22 Nisan 2012
Mısır son günlerde tüm dünyanın ilgi odağı oldu. Hepimiz olan biteni izledik ve çeşitli değerlendirmelerde bulunduk. Ermeni basın-yayın tarihi hakkında, amatörce bir zevkle yürüttüğüm çalışmalarım nedeniyle Mısır’daki Ermenilere dair az da olsa bilgiye sahiptim. Bir dostumla sohbetimde bu bilgileri paylaşırken aldığım tepki “Mısır’da Ermeniler de mi varmış?” olunca, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Bu yazıda, antik zamanlardan günümüze Mısır Ermenilerinin tarihine dair kısa bir özet bulacaksınız.
Roma ve Bizans Mısır’ında Ermeniler
Roma ve Bizans imparatorluklarının Ermenilerle ilişkilerinin tarihi oldukça zengindir. Anadolu ve Ortadoğu’nun birçok noktasında inişli çıkışlı bir seyir izleyen bu ilişkilerde Mısır Ermenileri hakkındaki ilk kayıt, Roma İmparatorluğu dönemine aittir. İmparator Antonius’un Partlarla (MÖ 56-30 arası) yaptığı savaşta aldığı yenilginin sebebi olarak Ermeni kralı Dikran’ın oğlu III. Ardavazt gösterilir. Antonius onu tutuklatır, arazilerine el koyar ve Mısır’ın İskenderiye şehrine sürer. Burada, Kleopatra’nın emriyle Ardavazt’ın başı kesilir.
6. yüzyıl tarihçisi Brogobios Getsaratsi’ye göre, birinci Roma imparatoru Justinianus döneminde (527-565) Mısır’a Ermenilerden oluşan silahlı bir güç yerleştirilir. Bazı kaynaklarda ise 6. ve 7. yüzyıllarda Mısır yöneticileri arasında, ‘Afrika Dükü’ unvanlı Nerses Pazentsi ve Ardavan Arşaguni gibi Ermeniler de yer alır.
Bizans döneminde Mısır Ermeni kolonisine askerler dışında Ermeni tüccarlar da yerleşmeye başlar. Çeşitli kaynaklarda, Ermenilerin, bu dönemde, üzerinde Grek ve Latince kitabelerin yer aldığı muazzam mimari eserler inşa ettiği belirtilir.
Mısır’ın Bizans işgali altında olduğu dönemde, Ermeni-Mısır ilişkileri kültürel alanda da gelişir. Eğitim amacıyla, dünyaca ünlü kültürel çekim merkezi İskenderiye’ye giden yüzlerce Ermeni genç, burada antik edebiyatı öğrenip ülkelerine geri döner. 5. ve 6. yüzyıllarda Grekçeden Ermeniceye çok sayıda bilimsel tercüme yapılır. İskenderiye Okulu’nda Atanas Ağeksanratsi, Tionisios Ağeksanratsi, Teopilos Ağeksanratsi, Güreğ Ağeksanratsi gibi önemli isimler bulunur. 6. yüzyılda Hermes Trismagisdes’in ‘Felsefenin Sınırları’ adlı eseri Ermeniceye tercüme edilir. Bu eserin orijinali ve Grekçe tercümesi günümüze ulaşamaz, sadece Ermenicesi kalır; böylece, bütün dünya, bu felsefe başyapıtından, Ermeniceden çeşitli dillere yapılan çeviriler sayesinde haberdar olur.
Mısır Fatımileri ve ‘Ermeni Dönemi’
Mısır, Bizans’tan sonra, Arap halifeliklerinin egemenliği altına girer. Bu dönemde Ermeni nüfus hayli azalır. Arap tarihçiler bu dönemde Mısır topraklarını yöneten emirler arasında Ali İbn Yahya, Abu’l Hassan al-Armani gibi Ermeniler de bulunduğunu yazar.
Arap halifelikleri döneminden bir dizi Ermenice kayıt, kitabe günümüze ulaşmıştır. Kahire’de bir kilisede bulunan bir khaçkar (mezartaşı), Mısır’da 10. yüzyılda da Ermenilerin varlıklarını devam ettirdiğini gösterir.
Hilafet ve halifelik etrafındaki tartışmalar, çatışmalar devam ederken Fatımi halifeleri hilafetin kendi hakları olduğunu ve bunu ancak güçlü bir orduyla elde edebileceklerini düşünür. Bu nedenle farklı milletlerden askerleri ordularında istihdam ederler, ancak zaman içinde bu farklı unsurlar arasında egemenlik çatışması başlar. Ülkeyi karmaşa ve kargaşadan kurtarmak için Ermeni asıllı Akka valisi Bedr el-Cemâlî Mısır’a davet edilir. Cemâlî, uygulamalarıyla Mısır’da uzun bir süre sükûneti sağlar.
Fatımi sultanları genellikle Hıristiyanlara anlayış gösterir ve iyi davranır, bu nedenle Mısır’daki Ermeni nüfusunda artış gözlenir. Arap kaynakları bu dönemde vezirlik görevini üstlenen bir dizi Ermeni hakkında bilgi verir. Bu vezirler, Mısır’da merkezi bir idare kurmak, ülkeyi bir düzene sokmak, kanunları yerleştirmek ve üretimi geliştirmek için önemli görevler alırlar; Mısır’ın askeri, idari işleri tümüyle onların elindedir. Bu vezirlerin faaliyetleri Mısır tarihinde öylesine etkili olur ki, bu süreç ‘Ermeni Dönemi’ olarak adlandırılır.
Fatımi devletine, eski komutanları olan Selahaddin Eyyubi tarafından son verilir, ve Eyyubiler dönemi başlar. Mısır Ermenileri Fatımilerin yanında yer aldıklarından, bu dönemde zor koşullar altından yaşarlar. Ancak bir grup Ermeni, Selahaddin’in güvenini kazanarak çeşitli görevler üstlenirler. Dönemin ünlü Ermeni mimarı Karakuş, köprüler, kaleler gibi resmi binaların yapımını gerçekleştirir.
Memluk Sultanlığı ve köle Ermeniler
Mısır, 13. yüzyılın ortalarında, adını Eyyubi ordusundaki atlı birliklerden alan Memluk Sultanlığı’nın egemenliğine girer. Ermenilerinin durumu bu dönemde (1250-1517) daha da ağırlaşır. Memluklular, Hıristiyanlara yönelik olarak bir zulüm politikası izlerler, ve bu politikadan Ermeniler de paylarına düşeni alırlar. Ancak başka bir nedenle, bu dönemde Mısır’da ‘hür olmayan’ Ermeni nüfusu da artar. Bu nüfusu oluşturanlar, Kilikya (Çukurova bölgesi) ve Suriye’den esir olarak getirilen Ermenilerdir. Memluklu ordusunda, Kafkasya’dan, Kırım’dan ve farklı bölgelerden, farklı milletlerin çocukları yer alır. Esir olarak getirilip ordugâhlara yerleştirilen bu çocuklar, özel görevliler tarafından Müslüman olarak eğitilir. Bu çocuklar arasında çok sayıda Ermeni de bulunur.
Mısır Memlukluları, Kilikya Ermeni Krallığı ile düşmanca ilişkiler içindedir. Haçlı Seferleri nedeniyle Memluklular ve Ermeniler arasında çatışmalar eksik olmaz. Bu çatışmalarda üstün gelen Memluklular, Kilikya’dan çok sayıda Ermeni esir getirerek, yetişkinleri tarım işlerinde çalıştırır, küçükleri ise orduya alır. 1265-1322 arasında Kilikya’dan binlerce Ermeni esir Mısır’a taşınır. Memluklular, 1292’de Kilikya’ya saldırarak, Ermenilerin önemli katolikosluk merkezi olan Hromkla’yı (Antep sınırında, Rumkale) yok eder ve 30 bin Ermeni esirle Mısır’a dönerler.
Mısır’da Osmanlı hâkimiyeti
Mısır, 16. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girer. Bu dönemde, birkaç bin Ermeni, Osmanlı’nın baskılarından kurtulmak için Mısır’a göç eder, bazıları da din değiştirerek Müslüman olur.
Tarihçi Simeon Lehatsi’ye (Polonyalı Simeon) göre, 1615’te Kahire’de 100 Ermeni evi bulunuyordu. Ermeni mahallesinde (Pap al Armani), Surp Sarkis Kilisesi ve Surp Minas şapeli ve Ermeni mezarlığı yer alıyordu.
18. yüzyıl ortalarında Mısır’ın birçok şehri önemli ticaret merkezlerine dönüşür. Avrupalı tacirler, Mısır’da yaşayan Ermeni, Rum ve Suriyeli tüccarların hizmetlerinden yararlanırlar. Bu tarihlerde Ermeniler İskenderiye’de de bir yerleşim oluşturur ve 1792 yılında burada bir kilise açarlar.
Mısır, Fransız Devrimi’nden sonra (1789-1794) Fransız ve İngilizlerin rekabetine sahne olur. Arap tarihçi Al Zaparti’nin tanıklığına göre, Napolyon’un 1798’deki Mısır seferine direnenler arasında Ermeni komutanlar da yer alır. Ermeni tüccar Murat Bey’in olanakları ile inşa edilen savaş gemilerinin komutanlığını, bir Ermeni olan Nigoğayos yapar. Birçok Ermeni Mısır ordusu saflarında savaşır.
Ermeni ustalar Mısır’da, Üç Ermeni Nazır
1805’te Mehmet Ali Paşa Mısır valisi olur. Ermeniler Mehmet Ali Paşa’nın (1769-1849) idari ve ekonomik politikaları sayesinde yeni bir döneme girerler. İstanbul ve diğer şehirlerden iki yüz sanatkâr Mısır’a davet edilir. Büyük sermaye sahibi Ermeni temsilcilere de önemli görevler verilir. Özellikle Avrupa ile ilişkiler, ticaret ve eğitim ile ilgili bakanlıklarda, bürokraside çok sayıda Ermeni görev alır. Bu dönemde, Boğos Yusufyan, Artin Çırakyan ve Arakel Nubaryan Mısır’ın üç nazırı olur.
19. yüzyıl başlarında Mısır’a yeni bir Ermeni göçü başlar. Mehmet Ali Paşa döneminde konutlar yaparak eski Kahire’ye yerleşirler. 1825’te, Kudüs Ermeni Patriği’nin ataması ile Mısır Ermeni Ruhani Önderliği oluşur. 1828’te Kahire’de ilk Ermeni okulu (Yeğiyazaryan), hastane, misafirhane ve bakımevi açılır. Bakımevinde Kudüs’e giden hacılar, Türkiye ve Hindistan ve Doğu’nun diğer ülkelerine yolculuk eden Ermeni tüccarlar misafir edilir.
19. yüzyılın ilk yarısında Mısır’da zanaatlar büyük bir gelişme gösterir. Yerel Ermeniler kuyumculuk, terzilik, işlemecilik, dericilik ve silah üretimi alanlarında ilk sıraya yerleşirler. Kahire Khan el-Khalili çarşısındaki kuyumcuların büyük bir kısmı Ermeni’dir. Mısır sarayının ihtiyaçlarını Ermeni zanaatkârları karşılar. Ermeniler inşaat alanında da öne çıkar. Mehmet Ali Paşa döneminde davet edilen Ermeni ve Rum duvar, taş, demir ustaları Mısır’daki inşaatlarda önemli görevler üstlenirler. Ermeniler imalat alanında ve sanayinin gelişmesinde de görev alırlar. 1818’de bir ipekli fabrikası açarlar, fabrikada Türkiye’den getirilen ustalar çalışır. Üretilen ipekliler İstanbul ve Hindistan’da üretilenler kadar kaliteli olur. Ermeni sermayesi 1828 Rus-Osmanlı Savaşı sırasında daha da yoğun bir şekilde Mısır’a akar. Bu dönemde, Mısır’ın ilk sarrafları Ermeniler olur. Mehmet Ali Paşa’nın baş sarraflığını Yeğiyazar Bedrosyan, 1818-47’de ise Aleksantr Minasyan yapar. Ermeni sarraflar, aynı zamanda, 1837’de, Kahire’de, Mısır’ın ilk bankasını da kurarlar. Bu banka varlığını 1841’e kadar sürdürür.
A.Mokyan, S. Seğposyan, G. Tekirzade, M. Haçadıryan, K. Rafayelyan ve Abroyan ailesi gibi büyük Ermeni tüccarlar, şirketleri için İzmir, İstanbul gibi şehirlerde şubeler açar. Halıcılık, değerli taş, kehribar eşya ticareti ile uğraşırlar. Madara tuz ocaklarının, Dimyat (Damietta) balık halinin, nehir nakliyatçılığının, Kahire hamamlarının sahipleri Ermeni sarraflardır. 1840’larda Mısır’daki Ermeni nüfusu 10 bini aşar.
Mısır ekonomisinin güçlenmesi büyük devletlerin çıkarlarıyla çelişmeye başlar. Mehmet Ali Paşa’nın izlediği politikalara müdahale edilir. 1882’de Mısır İngiltere tarafından işgal edilir. Ermeniler Mısır’ı terk etmeye başlar ve Ermeni nüfusu 4 bine kadar geriler.
Heykeli dikilen Ermeni asıllı başbakan
1867’de İsmail Paşa Mısır valisi olur. Paşa, ülkenin dış ilişkilerini yürütmesi için Nubar Paşa Nubaryan’ı görevlendirir. İsmail Paşa, Nubar Paşa’nın aktif desteği ile, Osmanlı sultanından ‘hidiv’ (Farsça, ‘büyük vezir’) unvanını alır. Hidiv, sadrazam (başvezir) ile aynı rütbedir. 1825 İzmir doğumlu olan Nubar Paşa Nubaryan önemli görevler üstlenir. 1878’de, bir dizi siyasal ve mali reform gerçekleştirmek üzere İsmail Paşa tarafından başbakanlığa getirilir. Nubar Paşa bu dönemde aynı zamanda dışişleri bakanlığı görevini de yürütür. 1875’te, Mısırlılarla Avrupalılar arasındaki davalara bakacak ve Fransız yasalarını temel alacak karma mahkemelerin kurulmasını sağlar. Nubar Paşa, başbakanlık yaptığı dönemde Avrupa ile işbirliği yönünde bir politika izler. 1904’te İskenderiye’de heykeli dikilir, birçok sokağa adı verilir.
Süveyş Kanalı’nın inşa edilmesi (1868), Mısır’ın uluslararası ticaretinde gözle görülür bir artış sağlar. Bu dönemde Anadolu Ermenileri tekrar Mısır’a gelmeye başlar; özellikle Bitlis, Muş ve Sasun’dan gelenlerle, Mısır’daki Ermeni nüfusu sekiz bine ulaşır.
1882’de İngiliz güçleri Mısır’ı işgal eder. Ülke ekonomisi İngiliz sermayesinin egemenliği altına girer. Mısır siyasetinde önemli bir rol oynayan ve1891’de dışişleri bakanlığı görevini üstlenen Dikran D. Abro, feodal geri kalmışlığa karşı, ordunun güçlendirilmesi politikasını yürütür.
Ermeniler bir dönem Mısır’da tütün ekimi ve işlenmesinde de rol oynar. Sektörün %90’ı Ermenilerin elindedir; önemli tütün markaları yaratırlar, fabrikalarda çok sayıda Ermeni işçi çalışır. Ermeniler kuyumculuk ile de ilgilenirler; V. Momcıyan, K. Yerganyan, G. Arifyan Mısır’ın ünlü kuyumcuları arasında yer alır. Mısır’da fotoğrafçılık alanında da Ermeniler öne çıkar.
1882’de İskenderiye’de yaklaşık 80 adet Ermeni ticarethanesi yer alıyordu. 1886 yılı verilerine göre, bu sayı Kahire’de 2250’ye ulaşıyordu. Kevork Topalyan, G. Keçyan, Bakıcıyan Kardeşler, Isdepan İplikçiyan, Kevork Muradyan, Sarkis Manukyan ve Mahdumları gibi şirketler dikkati çeker. Bu şirketlerin kurucuları İstanbul ve İzmir’den gelen Ermeni ailelerdir. Mısır Ermenileri Osmanlı’da ve Ermeni vilayetlerinde üretilen birçok malın ticareti ile de ilgilenirler.
Mısır’da, Nubar Paşa Nubaryan, Garabet Ağa Kalust, Apraham Pardokh gibi kişilerin yanı sıra, Ermeni kiliseleri de büyük arazilere sahip olur.
1915 Felaketi ve Mısır
19. yüzyılın sonlarına doğru Abdülhamit istibdadından kaçan Ermeniler, Mısır’a yeni bir göç dalgası başlatır. Mısır’a gelenler kiliselerde, okullarda ve çadırlarda barınır. Gelenlerle Ermeni ruhani önderliği ilgilenir. Yardım amacıyla, 15 Nisan 1906’da yardımsever Boğos Nubar Paşa’nın (Nubar Paşa Nubaryan’ın oğlu) girişimiyle Haygagan Parekordzagan Inthanur Miutyun (HPIM, Ermeni Yardımsever Genel Birliği), 1915’te ise İskenderiye’de Ermeni Kızıl Haçı kurulur. Aynı yıllarda Ermeni Yardım Kurulu Fonu oluşturulur; 1920’ye kadar faal olan bu kurul 5 milyon Mısır Kuruşu yardım toplar.
1915, Ermeni halkının tarihinde kara bir yıl olur. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin giriştiği, adına ‘tehcir’ denen katliamda, bir milyonu aşkın Ermeni güneye, Der Zor çöllerine doğru sürülür. Sürülenlerin çoğu yollarda katledilir. Hayatta kalabilenler Suriye, Irak ve İran’a ulaşır ve kendilerine yeni bir yaşam kurmaya çalışırlar. Katliamdan kurtulanların bir bölümü de Mısır’ın yolunu tutar. Kahire ve İskenderiye’ye 20 bini aşkın Ermeni ulaşır ve böylece Mısır Ermenileri için yeni bir dönem başlar. Ayakta kalan yetim ve dulların bakımı, gençliğin eğitim sorunlarıyla baş etmeye çalışırlar. Okul, yetimhane, hastane, bakımevi, yayınevi, aş, iş olanakları yaratma, yardım kurumlarının organizasyonlarıyla giderilmeye çalışılır.
Aralık 1915’te Fransız ve İngiliz gemileri, Antakya’dan Musa Dağlı 4058 Ermeni’yi Port Said limanına taşır. Gelenler için, Kahire’ye çok uzak olmayan bir çadır kent kurulur; burada kilise, okul, kütüphane, hastane, atölyeler, dükkânlar açılır.
1917’de Mısır’daki Ermenilerin sayısı hissedilir şekilde artmıştır. I. Dünya Savaşı yıllarında devlet kurumlarında çok sayıda Ermeni doktor, mimar, hukukçu çalışır; bazıları yüksek derecede görevler üstlenirler.
Savaştan sonra Mısır’da başlayan milli, bağımsızlıkçı hareket döneminde Ermeniler İngilizlerin yanında yer alır. Ermeni halkının ileri gelenlerinin önemli bir kesimi ise politikadan uzak durur, kilise, okul, dernek işleriyle ilgilenmeye devam eder. Mısır’daki Ermeni nüfusu 1926-1927’de 25-28 bine, 1947-50 arasında ise 40 bine ulaşır. Bu nüfusun büyük bir bölümü Kahire, İskenderiye, Zagazig, Asyut, Giza, Port Said ve Asvan kentlerinde yaşar.
Ermenistan’da cumhuriyetin ilanı konusunda Taşnak, Hınçak ve Ramgavar partileri arasında yaşanan fikir ayrılıkları Mısır Ermenilerine de yansır, aralarında bölünmeler olur. Ancak Mısır Ermenileri, yeni kurulan cumhuriyete yardım etmekten geri durmaz. Özellikle Ermenistan Kıtlık Fonu, Yerevan Devlet Üniversitesi’ne, Leninagan depreminden (1926) zarar görenlere, Ermenistan’da yeni inşa edilen Nor Arapgir (Yeni Arapgir), Nor Yevtogya (Yeni Tokat) yerleşimlerinin inşasında maddi yardımlarda bulunur.
Mısır’ın 1922’de bağımsızlığını kazanması, Müslüman olmayan toplumlara daha önce tanınan haklarda bir değişiklik yaratmaz. Mısır Ermenileri, içişlerini uzun bir süre 1860 tarihli Ermeni Milli Anayasası’na göre yürütür. Ruhani önder başkanlığındaki 35 kişilik bir heyet cemaat içi işleyişi düzenler. Miras, evlenme, boşanma ve aile sorunlarıyla ilgilenen mahkemeler varlığını sürdürür.
Mısır anayasaları ve Ermeniler
Mısır’da 1923’te yürürlüğe giren yeni anayasa, tüm yurttaşlara yasalar önünde eşitlik getirirken, milli azınlıklara, din ve vicdan özgürlüğünün yanı sıra, iç işlerini kendilerinin yürütmesi hakkını tanır.
Zamanla Mısır’da milli sermaye de oluşmaya başlar. Bu, ekonomide milli sermayenin baskısı demektir. Bu nedenle Ermeniler üretim ve ticaretin birçok alanından geri çekilir ve Mısır’dan uzaklaşır. Tütün işletmeciliğinde güçlü bir darbe yerler. Birçok ticari kuruluş faaliyetlerini ya durdurur ya da en düşük seviyeye indirir. Birçok Ermeni ticari kuruluşu yabancı sermayenin eline geçer. 1930’lu yıllarda, Mısır’da büyük toprak sahibi olan, devletin yüksek organlarında görev alan Ermeni kalmaz.
Anayurda ve diasporaya göç
1947-48 yıllarında, Sovyet Ermenistanı’nın ‘Anavatana Dönün’ çağrısına uyan yaklaşık dört bin kişi Mısır’dan Ermenistan’a göç eder.
1950 başlarında Mısır’da yaklaşık 40 bin Ermeni yaşıyordu. 1952’de Kral Faruk’a karşı girişilen isyandan sonra Ermenilerin Mısır’dan ayrılması hız kazanır.
1956’da, Nasır’ın sosyalizm yönündeki politikaları, azınlıkların haklarının sınırlanmasını da beraberinde getirir. Özel mülklerin devletleştirilmesiyle ciddi zarara uğrayan Ermeniler ABD, Kanada, Avustralya, Brezilya’ya doğru göçe başlar. Ermeni kiliselerine ait topraklar da millileştirme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Bu politikalar ve 1956 Mısır-İsrail Savaşı sonucunda, 1970’li yıllarda Mısır’daki Ermeni nüfusu 12 bine geriler.
Enver Sedat dönemindei, kilise arazileri ve eğitim sorunu tekrar gündeme gelir, ancak bir sonuç alınamaz. 1980’li yıllarda, Mısır’daki iç karışıklıkta Müslüman kesim ile diğer azınlıklar arasında çarpışmalar yaşanır. Ermeniler bu çatışmalarda yer almaz, tarafsız kalır ve Mısır’dan göçe devam ederler. 1974’te Mısır’daki Ermenilerin sayısı 10 bine düşer.
2003 itibariyle, Mısır’daki Ermenilerin sayısı yaklaşık olarak 6 bine düşmüştür. Bu nüfus, günümüzde altı kilise, üç okul ve çeşitli kültür, yardım ve spor kuruluşlarıyla varlığını sürdürmektedir. Son yıllarda dış göç durma noktasına gelmiştir. Kalanlar, Ermenistan ile Mısır arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmeye çalışmaktadır.
KAYNAKLAR
Hay Ispürk, Hanrakidaran (Ermeni Diasporası, Ansiklopedi), ‘Mısır’ bölümü, 2003, Yerevan.
Hamarod Urvakidz Hay Kağtavayreri Badmutyan (Ermeni Kolonileri Tarihinin Kısa Taslağı), c. 1, ‘Mısır’ bölümü, Prof. A. K. Aprahamyan, 1964, Yerevan.
Başlangıcından 1071’e Ermenilerin Tarihi, René Grousset, çev. Sosi Dolanoğlu, Aras Yay., 2005, İstanbul.
Mısır’daki Ermeni kurumları
Ermenilerin toplumsal örgütlenme geleneği, yaşadıkları her coğrafyaya yansır. Kiliseleri, okulları, yardım kuruluşları, yayınları ve matbaaları, gençlik ve spor örgütlenmeleri, tiyatro ve sanat kuruluşları, kültürel faaliyet organizasyonlarıyla, Ermeniler bu geleneği Mısır’da da yaşama geçirirler.
KİLİSELER
10. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasında, Mısır’da otuzdan fazla Ermeni kilisesi ve manastırı vardı.
11. yüzyıl sonlarında Kahire Surp Kevork Kilisesi; 12. yüzyıl ortalarında Süveyş’te Surp Hovhannes Mıgırdiç Kilisesi; Sohag’da duvar resimleriyle ünlü Isbidag Manastırı (Beyaz Manastır); Kahire yakınlarındaki Tura’da Surp Kevork, Surp Hovhannes Mıgırdiç ve Surp Krikor kiliseleri; Sina’da katolikosluk ve yedi Ermeni kilisesi; İskenderiye, Asyut, Zagazig ve diğer şehirlerde de Ermeni kiliseleri açılır.
11. yüzyılda Ermenilerin Mısır’a yoğun göçleri kiliselerin sayısını öylesine artırır ki, bir Arap tarihçi ve gezgin, “Mısır halkı, Ermenilerin Müslümanlığı sınır dışı etmesinden korkuyordu” değerlendirmesinde bulunur. 14. yüzyılda Kahire’de Surp Minas ve Surp Mardiros kiliseleri inşa edilir.
Kahire’de 1839’da Surp Asdvadzadzin Kilisesi, 1843’te Surp Minas Kilisesi ve Guys Mariyam şapeli ibadete açılır. 1867’de Mısır ruhani önderliği İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, 19. yüzyıl sonlarında ise doğrudan Eçmiyadzin Katolikosluğu’na bağlanır.
Günümüzde Kahire Surp Krikor Lusavoriç ve Surp Minas kiliseleri faal haldedir. Kıptilere teslim edilmiş olan Surp Haç Kilisesi’nde, Ermeniler yılda bir gün adakta bulunmaya ve dua etmeye gitmektedir. Yervant Odyan, Vahan Tekeyan ve Siranuş’un mezarları Surp Minas Kilisesi’nin mezarlığındadır.
İskenderiye’de,1884’te inşa edilen Boğos Bedros Kilisesi ve 1927’de faaliyete geçen Surp Kevork şapeli faal haldedir.
Mısır’da 1831’de Katolik Ermeni cemaati de resmen tanınır. Kahire’de Avedumn Surp Asdvadzadzin ve Surp Tereza, İskenderiye’de ise Anarat Hığutyun Ermeni Katolik kiliseleri faal haldedir.
Kahire ve İskenderiye’de Protestan Ermeni kiliseleri ve cemaati de bulunmaktadır.
OKULLAR
Kalustyan Ermeni Okulu
1828’de Kahire’de açılır. İlk karma okuldur. Önce yardımsever Yeğiyazaryan’ın adıyla anılan 1897’de ‘Kalustyan Ermeni Okulu’ adını alan okulda Arşag Alboyacıyan, Hagop Oşagan, H. Setyan, L. Acemyan, Vahan Tekeyan, Kohar Kasbaryan gibi, Ermeni edebiyatı ve tarihi alanında ünlü isimler eğitim görür.
Boğosyan Ermeni Okulu
1845’te İskenderiye’de açılır. İlk döneminde Aramyan Okulu olarak adlandırılır; 1867’de, varlıklı bir devlet görevlisi olan Boğos Bey Yusufyan’ın adıyla öğrenim vermeye devam eder.
Uluslararası Kız Okulu
1905’te eğitime başlar. Kahire’de Manisalıyan kız kardeşlerin çabalarıyla açılır. Anaokulu, ilkokul-ortaokul, ve sadece kızlara ait olmak üzere üç ana bölümden oluşuyordu. 1946’da, Sofi Manisalıyan’ın ölümü ile birlikte kapanır.
Taşçıyan Okulu
1917’de, Taşçıyan kız kardeşlerin katkılarıyla, bir karma okul olarak eğitime başlar. Üç aylık anaokulu, altı aylık karma ilkokul, ve ek olarak sadece kızların devam ettiği iki yıllık bir okuldan oluşuyordu. Yatılı ve gündüzlü bölümleri vardı.
Haygazyan Okulu
1924’te Haygazun Kahana Vosgeriçyan öncülüğünde İskenderiye’de açılır. Amacı, yabancı okullara giden Ermeni öğrencilere alternatif sunmaktır. 1952’ye kadar açık kalır.
Nubaryan Ermeni Okulu
1925’te Kahire’nin Heliopolis banliyösünde, Boğos Nubar Paşa’nın bağışlarıyla kurulur.
Berberyan Okulu
1924’te Kahire’de, Onnik ve Vahan Berberyan’ın çabalarıyla açılır. İstanbul’daki aynı adlı okulun devamı niteliğindedir. Mezunları, sınava girmeden Avrupa üniversitelerine kabul edilir. 1933’te maddi zorluklar nedeniyle kapanır.
DERNEKLER
Okumasevenler Derneği
1896’da Kahire’de, Ermeni gençler öncülüğünde kurulur.
Dikran Yergat Kültür Derneği
1902’de İskenderiye’de, bir grup düşünür, aydın ve meslek adamı öncülüğünde kurulur.
Ermeni Yardımsever Genel Birliği (HPIM)
15 Nisan 1906’da Kahire’de, Boğos Nubar öncülüğünde kurulur. İdari merkezi 1922’de Paris’e, 1942’de New York’a taşınır.
Mısır Ermenileri Yayın Derneği
Mısır’daki ilk Ermeni basın-yayın kuruluşudur. 1908’de Yervant Odyan’ın çabalarıyla kurulur.
Gamk Beden Eğitimi Derneği
1912’de İskenderiye’de kurulur. Günümüzde de faal haldedir.
Ararat Beden Eğitimi Derneği
1914’te Kahire’de kurulur. Günümüzde de faal haldedir.
Ermeni Sanatsevenler Derneği
1920’de Kahire’de kurulur. Derneğin çalışmalarına yazar Vahan Tekeyan, ressam O. Avedisyan, karikatürist A. Sarukhan, müzisyen K. Alemşah, A. Badmakıryan gibi birçok önemli sanatçı katılır.
Uluslararası Ermeni Eğitim ve Kültür Derneği
1928’de Kahire’de, ‘Ermeni Eğitim ve Yayıncılık Derneği’ adıyla kurulur. Kurucuları arasında Ermenistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda dışişleri bakanlığı yapan Hamo Ohançanyan, yazar ve eğitimci Levon Şant, tarihçi Nigol Ağpalyan, sanat eleştirmeni Kaspar İpekyan, Isdepan Yesayan gibi birçok Ermeni entelektüel bulunur.
Ermeni Kültür Dostları Derneği
Sergiler ve yayınlar aracılığı ile Ermeni kültür eserlerini yabancılara tanıtmak amacıyla, 1941’de Kahire’de kurulur.
Ermeni Milli Fonu
1942’de Kahire’de, Vahan Tekeyan, E. Papazyan ve L. Gonanyan öncülüğünde kurulur. Ermeni gençlerin gazetecilik, öğretmenlik gibi mesleklere ve dini görevlere hazırlamaya dönük faaliyette bulunur.
Sevan Kültür Derneği
Yazar Karnig Sivaslıyan’ın çabalarıyla, 1943’te İskenderiye’de kurulur. Dernek üyelerinin ve Sivaslıyan’ın Ermenistan’a göç etmesiyle kapanır.
Husaper Kültür Derneği
1945’te Kahire’de, Ermeni Devrimci Federasyonu eylemcileri tarafından kurulur.
Vahan Tekeyan (1878-1948) Ermeni edebiyatının yurtdışındaki ilk büyük temsilcilerinden, şair, yazar ve gazeteci. Ortaköy’de dünyaya geldi. İstanbul’daki Nersesyan, Berberyan, ve Getronagan ve Kahire’deki Kalustyan okullarında öğrenim gördü. İlk yazısı 1894’te ‘Hayrenik’ gazetesinde yayımlandı. 1905’te İskenderiye’de ‘Şirag’ dergisini yayımladı; ‘Joğovurtin Hamar’, ‘Arev’, ‘Partzravank’ gibi gazetelerde de çalıştı. Kahire’deki ‘Ermeni Milli Fonu’nun kurucularındandır.
Nubar(yan) Boğos (Paşa) (1851-1930) Mısırlı devlet adamı. Nubar Paşa’nın oğludur. İsviçre ve Fransa’da eğitim gördü. Mısır Demiryolları İdaresi’nin müdürlüğünü yaptı. Kahire su ve İskenderiye tramvay şirketlerinin kuruluşunda rol oynadı. Balkan Savaşları ve sonrasında Osmanlı’da Ermenilerin yaşadığı vilayetlerde reform yapılması için Batı ülkelerinin dikkatini çekmek amacıyla kurulan delegasyonun başkanlığını yaptı. Çeşitli yerlerdeki Ermeni kolonilerine yaptığı bağışlarla pek çok kurumun kurulmasına destek oldu.
Aleksandr Saruhan (1888-1977) Malatya’da doğdu. İlköğrenimini Batum’da, ortaöğrenimini İstanbul Pangaltı Mıhitaryan Ermeni Okulu’nda tamamladı. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi grafik bölümünde okudu, İstanbul’daki ‘Gavroş’ adlı aylık mizah dergisine çizdi (1920-23). Daha sonra Kahire’de yaşamaya başladı; ‘Haygagan Sinema’ (Ermeni Sineması) ve oradaki gazeteler için çizdi. Ermeni Kültürü Dostları Derneği’ni kurdu. Yervant Odyan’ın ‘Inger Pançuni’ (Yoldaş Pançuni) ve Hagop Baronyan’ın ‘Medazbadiv Muratsgannerı’ (Soylu Dilenciler) adlı mizahi romanlarını resimlendirdi. Mısır karikatürünün de kurucusu sayılır; Kahire’de bir sokağa ismi verilmiştir.
Yervant Odyan (1869-1926) İstanbul, Yenikapı’da doğdu. İstanbul, Atina, Londra, İskenderiye Ermeni basınında önemli görevler üstlendi. Birçok gazete yayımladı, çeşitli süreli yayınlarda yazıları yayımlandı. İskenderiye’de 1902’de ‘Azad Khosk’u yeniden, 1903’te ‘Azad Pem’ [Serbest Kürsü] adlı mizah dergisini (dört yıl) yayımladı. 1907’de Kahire’de ‘Arev’ [Güneş] adlı günlük mizah gazetesini kurdu. ‘Inger Pançuni’ [Yoldaş Pançuni] adlı eserini ve ‘Garapnad [Giyotin] adlı mizah dergisini 1910’da yayımladı. Mayıs 1915’te tutuklanıp Der Zor’a tehcir edildi, mucize eseri sağ kaldı. İstanbul’a 1918’de İstanbul’a döndü. 1924’te Trablus’a, oradan Kahire’ye geçti. 1926’da kanserden öldü ve Kahire’deki Marmina Ermeni Mezarlığı’na gömüldü.
Levon Şant (1869-1951) İlkokulu İstanbul, Üsküdar Cemaran Okulu’nda tamamlar; 1884-1891 yılları arasında Eçmiyadzin Kevorkyan Cemaran’da eğitim görür. Leipzig ve Münih üniversitelerinde pedagoji ve psikoloji eğitimi aldı. Hovhannes Tumanyan, Avedik İsahagyan gibi Ermeni yazarlarla sıkı ilişki içindeydi. 1911’de İstanbul’daki Getroagan ve Esayan okullarında öğretmenlik yaptı. 1915’te Avrupa’daydı; 1919’da Kafkasya’ya yerleşti. Tiyatro alanında önemli eserler verdi. Kahire’deki Uluslararası Ermeni Eğitim ve Kültür Derneği’nin kurucularındandır.
Mısır Ermeni Periyodikleri
Ermeni süreli yayınlarının ortak bir özelliği vardır: Birçok periyodiğin künye bilgisinde “yeni dönem” ibaresi yer alır. Yayınlar, yasaklama, ekonomik sıkıntılar, başka bir yayınla birleşme, şehir değiştirme gibi çeşitli nedenlerle ara verir ve bir süre sonra tekrar çıkmaya başlarlar. Ortak özelliklerinden biri de zaman zaman ‘özel sayı’ çıkarmalarıdır. ‘Aztarar’a Yolculuk’ köşesi de, kısa bir süreliğine ara vermişti; önümüzdeki hafta, ‘yeni dönem’de sizlerle farklı bir formatta tekrar buluşacak.
Yaklaşık bir aydır tüm dünyanın gözü Mısır’ın üzerinde. Agos’un orta sayfalarında, Mısır ve Ermeniler konusunda özet bilgiler bulabilirsiniz. ‘Aztarar’a Yolculuk’un bu haftaki ‘özel sayısı’nın konusu da, Mısır Ermeni periyodikleri.
1865-1980 yılları arasında, Mısır’da –Kahire’de 83, Iskenderiye’de 38 adet olmak üzere– toplam 121 adet Ermenice periyodik yayımlanır; bu sayı 2003 yılı itibarı ile 160’a ulaşmıştır.
Mısır Ermeni süreli yayınlarını da, dernek ve yardım kuruluşlarının yayınları; edebiyat, sanat yayınları; günlük siyasi, sosyal gazeteler; yıllıklar; okul gazeteleri ve dergileri; mizah gazeteleri ve dergileri; gençlik, siyasi parti yayın organları gibi birkaç grup altında ele almak olanaklıdır.
Mısır’daki Ermeni süreli yayınlarının ömrü genellikle kısa olur. Önemli bir kısmı, bir-iki yılını doldurmadan yayınına son verir. Ancak aralarında yüzüncü yaşına yaklaşanlar da var. 2003 yılı itibarı ile, üçü yayın hayatını devam ettirmektedir. Mısır’da Ermeni periyodiklerinin yanı sıra, yüzlerce edebi, tarihi içerikli Ermenice kitap da yayımlanmıştır. Özellikle Ermeni tarihi konusunda yapılan araştırmaların önemli olduğunu, ve Mısır’da tüm bu yayınlara uygun bir matbaa örgütlenmesi olduğunu belirtmekle yetinelim.
Bu yayınların hepsini burada tanıtmamız olanaksız; farklı alanlarda öne çıkan periyodiklerden küçük bir seçki sunalım...
Armaveni (Hurma Ağacı): Mısır’ın ilk Ermenice süreli yayını. 1865’te Kahire’de toplam dört sayı yayımlanan, filolojik bir dergidir.
Neğos (Kanal): 1889’da Iskenderiye’de, Andon Rışduni tarafından, haftalık gazete olarak yayımlanır.
Ardemis (Artemis): 1902-1903 arasında yayımlanan aylık aile dergisi; ‘XX. yüzyıl Ermeni kadınları yayın organı’.
Azad Pem (Serbest Kürsü): 1903’te Iskenderiye’de Yeniden Örgütlenen Hınçak Partisi tarafından yayımlanır. Yayınına 1905’te Kahire’de devam eder. Yervant Odyan, Mikayel Gürcüyan, Vahan Tekeyan gibi ünlü yazarlar bu gazetede çalışır.
Kraser (Edebiyatsever): 1904-1905 yılları arasında, Iskenderiye Kitapseverler Derneği’nin onbeş günlük dergisi olarak yayımlanır.
Şirag: 1905’te Iskenderiye’de yayına başlayan, aylık edebi ve sosyal dergi. 1906’da Kahire’ye, 1909’da Istanbul’a taşınır. Vahan Tekeyan, Arpiar Arpiaryan gibi önemli yazarlar bu dergide editörlük yapar.
Tertig (Küçük Gazete): 1906’da Yervant Odyan ve Yervant Antreasyan tarafından günlük gazete olarak yayımlanır.
Mıdrag (Kamçı): 1908’de, Parseğ Şahbaz tarafından, on beş günlük siyasi ve edebi dergi olarak yayımlanır.
Avel (Süpürge): Aylık, onbeş günlük mizah dergisi. 1908’de Kahire’de, 1914-1918 arasında Istanbul’da yayımlandı.
Miyutyun (Cemiyet/Birlik): 1912’de Kahire’de yayına başlar, 1928’de Paris’e taşınır. 1947-1962 arasında ise New York’ta aylık ve iki aylık periyotlarla yayımlanır.
Husaper (Ümit Verici): 1913’te Kahire’de yayımlanmaya başlar. 1923’te Ermeni Devrimci Taşnak Partisi’nin yayın organına dönüşür.
Yekibdahay Daretsuyts (Mısır Ermeni Yıllığı): 1914’de Kahire’de yayına başlar. 1917’de Iskenderiye taşınır, 1926’da yayınına son verir. Toplam sekiz cilt yayımlanmıştır.
Arev (Güneş): 1915’te Iskenderiye’de, 1924’ten sonra Kahire’de yayımlanır. Ramgavar Partisi’nin Mısır bölgesi yayın organı olarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Savarnak (Uçak): 1919-1971 arasında Kahire’de, Yervant Mısırlıyan tarafından yayımlanan mizahi ve siyasi gazete.
Haygagan Sinema (Ermeni Sineması): 1925-1926 arasında Kahire’de yayımlanan haftalık mizah dergisi. Editörlüğünü, ünlü karikatürist Aleksandr Saruhan ve Yervant Odyan yaptı
Araks (Aras Nehri): 1925-1965 yılları arasında Iskenderiye’de yayımlandı. Ilk dönem Zartonk (Yeniden Uyanış) öğrenci derneğinin yayını olmuştur.
Punç (Demet): 1925’te Iskenderiye’de, 1925-1946 yılları arasında ise Kahire’de iki haftalık çocuk dergisi olarak yayımlanır.
Çahagir (Öncü): 1948’de Kahire’de edebi, sosyal dergi olarak yayımlanmaya başlar. Yayın hayatı günümüzde de devam etmektedir
Zakarya MİLDANOĞLU