Manas Ailesi
Balyan ailesi, Dadyan ailesi ve Düzyan ailesinden sonra, İstanbul `un dördüncü önemli Ermeni ailesidir. Soyadları, saray ressamı Rafayel`in ikinci ismi Manase`den gelir. Manas Ailesi de Balyanlar gibi aslen Kayserilidirler. Ailenin eski bireylerine ait bir kaynak bulunamadığı gibi İstanbul`a da ne zaman gelip yerleştikleri belli değildir. Rahip Y. G. Çark`ın anlattıklarına göre, Manas Ailesi`nin 16. yy`ın ortalarına doğru ortaya çıkmıştır. Ailenin 16. yy`ın sonlarında ya da 17.yy`ın başlarında, Celali isyanları zamanında İstanbul`a göç ettikleri düşünülmektedir. Saray ressamı Rafayel ailenin İstanbul`da tanınan en eski şahsıdır. D`Ohsson`a göre Manasse soyadını taşımıştır ve ismini zikretmediği saray ressamı olan babasının yerini almıştır. Manas Ailesi mensupları saray ressamlığının dışında diplomatik görevlerde de bulunmuşlardır. Aileden bir de ünlü musikişinas yetişrniştir. Bazılarının soyadı kayıtlara Manasyan şeklinde de geçmiştir.
Aleksandr veAleko Manas: Zenop Manas`ın en küçük oğludur. Hakkında 1838`de, Viyana` daki Osmanlı Elçiliği`nde ataşelik yaptığına ve de 1839`da Viyana`daki Güzel Sanatlar Akademisi`nden mezun olduğuna dair iki farklı bilgi vardır.
Aleksi Manas: Devlet görevlisi olarak çalışmıştır. 1845- 1850 arasında, Paris`teki Muradyan Koleji`nde okumuş, 1870`te, Altıncı Daire-i Belediye`de mütercim ve evrak müdürlüğü yapmıştır.
Antuan Manas: 1827 yılında doğup 1899`da vefat etmiştir. Aleksi Manas gibi o da devlet görevlisi olarak çalışmıştır. Yeniköy Sekizinci Daire-i Belediye`de şeflik yapmıştır. Bunun dışında kayıtlarda 1870`te, Şehremaneti Meclisi azası olarak adı geçmektedir.
Boğos Manas: Ne zaman doğduğunu bilmediğimiz Boğos Manas 1888 yılında vefat etmiştir. Hariciye görevlisi olarak çalışmış, 1855-1859 arasında, Paris`teki Osmanlı Elçiliği`nde ataşelik görevinde bulunmuştur.
Edgar Manas: Hakkında en fazla bilgiye sahip olduğumuz aile bireylerindendir. 12 Nisan 1875`de doğmuş 9 Mart 1964`de hayata veda etmiştir. Bestekar, maestro ve musiki hocası olarak hayatını sürdürmüştür. Aleksi Manas`ın oğludur. Babasının ölümünden sonra 13 yaşında İtalya`ya gidip, beş sene Venedik`teki Murad-Rapayelyan Koleji`nde okuyan Edgar Manas Padova Konservatuvarı`nın kontrpuan ve füg bölümlerinden mezun olmuş ve maestro unvanını almıştır. 1905`te İstanbul`a dönen Edgar Manas, Union Française`in yeni kurulan Gallia korosuna yönetmen olarak atanmıştır. 1912-1921 yılları arasında, Darü`I-Elhan`da armoni, kontrpuan ve piyano hocalığı yapmıştır. 1923-1933 yılları arasında ise, Belediye Konservatuarı`nda armoni ve kompozisyon dersleri vermiştir. Konservatuvar`ın kadınlar korosunun ve orkestrasının yönetmenliğini de yapan Edgar Manas 1937`de, Patrikhane Meryem Ana Kilisesi`nin Koğtan Korosu`nun yönetmeni oldu ve yirmi yıl bu görevde hizmet verdi. 1954`te Atlas Sineması`nda, musiki hayatını 60`ıncı yıldönümü kutlanan Edgar Manas Ermeni okularında solfej dersleri de vermiştir. Tüm bunların dışında İstiklal Marşı`nın orkestrasyonu da Edgar Manas`a aittir. Eserlerine gelince, ilk bestesi "Menune Valsi"dir. Diğer besteleri arasında Kuddas-ı Şerif Ayını , Oratorya , çocuklara ait iki operet, "Andante Symphonique", "Tantum Ergo", "Quartette", "Prens Adaları" (piyano için), "Suite"(üç kısımlı), prelüdler ve fügler "Rapsodie de l`Orient", "Symphonique Allegro", beş Ermenice ve 1934`te seslendirilen "Ahmet", ``Kara Tavuk`` ``Aşkın``, ``Yalı Havası`` ve "Dama Çıkma" adlı beş de Türkçe şarkısı vardır.
Edvar Manas: Doğum tarihi bilmediğimiz Edvar Manas 14 Ocak 1927`de vefat etmiştir. Uzun yıllar gazete yönetmenliği yapan Edvar Manas, Antuan Manas`ın oğludur. 1900 yılında, Fransızca "Servet" dergisinin ve İstanbul`da yayınlanan Fransızca "Stamboul" gazetesinin yazı işleri yönetmenliğini yapmıştır. Bu çalışmalar dolayısıyla Fransız Akademisi tarafından da ödüllendirilmiştir.
Greguar Manas: Selanik`te dünyaya gelen Greguar Manas, 11 Ekim 1885`te vefat etmiştir. 1870`te, Altıncı Daire-i Belediye`de sır katibi muavini ve muhakeme mümeyyizliği yapmış olan Greguar Manas 8 Mayıs 1860 tarihli bir mektuba göre de, uzun yıllar bu görevde kaldı.
Jozef Manas: Manas ailesinin son saray ressamı olan Jozef Manas 1835 yılında doğmuş, 1916 yılında vefat etmiştir. Zenop Manas`ın kardeşi Mıgırdiç`in oğludur. Abdülmecid döneminde Avrupa`da öğrenim görmüş, ülkeye döndüğünde saray ressammı olarak, Sebuh Manas`ın yerine geçmiştir. Arkasında birçok eser bırakan Jozef Manas`ın en önemli işlerinden biri Alrnanya İmparatoriçesi Augusta Victorya`nın minyatürüdür. Tabloları arasında ise Deli Fuad Paşa`nın yağlıboya portresi önemli sayılır.
Kasbar Manas: Hariciye görevlisi ve saray ressamı olarak görev yapan Kasbar Manas`ın 1885 yılında Paris`te öldüğü sanılmaktadır. Zenop Manas`ın üçüncü oğludur. 31 yıl Osmanlı Devleti`nin Viyana Elçiliği`nde birinci katipliğini ve tercümanlığını yaptıktan sonra aynı göreve Paris`te devam etmiştir.
Manase Manas: Saray ressamı Rafayel`in oğludur. I. Abdülhamid döneminde saray ressamı olmuştur. Sultanın büyük boy bir kaç tablosunu çizmiştir. 1785 yılları civarında Giambatista Toderini Fener`deki atölyesini ziyaret etmiş ve Kantemiroğlu `nun Osmanlı tarihiyle ilgili kitabı için, sultanların portreleri konusunda ona danışmıştır.
Rafayel veya Rapayel Manase: Ünlü saray ressamı ve musikişinas Rafayel Manase 1780 yılında vefat etmiştir. Kilisede muganni olduğu için, "Diratzu" (Çelebi) lakabı ile anılmıştır. Edirnekapı Ermeni Mezarlığı`nda yatmakta olan Rafayel Manase, resim eğitimini İtalya`da almıştır. I.Mahmud (1730-1754), IlI. Osman (1754-1757) ve IlI. Mustafa (1757-1774) dönemlerinde saray ressamı olmuş ve Toderini`ye göre, bu padişahların portrelerini de çizmiştir. Son zamanlarda bulunan ve tarihçi Sarkis Sarraf-Hovannesyan tarafından kaleme alınan, 25 Mart 1778 tarihli, Balat Ermeni Kilisesi`nin muganniler heyetinin elyazma tüzüğünün isim sayfasında, başmuganni olarak adı geçmektedir. "Diratzu" denilmesinin sebebinin de bundan ileri geldiği anlaşılmaktadır. Toderini`nin övgüyle bahsettigi Tanburi Rafayel ile aynı kişi olduğu düşünülmektedir. Rapayel veya Rafayel Ermeniler arasında nadir olarak kullanılan bir isimdir. Manas`ın diğer eserleri de şunlardır: "Hamamda anne ve kızı", "Sağ elinde yaylı ve sırtında tirkeşli kadın", "Mahşer günü", "Sağ elinde bir ok ve sol elinde bir salkım tutan kadın", "Nedime", "Gülabdan tutan delikanlı", "Küçük Venüs", "Karpuz dilimi tutan saray kadını".
Rupen Manas: Hariciyeci ve saray ressamı olan Rupen Manas, Zenop Manas`ın büyük oğludur. Mayıs 1850`de, Babıali, Tercüme Odası üyesi olduğu sırada Abdülmecid`in emriyle, resim tahsili yapmak üzere Paris`e gönderilmiştir. Daha sonra Paris Elçisi Süleyman Paşa `nın tercümanı olarak görev yapmıştır. 1869`da, Milano başkonsolosluğu yapan Rupen Manas`ın eserleri 1 Temmuz 1875`te Darülfünun`daki resim sergisinde sergilenmiştir. Eserleri arasında, II. Mahmud`un Tesmi dairelere asılan portreleri, Fatma Sultan`ın minyatür resmi, Damat Fethi Ahmed Paşa`nın gravür portresi, oğlu Mehmed Besim Paşa`nın ve kızı Yegane Hanım`ın yağlıboya portreleri zikredilebilir. Paris`te iken Avrupa elçiliklerine gönderilen padişah tasvirlerinin bir kısmını da hazırlamış olan Rupen Manas, eserlerinde Rubens Manasse imzasını kullanmıştır.
Sebub Manas: Hariciyeci ve saray ressamı olan Sebub Manas, Zenop Manas`ın ikinci oğludur. Avrupa`da öğrenim görmüştür. Abdülmecid ve Abdülaziz dönemlerinde saray ressamlığı yapmıştır. 1852 yılında Paris`teki Osmanlı Elçiliği`nin baştercümanı olarak çalıştığı bilinmektedir. 30 yıl kadar bu görevde kalmıştır. 1858`de, Abdülmecid`in portresini İsveç-Norveç kraliçesine sunması nedeniyle, bir nişanla ödüllendirilmiştir. Eserleri arasında, 1833`te II. Mahmud tarafından Kazaz Artin`e sunulan Tasvir-i Hümayun nişanını içeren fildişi minyatür, bir Türk subayının portresi ile Abdülmecid`in ve Abdülaziz`in yağlıboya tabloları sayılmaktadır.
Srapion Manas: Tiyatro yönetmeni, mütercim, müellif ve aktör olan Türkiye Ermenileri arasında ilk defa müzikli tiyatro eseri yazan ve sahneye koyan kişidir Sarpion Manas. Hagop Baronyan`a göre, İstanbul`da bir Fransız tiyatrosu kurmuş ve burada 7 yıl yönetmenlik yapmıştır. Daha sonra Mısır`a giderek, Kahire`de tiyatro yönetmenliği yapmıştır. Oradan da Paris`e geçerek, Dejazet Tiyatrosu`nun müdürü olmuştur. Ancak Paris`te başarı elde edemediğinden, İstanbul` a dönmüş ve 1874 yılında tekrar bir Fransız tiyatro heyetine yönetmen ve Beyoğlu`ndaki Palais de Cristal Tiyatrosu`na müdür olarak atanmıştır. 1883yılında bugünkü Tokatlıyan Hanı`nın yerinde İnşa edilen Yeni Tiyatro`da 1886`da yönetmenlik yapmıştır. Eserleri arasında, Değirmencinin Kızı ve Pamela adlı vodviller (Ermenice) ile, La Vie a Milan adlı bir kitap ve Victor Hugo`dan çevirdiği Angelo ismindeki dram sayılmaktadır.