16 Kasım 2009
Dıs dunya bunu Ankara ile Erivan arasındaki normalizasyon surecinin baslangıcı sayıyor, Turk diplomasisinin bu açılım”ını tarihi bir olay olarak alkıslıyordu:
Olay gerçekten çok önemliydi; ama surecin çok uzun ve zor olacagı da belliydi.
Cenevre mutabakatından sonra geçen ay Zurih te imzalanan iki protokol, bu uzun yolda kat edilen ikinci önemli adım oldu. Protokoller normalizasyon”un yol haritasını çizdi ve buna bir de takvim eklendi.
Ne var ki, bu takvim, ancak protokollerin resmen yururluge girmesinden itibaren islemeye baslayacak. Bu da iki ulke parlamentolarının iki belgeyi onaylamasıyla mumkun.
İste simdi bulunduğumuz bu noktada bir tıkanma var.
Ermenistan henuz protokolleri parlamentosuna sunamadı, çunku kendi hukuk sistemine göre, bu tur anlasmaların yasalara uygun olup olmadığına, önce Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesi gerek. Bu karar henuz çıkmadı. Çıktıktan sonra parlamento konuyu ele alacak.
Turkiye’de Bakanlar Kurulu geçen ay protokolleri görustu ve TBMM’ye sunulmasına karar verdi. Ama Meclis henuz konuyu gundeme almıs değil. Bunun için önce bazı siyasi sartların olgunlasması bekleniyor.
Meclis beklemede
Bu bekleme suresi epey zaman alabilir. Nedeni su: Turk hukumeti protokollerin onayı ile Karabağ sorunu arasında fiilen bir ilinti kurmus durumda. Basbakan ve diğer yetkililer, Karabağ sorununun çözumunde bir ilerleme olmadığı surece, Erivan ile varılan anlasmaların hayata geçirilmeyeceğini çok açık ve net sekilde beyan ettiler. Dolayısıyla hukumet, Karabağ konusunda somut bazı gelismeler görmeden ve Azerbaycan’ın da bundan tatmin olduğundan emin olmadan, iki protokolu Meclis’in onayına sunmaya niyetli değil.
Bu onay fiilen Karabağ sorunuyla irtibatlandırıldığına göre, o konuda neler olup bittiğine bakmak gerek.
AGİT’e bağlı Minsk Grubu son zamanlarda, çözum arama çabalarını yoğunlastırdı. Bu arada Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaskanları da temaslarını sıklastırıyorlar. Aliyev ile Sarkisyan bu ay 6. görusmelerini yapacaklar.
Ancak Karabağ gibi karmasık bir sorunun bir çırpıda çözumlenmesini beklemek saflık olur. Aslında Turk yetkililerinin beklentisi de, ilk etapta Karabağ’ın etrafındaki 7 bölgedeki Ermeni isgalinin sona ermesi konusunda bir mutabakat sağlanmasıdır.
Henuz hareket yok
Eğer önumuzdeki haftalarda bu yönde bir ilerleme olursa, su anda durmus görunen açılım” canlanacak, Meclis de buyuk olasılıkla protokollere onay verecektir. Ancak Minsk sureci ve Aliyev- Sarkisyan diyaloğu da çok ağır gidiyor. Dolayısıyla, kısa surede Turkiye ile Ermenistan arasındaki normalizasyon”da bir hareketlenme beklememeli.
Ama açılım”la -ve protokollerle- kazanılan ivmeyi kaybetmemek gerek. Bu çesitli kademelerde ve çesitli alanlarda karsılıklı temasların surdurulmesiyle mumkun. Bunda da sivil toplumun rolu ve katkısı buyuk önem tasıyor.