15 Şubat 2010
Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan protokoller iki ülkenin parlamentolarından onay bekliyor. Ancak taraflar son zamanlarda birbirlerini protokollerin koşullarını değiştirmeye çalışmakla suçluyor.
Türkiye’yle Ermenistan arasındaki yakınlaşma ne ölçüde umut vadediyor? Geçen yıl imzalanan iki protokolün iki ülkenin parlamontolarından ve kamuoyundan destek görmesi mümkün olacak mi? Türkiye-Ermenistan yakınlaşması, Dağlık Karabağ’la ilgili kaygılar yüzünden Türkiye’nin Azerbaycan’la ilişkilerine zarar verebilir mi?
Washington’a komşu Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesi Avrasya uzmanı Profesör Mark Katz, zor olmakla birlikte, Türkiye’yle Ermenistan arasındaki yakınlaşma sürecinin ilerleyeceği konusunda umutlu.
Profesör Katz, Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümüne verdiği özel demeçte şöyle dedi:
“Umutluyum çünkü bence iki hükümet de ilişkileri düzeltmek istiyor. Parlamentoların protokolleri onaylaması ve kamuoyunun tepkisiyse iki ayrı konu. İki hükümetin de geçmişe değil geleceğe batkığını düşünüyorum. Evet, bu zor bir konu ancak birkac yıl önce bu noktaya gelineceğini bile düşünmek imkansızdı. Bence umutlu olmamız gereken bir noktaya geldik.”
Protokoller, 1915 olaylarının iki ülkeden uzmanların oluşturacağı bir tarih komisyonunca incelenmesini öngörüyor. Ermenistan hükümeti, soykırımın tartışılamayacağını savunan yoğun bir kamuoyu baskısı altında.
İki ülkede de protokollere karşı yoğun kamuoyu ve muhalefet baskısı var. Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Ekim ayında imzalanan protokolleri onaylaması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne çağrıda bulundu. Protokolleri Ermeni Parlamentosuna sunan Sarkisyan, belgelerin Ermenistan'dan önce Türkiye’de onaylanması gerektiğini savunuyor. Aynı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi de oylama için Ermenistan’ı beklemek isteyebilir.
Profesör Mark Katz, liderlerin siyasi bir risk aldıklarını söylüyor:
“Risk aldıkları kesin. Ermenistan’da kamuoyu çok etkili ve bu ülkede demokrasinin de çok güçlü olmadığını düşünürsek, cumhurbaşkanının her istediğini yapamayacağı açık. Ancak Ermenistan bu izolasyondan çok zarar gördü ve iki komşusuyla, Türkiye ve Azerbaycan’la veya hiç değilse biriyle yakınlaşmaktan büyük yarar görecek. Ermenistan’la yakınlaşmak Türkiye’ye de Avrupa Birliği üyeliği konusunda yardımcı olacak. Türk hükümeti bu yüzden bu sorunu çözüme kavuşturmak, sorunlardan birini olsun halletmek istiyor. Ama Amerika’da da olduğu gibi bu ülkelerde de kamuoyunu bazı konularda ikna etmek hiç de kolay değil.”
Ermenistan hükümeti, Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'a uluslararası anlaşmaları iptal etme yetkisi tanıdı. Cumhurbaşkanı Sarkisyan böylelikle, Ankara ile Erivan arasındaki protokolleri de Ermenistan parlamentosundan geçse bile iptal edebilecek.
Türkiye’yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileşme sürecine girmesi, Azerbaycan’dan tepki gördü. George Mason Üniversitesi’nden Profesör Mark Katz, Türkiye’yle Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşirse, Ankara-Baku ilişkilerinin zarar göreceğini söyleyen uzmanlara katılmıyor, bu düzelmenin üç ülke için de çok yararlı olacağını savunuyor. Profesör Katz şunları söylüyor:
“Eğer Türk-Ermeni ve Ermeni-Azeri yakınlaşması gerçekleşirse, bu Kafkaslar için çok büyük istikrar ve ekonomik gelişme demektir. Azerbaycan ve Ermenistan Türkiye üzerinden Batıyla daha yakın ilişkiler kurabilir, İran ve Rusya’ya bağımlılıkları azalır. Ağustos 2008’de Rusya-Gürcistan savaşında gördüğümüz gibi, Azerbaycan- Gürcistan-Türkiye boru hatları Rusya tarafından her zaman engellenebilir. Oysa Türk-Ermeni-Azeri yakınlaşması yeni bir boru hattını gündeme getirebilir ki, bu, çok yararlı olur. Gürcistan çok sorunlu bir ülke ve Rusya’nın her an müdahalesine açık. Yeni bir petrol boru hattı bu konuda bir rahatlama sağlar. Hem Batı, hem Türkiye hem de Ermenistan ve Azerbaycan için büyük ekonomik yarar sağlar. Üstelik İran’la Rusya’yı da devre dışı bırakır.”
Amerika bu konuda etkili olabilir mi? Amerikalı yetkililer protokolleri ve Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasını desteklediklerini söylediler. Profesör Katz, en büyük rolün Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan’a düştüğünü söylüyor. Mark Katz şöyle konuşuyor:
“Amerika ve Avrupa Birliği süreci destekliyor, hatta Rusya bile Gürcistan’ı izole etmek istediği için konuya sıcak bakıyor. Dağlık Karabağ sorununun devam etmesini isitemiyor. Son zamanlarda Türkiye-Rusya ilişkileri çok gelişti. Yani Rusya bu yakınlaşmanın yararlı olacağını görüyor. Uluslararası bir consensus var ama henüz sorunu çözme konusunda yeterli koşullar oluşmuş değil. Azerbaycan’da da Dağlık Karabağ sorununun çözümlenmesini isteyenler olduğuna inanıyorum. Çünkü bu sorun çözümlenirse Türk-Ermeni yakınlaşmasının, Ermeni-Azeri yakınlaşmasını da getireceğini düşünüyorlar.”
Ankara-Erivan yakınlaşması, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine zarar verir mi? Profesör Katz, vermeyeceğine inanıyor ve şunları söylüyor:
“Bence Azerbaycan Türkiye’yle ilişkilerini bozmayı göze alamaz. Türkiye de zaten böyle bir şey olsun istemez. Azerbaycan Rusya’yla yakınlaşacağı tehdidinde bulunuyor ancak bunun çıkarlarına uymayacağını düşünüyorum. Azerbaycan’da da sorun kamuoyu ve iç politik kaygılar. Ancak bence Azeri hükümeti yakınlaşmanın yararlı olacağını biliyor. Bence bu noktaya gelinmiş olması bile son derece umut verici.”
George Mason Üniversitesi Profesörü Mark Katz, Türkiye’yle Ermenistan’ın başlattıkları süreci zor da olsa ilerletmeye kararlı olduğuna inandığını söylüyor.
Söyleşiyi sağ üst köşedeki bağlantıdan izleyebilirsiniz.