Azi̇z Çevi̇rmenler Bayrami Ve Ermeni̇ Kültürü
Ermeni halkı yıllarca doğduğu topraklardan çok uzaklara dünyanın dört köşesine dağılmak zorunda bırakılarak, bazen yerleşik,bazen gurbetçi ,bazen de göçmen olarak dağınık bir şekilde yaşamış , fakat nerde yaşamışsa yaşadığı toprağa ,ülkeye ve halka saygılı ve sadık ,üretken ve yapıcı bir vatandaş olarak yaşamıştır. Önce kendi ibadet mekanını,yani kilisesini, daha sonra ise ilim ve irfan ocağını, diğer bir deyişle okulunu inşa etmeye çalışmıştır.Tarih boyunca, ”Kilise” ve ”Okul” ermeninin birbirinden ayrılmaz iki ana unsuru olmuş, onların sayesinde varlığını ve atalarından kendisine bırakılan kültür miraslarını korumuş,sürdürmüş ve sürdürmektedir. Bırakılan miras yanlızca kültür mirası veya manevi değerler değildir ,bu miras nesilden nesile aktarılan ulusal bir onurdur: Kültürü bireyden ayrı düşünmek mümkün değildir, çünkü bireyden veya bireylerden doğar ,bireyin aklı,zekası,hüneri ile gelişir ve tekrar bireylerin veya toplumun hizmetine sunulur. Diğer bir deyişle kültür,halkın geçmişinin, tarihinin, örf, anane,görenek ve geleneklerinin, yaşam tarzınn, fikirlerinin, zihninin ,duygularının, sevinç ve acılarının hepinin toplamının yansımalarının geniş bir fotografıdır da diyebiliriz. Kültür bir halk için o derece değerli bir hazinedir ki,bu hazine yanlızca bireyin veya halkın estetik anlayışına çekiçi gelen ve yanlızca o duygulara konuşan araç değildir,aynı zamanda da toplumlaarın veya milletlerin uluslararası ilişkilerin gelişimine ,saygınlığına değer katmanın yanında, evrensel barışa hizmet eden ve katkıda bulunan önemli bir araçtır.
Ermeni halkın çok zengin bir kültürü vardır. Kendi öz hazinesiyle değer kazanan bu kültürün uluslararası çevrelerde saygın bir yeri de vardır, ancak , onu gelecek nesillere eksiksiz aktarabilmek için ,onun değer ve anlamını herkesten önce ermeni bireyi kendi anlamalı ve değerlendirmelidir,aksi halde kültür erimeye başlar ,yaşamakta zorlanır ve gelişemez:
Bireylerin konuştuğu dil ve kullandığı kendi öz yazıları ,kendine ait alfabesi ulusal kültürün temel öğelerindendir.
5.ci y.y Ermeni alfebesinin bulunuşunu takip eden yıllarda gelişen Ulusal Ermeni Edebiyatı ”Altın Çağı” nı yaşamış, bu dönemde, öncelikle ”İncil” Ermenice’ye çevrilmiş bu esere ”Çevirilerin Kraliçesi” adı verilmiş ve ayrıca sayısız eserler üretilmiştir.
Ermeni dünyası ”Altın Çağ” döneminde, Din’de,Bilim’de, Kültür’de ve Sosyal yaşamda ve daha birçok alanlarda zamanın ”Rönesans”ını yaşamıştır.
Ermeni alfabesinin bulunuşundan sonra zenginleşen ve gelişen ermeni kültürü konusunda konuşurken,bu bağlamda inkar edilmez üstün hizmet ve katkılarda bulunan Rahip Mesrop Maşdotz ve Katolikos Sahak Bartev başkanlığında ermeni aydınlar ve çevirmenler ekibini ve ekip yardımcılarını minnet ,şükranla ve saygıyla anmak biz ermeniler için vefa ve insanlık borçudur.
Ermeni dünyasında,Ermeni halkının Ruhani, Sosyal, Bilim ve Kültür dünyasında, hayati önem taşıyan özel ve tarihsel süreçin dönüm noktasında belirleyici roller üstlenen Aziz Çevirmen Rahipler ve Ekibi’nin aziz hatıralarını ”Aziz Çevirmen Rahipler” adıyla minnet ,şükran ve saygıyla anmak ve vefa borçu ödemenk ,bağlamında , her sene Haziran-Temmuz ve Ekim-Kasım aylarında bu olguyu ''Aziz Çevirmenler Yortusu'' .adı altında 2 defa ,özel tören ve dini ayinlerle kutlamaktadır.
Dr.med.Sarkis Adam