Ankara yeniden dusunmeli -
Turkiye nin neden Avrupa ya ait olamayacagına iliskin surekli yeni gerekceler one suruluyor. Bugunlerde de tarih politikasıyla ilgili bir konu var gundemde: Ermenilere yonelik kitlesel katliamı. Turkiye nin tarihinin bu karanlık sayfasına yaklasımı giderek daha sık bicimde Turkiye nin guya Avrupa ya uygun olmadıgının kanıtı olarak one suruluyor.
Bazı gelismeler Turkiye nin artık doğru bir yola koyulduğunu gosteriyor. Ermeni konusunun sadece uluslararası baskıdan dolayı bile olsa tarihi bakımdan ele alınmak zorunda olduğu gorusu giderek yerlesiyor.
Yararsız yaklasımlar
Ancak her fırsatta dile getirilen konunun tamamen tarihcilerin sorumluluğuna bırakılabileceği ve boylece bir olcude siyaset ve toplumdan uzaklastırılabileceği gorusu Turkiye nin gelecekteki saygınlığına pek katkıda bulunmaz. Ust duzey temsilcilerin bu donemi kapanmıs ilan etmeleri ise Turkiye nin saygınlığına tamamen yararsız.
Eski yaraların surekli yeniden desilmesinin değil geleceğe yonelmenin onemli olduğu yollu gerekce hicbir ise yaramıyor. Kurbanlar ve cocukları bu konunun aydınlatılması ve hatırlanması hakkına sahip. Ozgur bir toplumda devletin bir konuyu kapanmıs ilan etmeye hakkı yoktur. Bir konunun kapatılmasını isteyenler kendilerini supheli duruma sokar.
Bu yuzden Turk hukumeti aydınlanma surecini etkin bicimde desteklemeli. Turkiye savunma pozisyonunu terk ederek inisiyatifi ele almalı. 1915-1917 olaylarının ortak bir tarihciler komisyonunca aydınlatılması icin Erivan a ve Ermeni diasporasına davette bulunmalı. Uzun vadede de Polonya-Almanya ve Fransa-Almanya orneğinde olduğu gibi ortak bir okul kitapları komisyonu icin gayret gosterilebilir.
Ermeni tarafı son donemde zaman zaman ima edildiği gibi olayların bilindiği ve bir aydınlatmaya ihtiyacı olmadığı gerekcesiyle bunu reddederse Turk hukumeti yine de ulkesinin saygınlığı icin bu yolu tercih etmeli.
Dunya kamuoyu komisyonun gorevlendirilmesini zaten elestirel bicimde izleyecektir. Hukumete yakın gorusleri nedeniyle dikkat ceken tarihcilerden uzak durulmalı. Sadece ornek mahiyetinde iki
isim Turk tarihci Halil Berktay ki Turk sınırlarının dısında da takdir goruyor ve yayıncı Rost Hostfeld ki kısa bir zaman once Alman İmparatorluğu nun Ermenilere yonelik kitlesel katliama karısması konusu uzerinde calıstı. Fakat isim onermek icin henuz cok erken. Muhtemelen uygun isimler belirlenirken International Commitee of Historical Sciences in yardımı sağlanabilir.
Tarihin ele alınması konusundaki siyasi iradenin inandırıcı olabilmesi icin Turk hukumeti tarafından mali yonden comert tesvik yapılmalı arastırmanın tamamen ozgurce yapılması ve arsivlere giris imkânı sağlanmalı. Muhtemel sonuclar bakımından hicbir sınırlama getirilmemeli. Bu aynı zamanda jenosit gibi belirli kavramlardan duyulan korkunun da asılması gerektiği anlamına geliyor. Tarihin yeniden ele alınmasına iliskin ilkesel karar arsiv malzemelerine ulasılmasında yerel yetkililerin ya da daha alt kademedeki yoneticilerin keyfi tutumu yuzunden engellenmemeli. Arsivlerde sağlanacak en iyi calısma kosulları bu konudaki iradeyi teyit etmeli.
İsvicre orneği
Turk komisyonunun calısma bicimi 1996 da Jean-Francois Bergier yonetiminde olusturulan ve İsvicre nin İkinci Dunya Savası nda Almanların islediği suclara karısmasını arastıran İsvicre Komisyonu nu ornek alabilir. Boyle bir komisyonun uzerinde calısması gereken sorunlar
arasında ozellikle 1915 ile 1917 yılları arasındaki olayların tarihi bakımdan butunsellestirilmesi (iliskilendirilmesi) de bulunabilir: Osmanlı İmparatorluğu nda daha once katliamlar ve ayaklanmalar
oldu mu? Bunların nedenleri neydi?
Ve Avrupalı gucler nasıl bir rol oynadı?
Bu konuda mumkun olduğunca uzun bir perspektifin secilmesi gerekecek.
Turkiye nin tarihin kendini haklı cıkaracak bicimde ele alınması eğiliminden kurtulabilmesi icin 1915 ten 1917 ye kadar olup bitenlerle yuzlesmenin kendi seckinlerince artık bir ozelestiri olarak algılanmak zorunda olmaması bir avantaj.
Almanya da da Ucuncu İmparatorluk a mesafeli durulması Federal Cumhuriyet in kendini bulmasıyla el ele yurumustur. Nazi donemindeki tutumları nedeniyle kendilerini uluslararası boykot tehdidi altında goren buyuk Alman sirketleri herhangi bir direktif vermeden gecmislerini bağımsız tarihcilere incelettirdi. Baska sirket kurulus ve birlikler de rekabet ve imaj kaybını onlemek icin bu yolu izledi. Bir zamanlar karalanan Alman tarihciler bugun oncu olarak goruluyor. Bunlar simdi kimse kendilerine boyle bir gorev vermediği halde bugun kendi tarihini yansıtan bir Almanya nın buyukelcileri gibi etki yapmakta. Calısmalarıyla oylesine inandırıcı bicimde guven verdiler ki artık ne Alman politikası ne de Alman toplumunun coğunluğu gecmiste Almanlarca yapılan haksızlığı inkâr etmek istemekte.
Gecenlerde Erdoğan a International Association of Genocide Scholars ın bir mektubu ulastı. Mektubun son cumlesi soyleydi: Turk halkı uluslararası toplum icinde esit hak ve onurla yer alacaksa tıpkı Alman halkının Yahudi soykırımında yaptığı gibi Ermeni soykırımında eski bir hukumetin sorumluluğunu tanıması yararına olur.
ABD de tanıyacak
Gorulebilir bir zamanda Amerikan Kongresi de tıpkı Fransız Ulusal Meclisi ve Alman Federal Meclisi nin yaptığı gibi Ermenilere yonelik kitle katliamını anacak.
Turk hukumeti dısarıdan yonlendirilen onur kırıcı geriye doğru savunmada ısrar etmek yerine gecmisini yaratıcı ve ahlaki bakımdan itiraz edilemeyecek bicimde ele almalı (Alman gazetesi 18 Mayıs 2005)
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com