TESEV Baskanı Can Paker AB surecini degerlendirdi. - Haber Arşivi 2001-2011
02 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Հրանդ / Ժամ : Խաւարակ

Haber Arşivi 2001-2011 :

05 Ocak 2005  

TESEV Baskanı Can Paker AB surecini degerlendirdi. -

TESEV Baskanı Can Paker AB surecini degerlendirdi.

Paker Yaptıgı iste bilgi sahibi olmayanları zor bir surec bekliyor. Bizdeki ne is olsa yaparım agabey formulu tarih olacak. Belli sektorler tamamen ortadan kalkacak. Yeni yılın ilk pazartesi sohbeti konuğu TESEV (Turkiye Ekonomik ve Sosyal Etudler Vakfı) Baskanı Can Paker. Paker ile 17 Aralık sonrası neler olacağını Turkiye de nelerin değiseceğini konustuk. Paker AB ile gelinen son noktayı Tanzimat tan bu yana gelen bir surecin asaması orta sınıfın demokratiklesme isteği olarak yorumluyor. Paker e gore ne Kıbrıs ne de Kurt sorunu Turkiye nin onunde bir engel değil. Paker in Ermeni sorunu hakkındaki dusuncelerini ise ilgiyle okuyacağınız dusunuyorum. Paker diyor ki Dunyadaki birkac Ermeni lobisi Turkiye nin siyasi gucunden buyuk değildir olamaz da Diaspora soykırım iddiasıyla bizden tanzim etmek istiyor ama yapamaz cunku oncelikle paramız yok ayrıca bize bicilen yeni coğrafi ve siyasi konum daha kuvvetli. HALK İSTİYOR * 17 Aralık ı nasıl değerlendiriyorsunuz? Olaya alınanlar verilenler diye bakmayı doğru bulmuyorum. Bu Turkiye nin 200 yıllık batılılasma isteğinin bir asaması. Tanzimat tan bu yana gelen bir surec bu. Daha da tamamlanabilmis değil. * Batılılasma isteği kime ait peki? Yani yonetenlerin mi yoksa halkın mı isteği? Bu durum II. Mahmud ile baslıyor. Tarihsel surece bakarsak kesinlikle bir padisahlık kararı değil tam tersine toplumsal bir istek. Zaten o tarihten sonra hep Osmanlı İmparatorluğu nun batının neresinde yer alacağı konusuluyor tartısılıyor. Bu durum gunumuze kadar devam ediyor. Once NATO uyeliği ardından demokratiklesme isteği. Bir ulkedeki sosyo-ekonomik değisimler sadece dıs etkenlerle olamaz. İc etkenler de cok onemlidir. Demokratiklesme aslında buyuk bir ic taleptir. ASKER GUCUNU KAYBETTİ * Ne zamandan beri? 10-15 yıl diyebiliriz herhalde. Dıs talebin de olusması bu yuzden zaten. Turkiye de orta sınıfın buyumesiyle birlikte demokratiklesmeye yoğun bir talep olustu. Herkes zannediyor ki halk AB yi sadece serbest dolasım icin istiyor. Bu doğru değil. * Yani daha iyi yasama ihtiyacındayız. Kesinlikle. Tabii ki dolasım ihtiyacı da var ama cok bu daha sonra gelen bir istek. Bakın Turk demokrasisi hic de soylendiği gibi ham yuzeysel falan değil. Turk demokrasisi cok oturmus demokrasi. Turk halkı 1950 lerden bu yana girdiği secimlerde fevkalade sonuclar cıkardı. Hangi iktidar kendi lehine calısıyorsa ona oy verdi. Turk halkının asla siyasi bir angajmanı yok. Boyle kac ornek yasadık. * Bu da demokrasi ihtiyacını gosteren bir cıkıs değil mi? Tamamen. Orta sınıfın demokratik ihtiyacları artık son derece ortada. Bir cok kanunu meclisten gecirdiler. Tabii ki onceki hukumetlerin de katkısı var ama bu hukumeti de kutlamak lazım. Bir ornek vereyim bundan onceki uc koalisyon partisi de sayın Demirel in yani Cumhurbaskanı nın gorev suresini uzatacağız diye karar verdi. Peki sonra niye olmadı? Cunku toplum istemedi. Demokrasi sandığınızdan daha etkili. * Orduya rağmen Turkiye nin kurulusunda onemli bir rol oynayan asker sivil burokrasi zaman icinde oyle bir toplumsal gelisme yasıyor ki onemini ve gucunu kaybediyor. Bunu taraf tutarak soylemiyorum. * Turkiye de demokrasinin oturmasında dıs etkenlerin rolu yok mu sizce? Var tabii. Oncelikle NATO uyeliği sonrasında Turgut Ozal ın yaptığı acılım bunlar onemli tabii. Ayrıca dunyanın artık bilgi toplumu haline gelmesi bireyselliğin one cıkması iletisim devrimini de unutmamak gerek. Sovyetler in yıkılmasıyla demokratiklesme onem kazanmaya basladı. * Sadece Sovyetler e karsı olmak yeterliydi. Kesinlikle. Turkiye boyle bir durumdaydı. Sonraki gelismelerle birlikte Turkiye nin siyasi coğrafi onemi baska bir seye donustu. * Yani jeopolitik onem yerini baska unsurlara mı bıraktı? Nedir onlar? Birincisi enerji ikincisi guvenlik. Turkiye guvenlik ve enerji kaynakları acısından son derece stratejik bir ulke. Ama askeri değil. BATILILAsMA OZLEMİ * Tanzimat tan beri batılılasma ozlemimiz var ama batılı tarifine pek uyduğumuz soylenemez. Doğru. Ben onu soyle anlatıyorum: Diyorum ki batılılasma isteği daha iyi yasama dunyalı olma ice donuk kalmama isteğidir. Bu isteği sadece Avrupa da yasayan Turklerde ya da İstanbul da gormuyorsunuz aksine Anadolu da yeseren endustrilerde bu istek var. * İsadamımız niye AB ye girmek istediğini biliyor mu peki? Bir istatistik yok ama buyuk coğunluğu icin evet diyebilirim. Hur Avrupa Birliği bircok isadamımızın canını yakacak. Yaptığı iste bilgi sahibi olanlar rahatsız olmayacak ama geri kalanını zor bir surec bekliyor. Bizdeki Ne is olsa yaparım ağabey formulu tarih olacak. Belli sektorler tamamen ortadan kalkacak ve bazı sirketler mecburen buyuyecek. Batıdaki yapı soyle. İnsanların yuzde 90 ı bir isyerinde calısıyor geri kalanının kendi isi var. PROFESYONELLER KAZANIR * Kendi isini yapıyor derken.. AB ile entegrasyon olduğunda Her isi yaparım bitecek bilgisi olan kazanacak. * Profesyonellesme baslayacak. Evet. Bir dusunuyorum Turkiye de buyuk holdingler otelcilikten dolmakalemciliğe kadar her isi yaparlardı. Bu durum bitecek. Gumruklerle korunmus ekonominin getirdiği sonuc bu. Cunku korunduğu zaman yaptığı isin ne olduğu değil etkinliği onemli. Etkinlik olsun yeter. * Bircok yasayı değistirdik. Peki ya uygulamalar? Orada buyuk sorun yasanacağı ortada. Kendi dilinde lisanı serbest bıraktık sonra dershanelerin kapılarının boyu yetmiyor diye dershaneleri acmadılar falan. Kopenhag kriterlerine paralel olarak cıkan kanunların uygulamasına direnen kesimler olacak. KIBRIS MESELESİ * Onumuzde bir cok engel var. Bunlardan biri ve en onemlisi Kıbrıs meselesi. Kurt sorunuyla ilgili korkular da var. Ayrıca Ermeni meselesini de unutmamak gerekiyor. Turkiye hep korkular yasamıs ya da yasatılmıs bir halde. Normal bir siyaset bir seyden korktuğu icin siyaset uretmez. O korkunun kaynağına inip arastırır. O kaynakla ilgili politikalar uretir. Kurt sorunu Turkiye yi boler mi bolmez mi? Dunya siyaseti ne diyor hep bunlara bakmak lazım. * Biraz once Kurt sorunu hakkında isin dibine inmek gerekiyor demistiniz. Siyasi olusumların kendilerini ozgurce ifade etmeleri gerektiğine inanıyorum. En buyuk ayrılıkcı ideolojinin parlamento catısı altında kalmasını onledik biz. Bu buyuk hataydı. İngilizler-İspanyollar ayrılıkcılar parlamentoya girdiğinde bayram ederler. * Neden? Cunku oranın baska kuralları vardır. Parlamento baska bir dunyadır ve oradaki oyun baska kurallarla yonetilir. Yani Kurt sorununu doğallığında goturmek lazım. Bir surec bu yasanacak bırakın yasayalım. Birileri Ya Kurt devleti kurulursa diye endise ediyor. Orada kurulacak bir Kurt devletinin kimsenin isine gelmeyeceğini dusunuyorum ben. Dunyadaki insanları musterek menfaatleri otesine zorlayamazsınız. Kurt yoktur cumlesinden bugun buraya geldik sizinle rahatca konusuyoruz. Kurtlerin de aynı Kıbrıs gibi Turkiye nin AB yolunda bir onemi olduklarına inanmıyorum. * Ben onemli olduklarını dusunuyorum. Demokratiklesme surecinde de buyuk bir yer kaplıyorlar kaplayacaklar da.. Ben bir nevi kimlik meselesini siyasi bir mesele haline getirmenin yanlıs olduğunu soyluyorum. İnsanlar kimlikleriyle ilgili ozgurlukler aldıkları zaman is cozulur. Peki gelelim Ermeni meselesine. Ne olacak bu soykırım iddiaları? Diaspora bunu soykırım diye kabul ettirmeye calısıyor. Neden? Cunku bir sekilde tanzim etmek istiyor. Ben de diyorum ki bunu yapamazsınız. Cunku oncelikle Turkiye nin boyle bir gucu yok. İkincisi roportajın basından beri konustuğumuz Turkiye nin siyasi coğrafi yeni yapısı diasporadan cok daha kuvvetli. ASIL ONEMLİ OLAN NE? * Gercekten boyle mi dusunuyorsunuz? Kesinlikle. Kimse kusura bakmasın ama ben isadamı gibi konusuyorum dunyadaki birkac Ermeni lobisi Turkiye nin gucunun yanında pek etkili olamaz. Etkili olsaydı simdiye kadar bir cok parlamentodan gecerdi gecmiyor iste. Ayrıca incelense bile ben bir sonuc elde edileceğine inanmıyorum cunku soykırım mı acaba diye birkac akademisyen oturtsak hepsinin vardığı sonuc ayrı olur. * Diyelim soykırım cıktı. Ne olacak peki? Ozur mi dilenecek? O da olabilir ama kimin namına diliyoruz ki? Cok uzulduk hadi bir heykel dikelim. Bence asıl onemli olan Ermenistan daki vatandasların daha iyi yasamasıdır. Doğudaki sınır kacakcılığının aksine oturmus bir ticaret yaratılmasıdır. Onemli olan ekonomik iliskilerdir. Kafkasya daki enerji bolgesindeki sorunların cozulmesi cok daha onceliklidir. SİYASET SATRANCTIR * Ya Kıbrıs? Turkiye son 40 senedir siyasi dıs politikayla siyaset yurutmemistir. İc politikayla da yurutmemistir ya o ayrı. Sadece pozisyona sadık kalmıstır. Bir Kıbrıs meselesi 30 yıldır aynı yerdeyse bu siyaset uretmek mi? Siyaset uretmek satranc oynamaktır icine yaratıcılık katmaktır. Kıbrıs a gelince ben yakından biliyorum Annan Planı hic ciddiye alınması gerekmeyen bir belge olarak sunuldu once. Ama sonra anlasıldı ki bu dikkate alınması gereken bir plan. sahsi dusuncemi soruyorsanız Kıbrıs o ya da bu sekilde cozulmek durumundadır. AB icin Kıbrıs bir sorun değildir. Obur tarafta Turkiye de 70 milyonun gecireceği bir evrim vardır. Kıbrıs Turkiye nin gecireceği bu evrimin yanında hic onemli değildir.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+