Patrik Grigorios'u nasıl öldürmüştük? -
Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu'nu kapatmakla, altında İsmet Paşa'nın imzası bulunan Lausanne Antlaşması'nı çiğniyor mu? (İnat ettim, "Lozan" yazmayacağım.) Çiğniyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Rum mallarına "ufak ufak" el koymakla Lausanne Antlaşması'nı çiğniyor mu? Çiğniyor.
Patrik, bu nedenle üzülmekte, kızmakta haklı mı? Haklı.
Öyleyse neyi tartışıyorsunuz?
"Patrikhane bir fesat yuvasıdır" diyeceksiniz.
İstanbul'da, yalnız İstanbul'da değil bütün Türkiye'de kelaynak kuşu gibi toplam üç bin Rum kalmış, kimler üzerinden neyin fesadını yürütecek bu Patrikhane? İzmir'i mi isteyecek? Bizi zorla Hıristiyan mı yapacak?
"Çıksın gitsin ülkemizden, Atina'ya yerleşsin" mi diyorsunuz?
Lausanne Antlaşması'na aykırıdır! Bartholomeos, istese de Türkiye'den gidemez!
Antlaşmayı "işinize geldiği" gibi yorumlayamazsınız, bağlayıcıdır, altında "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti murahhasının" imzası vardır.
Ama siz Misak-ı Milli'yi de işinize geldiği gibi yorumlar, örneğin orada yeralan Musul ve Kerkük'ten vazgeçer, o belgede adı geçmeyen Kıbrıs'ı alırsınız, o ayrı...
Ankara, patrikhaneyi göndermek için çok uğraşmış, bu konuyu Lausanne'da çok tartışmış, fakat başaramamıştır. Sonunda, "politikaya karışmaması, yalnızca din işleriyle ilgilenmesi şartıyla" kalmasını kabul etmek zorunda kalmıştır.
Eh, onlar da öyle yapıyorlar zaten...
"Vatikan gibi bağımsız bir Fener Devleti kurmak istiyorlar" iddiaları da var.
Kuramazlar. Böyle bir girişim olursa savaşırız, kan dökeriz. Kaldı ki, Fener'de "cemaati" kalmamış, üyeleri Beyoğlu, Tarlabaşı, Kurtuluş ve Adalar'a dağılmış kilise hangi toprağı isteyecektir, Baki Dede Sokağı'ndan Abdülezel Paşa Caddesi'ne kadar olan kesimi mi? Yoksa Dereağzı Tesisleri'ne yerleşip Aziz Yıldırım'ı da Fener Patriği mi yapacaklar?
"Beni çarmıha geriyorlar" demiş, bu demeç sekiz ay sonra birileri tarafından "ısıtılıp" basına servis edilmiş...
Yanılmış. Biz çarmıha germeyiz, sallandırırız!
1820 yılında önce Eflak'ta, sonra Mora yarımadasında, Yunan milliyetçileri ayaklandılar.
O dönemdeki Patrik Beşinci Grigorios 1821 yılında bir bildiri (encyclical) yayınladı. Bildiride, Ortodoks dinini koruyup gözettiği için Osmanlı İmparatorluğu'na ve Tanrı'ya teşekkür ediliyor, bütün mümin Ortodoksların Padişah'a (İkinci Mahmut) biat ve itaat etmeleri emrediliyor, bununla da kalınmıyor, ayaklanan Rumlar aforoz ediliyordu! Evet, aforoz ediliyordu.
Bunun üzerine Osmanlı ne mi yaptı? Veziriazam Benderli Ali Paşa'nın tepkisi şu oldu:
Patrik Grigorios, "cemaatin bütününden sorumlu olduğu" gerekçesiyle Fener'de, Patrikhane'nin önünde asılarak idam edildi. Cesedi İstanbul sokaklarında sürüklendi ve denize atıldı.
Eh, bugünkü patrik de "Kafes operasyonuyla" öldürülmek istenmedi mi? Gel şimdi Bartholomeos'un yerinde ol da tedirgin olma...
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com