Ankara misillemesini hazırlıyor - Haber Arşivi 2001-2011
07 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Աստղիկ / Ժամ : Թաղանթեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

09 Mart 2010  

Ankara misillemesini hazırlıyor -

Ankara misillemesini hazırlıyor

Türkiye'nin öfkesi yatışmıyor. Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesinde sıkı bir oylama bekleniyordu, ancak Ermeni soykırımının tanınmasının 22 oya karşı 23 oyla kabul edilmesi şaşkınlık yarattı.

--ABD'de Ermeni Soykırımını Tanıyan Oylama... Beyaz Saray'ın Çağrılarını Dinlemeyen Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonundaki Oylamada Ermeni Soykırımı Tanındı.

Öfkeli Türk Yetkililer Misillemeden Söz Ediyor. Irak'taki Amerikan Askerlerinin İkmalini Yapmakta Kullanılan İncirlik Hava Üssü Tartışılabilir--

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ya göre, bir oy farkla tarihi olaylar konusunda karar verilemez. Ankara'da bazıları oylama komedisinden söz ediyor.

Oylamanın hemen ardından Türk yetkililer, gölgelerinden daha hızlı hareket ederek yanıt verdiler. Ankara bir bildiride, Türkiye'yi yapmadığı bir şeyle suçlayan haksız bir oylamadan söz ediyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, bu karar karşısında şu uyarıda bulundu: Türkiye, bu durumun sonuçlarından sorumlu tutulamaz.

Ankara'ya göre bu konu Amerikalı müttefik ile ikili ilişkilere zarar verebilir. Özellikle de dosya Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna gelir ve kabul edilirse. Böyle bir durumda karar yasalaşacak. Bu kapsamda şimdilik Ankara'da hiç bir misilleme söz konusu değil ancak bazıları, Türkiye'nin güneyindeki İncirlik Hava Üssünde işbirliğinin bitebileceğinden söz ediyor. Irak'taki Amerikan askerlerinin ikmali için kullanılan bu üs, ayrıca Amerikalı askerlerin geri çekilmesi için de kullanılacak. Ekonomik yaptırımlardan da söz ediliyor. Nabucco doğal gaz boru hattı vasıtasıyla enerji ve savunma sektörüne özellikle işaret ediliyor. Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız cuma günü yaptığı açıklamada, Bu karar enerji projelerine gölge düşürecek dedi. 2006 yılında Ermeni soykırımın inkarının suç sayılması yönünde Fransa'da benimsenen yasa ile Fransız Gaz De France şirketi Nabucco projesinde tuş edilmişti.

Ayrıca Made in USA ürünlerinin boykotu da olabilir. Tüketiciler Birliği cuma günü internet sayfasında kendi çıkarlarının haysiyetiyle oynayan bir Amerika'nın ürünlerinin kullanılmaması çağrısı yaptı. Türkiye'nin ABD ile olan aşk-kin ilişkisi de bu oylamadan etkilenebilir. Kendini Obamania'ya kaptırmayan Türkiye, dünyada en fazla Amerikan karşıtlığı görülen ülkelerden biri. Ankara ayrıca, son yıllarda Ermenistan ile yakınlaşma sürecinin de etkileneceğini söylüyor. İki ülke arasında varılan anlaşmaya göre, ulusal parlamentoların benimsemesi şartıyla diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırın açılması öngörülüyor. Perşembe günü yapılan oylamanın bu süreci yavaşlatacağı düşüncesi hakim Türkiye'de.

Ermeni soykırımın tanınması yönündeki bu karar, konunun Türkiye'de de tartışılıp tartışılmamasına neden olacak mı? Hayır, zira, en liberal Türk gözlemcilere göre bu oylama hiç de yapıcı değil. Soykırımın Fransa, Kanada ve Belçika'da da tanınmasında bu yaşanmıştı. Türkiye, bu suçlamalar karşısında kasılıyor ve inkarcı politikasına hız veriyor. İlk öfke yatıştıktan sonra Ankara'da söz konusu kararın yasa gücü olmadığı hatırlatılıyor. Söz konusu metnin çıkmaz sokakta kalması için Türk lobileri faaliyetlerine hız veriyor.

THE GUARDIAN: SOYKIRIM OYLAMASI ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİYOR

İngiltere'de yayımlanan The Guardian gazetesinin 5 Mart 2010 tarihli internet sayfasında, Stephen Kinzer imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan yorumun özet çevirisi şöyledir:

--Ermenilerin 1915'te Öldürülmeleri Soykırım mıydı?

Konu Tartışılabilir, Ancak Bu ABD Kongresinin Karar Vereceği Bir Şey Değil--

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi için Ermenilerin 1915'te Osmanlı Türkleri tarafından öldürülmesinin soykırım teşkil ettiğine karar vermek, kabul edilebilir, hatta takdire değer bir şey olurdu, şayet modern tarihin tüm büyük mezalimlerini yeniden gözden geçirmek için yapılan ciddi bir tarihi çabanın parçası olsa idi. Ancak 20'nci yüzyılın tüm öldürenleri arasından cezalandırmak için Türkleri seçmek, çok farklı bir şey. Bu oylama; duyguların zaferi, etnik lobicilik için bir zafer ve dünyada ahlaki ara bulucuyu oynamak için çok eski bir Amerikan dürtüsünün diğer örneği.

Yasa tasarısı şu anda Temsilciler Meclisine gidiyor. Paralı siyasetin çekiciliği ve Başkan Obama'nın bu konuda Kongreyi dize getirmedeki isteksizliği ya da kifayetsizliği göz önünde tutulursa, tasarı Meclisten geçebilir. Bu, Türkiye'de daha fazla öfkeye neden olacaktır ve ABD-Türkiye ilişkilerini, ABD'nin güçlendirmeye ihtiyacı olduğu bir anda zayıflatabilir.

Geçen birkaç yılda Türkiye, Orta Doğu'da yeni ve iddialı bir rol üstlendi. Türkiye, ABD'nin gidemediği yerlere gidiyor, görüşemediği gruplarla görüşüyor ve yapamadığı anlaşmalar yapıyor. Hâlâ temelde Batılı değerlere ve stratejik hedeflere bağlılığı devam ediyor.

Ahlâki bir beyanatta bulunmak için tüm bunları riske etmeye değer mi? Belki de.

Kongrenin 1915'teki ölümleri soykırım olarak tanımlayıp tanımlamama konusunda karşılaştığı iki soru var. Birincisi temel tarihsel soru: Soykırım mıydı değil miydi? Daha sonra, aynı oranda can sıkıcı ikinci soru geliyor: Uzun süre önce yaşanan olaylar hakkında hassas değerlendirmeler yapmak Kongrenin sorumluluğunda mı? Birinci soru tartışılabilir, ama ikincisi tartışılamaz.

Kongrenin kapsamlı tarihi hükümler vermek için ne ahlaki bir yetkisi ne de konumu var. Diğer modern kıyımları samimiyetle araştırana kadar da böyle bir yetkisi olmayacak.

Bu oylama, halihazırda ABD-Türkiye ilişkilerine zarar verdi, çünkü birçok Türkü kızdırdı. Şayet tasarı Kongreye giderse, bu daha fazla zarara yol açacaktır. Bu acıklı bir durum, çünkü düşüşe geçen ABD-Türkiye ilişkileri her iki ülke ve bölgesel istikrar için kötü olur. Oylama, Türkiye ve Ermenistan arasındaki hassas yakınlaşmayı da bozmakla tehdit ediyor.

Bu bölümde, diplomasinin ebedi gerçeklerinden biri kısa ve öz biçimde açıklanıyor. Duygusallık, sağlıklı bir dış politikanın düşmanıdır. Uzun vadeli kişisel çıkarların soğukkanlı biçimde dikkate alınması her zaman akıllıcadır. Kongre, bunun farkına varmaktan çok uzak görünüyor.

THE GLOBE AND MAİL: TÜRKİYE 'ERMENİ ANMA GÜNÜ' ÜZERİNE BÜYÜKELÇİSİNİ GERİ ÇAĞIRIYOR

Kanada'da yayımlanan The Globe and Mail gazetesinin 4 Mart 2010 tarihli internet sayfasında, Brian Laghi imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan Ottawa çıkışlı metnin çevirisi şöyledir:

Hükûmet yetkililerinin katıldığı Ottawa'daki törende, soykırım sözcüğünün kullanılmasıyla sinirler gerildi.

Türkiye, Kanada'nın Ermenistan'daki toplu ölümleri soykırım olarak kabul etmesinin ardından yapılan anma törenlerine karşılık, müzakerelerde bulunmak üzere büyükelçisini geçici olarak geri çağırdı.

Dün gece yapılan anma törenine hükûmet yetkilileri, beş yıl önce suçların soykırım olarak kabul edilmesi yönünde parlamentoda oy kullanan milletvekilleri ve liberal lider Michael Ignatieff katıldı. Türk Büyükelçi Rafet Akgünay'ın geçici olarak geri çağırılmasının ardından, Başbakan Stephen Harper yayımladığı mesajda, Ermeni halkının, 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde korkunç can kaybına ve acılara katlandığını tekrarladı.

Türkiye bu olayların soykırım olarak adlandırılmasına tamamen karşı çıkıyor ve 2006 yılında büyükelçisini istişare için geri çağırdı.

Türk hükûmeti, geçen geceki oylama ve Harper'ın açıklamasından endişe duyduğunu söyledi.

Açıklama, Kanada Ermeni Kongresi'nin web sitesinde yayımlandı, ama daha sonra kaldırılarak yeni ve düzeltilmiş bir açıklama konuldu.

Türkler, akademik tartışmaların devam etmesine duyulan ihtiyaç nedeniyle, yaşanan olayları soykırım olarak adlandırmanın yanlış olduğunu inanıyor.

Hükûmetlerin ya da parlamentoların tarihi meseleler konusunda karar vermemesi gerektiğini savunan Türkler, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme yönünde ilerlediklerini söylüyorlar.

Türk yetkililer konu hakkında doğrudan bir yorum yapmak istemedi. Bununla birlikte, kaynaklar Akgünay'ın istişare için çağrıldığını doğruladı.

Başbakanlık Sözcüsü Kory Teneycke dün gece yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tutumunun yeni olmadığını söyledi.

Teneycke, Türk hükûmetinin Ermeni soykırımı konusundaki görüş ayrılığı yeni değildir. Kanada hükûmetinin tutumu, uzun süredir var olan ve Avam Kamarasındaki tüm partiler tarafından desteklenen bir tutumdur. Tutumumuzun arkasında duruyoruz ve bunu kimseyi gücendirmek için yapmıyoruz. dedi.

Teneycke, Türkiye'nin dost ve müttefik ülke olduğunu da sözlerine ekledi.

Başbakanın mesajı, olayları araştıranlar ve dürüstlük ve uzlaşma ruhuyla ortak bir anlayışa ulaşmaya çalışanlar tarafından övgüyle karşılandı.

Dün geceki oylamada, Ermeni Komitesini temsil eden bir yetkili, Türkiye'nin büyükelçisini geri çağırmasından kaygı duymadığını söyledi.

Kanada Ermeni Kongresi Başkanı Taro Alepyan, Bunların içi boş tehditler olduğunu düşünüyorum. Kanada'ya baskı yapılmamalı. Kanada doğru olanı yapmalı. dedi.

Öte yandan, Amerikan Ermeni Asamblesi temsilcisi Anthony Barsamyan, Başkan Barack Obama'nın da bu hafta sonuna doğru Ermeni konusuyla ilgili bir açıklama yapmayı planladığını söyledi.

Göçmen Bakanı Jason Kenney, durumun acı tatlı bir yanı olduğunu söyledi.

Kenney, Bu durumun bize ve gelecekte tüm nesillerle öğretmesi gereken şey, şiddetle birleşen etnik ve dini düşmanlığın insanlığa karşı nefret verici suçlar doğurabileceğidir. dedi.

Soykırım aslında parlamento oylamasıyla tanındı, fakat dönemin Paul Martin hükûmeti tarafından desteklenmedi. Harper hükûmeti daha sonra tasarının kabul edilmesini hükûmetin resmi politikası haline getirdi.

Kanada'da çoğu Toronto ve Montreal'de olmak üzere 70 bin Ermeni yaşıyor.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+