Ermeniler niye korktular? -
Ermenistan’da halkın genetik tarihçesini çıkarmak için başlatılan proje krize dönüşmüş. Projenin Sorumlu Müdürü Prof. Levon Yepiskoposyan ‘Ya ataları Türk çıkarsa korkusuyla kimse, bize kan örneği vermek istemiyor” demiş...
Böyle yazdı gazeteler...
Eskilerde milletleri kafatası ve kan türüne göre ayırdetmek vardı. Rasist, yani ırkçı görüşe inananlar için bu işler önemliydi. Irkçılığı kabul etmeyen milliyetçilere kafatasçı demek ise bilgisizlikten kaynaklanır. Değilse ‘ayıp’ tır.
Şimdilerin modası ‘gen ve DNA’ temelinde milletleri tespit... Bu bilimler yeni olduğundan bu yeni ırkçıları kimse kınamıyor.
Sanırım milletleri ‘gen ve DNA’ya göre tespit etmek işinin de ‘kan ve kafatası’ kadar abes olduğu anlaşıldığında, bu işleri karıştıranlar da bu kadar cesur olamayacaklar.
Baştaki konuya dönelim...
Bugünkü Ermenistan’da ya da dışarıda yaşayan Ermenilerin önemli bir kısmının atalarının ‘Gregoryan Türkler’ olduğu bilinen bir konudur.
Doğu Anadolu’da ve Kafkaslarda yaşayan ve zamanla Gregoryan Mezhebine bağlanan daha çok Kıpçak Türkleri’nin bir kısmı Ermeniliğe bağlılık duymuş, Ermeni olmuş ve anadilleri sandıkları Ermeniceyi öğrenmişlerdir. Ana dillerini unutanlar da vardır; evlerinde bugün bile Türkçe konuşanlar da...
Elbette Müslüman olan kimi Ermeniler de bu yolla Türklüğe bağlılık duymuşlar ve Türk olmuşlardır... İçlerinde bugün de Ermenilik duygusu taşıyanlar da olabilir.
Yani bu işler karışık işlerdir. Millet gerçeğinin kendisi de karmaşık bir konudur. Bazen dil, bazen din, hatta mezhep, bazen ortak tarih bilinci, bazen ortak vatan, bazen ortak çıkar milletlerin oluşmasında birincil etken olmuşlardır. Yine de ‘dil’ ve ‘dilin taşıdığı kültür’ gerçeğinin önceliği vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Türk Milleti’ tanımında din temel, dil hedef olarak alınmıştır. Osmanlı coğrafyasında kalan veya kopup gelen Müslümanlar, Türk sayılmış ve İstanbul Türkçesi’nde ortak bilinç alanı oluşması amaçlanmıştır. Cumhuriyet’in bu amacına çok büyük oranlarda ulaşılmıştır. Güneydoğu’daki durum daha çok dışarıdan desteklenerek oluşturulmuş bir düğümdür. Kürt halklarının büyük çoğunluğu Türk sözünü kullansa da kullanmasa da kendisini Türkiye Türklüğü’nün mensubu olarak görür.
Kürt adı altında toplanmaya çalışılan ama birbirleriyle ilgisi anadili Türkçe olanlarla ilgileri kadar olan Kırmanç ve Zaza topluluklarının önemli bir kısmının da ana dillerini yitirmiş Türkler olduğu bir gerçektir.
Kırmançların ve Zazaların çok eskilerden Türkçe konuşan ama Farsça’nın yoğun etkisiyle dilleri değişen Türkler oldukları iddiası sanıldığı kadar temelsiz değildir. ‘Kart-Kurt’ edebiyatını tersinden kullananlara ters gelse de...
Tarihin derinliklerinde ne olmuşsa olmuştur. Bugün için ayrı anlaşma dilleri olarak Kırmançca ve Zazaca’nın varlığı yok sayılamaz. Yok edilmesi de doğru olmaz. En doğrusu Türkiye halkının İstanbul Türkçesi denilen edebi dilde buluşmasıdır. Herkes için doğru ve yararlı olan budur.
Bu gerçekler dünya Türklüğü’nün her parçası için de geçerlidir. Onların da yeniden oluşmalarında kazandıkları ve kaybettikleri halklar vardır.
Dolayısıyla Ermenistan halkından ataları Türk olanların korkmalarına gerek yok. Ataları Türk olsa da onlar artık Ermeni... Atalarının mensup olduğu millete küçük bir sevgi duysalar ve ötekilere de bu sevgilerini ulaştırsalar kime ne zararı olurdu ki?
Diyorum ki millet bir ırk meselesi değil, bilinç meselesidir. Millet bir kültür ortamında birbirine bağlılık duyan insanların birikimidir. Bu köklü ortamın oluşmasında ortak dil ve dinin önemi bir gerçektir... Ana dili veya dini farklı olanlar bile o kültür ortamının içindedirler...
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com