15 Kasım 2011
Vatansiz Tek Ulus Çingeneler ve Çingenelerin Ermenilesmisleri
SARKIS SEROPYAN
Sayilari (20. yy. basi itibariyle)
Dünyada yaklasik 3 milyon Çingene yasadigi saniliyor. Avrupa`da 780.000 civarinda Çingene yasamakta. Avrupa`ya geçen Çingeneler`in serüvenlerini bir yana birakip Anadolu`dakileri ele alirsak, sayilari 67.000 olarak tespit edilmis. Virtanes Papazyan`in arastirmalarina göre, bunlarin 50.000`i Hay-Posa.
Anadolu`nun hemen her tarafinda Hay-Posalar`a rastlaniyor. Vaspurakan bölgesi disinda Ermenilerin yasadigi her yere yerlesmisler, ancak büyük bir bölümü Sivas bölgesinde (Vezirköprü`den Boyabat ve Kastamonu`ya kadar) yasiyor.
Gizli Isaretler
Posalar`in göçederken, ilk kez ayak bastiklari topraklarda gayet rahat ve emin yer degistirmelerinin, konaklama yerlerini bulmalarinin, dost veya düsman toplumlari kolayca ayirt etmelerinin sirri zor da olsa çözülebilmis. Göç eden Çingene gruplari, geçtikleri yollarda duvarlara, agaç gövdelerine yalnizca `kendi irkdaslarinin anlayabildigi özel isaretler birakirlar.
Bunlardan birincisi ve en çok kullanilani "Üç Kollu" olup, isaretin sapi gidilebilecek istikameti gösteriyor. Eski bir Budist isareti olan ikincisine Çingeneler "Svastika" diyorlar ve yolun kapali veya tehlikeli oldugunu belirtiyor. Üçüncüsü; haçin sapi yine gidilmesi gereken yönü gösteriyor. Daha ziyade Türkiye`de görülen dördüncü isaret ise yolun gayet tehlikeli ve Çingeneler için ölümle sonuçlanabilir oldugunu gösteriyor. Isaretler bu kadar degil, pek çok anlami olanlari var.
Hay-Posalar`in kökenleri
Gerçi Hay-Posalar Avrupa ve Asya`daki diger uluslar arasinda göçebe yasayan tziganlardan farkli görünüyorlar, fakat ikisi arasinda yapilacak dikkatli bir tetkik sonucunda gelenek görenek, antropoloji hatta dilde büyük benzerlikler bulunabilir. Görünen farklar Posalar`in Anadolu`ya gelmeden önce yüzyillardan beri birlikte yasadigi diger halklara mal edilebilir.
Daha önce de belirttigimiz gibi Çingeneler farkli göç yollari izleyerek yüzyillar sonra Anadolu`da bulustuklarinda farkli toplumlarin göreneklerinden etkilenerek farkli çehreler kazanmislar. Islâmligi benimseyen tziganlar Çingene, Ermenilerle yasayip Hiristiyan olanlar ise Hay-Posa adini almis. Bu sonuncular giderek Ermeni gelenek ve göreneklerini benimsemisler. Posalar`in Iran`da uzun süre kaldiklari da bilinmekte. Pers ülkesinde Tziganlar`a "Luri", "Mitrip", "Karaçi" adlari verilmis. Onlara "Posa" adini verenler Ermeniler. Ismin kökeni ise Pos=bos" (bosgezen) olabilir ve bu ad sürekli asagilamak için kullanilmis, zira Ermeni dilinde Çingene-Tzigan sözcügünün karsiligi eskiden beri "Kinçu" olup Posa sözcügü sonradan, 19. yüzyilda benimsenmis.
Birtakim arastirmacilar (P. Nerses Sarkisyan) Posalar`in "Tontragetziler"in (Tendürekliler bir sapkin Ermeni tarikati) ve/veya Arevortiler`in (Vantzyan, Günes ogullari Günese tapan bir tarikat) kalintilari oldugunu tahmin ederler. Bu arada Kalkedon konsili nedeniyle Ermeni Kilisesi`nden gerçeklesen kopmalar nedeniyle Kastamonu-Sinop arasinda yasayan Ermeni kökenli halka da Posa denildigi de biliniyor.
Ermenilerde Posalar aleyhine bir yigin söylence var. Bunca asagilamaya ve de karsilikli "akrabaliktan kaçinma" kiz alip vermeme gayretlerine karsin Posalar`in sürtüstügü tüm diger uluslardan farkli olarak Ermenilerle kaynasip bir arada yasayabilmis olmasi gerçekten ilginç. Her seye ragmen Posalar`in Ermenilere (20. yüzyil baslarinda) kiz alip vermesi ender rastlanan olaylardan.
Barinak
Kis bastirinca Posalar yakin köylere veya kentlere dolusup kiraladiklari kulübelere yerlesir, birbirine yakin yasarlar. Köy evlerinde, "kom" yani artik ailenin önemli ferdi sayilabilecek esegin bulundugu agilda mutlaka bir tandir yer alir. Tandir hem ekmek hem yemek pisirmeye ve de isinmaya yarar, öyle ki isler bitip ates söndükten sonra aile halki tandirin içine ayaklarini sarkitip, çepeçevre oturur ve bacaklarini ortak bir örtüyle örterek isinirlar. Evin ilginç bir yani da bir duvarda yer alan ve "santo" adi verilen "ocak"tir. Ocakta haftada bir kez, o da isinmak için degil de, ailenin ölen fertlerine saygi için ates yakilir.
Yeme-içme
Posalar obur olup sürekli ve zamanli zamansiz birseyler yerler. Aci, eksi, baharatli, yakici yemekleri tercih eder, sarimsak, biber ve sirkeyi eksik etmez sofrasindan. Az et yerler, en sevdikleri yemekler "malez" ve "pilav"dir. Ulusal yemekleri sayilan malez, hamur ve yagla hazirlanir ve Vaspurakanlilarin (Van yöresi) "khavidz"ine benzer; Hamuru sicak suya atar sürekli karistirarak pisirir, sonra parçalara ayirip üzerine yag ekler ve yerler. Çirli (kurutulmus meyve) pilavi çok severler. Çirli pilav ve Tsi-vadzeg (yumurtaya batirilmis kizartilmis ekmek) ziyafetlerde özgün yemek olarak sofraya getirilir.
Yemeklerde erkekler kadin ve çocuklardan ayri otururlar sofraya ve içkilerden yalnizca raki içer, bira veya sarap kullanmazlar. Erkekler ve yasli kadinlar tütün ve enfiye kullanir, ancak Çingene ve Tzigan kadinlarinin aksine Posa kadinlar tütün içmeyi ayip sayarlar.
Faiz yok
Posalar birçok kötü aliskanliklarina karsin, para alisverislerinde çok dürüst olup söze önem verirler. Yalnizca söze dayanarak borç alip verir. Ancak "faiz" mefhumunu kesinlikle tanimaz, ne faiz verir, ne de alir ve kendi zararina da olsa sözünü veya yeminini mutlaka yerine getirir.