Soykırım iddiaları Erivan ipoteğinden çıksın - Haber Arşivi 2001-2011
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Բաւական

Haber Arşivi 2001-2011 :

30 Nisan 2010  

Soykırım iddiaları Erivan ipoteğinden çıksın -

Soykırım iddiaları Erivan ipoteğinden çıksın

Ermenistan'la açılım doğru noktadan başladı ancak bir aşamadan sonra çok yanlış yönetildi. Süreci sadece Türkiye kötü yönetmekle kalmadı; Ermenistan da kötü yönetim konusunda Türkiye'yi aratmayıp, tersine, Türk hükümetinin süreci daha da baltalamasına zemin bile hazırlamış oldu.

Ermenistan'la başlayan diyaloğun olgunlaşmaya başladığı noktada, Azerbaycan'ın sürece dahil edilmemesi, sürecin yanlış yere sürüklenmesi açısından hayati bir hata oldu.

"Biz Azerbaycan'ı sürekli bilgilendirdik" şeklindeki açıklamalar kesinlikle doğru değildi. Zaten Azeriler de bilgilendirilmediklerinde ısrarlı oldukları gibi, "zaten bilgilendirilmek değil, kendilerine danışılması gerektiğini" söylediler: Öyle ya, Yukarı Karabağ meselesinin çözümü sadece Erivan ve Ankara'dan değil, asıl Bakû'den geçiyor. Tabii Ak Parti hükümeti, "bir millet iki devlet" yaklaşımını, "Biz kararlaştırırız onlar uygular" şeklinde algılayınca baltayı taşa vurdu. Bu nedenledir ki protokoller imzalandıktan sonra Başbakan, bir telaşla Bakû'ye gidip "Karabağ çözülmedikçe protokoller Meclis'ten geçmez" dedi. Bana göre böyle yaparak, öldürücü darbeyi vurdu ve Türk–Ermeni yakınlaşma süreci o açıklamayla tıkandı.

Tabii ne de olsa aynı toprakların çocuklarıyız, Ermeniler kendini ayağından vurma konusunda en az bizim kadar becerikli çıktığı için, Anayasa Mahkemesi'nden öyle bir karar çıkardılar ki, Ak Parti'nin gökte arayıp yerde bulamadığı mazereti kendi elleriyle sundular. Hükümeti, mal bulmuş mağribi gibi mahkeme kararının üstüne atladı.

Bence Ermenistan daha da büyük aptallığı, Amerikan Başkanı'nın 24 Nisan açıklamasına günler kala protokolleri askıya alarak yaptı. Böyle yaparak Obama'ya baskı kurmaya kalktıysa, "stratejik çıkarlar-etik değerler" terazisinde hangisinin ağır bastığını böylece görmüş oldu. 24 Nisan'da Obama'dan Ermenilerin beklediği açıklama gelmediği gibi, süreci askıya almakla Türkiye'ye bir kez daha rahat nefes aldırmış oldu.

Aslında bu durumdan ders çıkarıp, soykırım iddialarına nasıl yaklaşmamız konusunda yeni bir strateji belirlemek için fırsat yaratabiliriz. Bunun için öncelikle soykırım konusunu Ermenistan'ın tekelinden çıkarmamız, en azından tek muhatap olarak Erivan'ı görmekten vazgeçmemiz gerekir. Türkiye'de yaşayan Ermeni toplumunun durumunu iyileştirici, taleplerini karşılamaya yönelik her türlü önlemi süratle alıp ayrıca dünyaya yayılmış Anadolu Ermenileriyle diyalog kurmak için harekete geçebiliriz. Bu yolla Ermenistan'a ilişkilerin normalleşmesi için tek kriterin "soykırım" meselesi olmadığı, tersine Yukarı Karabağ sorununun çözüm yoluna girmesinin soykırım iddialarının kabulünden çok daha fazla önem taşıdığı mesajını vermiş oluruz.

Türkiye demokratikleştikçe ve sivilleştikçe, toplumun geçmişte yaşananlarla ilgili duyarlılığı artıyor. Erivan'ın soykırım tartışmaları üzerinden kullanmaya çalıştığı koz giderek gücünü yitirecek. Tabii bunun için Erivan'da bunu algılayacak bir hükümet, Ankara'da da bunu algılatacak bir hükümetin iktidarda olması gerekiyor.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+