15 Kasım 2011
Eğer dilimizde sadece "motorlu taşıt" kavramı bulunsaydı ve motosikletten otomobile, minibüsten kamyona kadar farklı işlevlere sahip iş araçlarını hep aynı sözcüklerle anlatmak zorunda kalsaydık, hayatımız bayağı zorlaşırdı. Hatta belki de, tek bir kavramla düşünmek zorunda olacağımızdan, tüm bu araçları farklı algılamakta zorlanırdık. Mesela ben yeğenime, tatile neden bir kum kamyonuna binerek gidemeyeceğimizi uzun uzun anlatmak zorunda kalabilirdim.
Neyse ki motorlu taşıtlar açısından bir dil sorunumuz yok. Ama ben, yeğenime değilse bile, müşterilere sık sık, hepsine birden ATM deyip geçtiğimiz araçların aslında birbirlerinden oldukça farklı şeyler olduğunu anlatmak zorunda kalıyorum.
Dilimize İngilizce`den geçen ATM (Automated Teller Machine) kısaltmasının yaratıcısının ve bu isimle üretilen ilk cihazın mucidinin bir Gaziantepli olduğunu biliyor muydunuz? 1905 yılında Gaziantep`te doğan Luther George Simjian tehcir sırasında ailesinden ayrı düşmüş ve onbeş yaşında Amerika`ya göçetmiş bir Türkiye Ermenisi.
Çok sayıda pratik buluşa imza atan Simjian, 1939 yılında City Bank of New York yöneticilerini otomatik bir vezne makinesini denemeleri için ikna ediyor ve tarihteki ilk ATM New York`ta müşterilerin beğenisine sunuluyor. Ne yazık ki bu ilk ATM kullanıcıların ilgisizliği nedeniyle altı ay sonra hizmetten kaldırılıyor.
Perakende bankacılıkta gerçek bir devrim yaratan ve hızla yaygınlaşan ATM`ler bu tarihten çok daha sonrasında, 1970`lerde elektronik sanayinin gelişmesiyle ortaya çıktılar. Günün 24 saatinde nakit sunabilen ATM cihazları gelişen teknolojiyle ve yeni bankacılık hizmetleriyle birlikte çeşitlendiler.
Sadece nakit veren cihazlar günümüzde hala yaygın olarak kullanılıyorlar ve kullanılmaya da devam edecekler. Ancak günümüz ATM`leri, bunların kullanılış amaçları ve hedef tüketici kitleleri artık birbirlerinden çok farklı. ATM`ler para yatırmadan, fon yönetimine, konser bileti satışından çek bozdurmaya kadar pek çok işlevi yerine getirebiliyorlar.
Bankalar ATM yerleştirdikleri satış noktalarının özelliklerine uygun ATM`leri seçmek durumundalar. Eğer bir ATM ağırlıklı olarak bankanın kendi müşterilerine yönelik pozisyonlandırılacaksa, karmaşık şube hizmetleri vermesi doğru olabilir. Ama söz konusu lokasyon başka bankaların müşterilerine ve yabancı kart sahiplerine hizmet vermek için uygunsa, karmaşık şube hizmetleri sunmak ciro kaybına yol açacaktır. Çünkü geçici müşteriler kuyrukta beklemeyi kabul etmezler, karmaşık menülerden hoşlanmazlar ve hemen görüş açılarındaki başka bir ATM`ye yönelirler.
Araştırmalar geçici kullanıcıların isimlerini yüksek sesle söyleyen ve uzun nezaket cümleleri kullanan ATM`leri de sevmediklerini gösteriyor. Ama ülkemizde çok geveze bir sürü ATM var.
Eğer tüm bu ATM`ler için, tıpkı motorlu taşıtlarda olduğu gibi, farklı kavramlarımız olsaydı, belki de işler bu kadar karışmayacaktı. Kimbilir?
http://www.solicetec.com/tr/index.asp