TBMM Ermeni Milletvekili, AKP'li Markar Esayan Akşam gazetesinde yayınladığı bügünkü yazısında Suudi gazeteci Camal kaşıkçı'nın cinayetine ve Ara Güler'in cenazesine değindi. Yazının, Kaşıkçı olayı konu alan kısımı aşağıda.

Cemal Kaşıkçı cinayeti herhalde dünya tarihine büyük bir skandal olarak geçecek ve önemli sonuçları olacaktır. Bir konsolosluk o ülkenin toprağı sayılmakla beraber, bu elim hadise Türkiye’de gerçekleşti ve bize de sorumluluk yükledi. Bu sorumluluk öncelikle bu cinayetin tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmasıdır. Buna bağlı olarak, ülkemizin bu cinayet üzerinden haksızlığa uğratılmamasını sağlamaktır.

Türkiye bu iki noktada da çok başarılı bir performans ortaya koydu. Herhalde cinayeti planlayanlar Türkiye’nin bu iki noktadaki kapasitesini doğru ölçememişlerdi. Kaşıkçı’yı öldürenlerin, bunu İstanbul’da gerçekleştirmekle, muhtemelen bir taşla iki kuş vurmayı planladıklarını düşünebiliriz. Hem bir muhaliften kurtulmuş, hem de Türkiye’nin başını ciddi belaya sokmuş olacaklardı. Bu durum başta böyle planlanmış olmasa dahi, Türkiye süreci iyi yönetemese günah keçisi olarak “harcanacaktı.”

Türkiye çok iyi bir iş çıkardığı için Suud tarafından art arda itiraflar gelmeye başladı. Açıklamalar ne olursa olsun, sonucu Türk emniyeti, istihbaratı ve yargısı tayin edecektir.

“Türkiye’nin Suud’un burnuna halka geçirdiği” gibi yaklaşımlar da yakışıksızdır. Ülkemiz topraklarında bir masum öldürüldü ve müsebbipleri kim olursa olsun, Türkiye büyük devlet olarak gerekenleri yapacaktı.

Yani Türkiye asla “Suud’la şu kadarlık menfaatimiz var. Bu olayın bu menfaatin önüne geçmesini istemeyiz” gibi bir pozisyon alacak ülke değildir.