Türkiye - Ermenistan yakınlaşması dönüm noktasında - Haber Arşivi 2001-2011
08 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Միհր / Ժամ : Բաւական

Haber Arşivi 2001-2011 :

24 Aralık 2009  

Türkiye - Ermenistan yakınlaşması dönüm noktasında -

Türkiye - Ermenistan yakınlaşması dönüm noktasında

Türkiye - Ermenistan yakınlaşması dönüm noktasında Paylaş

Türkiye ile Ermenistan arasında bir yılı aşkın bir süredir devam eden yakınlaşma süreci kritik bir eşiğe ulaştı.

İsviçre'de düzenlenen bir törenle imzalanan protokollerin her iki ülke Meclis'lerinde oylanarak onaylanması sürecinde zaman baskısı tarafların başının üzerinde adeta bir "Demokles'in kılıcı" gibi sallanıyor.

Bununla ilgili en net uyarı Ermeni tarafından geldi. Erivan'da bir grup Türk gazeteciyle biraraya gelen üst düzey Ermeni bir yetkili, Ocak ayını protokollerin onaylanması açısından "en iyi zaman" olarak nitelendirdi.

Ermenistan cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Vigran Sarkisyan, "Mart ayı geldiğinde artık geri dönüş olmayacak. Her geçen gün [onay süreci] bir öncekine göre çok daha zorlaşacak" dedi.

Sarkisyan'ın açıklamaları, bir yandan Ermenistan'ın onay için Türkiye'yi beklediğini işaret ederken, diğer yandan da Ankara'nın bir adım atmaması durumunda protokoldeki imzalarını geri çekebileceklerinin güçlü bir sinyali.

Zaten Erivan’da en sık sorulan ve yanıtı aranan konu da Türkiye'nin protokolleri onaylamak için Meclis'teki süreci ne zaman başlatacağı.

Hükümet, Dağlık Karabağ sorununun çözümü konusunda bir gelişme kaydedilmeden protokolleri Meclis'te oylamaya sunmayacağını ifade ediyor.

Ermenistan Devlet Başkanı Serz Sarkisyan da geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, kendilerinin hazır olduğunu ancak Türkiye'nin adım atması gerektiğini söylemişti. Ermenistan Anayasa Mahkemesi, 12 Ocak'ta protokolleri ele alacak.

Ermenistan tarafı, Türkiye’nin Dağlık Karabağ sorunu ile iki ülke arasındaki süreci birbirine bağlamış olmasından duyduğu rahatsızlığı saklamıyor ve bu çatışmanın çözümü için lider nezdindeki görüşmelerin sürdüğünü belirtiyor.

Ancak Türkiye, görüşmelerin ötesinde Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiyle ilgili somut işaretler görmek istiyor. Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle, Ermenistan Azerbaycan’ın yüzde 20’sini işgal altında tutuyor.

TARİHİN ÖNEMİ

Esasında Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini amaçlayan süreç, bugüne kadar ciddi bir zaman baskısı altında gelişti.

Öncelikle Dışişleri Bakanlığı nezdinde alt düzeyde görüşmeler yürütmeye başlayan taraflar, bu süreci bir üst aşamaya geçirmek için Türkiye ile Ermenistan arasındaki futbol maçını fırsat olarak gördü.

Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "futbol diplomasisi" olarak adlandırılan bir girişimle maçı izlemeye Ermenistan'a gitti. Ardından Sarkisyan'ı Türkiye'ye davet etti.

Bursa'daki ikinci maçın tarihi 14 Ekim'di. Sarkisyan'ın iade-i ziyarete gelmemesinin yaratabileceği olumsuzlukları aşmak için diplomatlar protokol metinleri üzerindeki çalışmalarını hızlandırdı.

Protokoller, 10 Ekim tarihinde İsviçre'de imzalandı. Böylelikle Sarkisyan'ın ziyaretinin önündeki olası bir engel de ortadan kaldırılmış oldu.

ESAS KRİTİK TARİH 24 NİSAN

Sadece sürece değil Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihinde en önemli yer tutan tarih ise 24 Nisan. Çünkü Ermeniler, bu tarihte "soykırım" olduğunu iddia ettikleri 1915 olayını anıyor.

Bu yıl, iki ülke, ilişkileri normalleştirmek amacıyla İsviçre arabulucuğunda görüşmeler yürüttüklerini tam bu kritik tarihin arifesinde açıkladı.

Eğer bu açıklama yapılmasaydı, yani sürecin olumlu bir gidişat içinde olduğu ilan edilmesiydi, kampanya döneminde Ermeni iddialarına destek veren ABD Başkanı Barack Obama’nın, yıllık anma açıklamasında "soykırım" kelimesini kullanma riski bulunuyordu.

Obama'nın geçen yılki açıklamasında, 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelendirmesi, Ermenistan-Türkiye arasındaki yakınlaşma sürecine de ağır darbe vuracaktı.

Ermeni tarafı, müzakereler yürütüldüğü açıklamasının 24 Nisan'dan bir gece önce yapılmış olmasının kendileri açısından çok zor bir karar ve önemli bir fedakarlık olduğunu düşünüyor.

Önümüzdeki yıl ise "sözde Ermeni soykırımı"nın 95'inci yıldönümü. Özellikle yurtdışında yaşayan Ermenilerin oluşturduğu diaspora, bu yılki anma için ciddi hazırlık içerisinde.

Bu hazırlıklar arasında iddiaların daha fazla ülke tarafından tanınmasının yanısıra hem Kongre'nin hem de Obama'nın olayları "soykırım" olarak tanımlamasını sağlamak da yer alıyor.

Protokollerin onaylanması ve sınırın açılması, kendi tezlerini savunurken ABD'deki Ermeni diasporasının da elini önemli ölçüde zayıflatacak bir gelişme.

BİR DİĞER OLASILIK

Türkiye'nin 24 Nisan'a kadar protokolleri onaylamaması durumunda Ermenistan'ın beklentisi sınırın açılması. Ancak bu senaryonun çok düşük bir olasılık olduğu da diplomatik kaynaklarca ifade ediliyor.

Ermenistan'ın Batı'ya açılan kapısı olan Türkiye sınırının açılması özellikle ekonomik açıdan kritik önem taşıyor. Ermeni ekonomisinin kalkınmasının ve yabancı yatırım çekmesinin önündeki en kritik unsur olarak sınırın açılması gösteriliyor.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+