30 Kasım 2009
Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir yandan 'barış' görüşmeleri sürerken, diğer yandan da karşılıklı tehditler havada uçuşuyor.
'Savaş' ile 'Barış' birbirine taban tabana zıt iki olgu.
Dolayısıyla da iki ülkenin; bir savaştan, bir de barıştan söz etmesi insanların kafasını karıştırıyor.
Hangisi?...
'Savaş' mı?, 'Barış' mı?
Tabii ki aklı başında hiçbir devlet; 'savaş' istemez.
Ancak; haklar elden alınmışsa, topraklar gasp edilmişse, halk katliama uğramışsa ve de buna kimse ses çıkarmamışsa 'savaş'tan söz edilebilir.
Tıpkı Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in yaptığı gibi.
Yukarıda saymış olduğum bu olaylar; Azerbaycan toprağı olan, Dağlık Karabağ da meydana geldi.
Tüm dünya da buna seyirci kaldı, kalmaya da devam ediyor.
***
İşte bu yüzden Aliyev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile geçtiğimiz hafta Almanya'daki görüşmeye gitmeden önce; 'Sabrımızın sonuna geldik. Yakın zamanda büyük bir ilerleme olmazsa; Azerbaycan, topraklarını güç kullanarak geri almaya hazır' dedi.
***
Neyse ki; Almanya'da iki liderin görüşmesinin ardından, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Elhan Poluhov, 'Münih ilerleme kaydedildi' dedi.
Oooh; aman ne güzel 'Savaş, mavaş olmayacak' diye düşünürken, bu kez de Ermenistan tarafı kafaları karıştırdı.
Sarkisyan'ın sözcüsü Samvel Farmanyan da; 'Eğer barış görüşmeleri çökerse ve askeri müdahale başlarsa, bağımsızlığı tanımaktan başka bir seçeneğimiz olmaz' dedi.
***
Umarım 'Sağduyu' galip gelir ve bölgemizde; Türkiye'yi de -bir şekilde- içine alacak bir savaş olmaz.
Kehanetimin yarısı tuttu, sıra diğer yarısında
Geçtiğimiz ağustosun son günü yazmış olduğum yazının bir bölümünde; futbol kulüplerinde bu yıl ki 'Sportif Direktör' modasından bahsetmiştim.
Buna da; Fenerbahçe'de Aykut Kocaman, Trabzonspor'da Ünal Karaman örneğini vermiştim.
Oysa aynı anda Sarı Kanaryalar'ın başında; Alman Christoph Daum, Karadeniz Fırtınası'nın başında ise Belçikalı Hugo Broos vardı.
Böyle bir uygulamanın altında; farklı bir nedenin olup, olmadığını sorduktan sonra, kendimce şöyle bir tesbitte bulunmuştum.
'Kocaman ile Karaman, 'yedek hoca' olarak kenarda tutuluyor. Her iki takımda da önümüzdeki aylarda işler iyi gitmezse; iki yabancı hocanın işine son verilip; yerine iki deneyimli hoca olan Kocaman ile Karaman getirilir...'
Bizim kahinliğimizin yarısı tuttu. Trabzonspor'daki kötü sonuçlardan sonra Belçikalı Broos'un işine son verildi.
Şimdi takımı Ünal Karaman çalıştırıyor.
İster misiniz; Birkaç hafta içinde Fenerbahçe'de de böyle bir değişim yaşansın...