Buyuk devletler Ermeniler i kullandı -
Sozde Ermeni soykırımının anıldıgı 24 Nisan da Ermeni cetelerinin Van’da Turklere karsı katliam yaptıgını soyleyen Orhan Koloğlu’na gore bu bilgilerle dolu olduğu icin Ermeniler arsivlerin acılmasına yanasmıyor.
Sozde Ermeni soykırımı iddialarının tarihsel gercekliğini Orhan Koloğlu ile konustuk. 1947’de gazeteciliğe baslayan Koloğlu Turkspor Son Saat Yeni Sabah Aksam Yeni İstanbul Milliyet Barıs Aydınlık gazetelerinde muhabir yazı isleri muduru ve yazar olarak calıstı. 1964-1971 arasında Roma Karaci Paris Londra Beyrut tanıtma ataseliklerinde bulundu. İki kez Basın-Yayın Genel Mudurluğu yapan Koloğlu 1975-77 arasında CHP’nin Dıs İliskiler danısmanlığını yaptı. Hacettepe Eskisehir Anadolu Al Fateh (Libya) İstanbul Marmara Galatasaray Universiteleri’nde oğretim gorevlisi olarak calıstı. Koloğlu 19. ve 20. yuzyıl Osmanlı Donemi’nde sosyal yapı uzerinde makalelerinin yanısıra 52 kitap yazdı. Son kitapları arasında ’1908 Basın Patlaması’ ve Fikret Mualla’ bulunuyor.
Defne Sarısoy: Oncelikle soykırım suclamasının bir devlete yoneltilmesi ne anlama geliyor? Diplomatik olarak bir ulke soykırımla sucladığında nasıl bir suc ile karsı karsıya kalıyor? Neden katliam kavramı yerine soykırım telaffuz ediliyor?
Orhan Koloğlu: Bu durus Ermeni olaylarının daha baslangıcından itibaren devam eden bir taktiğin devamıdır. Bir ornekle baslayalım; Ermeni olaylarını hazırlayan N. Ceraz’ın 1890 yılında yazdığı 15 Ekim 1891 tarihli Armenia dergisinde cıkmıs ve Rus elcisi Ignasyef’e ait bir sozu iceren yazısından alıntı yapıyorum diyor ki: Buyuk devletler itfaiyeci gibidirler. Ancak yangın olduğunda acele ederler. Ermenistan’da da henuz ates yoktur .
Bunu Ermeni olayları fikrini ortaya atanlardan Ceraz Efendi kendi dergisinde yazıyor. Burada tavsiye edilen su; Ey Ermeniler yangın cıkarın ki sizi destekleyelim”. Sonra Doğu’da birden bire karsılıklı katliamlar baslar. Birilerinin birilerine cağrısı var. Osmanlı’da Batılıların yaptığı istatistikler de Osmanlı toprakları icindeki Ermeni nufusunun en fazla 1 milyon 250 binle 1.5 milyon arasında olduğunu gosteriyor. Soykırımı savunanlar bunların tumunun oldurulduğunu iddia ediyor.
Ermenilerin onde gelenlerinden Ceraz Efendi Armenia dergisinde yangın cıkartmak’tan soz ederken tarih henuz 1890.
Bu aynı 1876 yılında Bulgarlar’ın uyguladığı bir taktiktir. Rus Carlığı Bulgarlar’a ayaklanmaları karsılığında onları Osmanlı’dan kurtarma sozu vermistir. Ayaklanmadan kasıt ise Turkler’in oldurulmesi tahrik edilmesi gibi karısıklıkların cıkarılmasıdır. Nitekim Bulgarlar 7-8 bin Turk’u oldururler. Ancak Ruslar soz verdikleri gibi gelmez. Osmanlı bunların ustune gider ve Avrupa nezninde suclu duruma duser. 1821’deki Yunanlıların ayaklanması da benzer sekilde gelismistir.
İste 1900’lerin basında da Ermeniler’e benzer bir taktiği oynamak dustu.
Defne Sarısoy: 1915 yılında yasanan Ermeni olaylarına gelirsek soykırım ifadesi bu yıllarda meydana gelen hangi olaylara istinaden kullanılıyor?
Orhan Koloğlu: Bu noktada ne yazık ki tarihi siyasete cevirme taktiği var. Soykırım da bir gunde olmaz. 1915 tarihini konusanlar bundan onceki sureci konusmuyor. Tarih bir surec meselesidir.
24 Nisan’ın kesin ve net bir tarih olarak alınması da aslında tarih bilimi acısından sakıncalı. Osmanlı Techir Kanunu’nu Ermeniler Van’da katliam yaptıktan sonra yani Mayıs 1915’te cıkarıyor. Osmanlı ordularını arkadan vuracak Ermeni cetelerine karsı cıkarılıyor.
Aynı sekilde Ermeni olaylarının siyesete alet edilmesine bir ornek de; 1923 sonrası Ataturk doneminin de katılmasıdır. Turkiye Cumhuriyeti’ni direkt olarak isin icine katmak icin sık sık 1920’leri de telaffuz edenler var.
Bir yanıltma da istatistiklerle ilgili. Osmanlı toprakları icindeki Ermeni nufusun oranı en yoğun oldukları bolgeler dahil hicbir zaman yuzde 25 ila 30’u gecmemistir. Ama bu istatistiklerin de abartılı olarak yansıtıldığını goruyoruz.
Neden Ermeni’ler belgelerin acılmasına yanasmıyor? Cunku Ermeni tarafı tarihi arsivlerin icine girilirse kaybeder. Tarihin tarihte her iki taraftan da kurbanların siyasi bir cekismeye hammadde olduğunu goruyoruz. Ancak olen Turk’lerden kimse bahsetmiyor. Ermeni soykırımı davası Ermeni halkı dısında da Turkiye’ye karsı bir baskı unsuru olarak kullanılıyor.
Defne Sarısoy: Peki Tehcir sırasında Ermeniler hayatlarını ne sekilde kaybediyor yasanan olayları soykırım kavramına sokabilecek bir ihmal var mı?
Orhan Koloğlu: Binlerce insanın tasınması sırasında hastalanma aclık gibi bircok olumsuzluk meydana geliyor. Goc olayı kısın değil cunku karar Mayıs’ta alınıyor. Tehcir yaz aylarında oluyor. Turk ahaliden Ermenilere kotu davranan evlerini yakanlar da cıkıyor. Ote yandan tehcir sırasında yaklasık bin kadar Turk karısıklık cıkarmaktan ve isledikleri suclardan idam edilmistir. Bunlardan hic bahsedilmiyor.
Goc kararında en onemli nokta; Ermeniler’in mal ve mulklerinin kaydediliyor olması. Buradaki amac; goc ettirilenler savas sonrasında sartlar uygun olduğunda kasabalarına donduklerinde mallarına kavusacaktır. Bunlar da o 1915 Mayıs tarihli kararda mevcut. Merak edenler arastırıp gorebilirler.Ama tarihe dikkat edin 1915 Mayıs.
Defne Sarısoy: Tehcir Kanunu’nun oncesine donersek savas ortamında Ermeniler’in Ruslar’la isbirliği yapmasının nedenlerini biraz daha acabilir miyiz?
Orhan Koloğlu: 1910 yılında Tasnak Partisi Kopenhag’ta yapılan Sosyalist Enternasyonel Kongresi’ne rapor veriyor:
Ayaklanma hazıırlıklarının anlatıldığı raporun 26’ıncı sayfasında Anadolu koylerinde silah depoları kurdukları silah talimi yaptıkları anlatılıyor. Uluslararası bir kuruma verilen bu raporun tarihi 1910. Ermeni Tehciri’nden 5 yıl oncesi. Raporda 20 yıldır hazırlandıkları yazıyor.
Nufusun yuzde 30’unu olusturan bir kitle toprakların kendine ait olduğu iddiasıyla silahlı ayaklanma yoluna girerse egemen gucun (Osmanlı) buna karsı harekete gecmesini doğal karsılarız. Kaldı ki bu bir savas ortamı hakim gucun dusmanı olan Ruslar ile isbirliği soz konusu. Ermeniler neden arsivlerini acmaya yanasmıyor? Cunku arsivler bu bilgilerle dolu.
AYAKLANMAYA KATILAN ERMENİLER KİM
Osmanlı Ermeniler’inin hepsinin ayaklanmaya katıldığı da yanlıstır. Ayaklanmayı yuruten sadece bir gruptur. İngiliz arsivlerinde Van Konsolosu’nun raporları bolgeye gelen Ermeni terorist grupların varlığından soz eder. Konsolos olayların Hıncaklar ve Tasnaklar’ın tehdidi ile yapıldığını anlatıyor. Bu raporlarda Ermeni cetelerinin yerli halkı tehditle yanına cektiği ihbar edenleri oldurerek bir korku ortamı yarattığını oğreniyoruz.
Tehcir olayında orneğin İstanbul’daki Ermeniler’in hicbiri sekilde rahatsız edilmediğini biliyoruz. Soykırım olsaydı onlar da Almanya’da olduğu gibi evlerinden alınır goce zorlanırdı. Oysa Doğu Anadolu’da Rusya ile isbirliği potansiyeli olanlar goce cıkarılıyor.
İngiltere Basra korfezi ve Suveys Kanalı’nı garantiye almak icin Osmanlı icinde kendine yakın gruplar aradı. Bu bolgede Turkler dısında Cerkezler ve Kurtler var. Cerkezler İngilizler ile isbirliğine yanasmaz İngiltere Kurtler’e yonelir. O sırada Abdulhamit kıvrak bir zekayla Kurt grupları Hamidiye Alayı diye bir organizasyonla orgutler seyhlere pasalık verir İslami bir dayanısma olusturma politikasıyla yanına ceker. Ortadoğu’da muttefik arayan İngitere de Ermeniler’i silah ve parayla desteklemeye yonelir.
Ortadoğu’nun karmasık etnik yapısına bir de İngiliz fistekli Ermeni bombası konuluyor. Yerel Ermeni halkı bu kıskırtmaya katılmıyor. İngiliz Konsolosluğu’nun halkın katılmadığına dair raporları var. Ermeni terorist olusumlar halkı tehditle zorla ayaklanmaya sevk ediyor.
Defne Sarısoy: Soykırımı meselesine bakıs acısı itibariyle Ermeni diasporasıyla Turkiyeli Ermeniler arasında gorus ayrılığı var. Ermeni diasporası bu olayları surekli canlı tutarak nereye varmak istiyor bunun amacı ne?
Orhan Koloğlu: Soykırımın kabul edilmesi durumunda uluslararası tazminatların yolu acılacak. Los Angeles’taki Ermeniler Erzurum’a yerlesir mi? Oyle olacak olsa ictenliklerine inanırdım. Abdulhamit zamanından bu yana hep bir takım gucler Ermeniler’i kullanmayı secmistir simde de aynı guc odakları Turkiye’ye karsı bu oyunu sahneliyor. Osmanlı zamanından beri dısarıdan gudumlu bir mekanizma var. Ermeni halkını kesinlikle suclayamıyorum cunku onlar da bu catısmanın kurbanı. Ermeni yerel halk 1915 oncesinde tehdit ediliyor ve sesini cıkaramıyordu.
Defne Sarısoy: Gunumuzde Fransa Ermeni meselesine fazlasıyla sahip cıkıyor. Bu sahiplenmenin kokleri nerede yatıyor? Fransa’nın Ermeniler’e karsı bir sucluluk duygusu mu var?
Orhan Koloğlu: Ermeni belgelerinin acılmasının neden istenmediğinin bir nedeni de bu.
Birinci Dunya Savası’ndan sonra 1919’da Fransa Ermeni halkları Sevr’in kabul edilmesinde bir arac olarak kullandı. Hem Osmanlı’ya hem Bolsevik Rusya’ya karsı kıskırttılar. Once Ermeniler’i Osmanlı’nın ustune saldırttılar sonra Kazım Karabekir Ermeni silahlı kuvvetlerini puskurtunce Fransa kıskırtmanın ise yaramayacağını gordu ve aradan cekildi Ermeniler ortada kaldı. Ermeni belgelerinde bunlarla ilgili yazısmalar var vakti zamanında Ermeniler’in toplumca Avrupa’nın nasıl oyununa geldiği de o belgelerde mevcut. Arsivler acılsa maske dusecek.
İgnasyef’in sozunu hatırlayalım Buyuk devletler itfaiyeci gibidir ancak yangın olduğunda gelirler” bu olayların bir tezgah olduğuna dair en doğru benzetme. Ufak toplumlar buyuk devletlerin oyunları icin kullanılır Ermeniler de kullanılan bir toplum oldu. Ermeni halkını suclayamayız.
Polonya Yahudi halkını Naziler’e teslim etmemis miydi? Naziler ile isbirliği icinde kendi topraklarındaki Yahudi toplumunu gonullu olarak toplama kamplarına goturduler. Polonya Ermeni soykırımını onaylıyor. Ben bu kararı son derece ironik buluyorum yakın tarihte Yahudi soykırımında gorev almıs bu toplum once kendi tarihini sınamalı. Turkiye ve Ermeni meselesine karısmaları kendilerini aklama isteğinden kaynaklanıyor.
Defne Sarısoy: Peki Turkiye’nin bu iddialara karsı durusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Net ve kararlı bir durustan soz edebilir miyiz? Yoksa Turkiye’nin politikasında bir zaafiyet olduğunu soyleyebilir miyiz?
Orhan Koloğlu: Benim gorduğum Turkiye’nin zaafiyeti kendi ekonomik zaafiyetinden geliyor. Cok basit bir sekilde o kadar gucsuzsunuz ki Turkiye’de Ermeni soykırımı lehinde yazılar cıkıyor. Ermenistan’da bunun tersini konusacak bir adam bulabilir misiniz? Turkiye’de Ermeni soykırımı tezini savunanlar tarihi gerceklerden sozetmeye 1915’ten baslıyor. Peki Ermeniler’in her koyde silah topladığını silah talimi yaptığını yazan İngiliz kaynakları neden hic telaffuz edilmiyor?
Turkiye’nin sistemli bir karsı tezi yok. Tarihi ve bilimsel calısmalara dayanan ve politik olarak da desteklenen ve uluslararası guncelliğe sahip bir tezi yok.
Defne Sarısoy: Basbakan Erdoğan’ın bu konuda bazı cıkısları oldu Avrupa Birliği’ne mektup gondererek Mavi Kitap ile ilgili Turkiye’den ozur dilenmesini istedi. Bu cıkıslar bir etki yaratacak mı sizce?
Orhan Koloğlu: Zannetmiyorum. Bu soruya tarihten bir yanıt verelim. 1904 yılında Kahire’de Jon Turkler’in cıkardığı Turk” isimli gazeteden alınan bir yazı esasen ABD’de yayımlanan bir gazeteden alınmıstır.
Ermeni kıyımını anlatan resimli bir yazıda olu sayısının 500 bin olduğu iddia edilmistir. Daha yıl 1904 ve 500 bin olu telaffuz ediliyor. ABD’li muharir ise kendisine gelen bu yazıda olu sayısını abartılı bularak 300 bine indirir. İnsaflı Ermeniler’den biri de bir mektup yazarak olu sayısının 300 bin gosterilmesinin abartılı olduduğunu vurgular. Bu surec kimsenin olu sayısını ciddiye almadığını ve onem atfetmediğini gosteriyor.
İkincisi; Van’daki İngiliz Konsolosu’nun 24 Eylul 1906 tarihli raporu. Diyor ki; ”Ermeni koyluleri sakin ve calıskan insanlar. Fakat iki rahatsız edici guc arasında sıkısmıs durumdalar. Bunlardan biri; ihtilalci Ermeniler diğeri ise bolgenin yerli Muslumanları. İhtilalci Ermeniler iyi eğitim gormus coğu Avrupa ve Amerika’dan gelmis kisilerdir. İyi silahlanmıs sıkıca giyinen ve iyi beslenen kisilerdir. ABD Rusya ve İngiltere’den para alırlar. İran ve Rusya uzerinden ceteler halinde gelip dağlarda saklanmaktadırlar. Koylulerin hic istememesine rağmen Ermeni koylerine inmekte ve silah zoruyla bunlardan zorla para ve yiyecek alıp yine dağlara cekilmektedirler. Acıkcası konforlu bir haydut yasamı surmektedirler. Yerli Ermeniler’in taraftar olmadıkları halde bu ihtilalcileri besledikleri kanısı doğmaktadır.”
Yıl daha 1906 ve Ermeni ceteleri bolgede guc kazanmaya halkı sindirmeye baslamıs. Ceteci Ermeniler’in geldikleri yerler Avrupa ve ABD. Parayı ve silahı da oradan alıyor. Bugun bu tablo raporda soz edilenden ne kadar farklı? ASALA’yı hatırlayalım.
Defne Sarısoy: Peki bundan sonrası icin nasıl bir politika benimsenebilir? Ozellikle Avrupa Birliği ile muzakere surecinin basladığı goz onune alındığında Ermenistan’la ticari iliskilerin gelistirilmesi sınırın acılması soykırım iddialarının onune gecebilecek mi?
Orhan Koloğlu: Bakın verdiğiniz tavizler hicbir sey getirmeyecektir cunku Karabağ olayı cok planlı yapıldı. Karabağ’ı isgal etmekle Turkiye ve Azerbaycan iliskisini tamamen kestiler o duzelmezse bu duzelmez haline geldi. Koz oldu. Verilen tavizler karsılığında taviz alınacağını zannetmiyorum.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com