22 Mart 2010
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, BBC muhabirine verdiği bir mülakatta:
‘(…)Türkiye’deki 100 bin kaçak Ermenin gönderilebileceği’ yönündeki sözleri, evet sadece bu sözleri ve bunlar sayesinde internet siteleri, köşe yazarları, şahsi mail adresler, kahvelere, yollanan mesaj ve SMS’ler, kısacık notlar vs. mükemmel bir ‘mihenk taşı’ mahiyetindedir.
Antropoloji, sosyoloji, psikoloji, siyaset felsefesinde yapılacak hâlâ süren araştırmalar için (maalesef), nefis bir ‘ipucu’ hatta ‘ipin bağlandığı kökü’ göstermesi açısından bir emsaldir.
Hangi konudan örneklemeler istersiniz?
‘Türkiye toplumunu oluşturan bireylerin bilinçaltlarında, ne kadar ‘ötekiyi hor gören, şoven, ırkçı duygular vardır?’ konulu bir araştırma mı istersiniz?
‘AB ülkelerinde ırkçı unsurlar bir tek partide yoğunlaşmışken; Türkiye’de bunlar aşağı yukarı tüm partilere dağılmış bir halde midir?’ sorusuna cevap mı ararsınız?
‘Türkiye’de sanki ‘Ermeni’ adı, bugün iyi / kötü yaşanan hayatın, aslında hâlâ açık kalmış bir hesabın, bedeli hâlâ ödenmemiş bir ‘zafer’in veya ‘cezası hâlâ çekilmemiş bir suç’un karşılığı’ olduğunu –göz önünde olduğu sürece- sürekli hatırlatan, bir kâbusun mu karşılığıdır?
Türkiye’de hâlâ, nüfusun büyük çoğunluğunun Anadolu’ya ‘Müslüman, Hanefi, Sünni Türklerden’ sonra Ermenilerin geldikleri; Anadolu Ermenilerinin ülkelerinin Ermenistan olduğunu zannetmelerinin nedeni nedir?’ sorusuna cevap mı arıyorsunuz?
Ve nihayet ‘Türkiye’de başta yöneticiler ve -olabildiği kadar tabii - toplum, Viyana Diplomatik Konvansiyonu’ndan bihaber mi yaşıyorlar?’ sorusunu mu yöneltiyorsunuz?
İşte size, CHP’nin Canan Arıtman’ından AK Parti’nin Recep Tayyip Erdoğan’ına, en ama en ufak bir sıkışıklıkta ağızdan ‘lop!’ diye fırlayabilen söylemleri; buna ‘sağduyulu’ halkımızın (ilk etapta görülen) bir bölümünün, aynı rahatlıkla ağızlarından kaçırabildikleri tepkileri...
Bu sözleri ancak adalı balıkçılar yorumlar
Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, daha yıllar önce ‘30 bin Ermenistanlı’ safsatasının, malûm sansasyon seven gazetelerimizden birinin muhabirinin kendisine ‘Hrant Bey, Türkiye’de 3 bin kaçak Ermenistanlı yaşıyor, çalışıyor deniyor, doğru mu?’ sorusuna, şaşkınlıkla (Affedersiniz) ‘Çüşş!’ imasıyla ‘Yok 30 bin Ermenistanlı, daha neler yahu!’ diye cevap verdiğini; ertesi günü gazetede ‘Türkiye’de 30 bin Ermenistanlı kaçak olarak yaşıyor, çalışıyor!’ diye manşete çekildiğini, kahkahalarla gülerek, biraz da acıyla söylemiş, yazmıştı.
Dolayısıyla, sayın başbakanımız, başta İngiltere, tüm Avrupa’da kendisine ‘Vay be!... Şu anlayış ve insani yaklaşım gösteren Başbakan’a bakın; 100 (Yüz) bin kaçak Ermenistanlıya, bile-bile göz yumuyor, çok ince bir politika güdüyor!’ denmesini arzu etmiş olabilir… Haklıdır, böyle bir intiba bırakmayı hangi siyasetçi istemez…
Ama bu böyle olmaz!
Nasıl mı olur? Bakın söyleyelim…
Türkiye’de yasal izin olmaksızın yaşayan, çalışan Ermenistanlıların çocuklarının, hiç olmazsa evet hiç olmazsa, İstanbul’da var olan, tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı tedrisatıyla ders veren Ermeni kökenli (ama asla ‘yabancı’ değil!) Türk(iye) okullarında öğrenci olabilmeleri için, yasal düzenlemeleri yaparak olur…
İyisi mi, Fransa’da, Almanya, ABD, İngiltere, Kanada, Yunanistan’da kısacası dünyada kaçak Türk işçi çalıştıran Ermeni kökenli patronların da tepesi atmadan; nükteli konuşmasını seven sayın başbakanımız ‘100 (Yüz) bin Ermenistanlı’ bilgisini kendisine verenlere, bizim Prens Adaları’ndaki Rum ve Ermeni balıkçıların ağzıyla cevap versin: ‘Ufak atın da civcivler yesin!’