15 Kasım 2011
1826 yılında Nicéphore Niépce’in 8 saat kamera başında bekleyerek elde ettiği ilk görüntü ile başlayan fotoğrafçılığın, Anadolu ve Orta Doğu’ya yayılmasında önemli bir yeri vardır İstanbul’u Ermeni’lerin. İlk fotoğraf stüdyosunu açmasıyla da Péra (Beyoglu) büyük bir Hıristiyan kesimin yaşadığı yer olarak merkez haline gelir. Bir meslek öğrensin diyerek çocuklarını İstanbul’a fotoğrafçıların yanına yolluyan Ermeni ailelerin sayesinde fotoğrafçılık Anadolu’ya yayılmaya başladı ve Ermeniler’in kesin hakim olduğu bir meslek oluverdi. Her geçen gün zorlaşan hayat şartları yüzünden topraklarını terk etmek zorunda bırakılan Ermeni`lerle beraber fotoğrafçılık`da Orta Doğu ülkelerine yayıldı.
Osmanlı halkına fotoğrafın bulunuşu ilk kez İstanbul’da Türkçe, Arapça, Fransızca, çıkarılan Takvim-I Vekayi gazetesinin 28 Ekim 1839 günü 186. sayısında duyuruldu. Osmanlı’da ilk fotoğraf stüdyo’su Yunan asıllı Vassilaki (Basile) Kargopoulo (1826-1886) tarafından Péra’da Rus Konsoloslugu’nun yakınlarında 1850’de kuruldu. Özellikle turistlerin ilgisini çeken, İstanbul kıyafetleri ve sokak satıcıları üzerine yoğunlaşan çalışmaları ile tanılan Kargopoulo’nun turistlere giydirdiği Osmanlı kiyafetleriyle resimler çekdigi için büyük bir giysi koleksiyonu olduğu bilinmekte. 1877 Nisan ayında saray fotoğrafçısı olan Kargopoulo, 1879 Galatasaray Lisesi yakınlarında ikinci bir stüdyo daha açarak, tum Cadde-I Kebir/Grande rue de Pera (İstiklal Caddesi)’e hakim olduktan sonra bir şubede Edirne`de açar. Krimonoloji’de bir ilke imzasını atan Kargopoulo Osmanlı Nazırı Kamil Paşa’nın emir ile İstanbul hapishanelerindeki mahkümların fotoğraflarını çeker. Çekilen fotoğraflar daha sonra karakollara gönderilmesiyle yeni vakkalarda suçluların kolay tespit edilmesinde kullanılır.
Kargopoulo’nun Cadde-I Kebir’de açdığı ilk stüdyodan sonra ilerki yıllarda bir fotoğraf merkezi olan Péra’ya, açılan ikinci stüdyo’nun ismi “El Chark ”. 1823’de Ermeni anne ve Suriye`den göç eden Katolik bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Pascal Sébah 1857’de açdığı stüdyoyu, 1860’da Péra’adaki Postacılar caddesine taşıdı. Sébah 1873’de Viyena’da yapılan uluslararası sergide “Les Costumes Populaires de la Turquie” adlı albümü ile altın madalya alıp, Sultan tarafından 3. derecede Mecidiye nışanı ile ödülendirilir. 1878’de “Exposition Universelle” adlı uluslarası sergide Mısır`da çekdigi “Nubian desert tribes” adlı albümle gümüş madalyalar kazandı.
Pascal Sébah`ın “El Chark” stüdyosu ve negatifleri 1881 yılında çıkan yangında kül olur. Pascal 1883’de kalp rahatsızlığı sonrası emekli olur, Haziran 15, 1886’da ölür. Yanında asistan olarak çalışan kardeşi Cosmi Sébah Pascal’ın oğlu firmayı yönetebilecek yaşa gelene kadar stüdyonun başında kalır. 1888 yılında henuz 16 yaşında Pascal’ın oğlu Johannes (Jean) Sébah (1872-1947) atölyeyi devir alır ve aynı zamanda Fransız fotoğrafçı Polycarpe Joaillier ile ortak olup stüdyonun ismini Sébah & Joaillier olarak degiştirirler. Kendi ve babasının çekdigi resimlerde "J P Sebah" (Jean Pascal Sébah) imzasını atarak babasının şöhretinden yararlanır.
1905’de Joaillier’in Paris’e geri dönmesiyle birlikte stüdyoyu bir müddet tek başına yöneten Jean 1910’da Hagop İskender ile ortak olur. Jean ve Hagop 1934 yılında emekliye ayrılınca Hagop’un oğlu Bedros İskender ve ortağı İsmail İnsel stüdyoyu devralır. Stüdyo en sonunda İnsel’e kalır ve ismi "Sabah" olarak degiştirilir. Pascal Sébah’ın kurdugu bu ünlü ve Péra`nın en büyük stüdyosu açıldıkdan 95 sene sonra 1952’de kapanır. Johannes Sébah Haziran 6, 1947’de öldüğü vakit basbası gibi o da Ferikoy Latin Katolik Mezarlıgı`na gömülmüştür, bazı kaynakların belirtigi gibi Levanten kökenli degillerdi.
Osman`lı dönemindeki en önemli fotoğrafçılar ise Abdullah Biraderlerdir. Fildişi üzerine oyarak yapdığı Sultan ve hükümet adamlarının portrelerini daha sonra boyuyarak ün yapan ve bu dalda en büyük isim olan, Sarraf Mikayel Abdullahyan (1809-1882)’ın büyük oğlu Viçen Abdullah (1834-1902), kardeşler arasında fotoğrafçılık yapan ilk kişidir. Viçen 1856’da Alman kimyager Rabach`ın Beyazıt’a kurdugu atölyede fotoğrafçılıgı ögrenip, 1858’de Rabach’ın Almanya’ya geri dönmesiyle atölyeyi satın alıp fotoğrafçılıga başlar. Aynı sene kardesi Kevork Abdullah (1839-1918) Venedik’deki Murat Rafaelyan Ermeni Sanat Okulu`nu birincilikle bitirirerek İstanbul`a dönüp kardeşi Viçen`le beraber çalışmaya başlar. Kardeşlerin en küçügü olan Hovsep Abdullah (?-1902)’ın da kardeşlere katılmasıyla stüdyo kurulur.
Viçen`in sanat çevresi sayesinde kardeşler kısa sürede isim yaparlar. Çalismalarını bir süre devraldıkları stüdyoda sürdüren kardesler, 1863’de “Osmanlı`nın tarımsal üretiminin ve el zanaatları” sergisinde sonra fotoğrafda tek isim olurlar. Aynı sene Sultan Abdulaziz’in özel fotoğrafçısı olan kardeşler, 1867’de Péra’daki eski Rus Sarayı (Rus Elçiligi) yakınında stüdyo açarak Péra fotoğrafçıları deniler gurubun içine girerler ve stüdyonun ismi “Abdullah Frères” (Abdullah Biraderler) olur. Aynı sene Paris’de düzenlenen internasyonal fotoğraf sergisinde ödül kazanırlar.
Sadrazam Fuad Paşa’ya yakınlıgıyla tanınan Viçen Osmanlı Meclisi`nin bütün üyelerinin resmini çeker, Sultan Abdulhamid döneminde saray fotografcılıgını sürdüren kardeşler, Sultan`ın emir ile İmparatorlug`un her koşesinin resmini çekmişlerdir. Bir fotoğraf meraklısı ola Sultan Abdulhamid, bu fotoğraflar sayesinde İmparatorlug`un bir çok yerini oturduğu yerden tanıma imkanı bulmuş ve bu resimleri diğer ülkelere göndererek İmparatorluğ`un ne kadar modern olduğunu ispatlamaya çalışmış. Sultan Abdulhamid’in hazırlatdıgı ve “Yıldız Albümleri” olarak bilinen koleksiyonda bulunan 35.000 üzerinde fotoğrafda Abdullah Biraderler`in büyük rolü vardır.
1870’de ‘Société française de Photographie’ üyesi olan kardeşler, 1892’de dördüncü sınıf Osmaniye ve üçüncü sınıf Mecidiye nışanıyla ödüllendirilirler. Koriyerlerinin sonlarına doğru Kevork ve Hovsep 1886 yılında Mısır`li Hudivi Tevfik Paşa’nın davetlisi olarak Nil nehrinde bir geziye katılırlar. İki kardeş gezi sonrası Kahire’ye yerleşip orada bir stüdyo açarlar fakat 1895’de tekrar İstanbula dönerler. 1899’da meşur stüdyo `Abdullah Frères’ bütün negatifleriyle beraber Sébah & Joaillier’e satılır. Viçen kısa bir müddet sonra ölür. Birçok Ermeni fotoğrafçı yetiştiren kardeşler’den Viçen’in Müslümanlığı seçdigi ve Maçka Mezarlığı’na defnedildiği söylensede bunu ispat eden hiçbir kanıta rastlanmamıştır, zira Viçen`in cenaze töreni Pangaltı Mıhitaryan Ermeni Kilise’sinde olduğu ve ölmeden önce Katolik Ermeni`si olduğunu gösteren belgeler mevcutdur.
Ermeni asıllı bir başka Péra fotoğrafçısı Boğos Tarkulyan (?-1940)’dır. Kumkapı’lı Haçik adlı bir balıkcının oğlu olan Tarkulyan, fotoğrafçılığa Karakaşyan biraderlerin atölyesinde çırak olarak başlayıp, Abdullah Biraderler`in yanında öğrenmiştir. 1890’da Cadde-I Kebir de açdığı “Phébus” adlı stüdyo ile kendi ismide Febus Efendi olarak anılmaya başlanmış. Uzun seneler resim dersleri alan Tarkulyan, özellikle portre resmiler üzerine çok başarılı çalışmalar yapmış ve çekdiği fotoğrafları pastel renklere boyama konusunda büyük ustaydı. İkinci Abdulhamid’in saray fotoğrafçılarından biri olarak 23 sene çalışmış, V. Mehmed zamanında sık sık saraya davet edilerek, saray erkanının fotoğraflarını çekmiş, beşinci derecede bir Mecidiye nışanıyla ödülendirilmiş.
1890’lı yıllarda, Fransa’dan stüdyosuna getirdiği büyük bir oyuncak at ve çoğu kişinin ismini bile bilmediği bisiklet ve diğer oyuncakları kullanıp çocuk resimleri çekerekde ün yapmıştır. Mayıs 1900’de stüdyosu, bitişigindeki Hanaki Kahvesi’yle birlikte yanınca fotoğrafhanesini Tokatlıyan Otel`in karşısında bir dükkana taşır ve 1935’ler kadar çalışmalarını burada sürdürür. Cumhuriyet dönemindede ününü koruyan Tarkulyan Atatürk’ün önemli fotoğrafcılarından biridir. Atatürk dışında devrin ünlüleri arasında Muzaffereddin Şah, II.Wilhelm, Bulgar Kralı Ferdinand, I. Karl, Sırp Krali Pierre’de onun stüdyosunda fotoğraf çekitirmiş kişiler arasındaydı. Birinci Emisyon Kağıt Paraların 50 / 100 / 500 ve 1000 Liralarındaki Atatürk Portresi Boğos Tarkulyan tarafından çekilen Atatürk Portre fotoğrafından alınmıştır.
Péra`lı fotoğrafçılardan ve Abdulhamid’in bir diğer saray fotoğrafçısı Gülmez Biraderlerler (Yervant, Artin, Kirkor), portreler ve İstanbul`un kırsal görüntülerinin fotoğrafçılarıydılar. Kardeşlerin özelikle İstanbul üzerine olan çalışmaları oldukça kaliteliydi, bu yüzden Sultan Abdulhamid tarafindan 1893 Chicago’da yapılan uluslarası fotoğraf sergisine gönderilmek üzere İstanbul`un panaromik resimlerini çekmekle görevlendirildiler. 1900 lerin başında stüdyolarını fotoğrafçı Aşil (Achille) Samancı’ya devrederek ortaklığa son verdiler. Bir diğer ünlü Ermeni fotoğrafçı olan Aşil Samancı stüdyonun ismi sonradan "Apollon" olarak degiştirilmiştir. Fotoğrafçılıgı Abdullah Biraderlerden ögrenen Samancı Türkiyede magazine fotoğrafçılığını başlatan kişidir ve dergi ve gazeteler için resim çekmekle ün yapmıştır. Apollon Fotoğrafhanesini idarecilerinden bir diğeri ise Jerom Sıvacıyan`dır.
Papazyan Biraderler (J.D. ve Mateos Papazyan)’de ünlü bir saray fotoğrafçısıydılar. Aslen Bursa`lı olan kardeşlerden Mateos Papazyan İsanbul’a taşınarak, 1867’de Beyazıt’da Antuan Zilpocyan ile ortak olmuş, fakat ortaklık fazla uzun sürmemiştir. 1882’de İskenderiye, de Ras-el-Tin şehrini İngiliz işğali sırasında Mısır’da bulunmuş ve bu zaman süresince degerli savaş resimler çekmiştir. Mateos’un resmi ve kartpostalları, özellikle saray eşrafının portreleri, İstanbulun kırsal görüntüleri ve panoromik görüntüler üzerinedir. Mateos 1883’de Péra’da bir stüdyo daha açmış fakat o da kisa bir süre sonra kapanmıştır. Elimizde bulunan ve Bab-I Ali’deki Dahiliye Nezareti’nden Hudavendigar Viayeti’ne gönderilen 15 Agustos 1915 tarihli, bir telegraf dolayısyle Papazya’nın tehcire maruz kaldığı anlaşılmakdadır.
Mihran İranyan Péra’da bulunan diger ünlü bir fotoğrafçı, stüdyosunu Cadde-I Kebir’de 1891’de açmış. İstanbul’un dogal güzelikleri, eski binalar ve panoramik çalışmaları batılılar tarafından büyük ilgi gören ve degerli çalışmalar. İstanbul’da çalışan diğer Ermeni fotoğrafçılar: Dildilyan’lar, Garabed Amirayan, Garabed Bagdasaryan (SutdyoAmerikan Potograf), V. Hisarlyan, Y. Nalbantyan, K. Mozyan, Kirkor Derarsen (Studyo Parnasse), Garabed Papuçyan, Mıgırdiç Çobanyan, Jirayr Amiryan, Takvor Çırakyan, Bedros Şakaryan, Hagop Semerciyan vb.
Garo Kürkman’ın “Osmanlı İmparatorlugu’nda Ermeni Ressamlar” adlı eserinde bulunan Saz Çalan Kız ve Müzisyenler adlı resimleriyle bilinen büyük usta G. Lekegian hakkında bugüne kadar Türkiye’de hiç bir bilgi bulunamamasının sebebi sanatçının Mısır`a göç etmiş olmasıdır. Gabriel Lekegian Osmanlı Tarihinin ilk suluboya ustasıdır, Hamidiye olaylarından sırasında Mısır`a göç etmiş 1887 yılında Kahire’ye yerleşerek, resim sanatını bırakıp fotoğrafçılıga başlamışdır. Mısır’ın tarihi yapılarını konu alan Lekegian 1892’de Paris international fotoğraf sergisinde birinci gelerek altın madalya, 1893 Chicago international sergisinde birinci gelerek en büyük ödülü kazanmıştır. Daha sonra Mısır’ın ve Afrika’nın birçok yerinde kırsal kesimleri ve doğal güzellikleri ile ilgili resim çekmeye başlayan Lekegian II. Abbas tarafından saray fotoğrafçısı ilan edilmişdir. Dünya en usta fotoğrafçılarından biri olan Lekegian’ın fotografları önemli koleksiyonlarda ve çok değerlidir.
Mısır`lı bir diger ünlü fotoğrafçı Foto Venüs’ün sahibi Arakel Artinyan (Monsieur Venüs)’dır. Aslen Kayseri’li olan Artinyanlar Mısıra 1896’dan sonra taşınmış, Arakelin babası Jakop (Yakup) Artinyan Kral I. Fuad zamanında saray dişcisi olduğu için Arakel saray fotografçısı Avusturya’lı Hanselman yanında öğrenmiş sanatı. Arakel Artinyan’ın yanında yetişen Van Leo (Levon Boyacıyan) 20 yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından, MGM filim sütüdyosunun portre fotoğrafçısı, kardeşi Angelo ve Angelo’nun kızı Katia Boyacıyan Fransa’da ünlü birer fotoğrafçı. Mısır’ın İskenderiye şehrinde ün yapan bir diğer Ermeni fotoğrafçı Vahram Manavyan’dır.
Osmanlı devrindeki çekilen fotoğrafların dünyaya dagılmasında büyük rol oynayan Max Fruchtermann’dır. 1852’de Avusturya-Macaristan İmparatorlugu`nda Kalucs şehrinde doğan Fruchtermann 1867’de İstanbul`a gelerek iki yıl sonra 17 yaşında Yüksekkaldırım 13 numarada bir çerçeveci dükkanı açtı ve aynı sene ilk Osmanlı kartpostal serisini Breslau`da bastırdı. Böylece, Osmanlı coğrafyasından panoramalar sunmanın ötesinde, gündelik yaşam, insan portreleri ve siyasi olaylar hakkında ipuçları sunan birer belge niteliğindeki kartpostalların serüveni başladı ve 1918`de ölümüne kadar devam etti. Bu zaman içerisinde milyonlarca kartpostal hazırlayan Fruchtermann’ın 600.000 parçalık bir koleksiyonu 1966‘da gelini Anna Fruchtermann tarafindan 2.500 lira’ya bir eskiciye satılmış, koleksiyonun bugünkü degeri milyonlarca dolar. Fruchtermann hazırladığı kartpostalların birçogu Ermeni fotoğrafçılar tarafından çekilen resimlerden alınma. Fruchtermann İstanbul’da editörlüğünü yapdığı kişilerden biri Muradyan, diger ise Şişli`deki Misak Arabyan, Anadolu’da ise 50’ye yakın Ermeni Fruchtermann editörü olarak çalışmaktaydı.
Tüm bu fotoğrafçılara teknik donanımı sağlayan, fotoğrafın ticareti ile uğraşan, fotoğraf malzemeleri ithal eden en büyük üç firmanın sahipleri; Onnik Diraduryan, Karakaşyan Biraderler ve Nadir Fotoğrafhanesi`nin sahibi G. Papuçyan`dır. Osmanlı döneminde fotoğraf konusunda yayınlanan ilk kitap Sarkis Torosyan’ın Risale-i Fotografya’sıdır. 1866 yılında basılan bu kitap Türkçe olmasına karşın Ermeni alfabesiyle kaleme alınmıştır. Arap harfli Osmanlı alfabesiyle basılan ilk kitap ise 1872 yılında basılan Yüzbaşı Hüsnü Bey’in Risale-i Fotografya’sıdır. Türkiye`nin ilk Türk stüdyo fotoğrafçısı ise Hasan Behçet’dir. Sanayi mekdebini bitirdikden sonra bir tanıdıgı vasıtasıyla fotoğrafçı Garabed Kirkor Solakyan’ın yanında 1908’de çırak olarak işe başlayıp 1917’de Solakyan ustanın ölümüyle atölyeyi 500TL satın alıp adını Foto Hasan Behçet olarak degiştirir. 1917’de Konya’da açılan bu stüdyo halen Foto Hasan Behçet adıyla faliyetini sürdürmekdedir.
İstanbul ve Anadolu dışında bulunan Osmanlı topraklarınadada fotoğrafçılığın yayılmasında Ermeni`lerin büyük payı olmuştur. Kayseri`li bir din adamı olan Yessai Garabedyan (1825-1885), 1858`de İstanbul`a giderek Abdullah Biraderlerden 1 sene boyunca fotoğraf hakkında bilgi edinir 1859 yılında o zamanlar Osmanlı toprağı olan bugünkü İsrail sınırları içerisindeki Filistin’in Kudüs şehrine papaz olarak gider. 1859 yılında Orta Doğu`nun ilk fotoğraf okulunu Kudüs’deki Surp Hagop Ermeni Kilisesi`nin tavan arasında açar, bu aynı zamanda Orta Doğunun ilk fotoğraf atölyesidir. Daha sonra Londra ve Paris’de fotoğraf üzerine eğitim gören Garabedyan fotoğrafın Orta Doğu’ya yayılmasını sağlayan en öneml isim. Ögrencilerinin tamamı Ermeni olan Garabedyan 1865’de Kudüs Ermeni Patrikligine yükselir. Garabedyan Ermeni din adamlarının resimlerini çekerek günümüze önemli bir miras bırakmışdır.
Yessai Garabedyan’ın okulundan yetişen ögrencilerden biri Garabed Krikoryan`dır. İstanbul`da doğup büyüyen Krikoryan 1860’da dini eğtim görmek amacıyla Kudüse gider daha sonra evlenip kilise hayatından ayrılan Krikoryan Kudüs’de 1883’de açılan ilk fotoğraf stüdyosunun kurucusu ve aynı zamanda Abduhamid’in Filistin’deki fotoğrafçısı. Filistin’de çekdigi resimlerin büyük bir kısmı Yıldız Albümleri arasındadır. Krikoryan Kaiser Wilhelm II 1899 yılında Filistini ziyaret edince Kaiser’in özel fotoğrafçısı olarak bütün resimleri çeken kişidir. Krikoryan çogu Ermeni olan birçok usta yetiştirmesiyle bilinir. Garabed Krikoryan’ın yanında yetişen ve Almanya’da fotoğraf eğitimi alan oğlu Hovhannes (Johannes) Krikoryan baba meslegini babasının ölümünden sonra sürdürür. Garabed Krikoryan’ın yanında çalışan Filistin`li Halil Raad (Filistin’in ilk Arap Fotoğrafçısı) 1890’da Krikoryan’ların tam karşısında bir stüdyo açarak büyük bir rekabet başlatır. Rekabet Hallil Raad’ın yiğeni Necla (barış gelini) Hovhannes Krikoryan`la evlenince sona erer. İki stüdyoda 1948’de İsrail Filistin`i işgalinden sonra kapanır. Filistin`li bir diğer fotoğraçı Hayfa (Hafia)’lı Hacadcıyan.
Yessai Garabedyan tarafından yetiştirilen Kirkor İskhanyan’ın Filistin`de kurduğu stüdyo o günlerden geriye kalan tek stüdyo. İsrail’in işgalinden ve sonraki zor günlerde bile açık kalmış, günümüzde torunu Varujan İskhanyan tarafından işletilen stüdyo 1877 yılında kurulmuş tam 130 senelik. Varujan Ürdün kıralı kral Hüseyin’in fotoğrafçılarından. Yessai Garabedyan’ın yetişdirdigi bir diğer fotoğrafçı ise yüzyılın sonunda Kharpert (Harput)’e yerleşen kardeşiyle birlikde fotoğrafçılık yapan Mihran Tütüncüyan’dır.
Diyarbakır’lı Sarafyan kardeşler Abraham (1876-1926), Boğos (1876-1934) ve Samuel (1884-1941) Hamidiye olayları yüzünden Diyarbakır’dan Lübnan’ın baş kenti Beyruta göç ederler. Abraham ve Boğos Betrut’da Sarafyan kardeşler olarak bilinen stüdyolarını açarlar. Daha çok renklerdirilmiş kartpostallarla meşur olan kardeşler Suriye, Filistin ve Lübnan’daki eski evler ve tarihi yapılar ve şehirlerin önemli binalari üzerine yapdıkları kartpostalları yabancılara büyük miktarlarda satarlar. Sarafyan kardeşler ikinci stüdyolarını Kudüs’de açmış ve çekdikleri Hıristiyan’lığın kutsal yerlerinin resimlerini kartpostal olarak satan başarılı fotoğrafçılar. Sarafyan kardeşlerin Beyrut’da açdığı bu stüdyo Lübnan’da açılan ilk stüdyo degil. Lübnan’da açılan ilk stüdyolardan biri Melkonyan Kardeşlere ait açılış senesi 1869 veya 1870dir.
Beyrut`lu diğer bir Ermeni fotoğrafçı Abraham Giragosyan’dır. Fransız fotoğrafçı Paul Félix Bonfils 1860’da bir askeri görev için geldigi Lübnan’a 1867`de ailesiyle temelli taşınır. Arap dünyasında ün yapan bu Fransız fotoğrafçı, Lübnan’ın ilk stüdyosunu Beyrut’a taşındıkdan kısa bir zaman sonra açar. Lübnan , Suriye, Filistin, Mısır, Yunanistan gibi ülkelerde daha çok tarihi güzelikler ve Arap dünyasının yaşantılarını konu aldıgı resimlerini Batılı turistlere satarak ün yapar. Bonfils 9 Nisan 1885’de öldükden sonra, stüdyoyu karısı Marie Lydie Cabanis işletmeye başlar. Bonfils’in bu ünlü stüdyosu 1894’de Fransa’ya geri dönen karısı tarfından Abraham Giragosyan’a bütün negatifleri ve haklarıyla beraber satılır. Orta Doğunun en büyük, dunyan’ın sayılı fotoğraf koleksiyonlarından biri böylece Giragosyan’ın eline geçer, fırsatı iyi değerlendirerek Giragosyan büyük bir servete sahip olur.
Orta Doğu’da bulunan diğer meşur Ermeni fotoğrafçılardan bazıları: Suriye`nin Alepo (Halep) şehrinden Philippe, Vartan ve Hagop Derunyan Biraderler, Ürdün’ün Amman şehrinde Berberyan, Irak’ın Bağdat şehrinden Z.G. Donatossian, Kıbrıs’ın Lefkoşe şehrinden Margoyan Biraderler.
Abdullah Biraderler, Boğos Tarkulyan, Gabriel Lekegian gibi fotoğrafçıların eserleri, İstanbul’un nostajik güzelliginden, Orta Doğu`nun büyüleyici çöl yaşantısına bizleri hayranlıkla geri götürebilen, yüzlerce Ermeni fotoğrafçıdan sadece birkaçını sayabildik bu yazıda ve Ermeni`lerin nesilerdir aktarılan becerileriyle Osmanlı`ya kazandırdıgı sadece bir sanatı.
Ek notlar: 19ncu ve 20nci yüzılın diger Ermeni Fotoğrafçıları:
Sarkis Der-Torosyan-Adana
Kaspar Tütüncüyan-Adana
Y ve M Mugamyan Biraderler- Ankara
K. Cevahirciyan-Ankara
Ghazaros Kayıyan-Amasya
Mıgırdiç Najyan-Amasyan
Tornig Terzibaşyan-Amasya
Salim Hatkayan-Antep
Lekimyan-Antep
Hartyun Mardikyan-Antep
Krikor Messerlyan-Antep
Attar Eghia-Antep
H. Halaçyan-Antep
Mihran Halaçyan-Antep
Kasbar Koca Pilavcıyan-Antep
Arşak-Bagdat
Manug Alemyan-Beyrut
Melkonyan Biraderler (Dikran, Diran, Melkon)-Beyrut
Varujan Setyan-Beyrut
S. Istepanyan-Kayseri
O. Aharonyan- İstanbul
Garabed Amiryan- İstanbul
M. Arslanyan- İstanbul
Aram Balyan- İstanbul
Robert Karakaşyan- İstanbul
P. Çakaryan-Istanbul
M.J.Contanzyan-Istanbul
O. Diradur & Co.-Istanbul
J.P. Hekimyan- İstanbul
Rapael Hendamyan- İstanbul
K. Hugasyan- İstanbul
H. Izmirliyan- İstanbul
M. Itaryan- İstanbul
J. Joseph-İstanbul
Eduard Kasparyan- İstanbul
Raphael Hendamyan- İstanbul
K. Kurken- İstanbul
Karnik M. Maziyan- İstanbul
Raphael Nazaret (Studyo Nazaret ve Ortakları)-İstanbul
Arşag T. Sedefciyan- İstanbul
Çamlıcıyan- İstanbul
H. M. Çukureciyan- İstanbul
Turşuyan Biraderler-İstanbul
Armenak Badrikanyan-Şam
S.G. Harentz-Şam
George Taksacyan-Şam
Ohannes Kurkcuyan-Erevan
Himayak Askiyan-Erzincan
Himayak Azadyan-Erzincan
Nerses Der-Gazaryan-Erzincan
Parseg-Erzincan
Harutyun Rapayelyan-Erzincan
Himayeh Azadyan-Erzurum
Agop Kazancıyan-Erzurum
J.H. Halacyan-Hayfa (Filistin)
Murad Adonyan-Hacin
Hovhannes Bekerciyan-Hacin
Bedros Çolakyan-Hacin
A. Haygazyan-Hacin
Yeprem Nersesyan-Hacin
Garabed Nersesyan-Hacin
Armenag Zomcukyan-Hacin
L. Makinistyan-İzmir
Mardiros Mavyan-İzmir
Acemyan-İzmir
T.F. Asfaryan-İzmir
A. Boyacıyan-İzmir
Carlo Bükmeciyan-İzmir
B. Cicilyan-İzmir
Krikor Zeki Kesirbaşyan-İzmir
I. Saryan-İzmir
Elia Kahveciyan-Kudüs
Yezekyel Kevork-Kudüs
H. Mardikyan-Kudüs
Garabed Yazıcıyan-Kudüs
Levon Çeraz-Kastamonu
K.K.-Kastamonu
Tz. Dildilyan-Kastamonu
Cevahirciyan-Kastamonu
Askanazyan Sursurya-Harput
Harutyun Sursuryan-Harput
Sursuryan Biraderler (Mardiros, Hovhannes)-Harput
Garabed K. Solakyan-Konya
Alban-Mısır
Armand- Mısır
Aram Balyan- Mısır
A.T. Sedefciyan- Mısır
Movses Yehparyan-Manisa
Hovhannes Varjabedyan-Maraş
Dildilyan-Samsun
H.A. Lusinyan-Samsun
Encababyan Biraderler-Sivas
Melik-Tahran
Hovsep Han-Tahran
Boris-Tahran
Setrak Hovsepyan-Tahran
Sam Well-Tahran
Anik Harutyunyan-Tahran
Antranik Harutyunyan-Tahran
Harutyun Stepanyan-Talas
Sarkis Stepanyan-Talas
Antoin Sevruguin-Tahran
D.I. Ermakov-Tiflis
Ohanig K. Gukbacyan-Tokat
Arsen Margozyan-Tokat
Yervant Nalbantyan-Tokat
Haçik Çolakyan- Trabzon
Haçik Dildilyan-Trabzon
Bagdasar Admalyan-Tripoli (Lübnan)
Simpat Arabyan- Tripoli
Jacob Ibrahimyan- Tripoli
B. Hacaduryan-Zahleh (Lübnan)
Dildan Biraderler-Merzifon
K. Mısırlıyan-Antakya
Mıgırdiç Sakayan-Kayseri
Yusufyan-Kayseri
Vahan Altiparmak