Bir filolog olarak... - Haber Arşivi 2001-2011
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Առաւօտ

Haber Arşivi 2001-2011 :

23 Mayıs 2005  

Bir filolog olarak... -

Bir filolog olarak...

Cumartesi sabahının Milliyet gazetesine baktıgımda İlber Ortaylı nın hakkımda bir seyler soyledigini gordum. Olur olmaz bir seyler soyleyen herkese cevap yazma gereği duymuyorum; bu da olur olmaz ın otesine gecen bir sey değil. Gene de ciddi bir demagoji dozu icerdiği ve bu demagojinin sergilenmesi gerektiği icin bu yazıyı yazıyorum. Onumuzdeki hafta Ermeni kıyımı konusunda bir konferans toplanacak ve ben toplanmasına onayak olanlardan biriyim. Cağrılanlar Boyle bir sey olmadı diyenler değil. Bu saatten sonra Oldu mu olmadı mı? tartısması yapmak değil amacımız. O tartısma zaten yuruyor kendi kanalında. Ortaylı ilkin Davet edilenler hep belli bir takımın isimleri demis. Evet kendisinin bir sure once transfer olmayı sectiği takım dan değil buraya cağrılanlar. İlber Ortaylı isi hemen bir uzmanlık noktasına tasıyor. Hukuksal problemleri herhalde İngiliz filoloğu Murat Belge tartısacak demis. Takım a transfer olduktan bu yana takım oyunu nun kurallarını da oğrenmis. Bu konu Turkiye de en fazla tansiyon yukselten konu. Coğunluk bilgi sahibi değil ama bir pozisyon sahibi olmaya zorlanmıs. Kimse konuyu bilgi ye dayanarak konusmaya hazır değil ama boyle Filolog da hukuktan ne anlarmıs! turu sloganlar hazırlayıp takımınıza sunarsanız bunlar hemen cephane olarak kullanılır ise yarar. İlkin olgusal carpıtmayı duzeltelim: yazılarımda (kıyımla ilgili) hukuk alanındaki sorunların ne olduğunu gosterdim hukuktan o kadar anlarım (bir kere Anayasa Mahkemesi nin kurulus yıldonumu icin duzenlenmis bir toplantısında ulusal ve uluslararası hukuk ustune konusmaya davet edilmistim. İlber Ortaylı hazır ise baslamısken gidip Anayasa Mahkemesi ni de haslasın Filoloğu nereden cağrıyorsunuz? diye). Ama bu toplantıda Ermeni sorununun bugunun Turkiyesi nde nasıl demokratiklesmeyi engelleyen bir olgu haline geldiği konusunda konusacağım. Bir de Turk edebiyatına bu konunun nasıl yansıdığına bakacağım. Ama asıl ilkesel carpıtmaya gelelim. Garip bir uzmanokrasi anlayısı gelistiriyor İlber Ortaylı. Doğa bilimlerinde bile interdisciplinary dediğimiz yaklasımın onem kazandığı bir donemde toplumsal bilim ve tarih alanında yalnız o alanın uzmanlarına konusma hakkı tanıyor. Bu mantığı biraz daha ileri gotururseniz sozgelisi Ermeni kıyımının olup olmadığı konusunda bir eczacı veya bir kimyagerin de fikir sahibi olmasına imkân kalmaz. Bunu tarihciler cozsun diye formullenen savsaklama taktiğini Ortaylı -herhalde tarihci olduğu icin- ciddiye almıs olmalı. Ortaylı Olmadı diyecek eczacı ve kimyager ve geri kalanımız Olmamıs olmamıs diyeceğiz Ortaylı soyledi olmamıs. Yıllardan beri basında yazarım her turlu yayın turunde yazarım. Kendim bir yığın yayının editorluğunu yaptım. Herhalde en az filoloji konusunda yazmısımdır. Bu gazete kurulduğunda beni de yazmaya cağıranlar filoloji konusunda soyleyeceklerimi mi merak ediyorlardı? İlber Ortaylı kendi soylediği sozun nasıl bir mugalata olduğunu bilmeyecek cahil bir adam değildir. Ama yaptığı tercih boyle olduğu icin boyle konusması gerekiyor. Onemli olan uzmanlık değildir. Dergiler kitaplar yayımlanıyor merakı olan oğrenmek istediğini oğreniyor. Onemli olan aklını akıldan gayrı bilgisini bilgi uretiminden gayrı bir seylerin hizmetine vermemek. Uzman olan bir seylerin allamesi olan ama kendi vicdanının sesinden cok birtakım seylerin pırıltısına kapılan cok adam gorduk. Boylelerine tarihin nasıl davrandığını en iyi tarihcilerin bilmesi beklenirdi.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+