06 Şubat 2010
Fransa AXA Sigorta Şirketi; Ermeniler'in, sözde soykırım iddiaları için 11 milyon dolar tazminat ödeyecek.
2004 yılında da; Amerika'daki New York Life Insurance (New York Hayat Sigortası) adlı şirket, aynı gerekçeyle, Ermeni ailelere toplam 20 milyon dolar tazminat ödemişti.
Peki bu paralar niçin ödeniyor?
Osmanlı zamanında, Ermeniler'e 'Hayat Sigortası' satan UAP adlı şirketin hisselerini, 1996 yılında AXA satın aldı.
Yakınlarının öldürüldüğünü idda eden Ermeniler; AXA şirketinden poliçelerinin bedelinin ödenmesini istedi.
Bu yüzden AXA da, bin kişiye toplam 11 milyon dolar ödeme yapacak. Hem de 15 gün içinde...
***
Bu poliçelerin 'zamanaşımı'na uğramaması için, 2000 yılında ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'nde 'özel bir yasa' çıkartılmıştı.
Bildiğiniz üzere Bu eyalette; büyük sayıda Ermeni asıllı yaşıyor. Bu da her politikacı için, seçim zamanı 'oy' demektir.
Neyse, bu yasaya göre; 1915'li yıllarda Ermeniler, hastalık veya başka bir nedenle de ölse, 'soykırım kurbanı' olarak kabul ediliyor.
***
Yukarıda adını zikrettiğim; biri ABD'de, diğeri de Fransa'da olan iki ayrı sigorta şirketi, o dönemlerde sigorta yaptıran Ermeniler için bu paraları ödüyor.
İleride başka sigorta şirketleri de böylesi bir yolla Ermeniler'e 'para' öder mi, bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var ki; 'kimse, kimsenin kara kaşı, kara gözü' için bu paraları vermez.
Ermeniler'e paraları veren sigorta şirketleri, günün birinde Türkiye'nin kapısını çalabilir.
Ve 'sizin yaptıklarınızdan dolayı, biz bu paraları ödedik. Şimdi biz de bu paraları sizden istiyoruz, hem de faiziyle birlikte' diyebilirler.
***
Bu bir bakıma otomobilimize yaptırdığımız 'kasko' sigortasına benziyor.
Aracınıza biri çarptığında; nasıl ki kendi sigortanız yaptırıp, karşı taraftan zararı tazmin ediyorsa, yukarıdaki sigortalarda onun gibi bir şey...
Bu yüzden; Türk yetkililerin, yoğun ve karışık gündemleri içinde bu sigorta şirketlerini de unutmamaları lazım.
Onların iddialarını çürütecek ve yalanlarını ortaya çıkaracak birtakım çalışmalara bir an önce başlamaları gerek.
Çünkü bu bir başlarsa; bunun ardından Ermeniler'den toprak talebi ve soykırım iddialarını tanıma gelir ki, bu savsatalar iyice başımızı ağrıtır.
Obama, halasına 'torpil' yapamaz mıydı?
Amerika'da dün bir mahkeme vardı.
Bu ülkenin insanı için belki 'sıradan' bir davaydı.
Ancak; bana göre, 'dünya çapında' bir olaydır.
Eşini-dostunu, akrabasını 'kayıran' her ülkenin örnek alması gereken bir davadır.
Dün bizim gazetede de yer alan bu olayı; İsterseniz kısaca bir kez daha anlatayım.
***
Dava; ABD Başkanı Barack Obama'nın, Kenyalı halası Zeituni Onyango'ya ilgili.
Bayan Onyango, bundan 10 yıl kadar önce ABD'ye 'kaçak' olarak girmiş.
Yıllardır çok yoksul bir hayat yaşamış.
Bundan 4 yıl kadar önce de, 'oturma izni' alabilmek için yasal yollara başvurmuş.
O zamanlar yeğen Obama; Illinois Eyaleti senatörü.
Çok güçlü bir insan. Yani ABD Kongresi'nde bulunan toplam 100 senatörden biri...
Kadın, yeğenine; 'Şu benim işe bir el at' dememiş.
Obama da, kendisini zor duruma sokmamak için, karışmamış.
Sonuç; Mahkeme kadının başvurusunu reddetmiş.
***
Bayan Onyango; dün bir kez daha mahkeme önüne çıktı.
Bu kez de yeğeni Obama, ABD Başkanı... Yani dünyanın en güçlü insanı.
Yine kimse kimsenin işine karışmadı, hakim, kadını dinledi.
Çok kısa zamanda; Başkan Obama'nın halasının ABD'de kalıp, kalamayacağını öğreneceğiz.
***
Cumhuriyet kurulduğundan beri; 'torpil'in işlediği ülkemiz insanları, umarım bundan bir ders çıkarır ve işlerini halletmek için araya torpil koymazlar.