13 Nisan 2010
Van’dan Erivan’a, Soçi’den Hemşin’e uzanan bir hikâye Sergey Vartanyan’ınki. 30 yıl önce bir merakla başlamış ve...
Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını dört gözle bekleyenlerden biri ‘Hemşinli’ Sergey Vartanyan. Ailesi 1915’te Türkiye’den göçenlerden. Öncesinde Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe (Haykaşen) köyünde yaşamışlar. Büyük dedesi Vardan, köyün ileri gelenlerindenmiş. 95 yıl önce ailesini de yanına alıp Erivan’a (Yerevan) göç etmiş. Orada koreografi eğitimi almış, 1930’da da Ermenistan Devlet Etnografik Dans Grubu Başkanlığı’na tayin edilmiş. Sergey Vartanyan, 1952’de Erivan’da dünyaya gelmiş. Van’a hiç gelmemiş ama Van’daki evlerinin hâlâ ayakta olduğunu bilecek kadar ilgili. Van’dan Erivan’a uzanan bu hikâyenin tüm ayrıntıları Vartanyan’da mevcut, yazılacağı günü bekliyor. Ama Vartanyan’ı bu habere konu eden, buraya kadar özetlenen geçmişi değil; tek başına altı yıldır aralıksız çıkardığı Hemşin’in Sesi (Dzayn Hamshenakan) gazetesi. Vanlı Vartanyan’a ‘Hemşinli’ denmesi de bundan.
Hemşin’in Sesi gazetesi 2004’te kurulmuş. İlk yıllarda her ay 12 sayfa olarak yayımlanan gazete, maddi imkânsızlıklardan ötürü şimdilerde iki ayda bir 8 sayfa olarak basılıyor. Geçen 6 yılda tirajı da 1500’den 1000’e düşmüş. Gerçi gazetenin internete taşınması negatif etkilemiş baskı sayısını. Çünkü gazetenin tüm sayfaları ücretsiz olarak PDF formatıyla konuluyor bu siteye (www.dzaynhamshenakan.org). Gazetenin sitesinde Karadenizli sanatçılardan Altan Civelek, Harun Topaloğlu ve Hemşin ezgileriyle bilinen Vova grubuna ait müzik kliplerinin yanı sıra Hemşin kültürüyle ilgili bilgiler ve Hemşinlere ait fotoğraflar da mevcut. Tabloid sayabileceğimiz küçüklükteki Hemşin’in Sesi, sadece siyah-beyaz basılıyor. Tirajı az belki ama posta yoluyla Suriye’den Rusya’ya, ABD’den Lübnan’a ve elbette Türkiye’ye ulaştığını öğreniyoruz. En çok, Hıristiyan Hemşinlerin yoğunlukta olduğu Abhazya’da okunduğunu anlatıyor Genel Yayın Yönetmeni Sergey Vartanyan: “Hâlihazırda Hemşin’in Sesi Rusça ve Ermenice yayımlanıyor. İngilizcesi de olsa elbette daha fazla ilgi görür. Ama maddi gücüm yok.”
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Vartanyan’a Hemşin kültürüne ve Hemşinlere ilgisinin kaynağını soruyoruz. Küçük yaşlarda ilk Soçi’de karşılaştığı ‘Ermeniceyi farklı aksanla konuşan Ermenilerin izini tam 30 yıl nasıl sürdüğünü anlatıyor. Vartanyan’ın bir merakla başladığı Hemşin kültürü çalışmaları bugün onun işi olmuş âdeta. Tabii geçen 30 yılda işin bilimini de almış Vartanyan: “1950’lerde babamın otomobiliyle Soçi’ye (Rusya’nın güneyindeki sahil şehri) tatile gidiyorduk. İlk o günlerde bizim gibi konuşmayan Ermeniler gördüm. Çok ilgimi çekmişti bu durum. 1969’daki tatilimizde de Soçi Hava Limanı’nın yakınındaki Ermeni Moldovka köyünü gördük. Burada yaşayan iki binden fazla Ermeni bir okul açmak için çaba harcıyorlardı. Bu Ermenilerin Soçi’ye neden ve nasıl geldiklerini araştırmaya koyuldum. Niçin farklı diyalektte konuştuklarını öğrenmeye çalıştım. Sovyet sansürü sebebiyle haklarında ciddi bir kaynak bulamıyordum. 1981’de gazeteciliğe başlayınca bu merakım işime dönüştü. Abhazya, Rusya Krasnodar ve Soçi’ye gidip buradaki Ermenilerin hikâyelerini kaleme alıyordum. 1979 nüfus sayımına göre, Abhazya’da yaklaşık 74 bin ve Krasnodar’da 121 Ermeni yaşıyordu. Asıl nüfusun daha fazla olduğu da söyleniyordu. Bilimsel çalışmalar, bu insanların büyük bir kısmının ‘Hemşin diyalektiğini’ kullandığını kayıt altına almıştı. Ben uzun yıllar dolaştım o bölgeleri ve karşılaştığım Ermenilerin hikâyelerini Erivan’a taşıdım.”
Vartanyan daha önce Hemşin kültürüyle ilgili çalışmalarını çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlıyormuş. 2004’te kendi gazetesini kurunca araştırmalarını daha da derinleştirmiş. Zira yayımlayamama sorunu ortadan kalkmış.
Yüksek tahsilini filoloji üzerine alan Vartanyan (58), aslında gazetenin sadece genel yayın yönetmeni de değil, her şeyi. Haberlerinden dizgisine, hatta dağıtımına kadar her işiyle bizzat ilgileniyor. Gazetenin ofisi de yok. Vartanyan evinin bir kısmını ofise çevirmiş, gazeteyi de burada, kendi bilgisayarında hazırlıyor. Şimdilik bir ekibi de yok. Tek yardımcısı Türkolog arkadaşı Lusine Sahakyan. Erivan Devlet Üniversitesi Türkoloji Kürsüsü’nden Doç. Dr. Sahakyan, gazetenin İngilizce ve Türkçe çevirilerinin bir kısmını hallediyor. Vartanyan’ın eli-ayağı âdeta. Hemşin’in Sesi gazetesinin en büyük destekçisi, 1992’de kurulan ‘Hemşin, Hemşerilik- Hayırseverlik Toplusal Kuruluşu’. Vartanyan, Rus topraklarında yaşayan Hemşinlerin bu tür gazeteleri daha önce çıkardığını, Sovyet yönetiminin koyduğu yasaklamalarla kapandıklarını, Hemşin’in Sesi’nin büyük bir boşluğu doldurmaya çalıştığını aktarıyor: “Sovyet döneminde Rus topraklarında yaşayan Ermenilerin benzer faaliyetleri yasaklanmıştı. Krasnodar bölgesi (Güney Rusya’da) ve Kafkasya’da yaşayan yarım milyondan fazla Ermeni’nin Rusça gazete ve dergileri vardı ama Ermenice yayınları yoktu. Bu durumu göz önünde bulundurup Ermenilerin kendi dillerinde okumalarına yardımcı olmak için kurduk gazeteyi. Özellikle de gazetemizi Hemşinli Ermenilerin yoğun olduğu Krasnodar ve Abhazya’ya ücretsiz dağıttık. Talep edenler çoğaldı bugünlerde. Artık daha fazla yere gönderiyoruz.”
Vartanyan’a gazetenin yayın politikasını soruyoruz. İlk cümlesi ‘siyasete girmiyoruz’ oluyor. Gazetede siyaset içerikli makalelere yer vermediğini belirtiyor: “Politikayla hiç uğraşmadım, sevmem, herhangi bir partiye de üye olmuş değilim. Hemşin’in Sesi ağırlıklı olarak Krasnodar ve Abhazya’daki Ermenilerin makalelerini, mektuplarını yayımlıyor. Özellikle de Krasnodar ve Abhazya’daki öğretmenlerin, öğrencilerin yaşamlarından kesitler sunuyorum. Çoğu acı hatıralar. Bununla birlikte Hemşin kültürüyle ilgili edebi kitaplara, etkinliklere ve yeni makalelere yer veriyoruz. Kısacası, gazete genel anlamda bilimsel eğilimli. Hıristiyan ve Müslüman Hemşinlerin tarihini, filolojisi, folkloru, dansları, müziği ve lehçesi ile ilgili yazılar yer alıyor gazetemizde.”
MÜSLÜMAN HEMŞİNLERİ DE BULMUŞ
Yazar bulmada zorlanmıyormuş. Hemşin kültürüyle ilgili yabancı ülkelerden dahi makaleler aldığını söylüyor: “Ermenistan Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsü Folklor Bölümü’nde çalıştığım için yazarlarımın çoğu akademik çevreden arkadaşım. Bununla birlikte telif ücreti veremesem de yabancı akademisyenlerden de Hemşin kültürüyle ilgili makaleler alıyorum. Onlara da bu tür bir yayında yazmak cazip geliyor.”
Vartanyan gazeteyle de yetinmiyor. Erivan’da Hemşinler üzerine konferanslara da önayak olmuş. Gazeteciliğe başladığı 1981’den bu yana Rusya ve Kafkasya’da gezdiği Hemşin köylerinden topladığı öykü, masal ve şarkıları birkaç kitap altında toplamış. “1978’de 220 bin tirajlı bir çocuk gazetesinde çalışırken, Sovyetler Birliği’nin değişik cumhuriyetlerindeki Ermeni okullarında okuyan öğrenciler üzerinden atalarının kendi diyalektlerinde anlattığı halk hikâyelerini, masalları, sohbetleri toplamıştım. İçlerinden en iyilerini iki kitap olarak yayımladım. Kitaplar daha sonra Türkçe, İngilizce ve Almancaya da çevrildi. “
Vartanyan sadece Ermeni Hemşinler üzerine çalışmadığını, Müslüman Hemşinler üzerine de araştırmalar yaptığını hatırlatıyor. Son yıllarda Müslüman Hemşinleri konu edinen birçok eser yayımlandığını, bunları arşivine eklediğini söylüyor. Çalışmalarından ötürü kendisine Ermeni Yazarlar Birliği Ödülü de verilmiş: “Hemşinler üzerine Türkçe malzeme de topluyorum. Benim hesaplarıma göre bugün Türkiye’de 30 bin kadar Müslüman Hemşin mevcut. Bunların çoğu Ermenice okuyup yazamasa da Ermenicenin Hemşin lehçesini konuşabiliyorlar. Doç. Dr. Sahakyan geçtiğimiz yıllarda 16. yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerini inceleyip Bayburt ve Malatya yörelerinin demografisi ve yer isimleri üzerine makale yayımlamıştı. Bugünlerde Trabzon üzerinde çalışıyor. Müslüman Hemşinlerle ilgili birkaç dile çevrilen makaleleri de var. “
1980’lerde çeşitli gazetelerde çalışan Vartanyan, Müslüman Hemşinlerin izine Kazakistan ve Kırgızistan’da ulaşmış. Müslüman Hemşinlerin birçoğunun gerek tehcir döneminde (1915) gerek öncesinde Karadeniz bölgesinden dönemin Sovyet topraklarına geldiğini (ağırlıklı Acarya ve Abhazya’ya) aktarıyor. Sovyetlerin daha sonra diğer azınlıklar gibi onları da Orta Asya’ya (Kazakistan ve Kırgızistan) tehcir ettiğini söylüyor: “1944 yılında Stalin’in emriyle Acarya (Gürcistan) köylerinde yaşmakta olan 1385 Müslüman Hemşin’in Kazakistan ve Kırgızistan’a sürülmüş. Trabzon Sürmene ve Hemşin’den gelenler de var. 1984’te Kırgızistan Kızıl Kiya ve Oşi bölgelerindeki Müslüman Hemşinleri buldum. Ardından da Kazakistan’dakileri. Orta Asya’da 3 bin kadar Müslüman Hemşin vardı. Onların fotoğraflarını çekip, hikâye, öykü ve türkülerini kaydettim. Bunların bir kısmını 2009’da yayımlanan kitapta neşrettim. Daha binlerce arşiv var elimde…”
Vartanyan, gazeteciliğin yanında yayıncılığa da götürüyor. Kendine ulaşan Hemşinlerin eserlerini yayına hazırlamak ikinci işi âdeta. O daha fazlasını da istiyor. Gazete için ayrı bir bina, Hemşin ile ilgili daha fazla eser çıkaran bir yayınevi ve bir Hemşin Müzesi kurmuk. Bunlar hayalleri. Bir de Rize-Hemşin’i görmek istiyor. Gerçi o gelemese de, gazetesi geliyor Hemşine. Bu da ona şimdilik yetiyor.
Adnan Genç*:“Hemşin kültürünün yok olmaması için çabalıyor”
“Gazeteci dostum Sergey Vartanyan’ı uzun yıllardır tanıyorum. Hemşin’in Sesi (Tsayn Hamşenagan) gazetesini binbir güçlükle nasıl yayımladığını geçen yıl Erivan’a gittiğimde bizzat gördüm. Rusya’daki Ermeni Hemşinlerle ilk 1969’da Soçi’de karşılaşmış. Daha sonra da hem Rusya’nın iç kısımlarında hem de Orta Asya cumhuriyetlerindeki Hemşinler ve Hemşin kültürüyle ilgili ciddi araştırmalar yapmış. Hemşin’in Sesi’nde de bu araştırmalarını ve bu kültürü çalışan araştırmacıların makalelerini yayımlıyor. Son beş yıldır aylık yayımlıyor gazetesini. Bazen ara uç ayı buluyor. Kendi imkânıyla da Rusya, Abhazya, Suriye, ABD, Lübnan ve Türkiye’deki kaynaklarına yeni sayılarını postalıyor. Dostum Sergey, 1969’dan bu yana Hemşin masal, şarkı ve hikâyelerini de derliyor bir taraftan. Bu doğrultuda Türkçeye de çevrilmiş eserleri mevcut. Türkiye’deki yerel basını andıran bir ortamda çıkarıyor gazetesini. Ciddi mali zorlukları var. Ama onca zorluk ve sıkıntıya rağmen büyük bir gayretle Hemşin kültürü ile dilinin yok olmaması için çabalıyor. Özel bir fonu yok, kültüründe para toplama ayıp. Tek başına çabalıyor. Gelecek her türlü desteğe açık.”