ozetlemeye kâfi gelmektedir: Van tarafinda Ruslar basarili olarak ilerlerse butun Ermeniler yapilmis olan plan ve ozel emirler geregince baskaldiracaklar Muslumanlari oldurecekler sehri yakacaklar resmi binalari yikacaklar hukumeti zorlayarak Ermeni onerilerini kabule zorlayacaklar ve Ruslarin isgalini kolaylastiracaklar. Birinci Dunya Savasi’nin zorluklarini en agir sekilde yasayan Osmanli ordusunu daha da zora sokmak isteyen Ermeniler yuzunden Osmanli ordusunun ikmal yollari kesilmis; bircok Ermeni Rus ordusu saflarina gecmis ve Ruslar adina casusluk yapmistir. Boylece Turk ordusu geri cekilmek zorunda kalmis ve bu sayede Ruslar Erzurum Bitlis ve Trabzon u da isgal edebilmislerdir. Ruslardan aldiklari cesaretle Turklere yonelik saldiri ve tecavuzlerini artiran Ermeniler Sivas Van Erzincan ve Erzurum yorelerinde katledilenlerin Ermeniler oldugunu iddia edecek kadar ileri gitmis ancak Osmanli tarafindan olusturulan arastirma komisyonunun yaptigi inceleme oldukleri ileri surulen Ermenilerin aslinda yasadiklarini ortaya koymustur. Soz konusu Ermeni isyanlarinin Osmanli kuvvetlerince bastirilmasi dunya kamuoyuna propaganda maksatli olarak Muslumanlar Hiristiyanlari katlediyor mesajiyla yansitilmis boylece Ermeni sorununun uluslararasi bir nitelik kazanmasina gayret gosterilmistir. Nitekim Ermeni ihtilalcilerin hedefinin karisikliklar cikararak Osmanlilarin karsilik vermesini ve boylece yabanci ulkelerin duruma mudahalesini saglamak oldugunu kaydeden doneme ait Ingiliz ve Rus diplomatik temsilciliklerinin raporlari da bu hususu teyit etmektedir. Ermeni komiteciler tarafindan giderek yogunlugu artirilan olaylar bircok cephede savas halinde bulunan Osmanli ordusunun cephe gerisinin emniyete alinmasi ihtiyacini dogurmustur. Bu nedenle Osmanli Hukumeti yikici faaliyetleri nedeniyle 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni komitelerini kapatarak yoneticilerini tutuklamistir. Iste Ermenilerin soykirim gunu olarak adlandirdiklari bu tarih aslinda Istanbul’da 2345 aktif Ermeni komitecisinin tutuklandigi gundur. Ne var ki Osmanli Hukumeti nin binlerce Turk’un hayatina mal olan Ermeni isyan ve katliamlari karsisinda takinmis oldugu sagduyulu tavir yeterli olmamis Ermeni isyan ve teror hareketlerinin durdurulmasina kâfi gelmemistir. Bu sebeple olaylarin onune gecmek uzere Osmanli Hukumeti bir onlem olarak Kafkas Iran ve Sina cephelerinin guvenlik hattini olusturan bolgelerdeki Ermenileri savas bolgelerinden uzak yeni yerlesim merkezlerine goturmek zorunda kalmistir. Ermenilerin yerlerinin degistirilmesi onlari imha etmek degil devlet guvenligini saglamak onlari korumak amacini gutmustur ve dunyanin en basarili yer degistirme uygulamasidir. Yer degistirme karari butun Ermenilere uygulanmamistir. Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin yani sira Osmanli ordusunda subay ve sihhiye siniflarinda hizmet goren Ermeniler ile Osmanli Bankasi subelerinde ve bazi konsolosluklarda calisan Ermeniler devlete sadik kaldiklari surece goce tabi tutulmamislardir. Ote yandan hasta ozurlu sakat ve yaslilar ile yetim cocuklar ve dul kadinlar da sevke tabi tutulmamis yetimhaneler ve koylerde koruma altina alinarak ihtiyaclari devletce Gocmen Odenegi nden karsilanmistir. Bu tablo Osmanli nin yer degistirme konusundaki iyi niyetini gostermesi acisindan onemlidir. Osmanli Devleti nin son nufus istatistigi 1914 yilinda yapilmistir. Buna gore Ermeni nufusu 1.221.850 dir. Ermenilerin yer degistirme sirasinda kayip verdikleri dogru olmakla birlikte bunlar cesitli yol eskiyalari ve ceteler tarafindan oldurulmus ya da savas gunlerinin maddi imkânsizliklari ulastirma zorluklari agir iklim sartlari ve bulasici hastaliklardan dolayi hayatlarini kaybetmislerdir. Zaten tum Ermeni nufusun 1.221.850 oldugu dusunulurse 1.5 milyon Ermeni’nin olmesi de mumkun degildir. Ayrica o donemde Suriye bolgesindeki Ermeni nufusun hizla artmasi da ortada buyuk bir gocun oldugunu gostermek icin yeterlidir. Bu istatistiki veriler bile Ermenilerin yer degistirme sirasinda 1.5 milyon Ermeni’nin oldugune” dair iddialarinin mesnetsizligini gostermeye yetmektedir. Ayrica yerli-yabanci arsivlerde yer alan belgelerde hangi il ve ilcelerde hastane kuruldugu Ermeni cocuklarindan yetim kalanlar icin hangi binanin ayrildigi sevk yerlestirme ve gecimlerinin saglanmasi icin tahsis edilen maddi destek ve uluslararasi kuruluslardan Ermeni gocmenler icin istenilen yardimlar ile ilgili tum detayli bilgiler bulunmaktadir. Birinci Dunya Savasi gibi agir ve zor bir donemi yasayan Osmanli tum olanlara ragmen kendini arkadan hancerleyen Ermenilere yonelik bir soykirim ya da asimilasyon uygulamamistir. Ustelik Rus ordusu saflarinda Turklere karsi savasan Ermenilerin bircogu hayatlarini kaybederken yeni bolgelere yerlestirilen Ermeniler yasamlarini surdurebilmislerdir. Ermeni komitelerin kiskirtmalariyla cikarilan isyan ve katliamlarin yani sira cesitli suikastlar duzenleyen Ermeniler yillar sonra tekrar ayni metotlara basvurmuslardir. 1970 li yillarda amaci Turkiye yi istikrarsizliga suruklemek ve sozde isgal altindaki Ermeni topraklarini kurtararak Bagimsiz Buyuk Ermenistani kurmak olan ASALA sahneye cikmis 1984 e kadar 42 Turk diplomatini sehit etmistir. Ermeni teror orgutleri dis dunyanin tepkileri uzerine 1980 li yillarda taktik degistirerek PKK teror orgutu ile de isbirligine girmislerdir. PKK ve ASALA ortak basin toplantisi duzenleyerek deklarasyon yayinlayacak kadar aralarindaki isbirligini gozler onune sermekten kacinmamislardir. Nitekim Roma Turk Hava Yollari burosuna yonelik olarak duzenlenen saldirilar da PKK ve ASALA teror orgutleri tarafindan ortaklasa ustlenilmistir. Bolucu teror orgutu PKK 24 Nisan tarihini sozde Ermenilerin katledilme gunu olarak anarak toplantilar yapmaya baslamistir. Iste Turkiye’yi soykirim yapmakla suclayan ve bunu uluslararasi arenaya tasiyacagini anayasal hedefi olarak ortaya koyan Turkiye’nin bir bolgesinden Bati Ermenistan” olarak soz eden Azerbaycan topraklarinin %20’sini isgal ederken Hocali gibi bolgelerde sivil katliamlar yapan Kars Anlasmasini dolayisiyla Turkiye ile olan sinirini tanimadigini ilan eden Ermenistan bugun de bahsettigimiz tum bu tarihsel amac ve ard niyetlerinden vazgecmedigini ortaya koymaktadir. O zamanki Osmanli Hukumeti’nin niyetlerini aldigi kararlarin nedenlerini ve o donemde meydana gelen olaylari objektif bir sekilde ortaya koymak ise tarihcilerin gorevidir. Osmanli arsivleri arastirmacilara bu konuya isik tutacak belgelerle doludur. Turkiye Cumhuriyeti Basbakani Recep Tayyip Erdogan ve ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baskani Deniz Baykal 7 Mart 2005 tarihinde Turk ve Ermeni tarihcilerinin Turkiye’nin arsivleri dahil ilgili tum arsivlerde 1915 donemini arastirarak aydinliga kavusturmalari yolunda bir ortak cagri yapmislardir. Ayrica Basbakan Erdogan Ermenistan Cumhurbaskani Robert Kocaryan’a 1915 donemine ait gelisme ve olaylari incelemek amaciyla ortak bir komisyon kurulmasi yolundaki onerisini iceren bir mektup gondermistir. Basbakan Erdogan mektubunda Turk ve Ermeni halklarinin ortak bir tarihi ve cografyayi paylastiklarini uzun yillar bir arada yasadiklarini ve liderlerin basta gelen gorevinin gelecek nesillere hosgorunun ve karsilikli sayginin hâkim oldugu bir ortam birakmak oldugunu vurgulamistir. Gercek sudur ki; gecmiste olanlar her iki tarafin da agir kayiplar vermesine ve buyuk acilarin yasanmasina neden olmus saptirilmis tarih uzerinden bir takim kazanimlar elde etmeyi hedefleyen cevreler ve ozellikle de tarihi tarihcilere birakmak istemeyen Ermeni diasporasi tarafindan koruklenen dusmanlik siyaseti” iki ulkenin bugun bile iliskilerini gelistirmesinde buyuk engel yaratmistir. Ancak son yasananlar da gostermistir ki; konuyu tartismak istemeyen Ermeniler tum dunyanin tarihte bir Ermeni katliami olduguna inanmasini istemektedirler. Ermeniler bilim adamlarinin oturup konuyu incelemesini reddetmekte ve dunyanin Turk hukumetini konunun arastirilmasina karsiymis gibi gormesini istemektedirler. Fakat son donem itibariyle Ermeni iddialari sonucunda ortaya cikan durum iki ulke tarihcilerinin konuyla ilgili ortak calisma grubu kurarak arsivleri arastirmasi gerektigini gostermekte ve gercek tarihin ortaya konulmasini zorunlu kilmaktadir. Bu sekilde Ermeni iddialarini tek tarafli olarak degerlendirerek yanlis kararlar alan mercilerin tarihe olan sorumluluklarini yerine getirmeleri saglanmis olacaktir. Ve gercek tarih bugunku Ermeni soykirim iddialarinin tarihi Ermeni niyetlerinin devami oldugunu kanitlayacaktir.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+