Ermeni Patrigi Belcika Parlamento Baskanı nı Kabul -
Turkiye Ermenileri Patrigi 2. Mesrob Hazretleri 29 Kasım 2004 Pazartesi gunu Belcika Parlamento Baskanı Herman De Croo yu Patrikhane’deki makamında kabul etti. Gorusmede ayrıca Belcika Parlamentosu’ndan farklı siyasi partileri temsilen milletvekilleri Hendrik Daems Thierry Giet Dirk Van der Maelen Pieter De Crem Hervé Hasquin Jean-Jacques Viseur heyet sekreteri Patrick Delodder Belcika İstanbul Baskonsolosu Thomas Antoine Belcikalı basın mensupları Christophe Lamfalussy Ludwig De Vocht Ingrid Van Dael ve
Jean-Pierre Martin hazır bulundular.
Baskan De Croo Ermeni Kilisesi’nin hiyerarsik merkezlerinden İstanbul Ermeni Patrikligi’ni ziyaret edebilmekten duyduğu mutluluğu ifade ederek Patrik Hazretlerine kendilerini kabul ettiği icin tesekkur etti.
Konuklara Hos geldiniz diyen Patrik Hazretleri 2002 yılında Bruksel’de Belcikalı bakan ve parlamenterlerle bir araya geldiğini anımsatarak Turkiye-Belcika hattında son zamanlarda iki yonlu olarak ziyaret trafiğinin artması memnuniyet vericidir iki ulke ve halkları arasında tanısma ve anlasma acısından son derece yararlı bir gelisim” dedi.
Konukların Ermeni Kilisesi’nin genel yapısı Turkiye Ermenileri Patrikliği’ nin statusu 1915 olayları Ermenistan-Diaspora-Turkiye iliskilerindeki mevcut durum hakkındaki sorularını tek tek yanıtlayan Patrik Hazretleri Avrupa’dan Aralık’ta olumsuz yanıt geldiği varsayıldığı takdirde Turkiye’ nin yaklasımı sizce ne olur?” sorusuna su cevabı verdi:
Doğrusu boyle bir olasalığı dusunmek bile istemiyorum. Ancak sunu da hemen ilave edeyim ki halkının ezici coğunluğuyla Avrupa Birliği’ne uyelik konusunda kararlı olan Turk Hukumeti son donemdeki demokratik reformlardan halkın hosnut olduğunu goruyor ve uygulamaya gecebilmek icin sanırım sartlarını zorluyor. AB yonunde olumsuz bir gelisme olsa bile demokratiklesme ve her alanda yenilenme surecinin devam edeceğini hic olmazsa halkın devletten talebinin boyle olduğunun herkes farkında. Ben siyasetbilimci değilim ancak uzerinde durulması gereken konu bence su: Turkiye Avrupa tarafından dıslandığı takdirde Avrupa kuzeyde Karadeniz havzası ulkeleri doğuda Asya ve Ortadoğu ulkeleriyle arasındaki cok onemli bir dostunu kırmıs olacaktır. Halbuki Avrupa bu bolgelere doğrudan Turkiye uzerinden de ulasarak daha etkin iliskiler kurabilir.”
Belcika muhalefetinden bir parlamenterin Turkiye’nin AB’ye uyeliği Turk-Ermeni iliskilerini sizce nasıl etkiler?” sorusuna Patrik Mesrob su cevabı verdi: AB uyesi bir Turkiye AB’nin genel değerlerini ve politikalarını gozetmek durumunda olacaktır. AB uyesi bir Turkiye ile sınırdas olan Ermenistan Avrupa ile sınırdas olur. AB uyesi olan diğer ulkeler Turkiye uzerinden Ermenistan’la ticaret yapmak isteyeceklerdir Ermenistan da onlarla. Avrupa ulkelerindeki Ermeni toplulukları da bu iliskilerde doğal olarak katalizor konumunda olacaklardır. Bu zamanla iliskilerin giderek normallesmesi Diaspora-Turkiye-Ermenistan cokyonlu iliskilerinin de olumlu gelismeler gostermesi anlamına gelir. Turkiye Ermenileri ise hem Turkiye vatandası hem de Ermeni asıllı oldukları icin zaten bu tur olumlu gelismelerin ozlemini cekiyorlar. ”
Baska bir parlamenterin Avrupa’da hatırı sayılır cevreler İslami fanatizmden cekiniyor. Turkiye karsıtı cevrelerin kaygılarından biri de bu. Bu konuda ne diyebilirsiniz?” sorusunu Patrik su sekilde yanıtladı: Milliyetci ya da koktendinci fanatik cevreler her yerde olduğu gibi Turkiye ’de de var. Fakat azınlıktadırlar. Fanatizmi ekonomik sıkıntı ve eğitim yetersizliği korukler. Nufusunun buyuk bir bolumu genc olan Turk halkı her iki sıkıntıyı da yasamakla beraber her gecen yıl hissedilir sekilde ilerleme kaydediyor. Zamanında anarsiyi ya da koktenciliği benimseyen bazı kisilerin bugun devlet kademelerinde universitelerde ya da ozel sektorde onemli mevkilere geldiğini soylemek mumkun. Turk insanı genelde geleneklere bağlılıyla bilinir ancak Turkler’in koktendinci olduğunu soylemek haksız
bir genelleme olur.”
Yaklasık bir saat suren gorusme sonunda Belicika Parlamento Baskanı De Croo ile Turkiye Ermenileri Patriği 2. Mesrob birbirlerine armağanlar sundular. De Croo Patriklik seref defterini imzaladıktan sonra Belcika Heyeti uyeleriyle birlikte Patrikhane’den ayrıldı.
Belcikalı medya mensuplarından biri ise Patrik Mesrob’a yaklasarak su soruyu sordu: Okuduğum bir rapora gore Turkiye’deki Musluman olmayan azınlıklar subay hakim polis milletvekili bakan gibi gorevlerde bulunamıyormus. Ayrıca rahiplerinizi yetistiremiyormussunuz. Ruhban Okulunuz niye yok ? Bu gibi ayırımcılık gercekten var mı ulkenizde?”
Patrik Mesrob soyle yanıtladı: Bunu resmen soyleyebilmek zor engelleyici bir yasa olduğunu sanmıyorum. Ancak gercek o ki sanki yazılı olmayan bir yasa nedeniyle Hristiyan ve Musevi azınlık cemaatlerinin uyeleri saydığınız gorevlerde bulunamıyorlar. Rahip ve rahibe yetistirmekse baslıca sıkıntımız. Universitede bir kursu acılarak bu sıkıntıyı da kolaylıkla gidermek mumkun.”
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com