Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve sorumluların yargılanması talebiyle 265. haftada da eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, bu hafta 24 Nisan 1915'te gözaltında kaybedilen 139 Ermeni aydının akıbetini sordu.
Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirilen 265. kayıp eyleminin konusu 24 Nisan 1915'de İstanbul'da bir gecede Ermeni toplumunun önde gelen aydınları, milletvekilleri, yazarları, doktorları, müzikologları, hukukçuları ve şairlerinden oluşan yaklaşık 220 aydının tutuklanarak Haydarpaşa İstasyonu'ndan Anadolu'nun içlerine doğru sürgüne yollanmaları hikâyesi oldu.

"Evlerinden, işyerlerinden gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan bu Ermeni aydınlara ne oldu" diyen Cumartesi Anneleri ve kayıp şakınları adına basın açıklamasını İHD yöneticisi Leman Yurtsever yaptı.

Yurtsever, bu coğrafyada gözaltında kaybedilenlerin tarihinin çok eskilere dayandığını, 95 yıl önce bugün de Osmanlı döneminin son günlerinde iktidardaki İttihat ve Terakki'nin bir tutuklama furyası başlattığını hatırlattı. Yurtsever, aralarında Meclis-i Mebusan üyelerinin yanı sıra aydın, yazar ve şairler başta olmak üzere 220 Ermeni yurttaşın gözaltına alındığını kaydetti.

Gözaltına alınan Ermeni yurttaşların Haydarpaşa Garı'ndan trenlere bindirilerek ülkenin başka bölgelerine gönderildiğini dile getiren Yurtsever, zorla sürgüne gönderilenler arasından 81 kişinin öldürüldüğünü, 139 kişiden ise bir daha haber alınmadığını söyledi.

Yurtsever, o günden bu güne bu coğrafyada gözaltında kaybedilme politikasının son bulmadığına dikkat çekti. Kaybetme politikasının muhaliflere, farklı kimliklere mensup insanlara karşı devlet politikası haline getirildiğini söyleyen Yurtsever, "O gün devlete egemen olan ve onları kaybettiren İttihat ve Terakki ile onun gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa idi. Bugünse, onların devamı niteliğinde olan Özel Harp Dairesi ve tetikçi örgütü JİTEM, insan kaybetme politikasını devam ettiriyor" diye konuştu.

Yurtsever, o günden bu güne haklarında her hangi bir bilgi verilmeyen 139 aydına ne olduğunu merak ettiklerini belirtirken, yöneticilere de "Bu politikaları ve zihniyeti devralıp sürdürenler, dünkülerinin de bugünkülerinin de akıbetini açıklayın" diye konuştu. Açıklamada tarihiyle yüzleşmeyen bir toplumun yaşadığı coğrafyada, demokratikleşme sağlanamayacağını, gerçek demokrasinin göstermelik değil, evrensel hukuka uygun adalet sağlanırsa gerçekleşebileceğine da dile getiren Yurtsever, "Adaletin sağlanması için arşivlerin açılarak kamuoyu ile paylaşılmasını, kayıp yakınlarının sesine kulak verilerek tarihle yüzleşilsin" diye çağrıda bulundu.

Leman Yurtsever, kaybedilen Ermenilere ilişkin bilgi verilmediğini ve aydınlığa kavuşturulan tek bir kayıp olayı olmadığını belirtti. Yurtsever, "24 Nisan 1915'in 95. yılında kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak toplumsal belleği zayıf tutma politikalarına, tarihi, gerçekleri çarpıtanlara inat, onları unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi.

Yurtsever, adaletin sağlanması için, toplu mezarların koruma altına alınarak gerçeklerin araştırılmasını ve ortaya çıkarılmasını istedi.