Dunyanın bugune kadar bir esini-menendini gormedigi İmparatorlugun Cokus Doneminde Osmanlı Ermenileri baslıklı buyuk ilmî toplantının son ânda kapkara fasizan bir cebir ve tehditle onlenmesi doğrusu akıl almaz bir vahset. Tam da AB nin kapılarına dayanmıs bir Turkiye ye hic mi yakısmıyor; hani nasıl diyorlar bu kafayla nah gireriz AB ye! Durmus Hocaoğlu bir gunde nasıl boyle skir değistirdi demeyin; Merak ediyorum acaba hangisi daha kotu? Ermeni meselesindeki tartısmaların sonucunda 1915 te Ermenilere karsı katliam yapmıs bir ulke olduğumuzun tescil edilmesi mi daha kotu yoksa 90 yıl sonra bu konuyu tartısmanın hâlâ yasak olduğu tartısmaya kalkanların hain ilan edildiği bir ulke olmak mı? Birincisi en azından zaman asımından affa girebilecek bir suctur. İkincisinin hicbir mazereti yok! diyerek buyuk bir gerceğin altını cizen Turk medyasının buyuk isimlerinden Gulay Gokturk [Dunden Bugune Tercuman. 26.05.2005 Persembe] gozumdeki gaflet perdesini yırtıverdi ânîden ve adetâ kalbime ilka ve ilham ile bildirildi ki ustâdemiz haklı! O ânda anladım ki Biz Turkler zamânında da mâsûm Ermenileri aynen bu kafa ile kesmisiz hem de katur-kutur! Evet; maalesef hakîkat bu ve bundan ibâret! Vah benim zavallı kafam; bosa dolasmısım yalan dunyayı gorememisim hanyayı konyayı; meğerse o mâsumcukların zamânında teskîl ettikleri cete değil ilmî komite ellerindeki silah değil akademik materyal yaptıkları katliâm değil câhil Turkleri aydınlatma etkinliklerii akıttıkları derler gibi Turk kanı değil kırmızı renkli murekkep imis imis. Hakîkat kalbime vahy gibi inzâl oldu ya hemen gece yarısı kutuphanemin en ust rafındaki Ermeni kosesinden indirdim kitaplarımı ve baktım; ne goreyim! Biz tarihi nasıl da tahrîf etmisiz. Yuh olsun bize be! Artık bu saatten bâde Turk olmaktan da istifâ ediyorum haberiniz ola; cunku o kitaplardaki bilgileri tersinden okuyunca - hani her ciddî kavram gibi entel makulesinin ağzına dusunce cıvım-cıvım cıvıyan son gunlerin moda terimi tarihi tersten okumak var ya iste onu tatbîk edince - gerceği goruverdim ve 1332 (1914) tarihli Ermeni Komitalarının A mâl ve Harekât-ı İhtilâliyesi İ lân-ı Mesrûtiyet den Evvel ve Sonrası adlı ve sırf Ermenilere leke calmak icin bastırılan kitaptan rastgele sectiğim birkac vesîkayı tersinden okuyup yorumlayarak sizleri de aydınlatmaya karar verdim. Meselâ kitapta 71 numaralı vesîka olarak kaydedilen fotoğrafın altında sunlar yazılı: Ankara da ve Yozgat da tesekkul eden [Asdağ-Yıldız] cetesinden bir grup. Koc Oğlan demekle m arûf 12 rakamı ile gosterilen Konyalı yemenici Serkes in hânesinden cıkmıstır. Hâlbuki yanlıs; bu uluvvu cenab Ermeni beğleri aslında İmparatorluğun Cokus Doneminde Osmanlı Ermenileri isimli toplantıyı tarihte ilk defa gerceklestirmek icin biraraya gelen Ankara lı ve Yozgat lı değerli entellektuel ve akademisyenler olup ellerindekiler de silâh değil akademik materyaldir. Kezâ 95 numaralı vesîka olarak kaydedilen fotoğrafın altındaki Malatya Merkez de Ermenilerden alınan eslihanın bir kısmı ifâdesi de summe iftirâ; cunku o fotoğrafa dikkatle - yâni tersinden - bakarsanız goreceğiniz sey Malatya Merkez deki Ermeni kutuphânesinin cumle kapısı olup tufenk diye yutturulmak istenen seyler de tufenk mufenk değil kalemdir kalem! Oyle kalem mi olurmus deme be hey Turk; sen ne anlarsın ki! Oyle ilim ancak o boyda kalem ile yapılır. Ya 98 numaralı vesîkada Mar as Sancağı nda Ermenilerden musâdere olunan esliha-i memnua diye goz gore-gore camur atmaya ne demeli? Dikkatle bakınız ve okuyunuz ne gordunuz: Turk-Ermeni Dostluk ve Kardeslik Cemiyeti Mar as sûbesi ve iceriye sığmadığı icin duvar dibine dizilen ilmî malzeme. Hadi yalan soylemeyin îtiraf edin! Bir dahaki yazıma da yine birkac iftirâ vesîkasının ipliğini pazara cıkarak sizleri aydınlatmaya devam edeceğim; bu fırsatı kacırmayın beni izlemeye devam edin ve aydınlanın ola ki affolasınız... yoksa bu kafayla nah girersiniz AB ye.