Anonim : Hamparsum Limonciyan - 3
25 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Ցրօն / Ժամ : Հրակաթն

Anonim : Hamparsum Limonciyan - 3

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

15 Kasım 2011  

Hamparsum Limonciyan - 3

Sonuç Olarak;
1. Klasik Türk Müzigi`nde kullanilan, Hamparsum ve Ali Ufkî Notasi disindaki nota(lama) sistemlerine bakildiginda; perdeleri gösteren isaretlerin Arap Alfabesindeki harflerden olustugu görülür. Söz konusu harfler; daha çok perdelerin isimlerine göre seçilmislerdir (Perdenin isminin bas harfine, söylenisindeki vurgulamaya; basindaki, sonundaki ya da ortadaki heceye...vb. göre) ve tek ya da çifter (bazen üçer) olarak kullanilmislardir. Bu da; nota(lama) sistemini ögrenip uygulayabilmek için ses sisteminde yer alan perde isimlerini ve dahasi yazilislarini bilmeyi zorunlu kilar (ki geçmiste zaten okur ve yazar olmak herkesin sahip oldugu bir nitelik degildi. Çogu kisi Arap alfabesindeki harflerden olusan yaziyi okuyabilseler bile yazmak ayri bir meziyetti. O nedenle; eskiler "hem okurum, hem yazarim" diye vurgularlardi). Bu kosullar altinda; Ebced ve diger Arap Alfabesi kökenli nota(lama) sistemlerinin, genelde sadece gelistiren kisi ya da teorisyenler tarafindan kullanilmasina pek de sasmamak gerekir.

Ali Ufkî`nin Nota(lama) Sistemi ise; digerlerine göre çok daha kolay oldugu halde, büyük bir olasilikla porteli olmasi nedeniyle ragbet görmemistir. Bütün bunlarin arasinda Hamparsum Notasi, hem uygulamada hem de akilda tutmada en kolay olanidir. Ana diziyi olusturan 7 temel ses vardir ve degismeli sesler bunlara yapilan küçük (çizgi seklindeki) eklerle gösterilir. Sistemi olusturan sembol ve isaretler son derece basittir, tek olarak kullanilirlar ve (Klasik Türk Müzigi) perde isimleri ile bu anlamda bir iliskileri yoktur. Bu nedenle; Hamparsum Notasi`ni ögrenmek için, Klasik Türk Müzigi Ses Sistemi`nde yer alan perde isimlerini bilmek zorunlulugu yoktur. Kisaca; "Ses-Isaret" iliskisine dayali bir nota(lama) sistemidir. Dolayisi ile, duyulan bir ezginin dikte edilmesi, diger nota(lama )sistemlere göre; Hamparsum Notasi`nda çok daha kolaydir

2. Hamparsum Notasi`nda genel olarak iki oktavlik bir ses sahasini içerecek sekilde, (degismeli seslerle birlikte) yirmi sekiz isaret mevcuttur. Klasik Türk Müzigi Ses Sistemi`ni meydana getiren seslerin zenginligi göz önüne alindiginda, bu sistem (sayisal anlamda) yetersizdir. Ayri ayri Diyez, Bemol, Bekar isaretleri yoktur. Sadece, Diyez görevi gören bir ( ~ ) isareti vardir. Bu isaret notalarin üzerine yazilir, ancak tizlestirmenin kaç koma olacagi hakkinda bir bilgi vermez. Bemollü sesler de, daha önce anlatildigi üzere, bir önceki sesin tizlestirilmis hali ile ifade edilmektedir. Degismeli sesleri düzeltmek için ayrica bir isaret (Bekar) mevcut degildir. Bütün bunlar pek çok arastirmaci tarafindan Hamparum Notasi`nin eksikligi olarak görülmüstür. Ancak Bana göre daha önceki Arap harflerine dayali nota(lama) sistemlerinde de Diyez, Bemol ve Bekar isaretlerinin olmadigi, bu arastirmacilar tarafindan sanirim göz ardi edilmektedir. Üstelik söz konusu diger nota(lama) sistemlerinde ezbere alinmasi gereken daha çok notalama isareti vardir ve bunlar perde adlarinin ezberlenmesini de zorunlu kilar. Hamparsum`un sistemi bu bakimdan gayet açiktir. Hattâ, ( ~ ) isareti ile kaç komalik tizlestirme yapilacaginin belli olmamasi bir yerde okuyana kolaylik saglamaktadir. Klasik Türk Müzigi`ni bilen biri için makamsal yapiya bakilarak tizlesmenin kaç koma olacagini kestirmek zor degildir. Çok fazla farkli isaret içermemesi, Hamparsum Notasi`ni uygulama ve ögrenimde kolay hale getirmektedir. Zaten Hamparsum`dan sonra, onun notasini kullanan pek çok kisinin elinde, ihtiyaca göre bir takim eklerle sistemin zenginlestirildigi görülmektedir. Buna en güzel örnek; Istanbul Atatürk Kitapligi`ndaki 1637 No.`lu defterdir. Defterde bizzat yaptigim inceleme sonucunda; daha önceki defterlerde (benim) rastlamadigim üç yeni isaret tespit etmis bulunmaktayim [7]. Bunlar Dik Zirgüle, Dik Hisar ve Dik Mâhûr perdelerine karsilik gelmektedir [Sekil-17].
3. 3. Hamparsum Notasi`nin diger bir kolayligi da Klasik Türk Müzigi usûl kaliplarini net bir sekilde göstermesidir. Bu bakimdan yeni baslayanlara, zengin Klasik Türk Müzigi usûllerini ögrenmede kolaylik saglar. Bence, bunda Hamparsum`un ayni zamanda bir müzik ögretmeni olmasinin rolü büyüktür. Notalar, usûle uygun olarak gruplar halinde yazilirlar. Ayrica, diger nota(lama) sistemlerine göre bitis çizgisi, ölçü çizgisi, dolap, tekrar isaretleri..vs. yardimci isaretler bakimindan (biraz da günümüze daha yakin bir zamanda gelistirilmesi nedeniyle) daha zengindir.

4. Gizli, kimi zaman da Isaretsiz/Dilsiz Hamparsum Notasi olarak nitelenen tipi için bir kaç sey söylemenin faydali olacagi kanisindayim. Gizli Hamparsum Notasi`nda ölçü çizgileri yoktur, notalarin degerlikleri belli degildir. Ritmik kaliplar anlasilmaz. Daha çok kapali bazi (gayri Müslim) cemaatler tarafindan kullanilmistir. Gizli Hamparsum Notasi`nda bazen de, bilinen isaretler farkli sekilde kullanilmistir. Bunun diger adi Sifreli Hamparsum Notasi`dir. Isaretsiz-Dilsiz Hamparsum Notasi ise, zannedilenin aksine; Gizli/Sifreli Hamparsum Notasi degildir. Bu tip, daha çok duyulan, ögrenilen bir eserin aceleyle kaydedilmesi sirasinda notalar disindaki tamamlayici diger isaretlerin (ölçü çizgisi, süre isaretleri...) yazilmamasi sonucu ortaya çikmistir. Ancak, usûl kaliplari belli oldugundan, desifre edilmesi çok zor degildir. Belki bazi bestekârlar, eserlerinin baskalari tarafindan çalinmamasi ve/ya sadece sonradan kendisinin hatirlayabilmesi için böyle bir yola gitmis olabilir. Aslinda, Gizli/Sifreli ya da Isaretsiz/Dilsiz olsun, her iki tipi de; Normal Hamparsum Notasi`na göre eser hakkindaki bazi bilgileri gizlemektedir(!).

5. Hamparsum`un Notasi`nin Türk müzisyenler arasinda yayilmasi, sadece ögrenim ve uygulamadaki kolayligindan degil, yasadigi dönemden de kaynaklanmaktadir. Osmanli Sultanlari her zaman müzige karsi duyarli olmuslardir ama içlerinde, bu konuda belki de en duyarli diyebilecegimiz, III. Selim`dir. Kendisi de bir müzisyen ve bestekâr olan III. Selim, yasamin pek çok alaninda uyguladigi yenilik hareketlerini, Klasik Türk Müzigi için de geçerli kilmistir. Saltanati sirasinda, Saray adeta bir konservatuvar niteligi kazanmis ve Klasik Türk Müzigi`ni yasatmak, daha da zenginlestirmek için her türlü olanak saglanmaya çalisilmistir. Bu nedenle, III. Selim Devri, bugün Klasik Türk Müzigi Tarihi`nde "Altin Çag" olarak adlandirilmaktadir. Klasik eserlerin unutulmadan ve özgünlüklerini yitirmeden gelecek kusaklara intikâl ettirilmesi için, herkes tarafindan kullanilabilecek, pratik bir nota(lama) sistemi gelistirilmesini istemistir. Çevresindeki müzisyenleri bu konuda bir seyler yapmaya tesvik etmistir. Dolayisi ile Hamparsum yasadigi dönem bakimindan büyük bir sansa sahipti. Daha önceki nota(lama) sistemlerini gelistirenler, bunu kendi çalismalari dahilinde yapmakta idiler. Ancak, Hamparsum bu konuda bizzat III. Selim`in tesviki ve destegini de görmüstür. Dede Efendi`nin ögrencisi olmasi, bizzat Dede Efendi tarafindan Saray`a tanitilmasi ve III. Selim`in huzuruna çikmasi; gelistirdigi nota(lama) sisteminin Dede Efendi tarafinda da destek görmesi Hamparsum`un diger sansli yönlerini teskil etmektedir. III. Selim`in reformist kisiligi, çevresine topladigi müzisyenlerin de yeniliklere açik hale gelmesini saglamistir. Mesk metodunun yaninda, eserleri notaya almanin önemini de artik anlamis bulunmaktadirlar. Hamparsum`un bir diger sansi da, müzik ögretmenligi yapmasi nedeniyle, ders verdigi (Türk olan-olmayan) bütün ögrencilerine bu nota(lama) sistemini ögretmis olmasidir.

6. Bazi yabanci kaynaklarda Hamparsum Limonciyan`in söz konusu nota(lama) sistemini, Abdülbâkî Nâsir Dede`ninkinin yetersiz bulunmasi (ya da Hamparsum`un bizzat kendisinin yetersiz bulmasi) nedeniyle gelistirdigi öne sürülmektedir. (Bakiniz: Toplumbilim Müzik ve Kültürel Kimlik Özel Sayisi, S.12, Mayis 2001, s.74). Abdülbâkî Nâsir Dede`nin Nota(lama) Sistemi, Yegâh`tan Tiz Hüseynî`ye kadar 38 perdeyi göstermektedir (yaklasik olarak iki buçuk oktav). Hamparsum Nota(lama) Sistemi`nde ise; Yegâh`tan Tiz Nim Hicaz`a kadar 28 perde yer almaktadir. Bu durumda; Klasik Türk Müzigi Ses Sistemi`nde yer alan perdelerin sayica zenginligi göz önüne alindiginda; Abdülbâkî Nâsir Dede`nin Nota(lama) Sistemi`nin, Hamparsum`unkinden daha yetersiz oldugu kabul edilebilecek bir varsayim degildir. Ancak Hamparsum`un nota(lama) sisteminin, sekil itibariyle ve uygulama bakimindan Abdülbâki Nâsir Dede`ninkinden daha kolay ve akilda kalici oldugu bütün açikligi ile ortadadir.

7. Yine bazi yabanci kaynaklarda, Hamparsum`un bu nota(lama) sistemini aslinda Ermeni Kilise Müzigi`ne tatbik etmek için gelistirdigi yazilmaktadir. Küçük yaslardan itibaren hem Ermeni Kiliseleri`ne hem de Mevlevîhâneler`e devam ederek; her iki müzikle de ilgilendigini ve ders aldigini düsünürsek, bu düsünce çok da olasilik disi degildir. Çünkü Hamparsum`un Klasik Türk Müzigi usûl ve makamlarini kullanarak besteledigi Ermenice ilâhilerin varligi bilinmektedir. Öte yandan, Klasik Türk Müzigi`nde de pek çok bestesi mevcuttur. Hamparsum Limonciyan büyük bir olasilikla bu nota(lama) sistemini, III. Selim`in arzusu ve bu yöndeki tesvikleri neticesinde gelistirmistir. Bunun, yazili kayitlar disinda en önemli kaniti; bizzat hazirlayip III. Selim`e sundugu alti defterdir.

8. Diger yandan, Hamparsum Nota(lama) Sistemi`nin genel yapisi incelendiginde; ana diziyi teskil eden 7 temel ses ve bunlarin tizlestirilmesinden meydana gelen degismeli seslerden olustugu görülür. Sadece tizlestirici bir isaretin var olmasi, bemollü seslerin bir önceki sesin tizlestirilmis hali ile gösterilmesi, Hamparsum`un Bati Müzigi Ses Sistemi`ni (Tampereman) temel aldigi sonucunu vermektedir. Bu da bize, tizlestirici isaretin kaç koma oldugu hakkinda bir ipucu vermektedir. Tampereman Sistemi`ne göre diyez ve bemollerin koma degeri birbirine esittir. Bu durumda Hamparsum`un nota(lama) sistemi, Ermeni Khaz Sistemi`ne dayali olsa bile, benzerlik sadece bazi sekillerle sinirlidir. Khaz Sistemi`nin çok fazla isaret içerdigi, bu yüzden de çok karmasik bir yapisi oldugu ve zamanla kullanim disi oldugu günümüzde bilinmektedir. Bu durumda, Ermeni Khaz Sistemi ile arasindaki benzerlik sadece, perdeleri gösteren bazi isaretlerden öteye gitmemektedir.

9. Binlerce Klasik Türk Müzigi eserinin günümüze intikâlinde çok önemli ve degerli bir yeri bulunan Hamparsum Limonciyan; gelistirdigi nota(lama) sistemi disinda, bir çok güzel Klasik Türk Müzigi eserine de imzasini atmistir. Hayati boyunca geçimini müzik yoluyla elde etmis, pek çok ögrenci yetistirmis; yalniz Türk Müzigi`ne degil, Ermeni Müzigi`ne de hizmet etmistir. Klasik Türk Müzigi makam ve usûllerini kullanarak, besteledigi Ermenice kilise ilâhileri ile Ermeni Müzigi`nin zenginlesmesini saglamistir. Hamparsum gelistirmis oldugu bu nota(lama) sistemi ile Ermeni Müzigi nota(lama) sisteminde de bir reform yasatmistir. Günümüzde hâlâ Ecmiyadzin Baspatrikligi ile Kudüs Patrikligi`nde Hamparsum Notasi kullanilmaktadir.

10. Portesiz olmasi nedeniyle, uluslararasi porteli nota(lama) sistemine geçildikten sonra da, pek çok müzisyen ve besteci Hamparsum Notasi`ni, özellikle beste yaparken ya da yeni bir eseri dikte ederken kullanmislardir. Günümüzde de, porteye ihtiyaç duyulmamasi nedeniyle (Klasik Türk Müzigi`nde) hâlen bu nota(lama) sistemini kullananlar mevcuttur.

11. Hamparsum Notasi ile yazilmis ve günümüze ulasmis pek çok defter vardir. Bunlarin güfteleri; Ermeni harfleri ile Ermenice, Arap Harfleri ile Türkçe ve Ermeni harfleri ile Türkçe`dir. Bugünkü Türk Müzigi repertuarinin olusmasinda, bu defterlerin önemi büyüktür. Bir kismi günümüz nota(lama) sistemine çevrilse, bile büyük bir kismi incelenmek üzere bizleri beklemektedir. Ne yazik ki, bunlarin kütüphane ve müzelerde olanlari disindakiler, müzayedelerde yüksek fiyatlara satilmakta, bunu bilen bazi hilekârlar tarafindan sahteleri yazilip satilmaya çalisilmaktadir (Arastirmalarim sirasinda bunlara bizzat rastladim). Ayrica, bir takim bilgi hirsizlari tarafindan kütüphane ve bazi okullardaki özel koleksiyonlarda yer alan defterler ya çalinmakta, ya da içlerinden sayfa kopartilarak tahrip edilmektedirler. Özellikle söz konusu kisiler, kapak ve son sayfalar gibi, defterlerle ilgili bilgilerin bulundugu sayfalari hedef olarak seçmektedirler. Bu kisilerin etige sigmayacak olan bu davranislarinin kökeninde, büyük bir ihtimalle konu hakkinda bilgi sahibi olan tek kisi olmak kompleksinin (ve zavalliliginin) yattigi ortadadir. Uzmanlik alanim olan bu konuda çok ilginç, etik disi (bir kismi akademik ünvana sahip) bir çok insanla yüz yüze geldigimi burada belirtmeden geçemeyecegim. Bilimsel çalismanin amaçlanan ortak hedeflere varmak hususunda gerektiginde güç birligi yapmak oldugunu unutan söz konusu kisiler, defterleri kütüphanelere, bu konuda arastirma yapan kurumlara bagislamak yerine ellerinde anlamsizca tutan koleksiyoncular, rastladigi her defteri bir para unsuru olarak gören sahaflar ve bu nedenle sahte defterler üretenler yüzünden Hamparsum nota(lama) sistemi ile yazilmis defterlerin üzerine arastirma yapmak güçlesmektedir. Ancak, her seye ragmen Hamparsum defterlerine ulasilmali, her bir eser günümüz notasina çevrilerek, karsilastirmali çözümlemelerle, bu konudaki arastirmalara devam edilmelidir.

Hamparsum Notasi ile ilgili çalismalarima baslamam ve devam etmem konusunda destek ve yardimlarini hiçbir zaman esirgemeyen degerli hocam Sayin Prof. Yalçin TURA`ya ve merhum amcam Sevgili Fethi KARAMAHMUTOGLU`na, arastirmalarimin baslangiç sürecinde bana yol göstererek cesaretlendiren Sayin Kenan VERDEMIR`e; ayrica "Hamparsum Limonciyan ve Nota(lama) Sistemi" konulu bu çalismamin sekil çizimlerinde büyük bir sabirla yardimci olan degerli arkadasim Sayin Ahmet Emre ÇELIK`e tesekkürü bir borç bilirim.

Gülay KARAMAHMUTOGLU

+