Ermenistan, diasporaya 'Ülkeyi satmadık' mesajı veriyor - Haber Arşivi 2001-2011
05 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Ահրանք / Ժամ : Թաղանթեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

09 Şubat 2010  

Ermenistan, diasporaya 'Ülkeyi satmadık' mesajı veriyor -

Ermenistan, diasporaya 'Ülkeyi satmadık' mesajı veriyor

2007 yılında İsviçre'nin hakemliği ile başlatılan, ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "futbol diplomasisi" ile kamuoyu gündemine giren ve nihayet protokollerin imzalanması ile resmiyet kazanan Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma süreci, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin "gerekçeli" kararı sonrasında ciddi bir kriz ile karşı karşıyadır.


23 Nisan'da başlayan ve 20 Ekim'de protokollerin onaylanması ile neticelenen süreçte Türk ve Ermeni kamuoyunun yanı sıra Ermenistan diasporası ve Azerbaycan'ın iki ülke arasındaki protokollere tepkisel itirazlar gösterdiği görülmüştür. Özellikle Ermenistan diasporasının tutumu Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ı çıktığı diaspora turunda güç durumda bırakmıştır. Ancak Ermenistan Devlet Başkanı'na içeride gösterilen tepki diasporanın tepkisinden çok daha cılız kalmıştır. Hem de herkes tarafından Türkiye'nin Dağlık Karabağ şartı ile sürecin kilitleneceği tahmini yapılırken süreci tıkayan Ermenistan olmuştur.

uluslararası antlaşmalar yok sayılıyor

Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 2010 tarihinde açıkladığı gerekçeli kararı sonrasında Erivan yönetiminin bölgede gerçek bir barış istemekten son derece uzak olduğu ve mahkeme kanalıyla Türkiye'ye yönelik manevra ve operasyona giriştiği görülmektedir. Ermenistan Anayasa Mahkemesi aldığı ilginç "siyasi" bir kararla protokollerin son tahlilde anayasaya uygun olduğu tespitinde bulunmuş; ancak gerekçeli kararıyla da bazı maddelerin Ermenistan Anayasası'yla ve anayasanın atıfta bulunduğu 1991 tarihli bağımsızlık bildirgesi ile çelişemeyeceğini ifade etmiştir. Temyiz edilmesi ve hükümet kararıyla değiştirilmesi mümkün olmayan bu kararlarla Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Türkiye ve Ermenistan tarafından ABD, Rusya, Fransa, AB ve İsviçre'nin şahitliğinde imzalanan protokolleri adeta yeniden kaleme almıştır. Gerekçeli kararda Türkiye'nin protokollerdeki bütün kazanımları ortadan kaldırıldığı gibi şimdiye kadar Ermenistan hükümetinin Türkiye'ye yönelik açıktan ileri süremeye cesaret edemediği bazı hususları da resmiyete geçirmiştir.

Buna göre; Ermenistan öncelikle sınırların açılması için Türkiye'nin ileri sürdüğü Dağlık Karabağ şartını kabul etmediğini Anayasa Mahkemesi kararı haline dönüştürmüştür. İkinci olarak Ermenilere göre "soykırımın" kesin ve tartışılmaz olduğunu belirterek "Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü" ve "İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü"nde yer alan Ortak Tarih Komisyonu kararının Ermenistan Anayasası'na aykırı olduğu, dolayısıyla böyle bir komisyonun kurulamayacağı belirtilmektedir. Ayrıca mahkeme bu kararıyla Bağımsızlık Bildirgesi'nde yer alan Türkiye'ye karşı "soykırım" suçlamalarının devam ettirileceğini de vurgulamaktadır. Üçüncü olarak "16 Mart 1921 Moskova ve 13 Ekim 1921 Kars antlaşmaları geçersizdir" diyerek Türkiye'nin protokollerdeki bu kazanımını da ortadan kaldırmaktadır. Yine bu kararla Türkiye'nin Nahçıvan üzerindeki garantörlük hakkını ve Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğunu tasdikleyen anlaşmaları yok saymaktadır. Son olarak da Ermenistan'ın Bağımsızlık Bildirgesi'nde yer alan ve Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi (kısmen de Güneydoğu Anadolu Bölgesi) ile ilgili olarak protokollerde yer alan beşinci maddenin Ermenistan Anayasası'nın dibacesine atıfta bulunulan "Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi'ndeki 11. madde ile çelişemez" tespitinde bulunuyor. Ermenistan Anayasa Mahkemesi bu kararıyla açıkça açılmasını istediği sınırları tanımadığını ortaya koyarak Türkiye'den toprak talebinde bulunuyor.

Ankara, Ermenistan'ın bu manevrasına karşın derhal itirazda bulunuyor ve Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada "Söz konusu kararda, protokollerin lafzına ve ruhuna aykırı önkoşullar ve kısıtlayıcı hükümlerin zikredildiği tespit edilmiştir" açıklamasını yapıyor. Türkiye başlattığı girişimlerle de Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının geçersiz olduğuna dair hem Ermenistan hükümetinden ve hem de uluslararası camiadan garantiler istiyor.

mahkeme kararı bir manevra

Diğer yandan Erivan'ın Anayasa Mahkemesi kararının sonucunda "Anayasaya uygundur" kararı vermesi ve gerekçeli kararında ise aslında protokolleri adeta yeniden kaleme alarak Türkiye'ye yönelik klasik suçlamalarda ve taleplerde bulunması çabalarının Türkiye üzerinde girişilmek istenen bir manevra olduğu anlaşılmaktadır. Bölgesinde ekonomik olarak oldukça güç durumda olan, içi adeta boşalarak nüfusu 1,8 milyona düşen ve giderek de bölgedeki en büyük rakibi Azerbaycan karşısında güç dengesi aleyhine işleyen Ermenistan neden ve nasıl bu yola girmiştir? Ermenistan bu manevra ile ne yapmak istemektedir?

Şimdiye kadar protokollerin onaylanmasının önündeki en önemli engel olarak Dağlık Karabağ sorununda bir ilerlemenin olmaması gösterilmekteydi. Türkiye'nin bu ön şartı ve bu yönde Ermenistan üzerinde yoğunlaştırdığı küresel baskı Ermenistan'ı bu konuda köşeye sıkıştırmaktaydı. Ancak Ermenistan şimdi Anayasa Mahkemesi vasıtasıyla yaptığı manevra ile Dağlık Karabağ ön şartını bir anda gündemin alt sıralarına düşürmüştür.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+