19 Kasım 2009
Turkiyeli ve Ermenistanlı uzmanlar Ermeni açılımını konustu: Normallesme her seye ragmen olumlu. Karabag sorunu en buyuk risk. Surecin çökmemesi için sivil toplum örgutleri daha faal çalısmalı
Turkiye Ekonomik ve Sosyal Etudler Vakfı nın (TESEV) Turkiye-Ermenistan Diyaloğu Serisi nin Yakınlasma Surecini İncelemek baslıklı son ayağı, merkezi Erivan’da bulunan Kafkas Enstitusu ortaklığında 16 kasım pazartesi gunu gerçeklestirildi. Ermenistan ve Turkiye’den konuyla ilgili pek çok uzmanın katıldığı panel Turkiye ile Ermenistan arasında imzalanan ve iki ulke arasındaki iliskilerin normallesmesini hedefleyen protokollerin değerlendirildiği Turkiye-Ermenistan İliskilerinde Son Durum” ve normallesmede sivil toplum örgutlerinin katkılarının nasıl olabileceği uzerine Yakınlasma Surecinde Sivil Toplumun Rolu” baslıklı iki oturumda ele alındı.
Turkiye ikircikli bir politika izliyor”
Ermenistanlı konuklar, protokollerin imzalanması ile Ermenistan’da baslayan tartısmaları da değerlendirdikleri konusmalarında surecin zorlu tartısmaları da beraberinde getirdiğinin altını çizdi. Her iki ulkede de normallesmeden korkan, endise duyanlar olduğu kadar, buna kategorik olarak karsı çıkan radikallerin de varlığına dikkat çektiler. Ermenistan’da Soykırımı reddetmenin cezalandırılması”na yönelik Tasnaksutyun Partisi’nin verdiği yasa teklifinin Açılıma zarar verir” gerekçesiyle reddedilmesiyle birlikte, açılıma karsı Ermenistan Parlamentosu’nda tavır alan partinin etkisinin Turkiye’de bu yönde sert tutum alan MHP ve CHP’den daha etkisiz olduğu, bu partinin aldığı oy oranının sadece yuzde yedi olduğu hatırlatıldı. Ermenistanlı katılımcılar, protokolleri parlamentodan geçirme yönunde bir sıkıntısı bulunmayan Sarkisyan hukumetinin, AKP’nin TBMM’de açılımı geçirmesini bekleme ve açılımı bundan hemen sonra yasalastırma siyasetini benimsediğini ifade etti. Ermenistan Anayasa’sına göre protokoller önce Anayasa Mahkemesi’ne sunuluyor, Mahkeme’den alınan görus ve onayla birlikte Meclis Dıs İliskiler Komisyonu’na gelen tasarı burada muzakere edildikten sonra Meclis’te oylanarak yasalasıyor. Sarkisyan hukumetinin bu konuda parlamentodaki avantajlı koltuk durumu ile birlikte kamuoyu” dısında bir önceliği bulunmuyor.
Ermenistanlı katılımcıların dikkat çektiği bir diğer sıkıntı ise, Turkiye tarafının protokoller konusunda ilkelere sadık kalmadığı yönunde. Protokollerin hazırlanması ve imzalanması surecinde Karabağ ve soykırım konularının masaya önkosul olarak gelmediğini, ancak Turkiye hukumetinin bunu kamuoyuna yanlıs yansıttığı ve Sarkisyan hukumetinin zor durumda kaldığı belirtildi. Karabağ konusunun normallesmede bir önkosul olmadığı, uçuncu ulkelerin iki ulke arasında bir önkosul dayatamayacağı, öte yandan soykırım konusunda bir Tarih Komisyonu” kurulacağı bilgisinin de protokollerde yer almadığı altı çizilen diğer hususlar arasındaydı.
Protokollerde yer almasa da Karabağ etken
Turkiyeli akademisyen ve uzmanlar ise, normallesmenin her halukarda olumlu, ancak siyasi iktidarın uzerindeki yukun oldukça ağır olduğu konusunda birlesti. Her ne kadar protokollerde açıkça yer almasa da, Karabağ Sorunu’nun özellikle sınırların açılması ve diplomatik iliskilerin tesisinde yok sayılamayacak bir parametre olduğu, hukumetin Karabağ konusunda bir ilerleme olmadan adım atmasının çok mumkun görunmediği tesbitini yaptılar. İki ulkenin kendi iradesinden ziyade, Obama’nın ABD Baskanı olması ile dunyada değisen siyaset paradigması ve Turkiye’nin 1915 trajedisi nedeniyle uzerinde biriken baskıyı azaltma isteğiyle mumkun olduğunun belirtildiği normallesme surecinde Hrant Dink ve hâlâ ağır bir rahatsızlıkla mucadele eden Patrik II. Mesrob gibi etkili modellerin eksikliğinin hissedildiği, toplumda Ermenilere, diasporaya ve Ermenistan’a yönelik ezberlerin bozulmasında yeni seslere ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Bu anlamda yaklasan 2010 24 Nisan’ı ve 1915’in yuzuncu yılı olan 2015’in normallesmenin kısa ve orta ölçekte vadesi olduğu, ancak sivil toplum örgutlerinin böyle bir tarih kısıtlamasına sahip olmadan sureçleri en iyi sekilde değerlendirmesi gerektiği uzerinde birlesildi.
Turkiyeli ve Ermenistanlı katılımcıların uzerinde birlestikleri bir diğer konu ise, gerek Ermenistan, gerek Yukarı Karabağ Sorunu ve gerekse 1915 trajedisi konusunda hem Turkiye
kamuoyu ve medyasının, hem de açılımı hayata geçiren AKP hukumeti ve vekillerinin
son derece bilgisiz olduğu tesbiti oldu. Sivil toplum örgutlerinin normallesmeye katkısının da onlarca yıldır her iki ulkede stereotipler ve önyargılı, ideolojik bakıs açısının rehabilite edilmesi yönunde çalısmalar yapmak olduğunun altı çizildi. Panel dizisinin sonraki ayağının Ermenistan’da yapılması planlanıyor.