26 Ekim 2009
Uzun zamandır ulke gundeminde yer alan ve tartısılan, Turkiye ile Ermenistan arasındaki iliskilerin normallestirilmesi, diplomatik iliski kurulması ve iyi komsuluk iliskilerinin gelistirilmesini degerlendirirken;
Uzun zamandır ulke gundeminde yer alan ve tartısılan, Turkiye ile Ermenistan arasındaki iliskilerin normallestirilmesi, diplomatik iliski kurulması ve iyi komsuluk iliskilerinin gelistirilmesini degerlendirirken; bir tarafta diasporanın da etkisiyle sözde ve hayali soykırım iddialarının yıllardır yaygaralığını yaparak dunyayı inandırmaya çalısan ve bunda da epeyce basarılı sayılıp birçok ulke parlamentosundan geçiren,1921 tarihli Kars anlasmasını tanımayan, dolayısıyla birçok doğu ilimizi kendi sınırlarında gösteren, Ağrı dağımızı milli sembolu olarak gören, sıkısmıs ekonomisiyle Turkiye ye yanasmaya çalısan, öte yandan diasporanın etki ve baskısından kurtulamayan komsu Ermenistan, bir tarafta ise toprakları haksız yere isgal edilmis, hocalı katliamını yasamıs, bir milyondan fazla insanı yıllardır göçebe olarak yasayan, Turkiye için buyuk öneme sahip ekonomik çıkarlarımızın olduğu, Karabağ sorunu çözulmeden ve isgal sona ermeden iliskilerde normallesme olmayacak ve sınır kapısı açılmayacak teminatını ve sözunu en ust duzey ağızdan verdiğimiz dost ve kardes Azerbaycan olunca iyice bir durup dusunmek lazım.
Turkiye ile Ermenistan arasında İsviçre de Nisan–2009 yılında iliskilerin normallestirilmesi yolunda protokoller paraf edilmistir. Paraf edilen bu protokoller, 10 Ekim 2009 gunu imza altına alındı. Bu protokol her iki ulkenin de Meclisine sunulacak ve onaylanması durumunda yururluğe girecektir. Sözde soykırım iddialarını inceleyecek bir tarih alt komisyonu kurulacaktır. Bu konular bu komisyona bırakılacaktır. Turkiye ise, yetkililerin konusmalarından ve anlattıklarından anlasıldığı kadarıyla, Ermenistan’ın isgal altındaki dağlık Karabağ konusundaki tutumunu, yine isgal altındaki Azerbaycan topraklarının bosaltılıp geri verilmesi konularındaki tutumunu izleyecek ve ona göre yön haritasını olusturacaktır. Yetkililerin konusma ve açıklamalarından bu sonuca ulasılmakta ve bu sonuç anlasılmaktadır. Burada konuyu iki baslık halinde dusunmek lazım;
Burada Turkiye’nin Azerbaycan’a hep söylediği gibi, dağlık Karabağ sorununun çözume kavusması ve Ermeni’lerin isgal ettikleri Azerbaycan topraklarından geri çekilme ve terk etme durumlarında protokollerin yururluğe girerek Turkiye ile Ermenistan arasında normallesme olması ve sınır kapısının açılması Turk dıs politikası ve iyi komsuluk iliskileri bakımından olumlu bir gelisme olur.
Aksi bir durumda, yani Karabağ sorunu çözulmeden ve isgal topraklarının durumu değismeden Turkiye’nin adım atması, Turkiye’nin yıllardır surdurduğu dıs politikasının iflası anlamına gelecek ve Turkiye aleyhine telafisi imkânsız zararlar doğuracaktır. Çunku Turkiye kendi dıs politikasında çeliskiye dusecektir. Turkiye, kuresel duzeni kuracağını ve sağlayacağını iddia eden ABD, AB ve batılı ulkelerin, istek ve talepleri doğrultusunda kendi menfaatlerini hiçe sayarak hareket etmemelidir.
Bu durum ayrıca doğalgaz ve petrol zengini olan Azerbaycan ile Turkiye arasındaki birçok petrol ve doğal gaz anlasmasında sıkıntılara yol açacak ve belki da Azerbaycan kendi mille çıkar ve politikaları doğrultusunda Baku-Tiflis-Ceyhan petrol ve doğalgaz boru hattına alternatif baska ulkelerle baska bir rota yoluna gidebilecektir. Yani Turkiye’ye ekonomik ve stratejik anlamda buyuk menfaatler sağlayan ve Turkiye’nin önemini artıran Avrupa’nın enerji koridoru ve boru hatları belki de yer değistirecektir.
İsin bir baska boyutu ve yönu ise, Turkiye’nin Ermenistan ile iliskilerinin normallestirmemesinin ve diplomatik iliski kurmamasının tek nedeni Ermenistan’ın Azerbaycan’la olan sorun ve sıkıntıları değildir. Ermenistan’ın Turkiye’den de haksız talepleri vardır.Bu haksız,yersiz asılsız talep ve iddialardan dolayı da Turkiye,Ermenistan ile iliskilerini sınırlı tutmakta ve diplomatik iliski kurmamaktadır.İsin bu yönu de dikkatlerden kaçmamalıdır.Yoksa Turkiye’nin Ermenistan ile iliskilerini sınırlı tutması,diplomatik iliski kurmaması ve sınırlarını açmaması sırf Azerbaycan’a lutuf olsun diye değildir.Bu durum aynı zamanda,Turkiye’nin kendi menfaatleri ve dıs politikasının da bir gereğidir.
Turk ve Ermeni milli futbol takımlarının Bursa’daki futbol maçı karsılasmasında, stadyuma Azerbaycan bayrağının usulsuz ve kanunsuz olarak sokulmaması kararı ve sokmak isteyenlerden de toplanan bayrakların bir sepette toplanması, dost ve kardes bağımsız Azerbaycan ulkesine yapılmıs bir saygısızlıktır.
Dunya diplomasisinde, Azerbaycan ile çıkar iliskisi, ekonomik bağlantısı ve beklenti ve menfaati olan ulke ve topluluklar, kendi çıkarları doğrultusunda Turkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk ve kardeslik derecesindeki iliskinin bozulması için birçok yola basvurabilir ve birçok seyi deneyebilirler.
Dost ve kardes her iki ulkenin yöneticileri ve halkları bu konuda daima uyanık ve Av.Mustafa AKOT