Başpiskopos emekli olmadan önce sırlarını açıkladı: Vatikan Arşivleri’nde neler saklı? -
Başpiskopos emekli olmadan önce sırlarını açıkladı: Vatikan Arşivleri’nde neler saklı?
Vatikan’daki arşivler uzun süredir birçok komplo teorisine konu oluyor. 45 yıldır arşivlerin koruyucusu olan Başpiskospos, emekli olmadan önce arşivlerin sırları hakkında bildiklerini bir kitapta anlattı
Vatikan uzun yıllardır gizli arşivinin aslında o kadar gizli olmadığı fikrini dünyaya aşılamaya çalışıyor. İkinci Dünya Savaşı dönemindeki tartışmalı Papa Pius XII'nin dosyalarını bilim insanlarına açtı ve resmi adından ‘Gizli’ kelimesini kaldırdı. Ancak yine de hala hakkındaki mitler varlığını sürdürmeye devam ediyor. Artık adı Vatikan Apostolik Arşivi olan arşivin uzun süredir yöneticiliğini yapan Başpiskopos Sergio Pagano, 45 yılını adadığı alışılmadık belge deposunun sırlarını ilk kez açığa çıkarıyor.
Napolyon’dan Galileo’ye
Secretum adlı röportajında Pagano, Vatikan mitlerinin bilinen ve bilinmeyen perde arkası ayrıntılarını ve son 12 yüzyıldaki dış dünyayla ilişkilerini açığa çıkarıyor. İtalyan gazeteci Massimo Franco ile bir yıl boyunca yaptığı görüşmelerde Pagano, Napolyon'un 1810'da arşivi yağmalamasından Galileo olayına ve ABD'li Katoliklerin son dakika bağışlarıyla finanse edilen 1922'deki tuhaf konklavdan (papa seçmek için kardinallerin bir araya gelmesi) bu yana her şeyi anlatıyor.
Bu yılın sonlarına doğru emekli olması beklenen 75 yaşındaki Pagano, arşivdeki ofisinde AP’ye verdiği röportajda “Bu ilk ve aynı zamanda son olacak çünkü ayrılmak üzereyim” dedi.
Arşiv ilk kez 1881 yılında açıldı
Papa XIII Leo, sadece Papa'ya hizmet etmek ve 8. yüzyıldan bu yana papalıkların, ekümenik konseylerin ve Vatikan ofislerinin belgelerini muhafaza etmek için kullanıldıktan sonra arşivi ilk kez 1881 yılında akademisyenlere açtı. Çoğu yeraltında iki katlı, yanmaz, betonarme bir sığınakta bulunan 85 kilometrelik raflarıyla arşiv, dünyanın dört bir yanındaki Vatikan elçiliklerinden gelen belgelerin yanı sıra aristokrat aileler ve dini tarikatlardan gelen özel koleksiyonlara da ev sahipliği yapıyor. Sık sık komploların kaynağı olsa da Vatikan Arşivleri, herhangi bir ulusal ya da özel arşiv gibi işliyor: Araştırmacılar ziyaret için izin ister ve ardından özel okuma odalarında incelemek üzere belirli belgeler talep eder.
Holokost dönemi için arşive akın ediyorlar
Pagano, masasının yan tarafına yerleştirdiği ve alt kattaki okuma odalarına canlı, kapalı devre yayın sağlayan dev bir televizyon ekranından onları yakından izliyor. Son zamanlarda akademisyenler, Holokost hakkında yeterince konuşmamakla eleştirilen savaş dönemi papası Papa Pius XII'nin papalık dönemine ait belgeleri okumak için arşive akın ediyor.
Papa Francis, papalık belgelerinin planlanandan önce, 2020 yılında açılmasını emretti, böylece akademisyenler nihayet Papalığın tam şeklini anlayabileceklerdi. Vatikan uzun zamandır Pius'u savunuyor ve hayat kurtarmak için sessiz diplomasi kullandığını ve Vatikan'ın kendisi de dahil olmak üzere misillemeden korktuğu için Nazi suçları hakkında açıkça konuşmadığını söylüyor.
"Savaştan sonra bir kelime daha beklerdim"
Pagano, özellikle Pius'un savaş sona erdikten sonra bile Nazi zulmünü kamuoyu önünde kınamakta isteksiz davranmaya devam etmesini kabullenemediğini söyleyerek “Savaş sırasında Papa'nın bir seçim yaptığını biliyoruz: Konuşamadı ve konuşmayacaktı. Daha da kötü bir katliamın gerçekleşeceğine inanıyordu. Savaştan sonra, gaz odalarına giden tüm bu insanlar için bir kelime daha beklerdim” dedi.
Pagano, Pius'un savaş sonrası sessizliğini sürdürmesini, bir Yahudi devletinin kurulmasından duyduğu endişeye bağlıyor. Vatikan, Filistin halkını destekleme konusunda uzun bir geleneğe sahipti ve toprakların yeni kurulan İsrail devletine devredilmesi halinde Kutsal Topraklar'daki Hıristiyan dini mekanlarının akıbetinden endişe duyuyordu. Pagano, Pius'un savaştan sonra bile Holokost'la ilgili herhangi bir sözünün siyasi açıdan yeni bir devletin kurulmasına destek olarak algılanabileceğini söyledi. Pagano, Pius'un azizlik belgesinin Papalığın tüm arşivi kataloglanıp erişilebilir hale gelene kadar akademisyenlerin beklemesi gerektiğine inandığını söyledi.
Papa Benedict ardında borç bıraktı
Kitap, Vatikan entrikalarına dair bilinen hikayelerin yanı sıra, ABD kilisesi ile Vatikan arasında bugün de devam eden ve 1922 konklavına kadar uzanan önemli finansal ilişkinin kökenleri de dahil olmak üzere bazı yenilikleri de ortaya koyuyor. Pagano, Papa 16. Benedict öldükten sonra camerlengo'nun (papalık hazinesi ve hesaplarından sorumlu kardinal) kasasına gittiğini ve kelimenin tam anlamıyla boş olduğunu keşfettiğini söyledi. Burada ne bir kağıt, ne bir banknot, ne de bozuk para vardı. Benedict'in mali açıdan pek de sorumlu olmadığı ve o yıl 22 Ocak'ta öldüğünde Papalık makamını bir miktar borç içinde bıraktığı ortaya çıktı.
Washington’a şifreli telgraflar
Papalık kasası her zaman yeni papayı seçmek için yapılan konklavı finanse etmek için kullanılırdı, bu da Avrupa'nın hala I. Dünya Savaşı'ndan mali olarak sarsıldığı bir dönemde Kutsal Makam'ın nakit sıkıntısı içinde olduğu anlamına geliyordu. Kitap, Vatikan Dışişleri Bakanı'nın Washington'daki büyükelçisinden oylamanın yapılabilmesi için acilen ‘kasanızda ne varsa’ göndermesini istediği şifreli telgrafları ilk kez yayınlıyor. Telgraflara göre Vatikan Büyükelçiliği, ABD kiliselerinin Amerikalı inananlardan topladığı parayı kuruşuna kadar göndermişti: 210.400,09 dolar, sonunda Papa XI Pius'un seçilmesini sağlayan oylamaya izin verdi.
Pagano, Francis'in 2019'da arşivin adından "Gizli" kelimesini çıkarma ve "Vatikan Apostolik Arşivi" olarak yeniden adlandırma kararının belki de zengin ABD kilisesine bir başka finansal selam olduğunu öne sürüyor. Bu durum ona göre, herhangi bir olumsuz çağrışımı ortadan kaldırmak ve böylece özellikle arşivi destekleyen ABD merkezli yeni bir vakıf olan "Tarih Hazineleri" aracılığıyla potansiyel bağışları teşvik etmek için yeniden markalaşma olabilir.
Kral 8. Henry'nin Papa’ya gönderdiği mektup
Röportajın sonunda Pagano, ofisinin girişine yakın, sıradan bir ahşap gardıropta sakladığı arşivin değerli eşyalarından birini ziyaretçilere gösterdi. Orada, özel ışıklarla aydınlatılmış bir camın arkasında, 1530 yılında İngiliz soylularının Papa Clement VII'ye Kral 8. Henry'nin Anne Boleyn ile evlenebilmesi için evliliğin feshini talep eden orijinal mektubu bulunuyor. Bilindiği üzere Papa bunu reddetmiş ve Kral da Roma'dan ayrılarak evlenmiştir.
Pagano, belgenin nasıl günümüze ulaştığını açıklamaktan büyük keyif alıyor: Napolyon Bonapart 1810 yılında Vatikan arşivlerini ele geçirip Paris'e götürdüğünde, baş arşivci 1530 tarihli mektubu rulo haline getirmiş ve arşiv ön odasındaki bir sandalyenin gizli çekmecesine saklamış. Bir arşivcinin asıl işinin arşivi korumak olduğunun bilincinde olan Pagano gururla “Fransızlar onu asla bulamadı” diyor.
Bu haber gazeteoksijen kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (gazeteoksijen) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(gazeteoksijen). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com