14 Nisan 2010
Ermenistan devlet başkanı Serj Sarkisyan bugün ABD 28. başkanı Woodrow Wilson’un mezarını ziyaret etti; akabinde Washington Ana Katedralini ziyaret eden başkan burada bir konuşma yaptı. Konuşma metnini sunuyoruz:
‘ Sevgili yurttaşlar,
Bugün biz birlikte, halkımızın hatırladığı ve herzaman Ermeni halkının gerçek dostu olarak hatırlayacağı bir insanı ve ABD lideri Woodrow Wilson’un kabrine saygı borcumuzu sunmaya geldik. Başkan Wilson, yurdundan binlerce mil ötede yaşayan eski bir halkın hemen hemen 100 yıl sonra da yüceltmeye devam ettiği ve bunu nesilden nesile aktardığı büyük bir devlet adamıydı. Wilson Ermeniler için sadece kayıp vatan dileğini can verci toprakla berkitmeyi değil yanı zamanda Dünyaya büyüklerin küçük halkların acılarının yinelenmesine izin vermemeye muktedir ve yükümlü olduğu direktifini bıraktı. Başkan Wilson’un gerçekte tüm insanlığa yönelik 26 Şubat 1919’da Boston’da yaptığı konuşmadaki ‘Siz Ermenistan’ın çektiği acılara ilişkin hiç düşündünüz mü? Onlar eziyetler yaşadıktan sonra onlara yardım etmeyi düşündünüz mü. Şimdi onların asla acı çekmemeleri için destek olun’ sözleri bu güne dek çınlamaktadır. ‘Onların asla acı çekmemeleri için destek olun’ sözleriyle ABD 28. başkanı daha 90 yıl önce fiilen Ermeni Soykırımının uluslararası tanınması talebine şekil veriyordu; zira soykırımların ve gelecekteki tüm eziyetlerin engellenmesi işte bu tanınmaşla başlamakta. Bugün biz başkanın kabri önünde saygı duruşunda bulunuyor ve Ermeni soykırımının 95 yıl sonra da aralarında kendi ülkesi de dahil olmak üzere Dünyanın birçok ülkesi, kuruluşları ve siyaset adamlarının Wilson’un direktifleri doğrultusunda faaliyet gösterdiklerini kaydediyoruz. Ermeni halkı hepisini isim isim hatırlamakta ve hatırlayacaktır.
Sevgili yurttaşlar,
Amerikan Ermenileri, özellikle son onyıllarda, Ermeni soykırımının uluslararası tanınması ve kınanması işinde en şevkli ve en takipçi çemberlerden birine dönüşmüş olup, bundan sonra da katlanmış gayretlerle bu çabalarına devam edeceğine eminim. Kaçınılmaz olanı kimse durduramaz.
Ermeni-Türk protokollerinin imzalanması arifesinde bazıları bununla soykırımın tanınmasına yönelik uluslararası adımların duracağı veya geçici olarak askıya alınacağı kaygılarına sahiptiler. Zaman bu kaygıların asılsız olduklarını ve biz hepimiz daha fazla gayretle yeni mücadeleye hazır olduğumuz müddetçe asılsız olacağını gösterdi.
Geçen aylarda biz sizlerle beraber Türkiye’nin vatan ve Diaspora’yı bölme Ermenistan ve Diaspora’daki durumu güya iki farklı görüş olduğu yönünde göstermeye çalışan yenilgiye mahkum denemelerine tanık olduk. Bugün biz birlikte bir kez daha benzeri sinik tahayyülleri tekzip ediyoruz. Ermenistan Ermenileri ve Diaspora Ermenilerinin görüşleri arasında fark yok, birlikte bir Ermeni halkı var ve o adil davasının sahibidir.
Evet biz tüm komşularımızla doğal ilişkilere sahip olmaya hazırız ve bunun arzusundayız, ancak bize koşulların dikte edilmesine tahammül edemeyiz. Bu sabah Türkiye başbakanıyla buluştum. Bizim tutumumuz geçmişte olduğu gibi şimdi de net kalmaktadır: Türkiye Ermenistan ve Ermenilerle önkoşullar diliyle konuşamaz. Biz buna izin vermeyiz. Biz herhangi bir formatta Soykırım gerçeğini tartışmaya açmaya veya Türkiye’nin Dağlık Karabağ sorunu müzakere sürecinde herhangi bir olumlu rol oynayabileceği konusuna inandığımız havası yaratma içinde değiliz. Bütün yeni dış siyaset doğrultuları badirelerle karşılaşabilir, çünkü biz üzeri çiğnenmemiş patikadan geçiyoruz. Ve ben Ermenistan’ın bu sınavı onurla vereceğine eminim.
Sevgili yurttaşlar,
Siz yurt dışında yaşayan, fakat Ermeniliğin acı ve kazanımlarıyla donanmış bir topluluk, parçalanmaz bir güçsünüz; Siz Ermenistan’ın uluslararası siyasal terazideki tamamlayıcı önemli umsurlarından birisinz. Hem dostlarımız, hem de diğerleri bunun bilincindeler. Siz duruşunuzla ve karalılığınızla, Ermeniliği tüm Dünyaya dağıtarak toz duman ve yok etmek yönündeki tüm hesapların yanlış olduğunu kanıtladınız. Her bir Ermeni ana karada da olsa, taşı delen bir damlaya dönüşmeli. Biz işte bu yoldayız. Halkımızın cellatları başka alternatif bırakmadı. Bi kalkınacağız; biz kayıtsızlığı, sinizmi ve iki yüzlülük taşını teleceğiz. Bunun için yeterli sabrımız, inanç ve hedefe kitlenmişliğimiz var.
Yurttaşlar,
Sözlerimi elçi Morgenthau ve başkan Wilson gibi şahsiyetler doğuran bir ülkeye şükran sözleriyle bitirmeme izin verin. Ermenilik güçlüdür ve kendini Amerika Birleşik Devletleri’nde ifade edebilmektedir. Bu kuşkusuz sizin meziyetinizdir, fakat sizin meziyetiniz olmak haricinde Amerikan özgürlüğünün meziyetidir. Biz bu büyük ve güçlü ülkeye Ermeni halkının yaşamında bugün de hissedilir role sahip olduğu için müteşekkiriz. Allah Amerika’yı korusun. Allah Ermenistan’ı korusun, Ermeni halkına haşmet.’