Doğu`nun gizemli şehri Kars -
Doğu`nun gizemli şehri Kars
Kars, tarihi, kültürü ve eşsiz güzellikleriyle ünlü bir coğrafya. Sıcakkanlı ve misafirperver insanları, leziz yemekleri ile Kars, herkesin görmesi ve gezmesi gereken şehirlerden biri.
1579 yılında Osmanlı Padişahı III. Murat döneminde, Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan Taş Köprü, Kars Çayı üzerinde, Kaleiçi mahallesi ve Surkapı mahallesini birleştiriyor. Üç tonoz kemerli olarak yaptırılan köprünün tamamı düzgün kesme bazalt taşından yapılmış olup daha sonra bir kısmı yıkılan köprüyü Karahanoğlu Hacı Ebübekir 1725 yılında yeniden yaptırmıştır.
KARS KALESİ
Su Kapısı ya da Çeribaşı Kapısı, Kağızman Kapısı ve Behram Kapısı olmak üzere 3 kapısı olan kalenin içerisinde 12. yüzyıldan kalma Celal Baba Türbesi de bulunuyor. Merkez Kale, İç Kale veya Stadel olarak anılır. M.S. 1153 yılında Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin'in emri ile Veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. Kenti çevreleyen dış kale surları da 12. yüzyılda inşa edilmeye başlanmış 1386 tarihinde Timur tarafından yıkılan kale 1579 yılında Osmanlı Padişahı III. Murat'ın fermanı ile Kars'a gelen Lala Mustafa Paşa tarafından kale ve dış cephe surları yeniden yaptırılmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra 40 yıllık Rus işgalinde tahribatlara uğramış, orijinal özelliğini ve kullanımını yitirmiştir.
KÜMBET CAMİİ (HAVARİLER KİLİSESİ)
Kars Kalesi'nin güney eteğinde Kaleiçi Mahallesinde yer alan Havariler Kilisesi, şehirdeki Ermeni kiliselerinden birisi olup Bagratlı Krallığı döneminde Kral Abbas tarafından M.S. 932-937 yılları arasında yaptırılmıştır. 1064 yılında kilise camiye dönüştürülerek Kümbet Camii adını almıştır. Bölgenin Rus hakimeyetinde olduğu dönemlerde Rus Ortodoks Kilisesine çevrilmiş, 1918 yılında Türk hakimiyetine girince yeniden camiye çevrilmiştir. 1964 yılında ise müzeye dönüştürülerek, Kars'ta yapılan kazılardan elde edilen tarihi eserler burada sergilenmeye başlanmıştır. Kars Müzesi adıyla da bilinen bu eski ibadethane, bu işlevini 1981 yılına kadar sürdürmüştür. 1993 yılından bu yana yine cami olarak kullanılmaktadır.
ANİ ANTİK KENTİ
Ermenistan-Türkiye sınırında, şehir merkezinden 42 kilometre uzaklıkta Arpaçay Nehri'nin kıyısında bulunan Ani Antik Kenti, Orta Çağ boyunca Mezopotamya, Orta Asya ve Kafkaslardan gelen çok uluslu ve çok dinli toplulukların buluşma yeri olmuştur. Antik kentin içerisinde görülmesi gereken yapılar arasında, Tigran Honents Kilisesi, Büyük Katedral, Manuçehr Camii, Bakireler Manastırı, Kız Kalesi, Gagik Kilisesi, Abdulhamrants Kilisesi, Ateşgede, Selçuklu Sarayı, Gürcü Kilisesi, İpek Yolu Köprüsü ve Surp Amenap'rkitch Kilisesi bulunuyor.
YANIK KİLİSE
Dikdörtgen planlı olarak yapılan kilise Çarlık Rusya'nın bu bölgeyi 19. yüzyılın sonunda işgal ederek yerleştiği sırada yapılmış. 3 giriş kapısı bulunanan kilise, Cumhuriyetin ilk yıllarında halk evi ve sonra sinema olarak kullanılmış. 1970'li yılların sonunda geçirdiği yangına kadar iyi korunmuş yapı yangınla bir hayli harap bir vaziyet almıştır. Yapı moloz taş, kesme taş ve tuğladan, dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Yapının girişi tuğla çerçeveli yuvarlak kemerli ve üzeri küçük bir çatı ile örtülüdür. Girişin iki yanında dikdörtgen tuğla çerçeveli birer pencere bulunmaktadır. Giriş kapısının üzerinde çıkıntılı bir bölüme yuvarlak kemerli üçüz pencere yerleştirilmiştir. İlk yapıldığı zamanki çan kuleleri günümüze ulaşamamıştır.
Bu haber sabah kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (sabah) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(sabah). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com