Halaçoglu'ndan İddialı Açıklamalar! - Haber Arşivi 2001-2011
15 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Արամազդ / Ժամ : Արփող

Haber Arşivi 2001-2011 :

14 Ocak 2010  

Halaçoglu'ndan İddialı Açıklamalar! -

Halaçoglu'ndan İddialı Açıklamalar!

'KuRT'uM DİYENİN ÇOgU ASLINDA TuRKMEN'

Gazi universitesi Stratejik Arastırmalar Merkezi (GuSAM) Baskanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoglu, tarihi bilgiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçtiğimizi belirterek, özellikle devlet adamlarının tarih bilgisine sahip olması gerektiğini söyledi ve Milletimiz ayrıstırılmaya çalısılıyor. Bu yanlıstan ancak tarihi birikimle dönulebilir dedi.
Galip Erdem Salonu’nu dolduran konuklarla Tarih Sohbetleri” yapan Prof. Halaçoğlu sözlerine, her seyin ve herkesin içinde bir tarih olduğunu ifade etti. Halaçoğlu söyle devam etti:

İçinde bulunduğumuz su dönem, tarihe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdir. Her milletin tarihi vardır, devlet adamları bu bilgilere sahip olursa daha iyi olur, ulkeyi daha iyi yönetir. Ne yazık ki, ulke olarak tarih arastırmalarında basarılı değiliz.”

Turk Tarih Kurumu Baskanlığı döneminde tarihimiz konusunda yapılan çalısmalar hakkında bilgi veren Prof. Halaçoğlu, mesela Turklerin Anadolu’daki tarihinin 1071’de baslatıldığını, oysa daha eskilere, M.Ö. 100’lere kadar gittiğimizi tespit ettiklerini söyledi.

Birilerinin, bir yerlerde yasadığının en önemli delilinin mezarlar olduğunu vurgulayan Halaçoğlu, Van 100. Yıl universitesi’nden Doç. Dr. Aynur Özfırat’ın bin adet mezar yeri tespit ettiğini, ancak bunlarla ilgili çalısmaların surdurulmediğini, surdurulse belki M.Ö 3 binlere kadar varlığımızı ispat etme imkânı bulacağımızı anlattı. En çok ihmal ettiğimiz bölumun Anadolu’da M.Ö’ki varlığımız olduğunu kaydeden Prof. Halaçoğlu, 2008 Mayıs’ında Bodrum’da Etrusklerle ilgili toplantı duzenledik. Yabancı bilim adamları da vardı. M.Ö. 3 binde Anadolu’dan İtalya’ya göç eden Etrusklerle, Mesudiyelilerin genlerinin birbirini tuttuğu anlatıldı. Bunları bilmek bize ne kazandırır? İlla bir sey kazandırması gerekemiyor. Anadolu medeniyetinde Turklerin önemli rolu olduğunu bilmemiz, moral değerlerin yukseltilmesi açısından önemli olacaktır” dedi.

ATATuRK SAMSUN’A HuKuMET TARAFINDAN GÖNDERİLDİ

Sadece Anadolu değil, Balkanlar’daki tarihimizi arastırmada da birçok eksiğimiz bulunduğunu, keza sosyolojik arastırmalarımızın çok yetersiz olduğunu anlatan Prof. Halaçoğlu, tarihimizdeki eksik ve yanlıs bilgilere de dikkat çekip, sunları söyledi: Evet resmi tarih kitaplarımızda yer almayan bilgiler olduğu gibi, yetkililer bazı gerçekleri söylemekten de kaçınıyor. Mesela Ataturk’un Samsun’a çıkısı İngilizlerden kaçma olarak anlatılıyor. Oysa Ataturk ile İstanbul Hukumeti arasında 110 dolayında yazısma var. Gidis belgesinde İngilizlerin onayı da var. Ataturk Samsun’a hukumet tarafından gönderildi’ deyince, beni Ataturk dusmanı ilân edip, dava açtılar…

KENDİNİ KuRT BİLENLERİN BİRÇOĞU TuRKMENDİR

Kendisini Kurt bilen birçok insan Turkmen asıllıdır’ dedik. Kıyamet koptu. İste belgeler yayınlandı, kimsenin sesi çıkmadı. Liberal olarak adlandırılan, profesör unvanlı bilim adaları, gelin bunları tartısalım’ demek yerine, niye simdi söyledin’ diye itiraz ettiler, beni ırkçılık yapmakla suçladılar. Asıl bunları söylemekten kaçanlar, ırkçılık yapıyor. Demek ki, birileri bizi kandırıyor, gerçekleri saklıyordu. Hani ifade özgurluğu vardı? Elimde köylere varıncaya kadar listeler var, ama açıklamam, çunku bilim adamı, bunların kisisel mesele olmasını istemez. Eğer siz, 1.5 milyon Ermeni ölduruldu’ derseniz, birileri de bunlara ne olduğunu arastırır, arastırmak zorundadır. Söyledikleri doğru değil, kesinlikle böyle bir sey olmamıstır. Olsa, onu da söylerdik. Kendi belgelerinize guvenmiyorsanız, BM belgelerine guvenmek zorundasınız, ama bunlara bile itiraz ediyorlar. Turkiye, tarih komisyonu kurulması teklifinde bulundu, samimi olsalar desek verirlerdi. Ancak kenara çekiliyorlar, kaçıyorlar. Tabii kaçarlar ABD, İtalya, Rusya’dan gelen gemiler dolusu silahı, bunların Ermenilere verilmesini nasıl açıklayacaklar? Tarihle yuzlesmek o kadar kolay değildir, hele hele siyasallastırmıssanız. Turkiye bu tarihi arastırmaları yapmazsa, iddialar karsısında nasıl guçlu olur? Toplu mezar iddiasında bulundular, Gösterin, açalım’ dedik. Bunu söylerken, neye guveniyorduk; Elimizdeki bilgi ve belgelere… Tum bunlara rağmen siz Ermeni kapılarını açıyorsanız, bu bilim adamlarından yararlanmadığınızı gösterir. O zaman bu adamları niye yetistiriyorsunuz? Maalesef Ataturk’ten sonra bilim adamları çok ihmal edilmistir.”

KuRT AÇILIMINDA BİLİM ADAMLARI NEREDE?

Devletin sadece Ermeni meselesinde değil, İran, Irak, Suriye, Kıbrıs konularında da bilim adamlarından yararlanmadığını vurgulayan Halaçoğlu, Bakın Kurt açılımında gazeteciler var, bilim adamları nerede? Ataturk, Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir’ demis, İbn-i Haldun, devlet adamlarının tarih bilgisine sahip olması gerektiğini, yoksa o devletin çökeceğini söylemistir. Hele Anadolu’da yasıyorsak, tarihi çok iyi bilmemiz ve değerlendirmemiz gerekir” tespitlerini yaptı.

Prof. Halaçoğlu, tarihimize iliskin bilgilerdeki ön yargılara ve bazı insanların kutsallastırılmasına dikkat çekerken de sunları anlattı: Millet olarak hep birilerini kutsallastırıyoruz. Bu da bizi tembellestiriyor. Birilerinin sözunun dısına çıkamayacak hale getiriyor, beynimizi kullanmamızı önluyor. Oysa dinimizde kutsallastırma yok, kulturumuzde de olmamalı, çunku bizde sınıf anlayısı yok. O yuzden tarihe de birilerinin görus veya ön yargılarıyla bakmamız lazım. Mesela Osmanlı niye çöktu. Evet, Avrupa’nın aleyhimizde faaliyetlerde bulunduğu, gayrı Muslimler uzerinde çalıstığı doğru, ama çökusu getiren iç yapısı da ortaya konmalı. Ahlaki çökuntu ve yolsuzluk had safhadaydı. Bu konuda en çok ezilen kesim de halktı. Surekli savas ve vergi verdi. Ardından bu ezilmis, yok edilmis halktan bir milli mucadele çıkartıldı. Bu durum, milli mucadeleyi 10 kat daha önemli kılan bir gerçektir. O kazançtan sonra millet olma suuru veriyorsunuz. Gunumuzde ise aksi yapılıp, bu millet ayrıstırmaya çalısılıyor. Bu yanlıstan ancak tarihi birikimle dönulebilir.”

YABANCIYA SATILAN AT KISIRLAsTIRILIYORDU

seyhulislam’ın konumu, Padisahın astığı astık, kestiği kestik olduğu, devamlı el kesme cezası uygulandığı gibi pek çok konuda yanlıs bilgiler bulunduğuna isaret eden Yusuf Halaçoğlu, konusmasını su örneklerle surdurdu:

Yasalarda el kesme cezası vardı doğru, ama mesela bir kimse ördek çalsa 20 akçe, inek çalsa 100 akçe ceza öngöruluyordu. Sadece at çalmada el kesme vardı, bu da kesin değildi, ya 200 akçe ya da el kesme deniliyordu. Niye at; çunku bugunun tankı gibiydi, çok önemliydi. Öyle ki, bir yabancıya at satılırsa, kısırlastırılması sartı vardı. At yetistiriciliği vergiden muaf tutulmustu.” Halaçoğlu, sözlerini, Tarih tecrubedir. Bu tecrubeleri bugun ve gelecekte kullanmaktır. Tarih zevkle okunması gereken, hepimizi yasımızın uzerinde birikime sahip kılacak bir bilim dalıdır” uyarısıyla tamamladı.

HUKUKSUZ DEVLET OLMAZ

Konusmanın ardından dinleyicilerin sorularını cevaplandıran Prof. Halaçoğlu, gunumuz hukuk sistemi ile Osmanlı’nın hukuk sistemi arasındaki benzerlik ve farklılıklara iliskin bir soru uzerine sunları söyledi: Osmanlı’da hukukçular Yıldırım Beyazit dönemine kadar dusuk maas alıyordu. Bu suistimalleri artırmıstı. Beyazıt hukukçuları ortadan kaldırmayı dusunurken, Sadrazam itiraz etti ve hukuksuz devlet olmaz’ dedi. Bunun uzerine çareler arandı, hukukçuların ucretleri arttırıldı. Osmanlı’nın son ana kadar ayakta kalmayı basaran en sağlam kurumu hukuktur ve hukuk bağımsızdı. Hukukçuların atanmasında, padisahın hiçbir yetkisi yoktu. Para ve adalet dağıtan insanlara çok dikkatli bakmak zorundasınız. Bu tur insanları denememek, tasıyamayacakları yuku yuklememek lâzım…” Halaçoğlu, tarih kitaplarına bu gerçek bilgilerin ne zaman konulacağı sorusuna ise Bu, Talim ve Terbiye Kurulu’nun isi. Ne yazık ki onlar da tarih kitaplarını siparis ve yarısma yöntemiyle yazdırmayı tercih ediyor” karsılığını verdi.

KIBRIS’A ÇÖZuM Mu; ÇIKARIN VAKIFLARI

Yusuf Halaçoğlu, yaklasık 2 saat suren, buyuk bir ilgi ve dikkatle dinlenen konusmasını su tespitlerle bitirdi: Öyle acımasız bir coğrafyada yasıyoruz ki, Batılılar burada yasayan tum medeniyetleri kendilerinden sayıyor. Tekrar vurguluyorum, mezar çok önemlidir. Ne yazık ki devletimizin en az değer verdiği de mezarlardır. Mezarlar, toplumun tapusudur. Mezarlarımız virane halde, ustlerine apartmanlar dikildi, ortasından yol geçirildi. Selçuklular, Akkoyunlular, Artuklular buralarda yasamadı mı, mezarları nerede? Balkanlarda tek bir mezarımız kalmadı. Bakın Bulgaristan da bizden bir seyler istiyor. Oysa orada 3 bin vakıf eserimiz var. Oradan, buraya 2.5 milyon insan geldi. Onların malları nerede? Turkiye bu konuda çalısmalar yapıyor mu? Alın Kıbrıs’ı, uçte ikisi vakıf malı. Kıbrıs’ı çözmek mi istiyorsunuz, çıkarın vakıfları, bakın nasıl çözuluyor





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+