15 Kasım 2011
HAMPARSUM NOTA(LAMA) SİSTEMİ
Tarihçesi
III. Selim, yenilikçi, aydın ve aynı zamanda sanatkâr bir padişahtı. Saltanatı boyunca çok sevdiği Klasik Türk Müziği`nin gelişmesi için elinden geleni yaptı ve bunu başardı da. Bugün, Klasik Türk Müziği tarihçileri tarafından III. Selim`in devri "Türk Müziği`nin Altın Çağı" olarak adlandırılmaktadır. Zamanında Osmanlı Sarayı adeta bir müzik okulu, sanat yuvası haline gelmiştir. Klasik Türk Müziği eserlerinin "Meşk" üslûbu yüzünden erozyona uğramasını önlemek adına, çevresindeki müzisyenlerden yeni ve öğrenilmesi, uygulanması kolay bir nota(lama) sistemi geliştirmelerini istemiştir. III. Selim`in bu isteğine Hamparsum Limonciyan ve çağdaşı Abdülbâkî Nâsır Dede cevap vermiştir. Hamparsum`unki kadar rağbet edilmeyen ve kullanılmayan Abdülbâkî Nâsır Dede`nin nota(lama) sistemi, "Ebced Notası"na dayalıdır; ancak notaların dizilimi klasik Ebced Sistemi`ne göre değildir.
1813-1815 yılları arasında, iki yıl süreyle devam eden çalışmalarının neticesinde Hamparsum, eski Ermeni Kilise Müziği`nde kullanılan "Khaz Sistemi"ndeki işaretler üzerinde yeni bazı düzenleme ve değişiklikler yaparak Türk Müziği Ses Sistemi`ne uyumlu hale getirmeye çalıştığı, daha sonraları kendi adıyla anılacak olan, bir notalama sistemi geliştirmiştir. Hamparsum, bir çok Klasik Türk Müziği eserini kendi nota(lama) sistemiyle yazdığı çalışmasını, altı defter hâlinde III. Selim`e sunmuştur
Abdülbâkî Nâsır Dede`ye ve Hamparsum Limonciyan`a ait bu her iki nota(lama) sistemi de, aslında Klasik Türk Müziği`ni doğru olarak ifâde etmek konusunda yetersizdi. Ancak kullanımının ve öğreniminin Abdülbâkî Nâsır Dede`ninkinden çok daha kolay olması nedeniyle; Hamparsum`un geliştirmiş olduğu nota(lama) sistemi, yoğun bir rağbet görmüş ve bu sâyede pek çok Klasik Türk Müziği eseri unutulmaktan kurtarılarak günümüze gelmiştir. Hamparsum`un nota(lama) sistemini beğenip teşvîk edenler arasında Dede Efendi de yer alır.
Klasik Türk Müziği tarihinde Hamparsum Notası, geniş bir müzik çevresi tarafından kullanılan ilk nota(lama) sistemi oluşu ve bu sayede binlerce eserin günümüze intikâl etmesini sağlaması bakımından ayrı bir önem ve değer taşır.
Ermeni Khaz Sistemi
Hamparsum Notası`nda yer alan işaretler, büyük ölçüde Ermeni Kilisesi tarafından yaklaşık olarak VIII-IX. yüzyıllardan itibaren kullanılmış olan Khaz Notası`na dayanmaktadır. Hamparsum Limonciyan Khazlar üzerinde çeşitli değişiklikler ve yeniden düzenlemeler yaparak, kendi nota(lama) sistemini oluşturmuştur. Ermeni Khaz Nota(lama) Sistemi`nde, notayı simgeleyen işaretler (bunlara "Khaz"adı verilir), genel anlamda ilâhinin ezgisel seyrini belirtmek, hatırlatmak amacı ile sözlerin üzerine yazılır ve belirli bir sesi/perdeyi göstermezler. Pouch, Ékortch, Vérnaghagh, Bénkortch, Khosrovayin, Nérknakhagh, Parouik; söz konusu nota(lama) sistemindeki 7 temel sesi gösteren Khazlar`ın ismidir. Bunlar kısaca: Po, É, Vé, Bé, Kho, Né ve Pa olarak anılırlar.
Khaz Sistemi`ndeki 7 temel sesin oluşturduğu dizi, günümüz Batı Müziği Ses Sistemi ana dizisine (Do Major) uyarlandığında Po = Do, É = Re, Vé = Mi, Bé = Fa, Kho = Sol, Né = La ve Pa = Si sonucu ortaya çıkmaktadır.
Şekil-1`deki dizi Ermeni Halk ezgilerine uyarlandığında; Po`dan değil, Bé`den başlar; " 1 - 1 - ½ -1 - 1 -1 - ½ " olan aralık değerleri aynen korunur. Bu durumda, Batı Müziği`ndeki ana diziye (Do Major) göre Bé = Do sonucu elde edilmektedir
Khazlar, XIII.-XIV. yüzyıllara kadar kullanılmış fakat XVIII. yüzyıla doğru neredeyse tamamen unutulmuş ve kullanımdan kalkmıştır. Khazlar, XIX. yüzyılda Hamparsum Limonciyan`ın geliştirdiği yeni nota(lama) sistemi ile tekrar gündeme gelmişlerdir. Şekil-1`de gösterilen ana dizideki 7 (değişimsiz) temel ses, Klasik Türk Müziği`ne uyarlandığında Po = Yegâh (Re), É = (Hüseynî) Aşîran (Mi) , Vé = Irak (Fa Diyez), Bé = Rast (Sol), Kho = Dügâh (La), Né =Segâh (Si Koma Bemol) ve Pa = Çargâh (Do) sonucu ortaya çıkmaktadır. Elde edilen dizi Klasik Türk Müziği`nde Yegâh Makam Dizisi`ne karşılık gelir
Özellikleri
Hamparsum bu sistemde, 7 değişimsiz temel sesi, 7 temel işaret ile değişmeli (alterasyonlu) sesleri ise bu işaretlerin üzerine konulan ( ~ ) işareti ile göstermiştir Alt ve üst oktavda yer alan sesler bunlara ilave edilen çeşitli çizgi ve işaretlerle gösterilir
Her oktav, Türk Müziği`nin 7 ana perdesi ve makamlara göre değişik arızaları temsil eden 7 arızalı perde için toplam 14 işaretten oluşur
Ayrıca, yazının başında da belirtildiği üzere; Hamparsum Notası`nda uluslararası porteli nota(lama) sistemindeki gibi Bemol ve Diyez işaretleri yoktur. Değişmeli sesler notanın üzerine konulan bir tizleştirme işareti ( ~ ) aracılığı ile gösterilir Sadece Diyez görevini yapan ( ~ ) bulunur ve tizleştirmenin kaç koma olacağı hakkında bir ipucu vermez. Bemol içeren sesler, bir önceki sesin tizleştirilmiş şekli ile ifade edilmektedirler.
Günümüz notasına çeviri yapılırken söz konusu tizleştirmenin (ya da pesleştirmenin) Klasik Türk Müziği`ndeki kaç komalık değere karşılık gelebileceğini tespit edebilmek için, eserin makamının yapısı ve taşıdığı özellikler göz önüne alınır. Bu nedenle Hamparsum Notası`nı, deşifre edebilmek için, Türk Müziği bilmek gerekmektedir. Ayrıca; her notanın üzerine konulan tizleştirme işareti sadece o notaya özgü olup bir ölçü içerisindeki etkisi yine sadece üzerine konulduğu sesle sınırlıdır; Diyez ya da Bemol gibi bütün bir ölçü boyunca etkisini sürdürmez.
Hamparsum Nota(lama) Sistemi`nde usûl kalıpları fark edilecek derecede belirgin olup usûlün okunmasında büyük kolaylık sağlar. Usûllerdeki vuruşları göstermek için de bazı noktalama işaretlerinden yararlanılır. Ölçüler ( :: ), ( ) ve ( : ) işaretleri ile birbirinden ayrılır. Birleşik ve büyük usûllerde ölçü çizgisi olarak ( :: ), ( ) bunları oluşturan küçük usûllerin ölçü çizgileri ise( : ) ile gösterilmiştir. Usûlün en alt birimlerini belirtmek amacıyla notalar gruplaştırılarak yazılır
Usûlün alt birimlerini belirtmek üzere yapılan gruplaşmalar
Seslerin süresel değerlerini ifade etmek için, perdeleri gösteren sembollerin üzerine nokta ( ), tek ve çift, virgüle benzeyen ya da düz dikey çizgiler ( ` ), ( " ) ve yine tek ve çift olmak üzere içi boş küçük daireler ( ), ( ) konulur
Aynı usûl birimi içerisinde yer alan bir grup notada, birbirini takip eden notaların değerlikleri değişmiyorsa, süreyi gösteren işaret bu grubun en başında yer alan notanın üzerine konulur. Bir sonraki süre işaretine kadar gruptaki notalar aynı değerlikte kabul edilir.
Süre ve susları ifade etmekte kullanılan işaretlerin yanı sıra bunlara ek olarak, uluslararası porteli notalama sisteminde kullanılmakta olan "senyo", "coda", "bağ", "dolap", "bitiş çizgisi" ve "tekrar" gibi işaretlere karşılık gelen, aynı görevi üstlenen yardımcı işaretler kullanılmıştır [Şekil-11]. Günümüze yakın dönemlerde Senyo, D.C., ...vs. yardımcı imlerin bugünkü bilinen şekilleriyle kullanıldığına tanık olmaktayız.
Hamparsum notasının bir de "Gizli (İşaretsiz/Dilsiz) Hamparsum Notası" olarak bilinen bir çeşidi vardır ki; bunun diğerinden farkı, perdeleri gösteren işaretlerin değiştirilmeden kullanılması ve nota değerliklerinin hepsinin yazılmamasıdır [Şekil12]. Gizli Hamparsum Notası sadece kullanan kişinin okumasına yardımcı olabilecek kadar ek işaret içerir, o nedenle de bu nota(lama) sistemi ile kağıda dökülmüş eserlerin deşifre edilmeleri oldukça güçtür. Sonuç her zaman için açık ve net olamayabilir. Bu konuyla ilgili olarak Sayın Murat Bardakçı, usûl kalıplarının Hamparsum Notası`nda belirgin bir şekilde kullanılmış olmasına dikkat çekerek, Klasik Türk Müziği usûllerini iyi bilen kimselerin Gizli Hamparsum Notası`nı da rahatlıkla çevirebileceğini ifade etmektedir. Gizli Hamparsum Notası daha çok besteledikleri ya da öğrendikleri eserleri kendi tekellerinde tutmak isteyen besteci ve müzisyenler tarafından kullanılmıştır.
Bugün, Arel-Ezgi-Uzdilek Sistemi`nde Si Koma Bemol ile ifade edilen Segâh perdesi, Hamparsum`un kullandığı nota(lama) sisteminde; değişimsiz 7 temel işaretten biri olarak yer almaktadır. Bûselik (Si) perdesi ise; Segâh perdesine karşılık gelen sembolün üzerine ( ~ ) işareti getirilerek gösterilmiştir. Günümüzde kullanılmakta olan Arel-Ezgi-Uzdilek Ses Sistemi`nde ise; Bûselik perdesi değişimsiz temel ses olarak kabul edilmekte ve Si notası ile gösterilmekte; Segâh ise; Koma Bemol ekli Si notası olarak ifade edilmektedir. Bu verilerin ışığında, Hamparsum`un, Yegâh (Makamı) Dizisi`ni ana dizi olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bir kısım Türk Müzikçileri Hamparsum`un Rast Makamı Dizisi`ni ana dizi olarak tespit ettiğini kabul etmektedir. Ben, söz konusu her iki düşüncenin de; Hamparsum Notası ile kaleme alınmış eserlerin günümüz nota(lama) sistemine çevrimi üzerinde çok büyük bir fark yarattığını düşünmemekteyim. Nitekim Po yine Yegâh perdesine karşılık gelmektedir
Hamparsum Nota(lama) Sistemi`nde usûl kalıpları son derece belirgindir. Notalar usûle uygun olarak gruplar halinde yazılırlar. Bu da, usûllerin okunmasında büyük kolaylık sağlar. Usûller vuruşlarını göstermek için bazı işaretler tespit edilmiştir
Bazı usûllerde ayrı iki vuruş yerine, vuruşları birbirine bağlayan bir bağ işaretinin konulur. Bu işaret, iki birimin tek bir birim olarak kabul edilmesi gerektiğini göstermektedir
Usûllerin bazı vuruşları üzerinde yer alan ( / ) işareti, birim değerin bir kat, ( ) işareti ise; birim değerin bir buçuk kat arttığı hakkında bilgi verir
Hamparsum Notası`nın Klasik Türk Müziği`nde Kullanılan Diğer Nota(lama) Sistemlerinden Farkı
1. Hamparsum Nota(lama) Sistemi`nden önce Klasik Türk Müziği`nde (Ali Ufkî`nin porteli notası hariç), daha çok (başta Ebced Alfabesi olmak üzere) Arap Alfabesi`ndeki harflere dayalı (alfabetik) nota(lama) sistemleri kullanılmıştır. Ses sistemini oluşturan her bir perde için tek bir işaret gösterilmiştir. Ebced ve diğer alfabetik nota(lama) sistemlerindeki gibi harflerin ikişer, üçer kullanılması söz konusu değildir. Nota işaretleri ile perde isimleri arasında bir ilişki kurulmamıştır. İşaret-ses ilişkisine dayalı bir sistemdir. Kalsik Türk Müziği Ses Sistemi`nde yer alan perdelerin sayıları (ve her birinin adları) göz önüne alındığında, bu özellik büyük bir rahatlık sağlar.
2. Ses sisteminin ana dizisini meydana getiren 7 ses için, 7 (ana) işaret vardır ve diğer perdeleri gösteren işaretler, bunlara yapılan küçük (çizgi şeklinde) eklerle ifade edilmiştir. Genel anlamda, bir oktavda değişmeli seslerle birlikte 14 perde yer almaktadır. Bu şekilde 28 perdeden oluşan iki oktav, temel ses alanı olarak kabul edilmiştir (Daha sonraları bu alanın, ihtiyaca göre mevcut seslere küçük ilavelerin yapılması ile genişlediği görülmektedir).
3. Daha önceki nota(lama) sistemlerinde Arap rakamları ile gösterilen süreler, Hamparsum Notası`nda perde işaretlerinin üzerine konulan noktalar, çizgiler, içi boş küçük dairelerle gösterilir. Suslar da, yine aynı işaretlerin herhangi bir perde işaretinin üzerine gelmeden tek başlarına kullanılması suretiyle ifade edilir.
4. Hamparsum Notası`nın diğerlerinden en belirgin farklarında birisi de, soldan sağa doğru yazılıyor olmasıdır. Daha önceki nota(lama) sistemleri, Arap harflerinin kullanılması ve bu nedenle yazının sağdan sola doğru yazılması dolayısıyla sağdan sola doğrudur. Hattâ Türk Müziği`ndeki ilk porteli nota(lama) sistemini kullanmış olan Ali Ufkî`nin (Alberto Bobevio Leopolitano Bobowski; 1975? - ? ) notası bile, bu mantık çerçevesinde sağdan sola doğrudur.
5. Süreleri, susları, usûl kalıplarını gösteren işaretlerin yanı sıra bunlara ek olarak uluslararası porteli notalama sisteminde bulunan "Senyo", "Coda", "Bağ", "Dolap", "Ölçü Çizgisi", "Bitiş Çizgisi" ve "Tekrar" ile aynı görevi üstlenen yardımcı işaretler kullanılmıştır.
6. Hamparsum Notası`nın bir de "Gizli (İşaretsiz / Dilsiz) Hamparsum" olarak bilinen bir çeşidi mevcuttur. Gizli Hamparsum Notası`nda nota değerliklerinin bazen bir kısmı bazen de hiçbiri yazılmaz. Yardımcı (referans) işaretlere yer verilmez, bazılarında ölçü çizgileri yoktur. Eserlerini kendi tekelinde tutmak isteyen, başkaları tarafından sahiplenilmesinden çekinen bazı müzisyen, besteci ve topluluklar (Kilise..vb.) tarafından kullanılmıştır. Bunların dışında, herhangi bir nedenle süre işaretlerinin olmadığı, ancak usûl kalıplarının, ölçü çizgilerinin mevcut olduğu bazı eserlere rastlanır. Bunlar "Gizli Hampasum Notası" kapsamına dahil değildir. Çünkü özellikle Klasik Türk Müziği`nde usûlleri biliyorsanız, süreleri belli olmasa da, bir eseri deşifre etmeniz mümkündür. Ancak; çoğu kere Gizli ve İşaretsiz-Dilsiz Hamparsum Notası aynı anlamda kullanılmaktadır [Bakınız: Şekil-8].
7. Bu nota(lama) sisteminde, günümüz nota(lama) sistemi`ndeki gibi Bemol, Diyez ve Bekar işaretleri yoktur. Notanın üzerine konulan tizleştirici ( ~ ) işareti ile değişmeli sesler gösterilir. Bir çeşit Diyez görevi gören bu işaret, kaç komalık tizleşme olacağı hakkında bir bilgi vermez. Bemol içeren sesler, bir öneki sesin tizleştirilmesi ile gösterilmektedir. Tizleşme veya pesleşmenin kaç koma olacağı, eserin makamsal özelliklerine göre tespit edilir. Ayrıca; her notanın üzerine konulan tizleştirme işareti sadece o notaya özgü olup bir ölçü içerisindeki etkisi yine sadece üzerine konulduğu sesle sınırlıdır; bütün bir ölçü boyunca etkisini sürdürmez.
8. Hamparsum Notası`nda usûl kalıpları son derece belirgindir ve bu en belirgin özelliklerinden biridir. Usûl vuruşlarını göstermek için bazı (stenografik diyebileceğimiz) işaretler tespit edilmiştir. Notalar usûle uygun olarak gruplar halinde yazılırlar. Bu da, usûllerin okunmasında büyük kolaylık sağlar.
Gülay KARAMAHMUTOĞLU
http://www.muzikbilim.com/