24 Mayıs 2010
Murat Kılıç mide kanserini, ağlarsa gözlerini kaybetme tehlikesi yaşayacak annesi Parantsem Çelik'ten sakladı. 'Annem ağlamasın' diye gizlediği tedavisi, öldüğü 19 Mayıs'a kadar sürdü
Murat Kılıç, İstanbul'daki Ermeni cemaati arasında en sevilen gençlerden biriydi. 2.5 yıl önce mide kanserine yakalandığını öğrendi. Hayattaki varı yoğu kız kardeşi Lia ve biricik annesi Parantsem Kılıç'tı. Annesinin gözyaşı kanalları tıkalıydı ve gözyaşı dökmesi halinde görme yetisini kaybedebilirdi. Murat annesinin tek bir damla gözyaşını görmeye dayanamayacağını söyleyerek, acı gerçeği gizlemeye karar verdi. Ve bunu 19 Mayıs'ta ölüm kapısını çalana kadar başardı... Kapalıçarşı'da da ustalardan mücevher takıların ana gövdesini yapmayı öğrendi ve bunu meslek edindi. Mesleğinde hızla ilerleyen Murat Kılıç, kendine bir işyeri açtı. Bir müşterisine hazırladığı koleksiyon ABD'de bir fuarda sergilenince büyük beğeni topladı. Ve bu ülkedeki en iyi tasarımcılardan teklif üstüne teklif aldı. Ancak Murat Kılıç, tüm bu teklifleri elinin tersiyle itip, ülkesinde sanatını sergilemeyi tercih etti.
ÖLÜM MELEĞİ HAREKETE GEÇTİ
Bir gün ansızın Murat Kılıç'ın kapısını kanser hastalığı çaldı. Daha 34 yaşındaydı. Ülser olduğunu sanıyordu ama mideden alınan bir parçaya yapılan biyopsiyle kanser olduğu kesinleşti. Ameliyat edildi. Murat Kılıç, en yakın dostlarına "Ölüm meleği harekete geçti" diyordu. Omuzlarında ölüm meleğiyle, 2.5 yıl kansere savaş açan Murat Kılıç'ın tek bir isteği vardı. Annesi Parantsem'in hastalığını bilmemesi. Çünkü annesinin gözlerinde 'damarda trombos' rahatsızlığı vardı. Yani gözyaşı kanalları tıkalıydı ve gözyaşı dökmesi halinde görme yetisini kaybedebilirdi. Kanser vücudunu sararken, o hep annesinden hastalığını gizledi. Ameliyat olduğunda, hastanede yattığı günlerde turnede olduğunu söylüyordu hep. Annesi Parantsem, artık oğluyla turnelere gitmemesinin nedenine bir anlam veremiyordu. Murat Kılıç, evde dinlenmesi gerektiği zamanlarda ya da kemoterapi zamanlarında hep eniştesi Harut Özer'in evinde kalıyordu. Biraz iyileştiğinde annesinin yanına koşuyordu.
BABASININ ÖLDÜĞÜ YAŞTAYDI
Murat Kılıç'ın annesinin gözyaşı kanalları tıkalıydı ve gözlerinde ciddi rahatsızlığı vardı. Tıpta bu hastalığa 'damarda trombos' deniliyordu. Ağlarsa, damarlarındaki tıkanıkla çok ciddi rahatsızlıklar meydana gelebilirdi. Murat annesinin tek bir damla gözyaşını görmeye dayanamayacağını söyleyerek, çevresindekilere annesine acı gerçeği söylememeleri için tembih üzere tembihte bulunuyordu. 8 Mayıs Anneler Günü'nde Murat Kılıç hastaneden eve gönderilmişti. Oksijen tüpüne bağlı olarak evde yatan Murat Kılıç'ın ağır bir zatürree geçirdiğini sanan annesi Parantsem, 19 Mayıs'ta oğluna ölümü hiç yakıştırmadı. Kaderin bir cilvesi olsa gerek, Murat Kılıç henüz babasının öldüğü 37 yaşındaydı. Annesi Parantsem, oğlunun ölümü karşısında büyük bir acıya gömüldü.