06 Mayıs 2010
Turk Dil Kurumu (TDK) tarafından hazırlanan Ermenice-Turkçe / Turkçe-Ermenice Sözluk buyuk ilgi gördu. TDK Baskanı Prof. Dr. sukru Halûk Akalın, sözlugun seruveninden söz ederken birkaç yeni sözlukle birlikte Turkçe-Ermenice konusma kılavuzunun hazırlandıgını da söyledi. Prof. Akalın, Ermeni dilcilerin Turk diline buyuk emek verdiğini hatırlatarak, Agop Dilaçar’ın seruvenini de anlattı.
Ermenice-Turkçe, Turkçe-Ermenice sözluğun yayımlanması nasıl gundeme geldi?
- Ermeni sorunuyla ilgili yasadıklarımız, Ermeniceden Turkçeye sözluğun de hazırlanması gereğini ortaya çıkarıyor. Ne yazık ki yuzyılı askın sure içerisinde bu konuda turistik amaçlı piyasa sözluğu dısında ciddi sözlukler yayımlanamadı. Bu eksikliği gidermek uzere Turkçe-Ermenice, Ermenice-Turkçe sözluklerin hazırlığına giristik. Ayrıca konusma kılavuzları da hazırlıyoruz. Yeni yeni birkaç universitemizde Ermenice bölumleri de açıldı. Bu bölumlerin de çoktan açılması gerekirdi. Tarihçilerimiz içerisinde Ermenice bilen arastırmacı sayısı yok denecek kadar az. İste yeni sözluk çalısmamız surerken tarihçilerimize, arastırmacılarımıza çalısmalarında yararlanacakları sözlukleri sunmak amacıyla tıpkıbasım olarak yayımlama kararı aldık. Bizi bu konuda tesvik eden de Turk Tarih Kurumu Baskanı Prof. Dr. Ali Birinci oldu. Hatta tıpkıbasımını yaptığımız sözluk de Prof. Dr. Birinci’nin sahsi kutuphanesinden.
Bu sözluğun önemi nedir?
- Yayımladığımız sözluğun tarihî bir önemi de var. Osmanlı Devleti’nde millet-i sadıka olarak adlandırılan Ermeniler eğitim, öğretim hayatı ile birlikte zengin bir kultur, sanat ve yayın hayatına da sahipti. Turk dili uzerine çalısan Ermeniler Turkçeye de hizmet etmisti. Turkçenin ilk köken bilgisi sözluklerinden birinin yazarı Bedros Keresteciyan’dır. Bir baska Ermeni dil bilimci de Bedros Zeki Garabedyan’dır. sûra-yı Devlet, yani Danıstay Sekreterliği de yapan Bedros Zeki Bey, Ermeni okullarında Turkçe öğretimi için on bes ders kitabı hazırlamıstı. Bedros Zeki, yaklasık elli bin kelimelik Ermenice-Turkçe Mukemmel Lugat’ı 1907’de, Turkçe-Ermenice Mukemmel Lugat’ı da 1912’de yayımlamıstır. O dönemin tanınmıs yazarlarından Recaizade Ekrem, Ahmet Rasim Bedros Zeki’nin bu sözluğune sunuslar yazmıslardır. İste TDK olarak bu sözlukleri tıpkıbasım olarak yayımladık. Bu sözluk, bir arada yasadığımız Ermenilerin Turk diline de emek verdiğini gösteriyor. Bedros Zeki Bey’de guçlu bir Turkçe sevgisi var.
Turkiye’deki ortam ve Ermenistan-Turkiye iliskilerindeki gerginlik dolayısıyla tereddut etmediniz mi?
- Hayır, böyle bir tereddudumuz asla olmadı. Çunku biz bir bilim kurumuyuz. Turk dili uzerine bilimsel çalısmalar yapıyoruz. Turkçe ile iliskide bulunmus ölu veya yasayan pek çok dili arastırıyoruz. Böyle bir sözluğu yayımlarken neden tereddut edelim?
Buyuk ilgi gördu
Sözluk yayımlandıktan sonra hiç olumsuz tepki aldınız mı?
- Basında çok olumlu haberler çıktı. Hiçbir tepki almadık. Sözluğe de çok buyuk ilgi var.
Ermenice ile ilgili baska projeleriniz var mı?
- Önumuzdeki gunlerde, 1884’te Osman Devleti Maarif Nezareti ruhsatıyla İstanbul’da yayımlanan Fransızca-Ermenice Sözluk’un tıpkıbasımını da yapacağız. Bu sözluğun de tarihî bir önemi bulunuyor. Bu sözluğun varlığı, Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde yasayan toplumların kultur hayatına verdiği önemi gösteriyor. Tıpkıbasımını yaptığımız ve yapacağımız bu sözlukler, hazırlığı suren yeni Ermenice-Turkçe ve Turkçe-Ermenice Sözluk’e kaynaklık ediyor. Ayrıca Turkçe-Ermenice konusma kılavuzu hazırlığımız da var.
Martayan, nasıl Dilaçar oldu
Ataturk, Turk dili uzerine çalısan Agop Martayan’ı 1932’deki Birinci Turk Dili Kurultayı’na davet etmisti. Sofya’dan gelip Kurultay’a katılan Agop Martayan Turk Dil Kurumu’nda yıllarca basuzman olarak çalısmıstı. Ataturk, kendisine Dilaçar soyadını vermisti. Agop Martayan da o gunden sonra yazılarında A. Dilaçar adını kullanmıstır.