Ortadogu da Edebiyat Tartısıldı -
Edebiyat Gunleri nde bugun Cocuk edebiyatının sorunları; Cezaevlerini yaratıcı mekanlara donusturenler; 70 kusagından 90 kusagına iki toplum iki edebiyat; Suleymaniye nin soluğu baslıklı paneller ve siir dinletileri gerceklestirilecek.
Buyuksehir Belediyesi nin bu yıl ikincisini duzenlediği Edebiyat Gunleri dorduncu gununde de panel soylesi siir dinletileriyle suruyor. Dun Diyarbakırlıların yoğun ilgisiyle gerceklestirilen etkinliklerin en anlamlısı ise Turkiye nin zengin etnisitesini yansıtan Ortadoğu da Edebiyat ve Etkilesimi baslıklı paneldi.
Panele Suriye Kurtlerinden ama babası Mardin in ilcesi Derik ten goc etmis Suriye Derbêsiye li Lokman Derikî Laz kulturunu temsil eden Mehmedali Barıs Birer Suryani temsilcisi peder Gabriel Akyuz ve İstanbul da yayınlanan Ermeni gazetesi Agos un editoru Sarkis Seropyan katıldı.
Ermenice Kurtce Lazca ve Suryanice nin kullanıldığı uc saatlik panel doğrusu izlemeye değerdi. Belki de bu kadar ciddi mevzuların konusulduğu panellerde en esprili vurguyu Sarkis Seropyan yaptı: Kurtler hep Kurdun deniz gormusudur Lazlar dese de Ermeni de bakın ne dermis; Ermeniler kendine Ermeni demez. Hay der. İste Ermeni nin Karadenizlisine de Haylaz denir. Sonra da ardı ardına Ermeni Kurt Laz fıkraları geldi.
Sarkis Seropyan; Doğu ve Guneydoğu daki dillerin birbirlerini etkilediklerinden soz ederek dort ana baslık altında Sami İber Kafkas Ural Altay ve Hint Avrupa dillerini ayrıntılandırarak sıraladı. Ve Anadolu da en cok konusulan dilin de Hint Avrupa dili olduğunu gecmisten bu yana ornekleyerek anlattı.
Seropyan dillerin etkilesimine ve ortak kullanımlarına da birkac ornek verdi. Mesela Sumerler tarlaya Adar derler. Hint Avrupa dillerinde Argos olur. Ermeniler @Ard derlermis. Sonra da salonda dinleyici sıralarında oturan Diyarbakırlı Ermeni yazar Mıgırdic Margosyan a gonderme yapan Seropyan Margosyan ben Dikranagerd liyim der. Ben de ona hayır sen Amida lısın derim. Anlasamayız. Neden derseniz. Tarihte Ermeni Kralı Dikran bir sehir kurmus. sehrin etrafına surlar ve kale yapmıs. Uzun yıllar surmus bu yapım. Surlar ve kalenin harcı butun koylerden toplanan yumurta akıyla olmus. Oyle olmus ki koyluler yumurtanın tadını unutmuslar. İste o sehir Kurtlerin Meyafarkîn dediği simdiki Silvan eski Dikranagerd dir. İste bu nedenle Margosyan Amida lıdır.
Sonra soz alan Mardin Suryani Cemaatinin ruhani liderlerinden Kırklar Kilisesi Papazı Peder Gabriel Akyuz; Suryanilerin neredeyse Mezopotamya coğrafyasında 8 bin yıldır var olduklarını ve Asurlulardan bu yana Asur dahil değisik adlar aldıklarını ama kendi aralarında aldıkları mutabık karar gereği artık bu adlardan hicbirini kullanmak istemediklerini Suryani adında karar kıldıklarını ifade etti.
Suryanice nin Semitik dil ailesinden geldiğini Suryanilerin Hıristiyanlığı ilk kabul edenlerden olduklarını Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra onceki putperestlik donemine ait butun kayıtları yok ettiklerini bunun da gecmisi kayıt altına almak anlamında Suryani tarihi acısından sıkıntıya neden olduğunu da belirtti.
Gabriel Akyuz Suryani edebiyatı bugun kilisenin urunudur. Azizlerin ve sehitlerin hayatı bu acıdan Suryani edebiyatında onemli yer tutar. Tabii ki Suryani edebiyatı acısından 8 makamlı muziğimiz de cok onemlidir. Bunu yıl boyunca ayinlerimizde kullanırız diye de ekledi.
Ucuncu olarak soz alan Suriyeli Kurt Lokman Derikî ise; Ben Derbêsiyeliyim. sehrim cok dinli ve cok kulturlu bir sehirdi. Ben oradayken Kurtluğumun cok farkında değildim. Cunku evde dısarıda Kurtce konusuyorduk. Ama Halep e sam a gittikten sonra Arapca konulanların icinde ayrı olduğumuzu fark ettim. En cok da ismimde bu ayrımı hissettim. Cunku Suriye de Lokman ismi sadece Kurtlerde var. Ve her gittiğim yerde ha ismin Lokman ise o halde sen Kurtsun derlerdi. Daha sonra Kurtlerde daha cok sozlu edebiyatın var olduğunu bugun yazılı edebiyatın artık ihtiyac olduğunu bunun da yerinin Diyarbakır olması gerektiğini belirtti.
Son olarak soz alan Laz Mehmedali Barıs Birer; bilinenlerin aksine mesela Trabzon Rize gibi sehirlerin Laz sehri olmadığını Lazların oralardan daha doğuda Ardesen Borcka gibi yerlerde yasadığını ifade etti. Lazların Guney Kafkasyalı bir halk olduğunu da vurguladı. Kendimize Lazi dilimize de Lazuri deriz. Latin alfabesi olan 35 harften olusmus bir alfabemiz vardır. 1984 te olusturduk. İnternet te lazuri.com isimli dili de sanal ortamda oğreten bir sitemiz vardır. Lazca da yaz da komurden yaz diye bir atasozumuz olduğu halde bu kadar gec basladık yazı isine diye sozlerini surduren Birer; Laz fıkraları diye dillendirilenlerin de populer kulturun kisiliksizlestirme ornekleri olduğunu sozlerine ekledi.
Daha sonra gun boyu değisik mekanlarda daha cok dil ve edebiyat iliskisi uzerine konusmalar yapıldı. Aksam saatlerinde belediye tiyatro salonu bu kez yazar Buket Uzuner in Edebiyatta kurmaca ve yazarın arka sokakları soylesisini dinledi. Buket Uzuner romanlarından ornekler vererek yaptığı bir saatlik soylesisinde ağırlıklı olarak roman kisiliklerinin coğu kez yazarda kisilik bulduğunu yazarın o roman kisilikleriyle birlikte yasadığını ve romanı kurduğunu bazen cok onemsiz baslayan roman kahramanlarının giderek romanın bas kisileri haline de donusebildiklerini Gelibolu yu anlattığı romanından ornekledi.
Gunun son programı bes sairin katıldığı siir dinletisiydi. Salon dısarılara tasarak yarım saat oncesinden dolmustu. Her birinden bir dize aktarırsak; Haydar Ergulen Butun oğullar anneyi bir siire terk eder; Kemal Varol Anneler erken babalar olumlerine yakın ozlenir; Mustafa Koz Bizim cocuklarımız bu yağmadan olmalı; Halil İbrahim Ozcan Sebepsiz teslim olmak gibi kendi gozlerinde suların; Hicri İzgoren ise Bahtı teninden yanık bir serencamdı.
Belki de en son sozu siire dair soyleyen yine Haydar Ergulen oldu: Kimsenin kimseye gozu değmiyorsa siir niye.
Bugun Diyarbakır 2. Edebiyat Gunlerinin 4. gunu. Program soyle.
Panel: Cocuk edebiyatının sorunları
Muharrem Cebe Feyza Hepcilingirler Yunis Behram Dr. Arif Haco.
Yer: Buyuksehir belediyesi tiyatro salonu
Saat: 10.30
Panel: Cezaevlerini yaratıcı mekanlara donusturenler
Sezai Sarıoğlu Osman Akınhay Ozgur Tuzun
Yer: Dicle-Fırat Kultur Merkezi
Saat: 12.00
Panel: 70 kusağından 90 kusağına iki toplum iki edebiyat
Suheyla Acar Nuri Fırat
Yer: DSM
Saat: 14.00
Panel: Suleymaniye nin soluğu
Celil Kaya Cewher Kurmanc Ebûbekir Xosnaw
Yer: Buyuksehir belediyesi tiyatro salonu
Saat: 14.30
siir Dinletisi: sairler genc sairlerle bulusuyor
Yerel gundem 21 in genc sairleri ve konuk sairler
Yer: Dicle Fırat Kultur merkezi
Saat: 15.30
siir Dinletisi:
Kucuk İskender Lâl Lales
Yer: Buyuksehir belediyesi tiyatro salonu
Saat: 17.00
siir Dinletisi:
Derya Onder Tuğrul Keskin Mansur Balcı Sedat sanver Rosan Lezgin
Yer: Buyuksehir belediyesi tiyatro salonu
Saat: 19.30 (sD/BB)
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com