Afyonkarahisar Ermenileri
Afyonkarahisar şehrinde yaşamış olan Ermeni cemaatine ait özet bir bilgi mahiyetinde hazırlanan bu yazı bir zamanlar Afyonkarahisar şehrinin pek az bilinen bir dönemine azda olsa ışık tutmak maksadıyla hazırlanmıştır. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu Fatihi ve Anadolu’daki Türk devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah bütün Anadolu gibi Afyon’u da feth etti. 1146’da Birinci Kılıçarslan, Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u Bolvadin civarında yendi.
Birinci Haçlı Seferinde haçlı orduları Afyon’u geri aldılar. Afyon şehri civarında Türklerle Bizanslılar arasında büyük ve kanlı savaşlar oldu. Selçuklular, Afyon’u Bizanslılardan yeniden aldılar.
Selçuklu sultanı Alaeddin, Afyon şehrini imar ettirdi. Devlet hazinesi burada saklandı. Bu sebepten Selçuklu devrinde, Afyon’un bir ismi de “Hisar-ı Devlet”, Devlet hazinesinin saklandığı hisar olmuştur. Moğolların Anadolu genel valisi Timurtaş, taht şehri Konya'yı işgalden sonra Afyon’u kuşatmış, fakat Selçuklu veziri Sahib Ata şehri teslim etmemiştir.
On üçüncü asrın ikinci yarısında Sahib Ata Fahreddin Ali Bey, oğul ve torunları da asrın sonuna kadar Afyon valiliği yaptılar. Şehir sonra Germiyan Beyliğine geçti. 1390 senesinde Sultan Yıldırım Bayezid Han, Afyon’u Osmanlı Devletine kattı. 1402’de Timur Han burasını yeniden Germiyan Beyliğine verdi. Germiyanoğlu Yakub Beyin ölümü ve vasiyeti üzerine Afyon, Osmanlı Devleti toprağı oldu. Afyonkarahisar ve şu anki ilçelerinde Rum nüfusun yerini Türkmen toplulukları kısa sürede aldı ve Afyonkarahisar Anadolunun bir çok şehrine nazaran çok az gayrimüslim nüfus barındıran ve çok büyük çoğunluğu Türkmen ve yörüklerden meydana gelen bir coğrafya haline gelmişti.
Afyonkarhisarda bulunan Ermeni topluluğunun Türklerin yerleşmesinden sonra şehre geldiği muhakkaktır. Seyyah Polonyalı Simeon’un Seyahatnamesi (1608-1619), Afyonkarahisar şehrinde bulunan Ermenilerden bahseden ilk kaynaklardan birisidir. Ona göre buradaki Ermeniler Türkçe konuşmakta, Ermenice bilmemekte idi. Rivayete göre şehre gelişleri, Afyonkarahisar Mevlevi Şeyhi Sultan Divani döneminde 7 hane olarak, sanatkarlıklarından yararlanmak maksadıyla doğudan kente gelip yerleştikleri ve zamanla çoğaldıkları yönündedir.
1600lü yıllardan itibaren Afyonkarahisar Kadılığı kayıtlarından Ermenilerin oturduğu mahalleleri takip edebiliyoruz. Buna göre Ermeniler hemen hemen Müslüman Türk nüfus ile birlikte aynı mahallerde komşuluk etmekle birlikte çok az rum ve yahudi ile birlikte Nasara (Zımmi) Mahallesi, Heci David, Sorop-Toros gibi mahallerde çoğunlukta idiler fakat keskin çizgilerle yaşam alanları ayrılmamıştı. Buda bize bir kaynaşma ve cemaatler arası sorunsuz bir hayat olduğunu düşündürmektedir.
1671 yılında Afyonkarahisara gelen Evliya Çelebi 4.600 müslüman, 1.000 kadar Hristiyan evinden bahseder. Bu da yaklaşık nüfusun 23.000 müslüman, 5.000 Hristiyan olduğunu gösterir. 1831 sayımına göre ise 13.346 müslim, 1080 gayri müslim yaşamakta idi (Kadın ve çocuklar hariç) 1856 tarihli Islahat Fermanı ile birlikte azınlıklara verilen okul açma izni ile birlikte açılan okulların en üst seviyede olduğu yıl olarak kent merkezinde 1 erkek, 2 karma, 1 protestan olmak üzere dört ermeni ilkokulu (ibtidai) bulunmakta idi. Yine 1 kız, 2 erkek Ermeni rüştiyesi bulunmakta isede Ermeni idadisi (lise) bulunmadığından isteyenler başka şehirlere yada Afyonkarahisar Lisesine devam ediyorlardı (1912-1913 yıllarında Karahisar-ı Sahip İdadisinde okuyan 4 ermeni çocuğu kayıtlıdır).
Afyonkarahisar Ermenilerinin çoğunluğu milli mezhepleri olan Gregoryan kilisesi mensubu olmakla birlikte bir kısmı da Katolik ve Protestan idi. Buna göre şehirde 3 adet Ermeni kilisesi olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bunlardan iki kilise hakkında bilgi vardır.
Kale eteğinde bulunan Meryem Ana Kilisesi, Ermeni Kilisesi Mahallesinde yer almakta idi. İki katlı bu kilise aynı zamanda bir misafirhaneye sahipti.1671 yılında esaslı bir bakımdan geçen kiliseden günümüze duvar ve kemerler kalmıştır.
Protestan Kilisesi, Avrupalı ve Amerikalı misyonerler sayesinde Protestan mezhebine geçen Ermenilerce yaptırılmış olup, Ulu Camii güneyinde Namık Kemal İlköğretim Okulu bahçesinde idi. 1915’li yıllardan sonra lise, askeri hastane gibi amaçlarla kullanılan kilise 1960’lı yıllarda ilkokul olarak kullanılmış, 1964 yılında ise yıkılmıştır.
Aşağı Kilise olarak bilinen son kilise hakkında net bilgi mevcut olmamakla birlikte Cumhuriyet İlkokulunun bulunduğu alanda olduğu bilinmektedir. Kilise vakıfları içerisinde geçen ve halk arasında bir zamanlar Gavur Hamamı olarak adlandırılan Hacı Murat Mahallesindeki Millet Hamamı, gelirleri kiliseye vakfedilmiş bir Ermeni gayrimenkulü idi. Bunun gibi Ermenilere ait bir çok vakıf bulunmakta idi.
Bunun dışında mahkeme kayıtlarından erkek ve kadın bir çok ermeninin Müslüman olduğu ve Müslüman isimleri aldığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Ermeni Mezarlığı ise Ambar yolunun Yeşilyol ile kesiştiği yerden Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi hizasına kadar olan mesafeyi kaplıyordu ve Gavurlar sini olarak adlandırılıyordu. Bu mezarlık zaman 1923 den sonra zaman içinde imara açılmıştır. Buradan getirilen bir miktar mezar taşı Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi bahçesindedir.
1914 yılında Afyonkarahisarda 632 Rum, 7.439 Ermeni, 227.659 Türk bulunmakta idi, 9 Haziran 1915’ten 8 Şubat 1916 tarihleri arasında yapılan Ermeni Tehcirinde Protestan ve Katolik Ermenilerle, hasta, öğretmen, yetim çocuklar ile kimsesiz kadınlar hariç 5.769 kişi göç ettirilmiş, 2.222 kişi şehirde kalmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Mondros Ateşkes Anlaşması hükümlerince Afyonkarahisar ilk olarak İngiliz, Fransız ve İtalyanlarca işgal edilmiştir. Bu ilk işgal dönemimde bir kısım Ermenilerin işgalcilerle birlikte hareket ettiği, onların yanında Türk evlerini silah arama bahanesi ile bastıkları, Türkleri taciz edici eylemler içinde oldukları o zamanın görgü tanıklarının anlatımlarında yer almıştır.
19 Mart 1920 tarihinde İstanbulun İngilizlerce işgalinden sonra işgal kuvvetleri Afyonkarahisarı boşattılar. 27 Mart 1921-07 Nisan 1921 tarihleri arasında Yunanlılarca ilk kez kısa süreli işgal edilen Afyonkarahisar şehrinin bu işgalinde Ermeniler yaptığı hareketler Afyonkarahisar Türk halkının bu gün bile hafızasından silinmemiştir. Öyle ki yaşlıların anlatımına dayanarak, işgali Ermeniler kale eteklerindeki evlerinin pencerelerine Yunan bayrağı asarak, Yunan askerlerine çiçek atarak, kilisede bir yemek ve gösteri düzenleyerek, işgalden memnuniyetlerini sonuna kadar ifade etmişlerdir.
1. ve 2. İnönü Muharebelerinde yenilen Yunan ordusu, 07 Nisan 1921 tarihinde şehri boşalttı. 12 Temmuz 1921 tarihinde Ankarayı almaya yönelik sefere çıkan Yunan ordusu 13 Temmuz da tekrar Afyon şehrini işgal etti. Bu sefer kalıcı olduklarını göstermek için şehirde her mahallede bir karakol inşa ederek, Türk halkını baskı altına almaya çalıştı. Yine silah araması bahanesi ile yerli Ermenileri yanına alarak ev baskınları yapıyor, genç kızları taciz ediyor, buldukları değerli eşyalara el koyuyordu.
Yunan işgalinin son bulduğu 26 Ağustos 1922 tarihinde Türk topçusunun ateşi ile irkilen Yunan Kuvvetleri şehri elde tutmanın imkansız olduğunu görünce şehirdeki Ermenilere “Şehri terk ediniz, Balmahmud’a kadar gidiniz” diyerek şehri boşaltmaya başlayınca, ikindi vakti kilisenin çanlarını alarm şeklinde çalan Ermeniler alabildikleri ne varsa yanlarına alarak, ocakta kaynayan aşlarını bile o vaziyette bırakarak, İzmir yoluna doğru kaçmışlardır.
Kurtuluşdan sonra Afyonkarahisar şehrini terk eden gayrimüslim tebaadan kalan bir kısım evler Türk nüfusca işgal olunmuş, 12 Şubat 1925 tarihinde Milli Emlak Müdüriyeti tarafından Ermeni gayrimenkulleri satışa çıkarılmıştır.
http://evrensmyrna.blogspot.com.tr/2012/02/afyonkarahisar-sehrinde-yasams-olan.html