Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi Eş Başkanı Kaan Soyak, Ermenistan Ticaret Odası'nın, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 300 milyon dolar civarında gerçekleştiğini açıklamasına ilişkin olarak, ''Türkiye ile Ermenistan arasında 2009 yılı ticaret hacminin 300 milyona ulaşması büyük bir başarı'' dedi.

Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TABDC) Eş Başkanı Kaan Soyak, Ermenistan Ticaret Odası'nın iki ülke arasında 2009 yılı ticaret hacmini 300 milyon dolar olarak açıklamasını değerlendirdi.

TABDC'nin gümrük verilerine dayanarak yaptığı tahminlerde ticaret hacmini 150 milyon dolar olarak tespit ettiğini anlatan Soyak, Dünya Bankası tahminlerinde ise ticaret hacminin 200 milyon dolar olduğunu söyledi.

Soyak, iki ülke arasındaki ticaretin Gürcistan ve İran gibi üçüncü ülkeler üzerinden gerçekleştiğini, tüm belgeler ve evrakın bu üçüncü ülkeler üzerinden gittiğini söyledi.

Türkiye ile Ermenistan arasında yapılan ticaretin kesin miktarını söylemenin zor olduğunu belirten Soyak şöyle devam etti:

''Eskiden Anadolu'da uygulanan ve tamamıyla güvene ve karşılıklı söze dayalı ticaretin şu anda küçük ölçekte de olsa Ermenistan ile Türkiye'nin Doğu ve Güney Doğu Anadolu şehirlerindeki işadamları tarafından yapıldığını biliyoruz. Temennimiz bu tür ticaretin Anadolu'da yeniden yapılabilmesi, insanların ve halkların arasında yüzyıllardır var olan güvenin yeniden inşa edilmesi.''

Soyak, Türkiye ile Ermenistan arasında otobüsle ve uçakla bavul ticaretinin yapıldığını kabul ederken, ''Eğer tüm bu verilerin toplamı 300 milyona ulaştıysa bu büyük bir başarı'' dedi.

TÜRKİYE-ERMENİSTAN PROTOKOLLERİ

Türkiye ile Ermenistan arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili protokollere de değinen Soyak şunları söyledi:

''Her geçen gün gecikiyoruz, aslında ortada büyük emek ile birçok kurum ve kuruluşun fedakarca aylarca çalışarak ortaya çıkardığı bir evrak var. Bu evrakın imzalanmasında oluşabilecek her bir gecikme, beraberinde istenmeyen konuların protokollere karşı çıkanlar tarafından gündeme getirilmesine neden oluyor.

Ermenistan'daki muhalefet, soykırım konularını, Türkiye'deki muhalefet ise Yukarı Karabağ konularını gündeme getiriyor, protokollerin onaylanma sürecini zora sokuyor. Oysaki eldeki protokollerin imzalanmasıyla hem Türkiye hem de Ermenistan, tarih konuları ve Kafkasya'nın dahil olduğu tüm sorunlara el atıp birlikte çözüm yolunda çaba harcayabilecek. Her iki ülkenin dışişleri bakanlıkları ve diplomatları tarafından büyük fedakarlıklarla ortaya çıkarılan protokoller iyice okunduğunda, Ermenistan'ın bugünkü Türkiye sınırlarını tanıdığını rahatlıkla görebiliriz. Ermenistan'ın Türkiye sınırlarını tanımadığına hiçbir zaman şahit olmadık, defalarca hükümet yetkilileri bu konuda teyitler verdiler.''

''AZERBAYCAN EKONOMİSİ DE RUSYA'YA BAĞIMLI HALE GELİYOR''

Ermenistan'daki kanaat önderlerinin, Rusya ve Güney Kafkasya'daki sorunlara bütün olarak baktığını anlatan Soyak, söz konusu önderlerin, Rusya'nın, Abhazya sorunu çözülmeden Yukarı Karabağ sorununun çözümüne onay vermeyeceğine, Ermenistan devletinin bugün kendisi istese bile işgal ettiği Azerbaycan topraklarından Rusya'nın onayı olmaksızın geri çekilemeyeceğine inandıklarını söyledi. Soyak şöyle konuştu:

''Rusya, Yukarı Karabağ ile Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin birbirinden ayrı tutulmalarını öneriyor. Ermenistan devleti bugün kendisi istese bile işgal ettiği Azerbaycan topraklarından Rusya'nın onayı olmaksızın geri çekilemez. Bu durumu çok iyi bilen Azerbaycan'ın ekonomisi her geçen gün Rusya federasyonuna bağlı şirketlerin etkisi altına girmeye başladı. Azerbaycan'da Rusya ile yakın çalışan işadamlarının ekonomik gücü gitgide artıyor. Azerbaycan Rusya ile 2013 yılına kadar süren doğal gaz anlaşması imzaladı, sırada Azeri telekomünikasyon ve demiryolu hatları anlaşmaları var. Ermenistan'da olduğu gibi Azerbaycan ekonomisi de Rusya'ya bağımlı hale gelecek. Türkiye'nin Yukarı Karabağ sorununun çözülmesini bekleyip beklememesinin konuyla herhangi bir ilgisi ve etkisi yok.''