15 Şubat 2010
Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın başdanışmanlarından Vigen Sarkisyan, Türkiye'yle Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının her iki ülkenin çıkarına olacağına, bölge için de iyi olacağına inandıklarını belirtti.
Washington'daki Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde (CSIS) konuşan Sarkisyan Türkiye'yle diplomatik ilişkilerin kurulması konusunda hükümetinin tutumunu anlattı.
Sarkisyan, "sürecin aksaması bölgeyi başladığı noktadan bile geriye götürecek ve yeni zorluklar, güvensizliker ve şüpheler doğuracak" dedi.
Ermenistan hükümeti Türkiye'yle Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesini öngören protokolleri onay için Parlamento'ya gönderdi. Ancak süreçte zorluklar yaşandığı da görülüyor. Taraflar birbirlerini protokollerin şartlarını değiştirmeye çalışmakla suçluyor. Türkiye, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin, protokollerin “1915 soykırımının uluslararası alanda tanınmasına” engel oluşturmadığı hükmüne varmasından rahatsız. Ermenistan ise Ankara’nın diplomatik ilişkilerin kurulması için Dağlık Karabağ sorununa çözüm bulunmasını şart koşmasına karşı çıkıyor.
CSIS Rusya ve Avrasya Programı tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Sarkisyan uluslarası toplumun sürecin tıkanması ihtimalini de düşünmesi gerektiğini ve açılıma sadık kalan tarafın nasıl "ödüllendirileceğini;" süreçten kopan tarafın nasıl "cezalandırılacağını" da değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.
Sarkisyan, konuşmasında, "Artık siyasi bir karar verilmesinin zamanı geldi. Süreçte önemli ilerleme kaydedildi. Protokoller imzalandı ve yayınlandı. Siyasi yatırımlar yapıldı. Protokollerin parlamentoda oylanmasının önünde bir engel kalmadı" dedi.
"Ermeni tarafı ilermeye hazır" diyen Ermenistan Devlet Başkanı'nın Genelsekreter Yardımcısı Vigen Sarkisyan "bunu yapmak istiyorsak yaparız, yapmak istemiyorsak binlerce bahane bulabiliriz" diye konuştu.
İlişkilerin Başlangıcı
Sarkisyan tarafların diplomatik ilişkilerin kurulması için önşartlardan arındırılmış bir sürecin işlemesi konusunda uzlaştıklarını hatırlattı. Sarkisyan'a göre, Türkiye, Dağlık Karabağ konusundaki hassasiyetini, Ermenistan da "soykırımın" tanınması konusundaki hassasiyetini "şimdilik bir kenara bırakacaktı." Sarkisyan, tarafların önşart koşmayarak diplomatik ilişki kurmayı, bu sayede diyalog yoluyla sorunları gidermeyi amaçladığını kaydetti.
Sarkisyan, "protokollerin onaylanması Türkiye'yle diyaloğun sonu olmadığını, ilişkilerin başlangıcı" olduğunu vurguladı.
"Önce Türkiye"
Vigen Sarkisyan, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) protokolleri zamanlı bir şekilde ve önşartsız olarak onaylaması durumunda Ermenistan Parlamentosu'nda da lehte oy çıkacağı konusunda güvence verdiklerini" hatırlattı.
Sarkisyan, Ermenistan Parlamentosu'nun protokolleri önce onaylanmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Sarkisyan, Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın Parlamento'daki çoğunluğunu göstererek protokollerin onaylanacağı konsunda güvence verebildiğini; ancak Türk tarafının bunun demokratik bir süreç olduğunu hatırlatarak Genel Kurul'da çıkacak sonucu garantileyemediğini; dolayısıyla protokollerin önce Ankara'da oylanması gerektiğini kaydetti. Sarkisyan, "Bekleyip görmemiz gerekir. Türk Parlamentosu protokolleri onaylarsa, Ermeni Parlamentosu'nun ne yapacağı konusunda kuşku yok" dedi.
Siyasi risklerin malum olduğunu da söyleyen Sarkisyan, Ermenistan'ın da büyük riskler aldığını, hatta koalisyon ortağını kaybettiğini belirtti.
24 Nisan
'Diplomaside belli eşiklerin takvime bağlanmasının doğru olmadığını' söyleyen Sarkisyan, ancak futbol maçları nedeniyle Türkiye - Ermenistan yakınlaşmasının ister istemez şu ana kadar bir takvime bağlandığını, bu nedenle yeni bir eşiğin - geri dönülemeyecek bir tarih - belirlenmesinin faydalı olabileceğini kaydetti.
Sarkisyan, bunun için 24 Nisan'ı gösterdi. Sarkisyan, "24 Nisan'ın soykırımın 95'nci yıldönümü olduğu için bunun son derece duygusal bir tarih" olduğunu belirtti.
Ermeni Anayasa Mahkemesi'nin Kararı
Türkiye, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin protokollerin anayasallığına ilişkin kararından rahatsız. Bu konudaki bir soruya yanıt veren Sarkisyan, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin bütün uluslararası anlaşlmaların anayasallığına bakmakla yükümlü olduğunu, Mahkeme'nin protokollerin anayasal olduğuna karar vererek Parlamento'da onaylanmasının yolunu açtığını belirtti.
Sarkisyan, bununla birlikte 'kimse Ermenistan'ın anayasasını değiştirmesini beklememeliydi' diye konuştu.
Ermenistan Anayasa Mahkemesi, protokollerin, Ermenistan'ın Bağımsızlık Bildirgesi'nin 11. Maddesi ve Bağımsızlık Bildirgesi'ne bağlılığın ifade edildiği Anayasa'nın önsözüyle çelişecek bir şekilde yorumlanamayacağını açıklamıştı. Bağımsızlık Bildirgesi'nin 11. maddesinde "Ermenistan'ın Osmanlı Türkiyesi ve Batı Ermenistan'da yapılan 1915 soykırımının uluslararası alanda tanınması girişimlerini destekleyeceği" ifade ediliyor.
"Soykırım" Meselesi
'Ermeni soykırımı'nın uluslararası alanda tanınması arayışlarından vazgeçmediklerini söyleyen Sarkisyan, bunun sadece 1915 olayları açısından değil, "soykırımların gelecekte engellenmesi açısından" önemli olduğunu savundu.
Sarkisyan bu konuyu Türkiye - Ermenistan sürecine de bağlamadıklarını da kaydetti.
Protokollerde yer alan "tarih komisyonu" konusunda ise Sarkisyan, "soykırım meselesinin gündeme gelebileceğini, ancak 1915 olaylarının "soykırım" olup olmadığının tartışılacağına inanmadığını belirtti. Sarkisyan, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'soykırım' sözcüğünün kullanılmasının yasaklandığını, böyle bir durumda bunun açık olarak tartışılmasının çok zor olacağını" kaydetti.
Herkes İçin Faydalı
Sınırın açılmasının gerekliliğini anlatan Sarkisyan, "biri AB üyeliğini hedefleyen diğeri Avrupa Birliği'nin Doğu Ortaklığı girişimi üyesi olan iki ülkenin sınırının açılmasının mantıklı olduğunu" söyledi.
Diplomatik ilişki kurulmasının Ermenistan'ın sorunlara çözümdeki yaklaşımını yansıtacağını söyleyen Sarkisyan, sınırın açılmasının ülkesi için ekonomik kazanımları olacağını anlattı.
Sarkisyan sınırın açılmasının Türkiye'nin güney Kafkaslardaki siyasi denklemde yeniden yer alması için en kolay yöntem olduğunu ileri sürdü. Sarkisyan Türkiye'nin "bölgedeki kilit bir sorunda taraf olduğu için kendisini izole ettiğini" ve "bölgesel sürecin fiilen dışında kaldığını" savundu.
Vigen Sarkisyan, Türkiye - Ermenistan ilişkilerinin kurulmasıyla Dağlık Karabağ dahil bütün bölgesel sorunları daha çok etkileyebilecek bir konuma geleceğini söyeldi.